T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI

ESAS NO      : 2017/186 
KARAR NO   : 2017/251

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

İ S T İ N A F   K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                :
ANTALYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ                          : 03/02/2017

TALEP                            İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin verilen 03/02/2017 tarihli kararın
                                         kaldırılması 
KARAR TARİHİ             : 27/04/2017
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/04/2017

Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 03/02/2017 Tarih 2011/4.3 E. sayılı ara kararına karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla, dosya incelendi; 

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

TALEP :

Davacı Hatice Ö. vekili mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Antalya İli, K. İlçesi, H. Mahallesi, 8..0 ada 4 parsel üzerinde bulunan 7 bağımsız bölüm numaralı taşınmazın müvekkiline ait iken, kendisini Cengiz E. ismi ile tanıtan davalı Alparslan D.'nin kendisini iş adamı olarak gerek müvekkiline gerekse o tarihte müvekkilinin sözlüsü olan Cem Y.'a tanıttığını;

Alparslan D.'nin ayrıca Antalya'da şirket kuracağını Cem Y.'ı da şirket müdürü yapacağını vaad ettiğini; Müvekkili ve sözlüsü ile bu şekilde samimiyetini arttırarak görünürde bir iş yeri kiraladığını, işlemleri de Cem Y. adına yaptırdığını; Sonrasında da müvekkiline ve Cem Y.'a işlerin devamı için paraya ihtiyacı olduğunu, kredi çekmesi gerektiğini, kredi için ise teminat olarak taşınmaz gösterilmesi gerektiğini söyleyerek davacı adına tapuda kayıtlı olan 7 numaralı bağımsız bölümün davalı K. Balıkçılık Su Ürünleri Gıda Tarım ve Ambalaj Sanayi Ticaret Limited şirketi adına tapuda devrini sağladığını;

Bu satış işlemlerinin karşılığı olarak müvekkiline hiçbir bedel ödenmediğini; Ayrıca, müvekkilinin bu taşınmazı teminat gösterilmek suretiyle bankadan 90.000,00.-TL kredi çekildiğini ve bu paranın 50.000,00.-TL'lik kısmının Alparslan D.'nin; 40.000,00.-TL'lik kısmının ise K. Balıkçılık şirketinin kullandığını tespit ettiklerini; 

Yine ayrıca kendisini Cengiz E. olarak tanıtan Alparslan D.'nin müvekkilinin nüfus cüzdan fotokopisini, kredi kartını, evin satışı için müvekkilinin sözlüsü Cem Y.'a verdiği vekâletnameyi de alarak müvekkilini dolandırdığını; 

Dolandırıcılık suçlaması ile ilgili olarak yürütülen, Antalya C. Başsavcılığının 2011/5..4 Esas sayılı dosyasındaki soruşturmanın halen devam ettiğini;

K. Balıkçılık Su Ürünleri Gıda Tarım ve Ambalaj Sanayi Ticaret Limited şirketi ortaklarının Ahmet K. ve Şefika K.K. olduğunu; 

Ahmet K.'ın Antalya C. Başsavcılığının 2011/5..4 Esas sayılı dosyasına verdiği 11.02.2011 tarihli ifadesinde; "Bahse konu dairenin tapu fotokopisinin faksla geldi, Bu fotokopi ile Vakıfbank Antalya Şubesine 93.700,00.-TL kredi müracaatında bulundum; 3-4 gün sonra bankadan kredinin onaylandığına dair bilgi geldi, eksper geldi, daireyi inceledi, tapuda Hatice Ö.'ün yanında bana fotoğrafını gösterdiğiniz şahıs da vardı, banka kredi tutarı olan 93.700,00.-TL'yi direk olarak şirket hesabından Hatice Ö. hesabına aktardı" şeklinde beyanda bulunduğunu; 

Bu beyanı ile, özellikle tapu kaydının müvekkili tarafından kendisine verilmediği; Bankanın tapuda şirket adına devir işlemi yapılmadan krediyi onayladığı; Tapuda satış işlemi yapılırken, müvekkiline, alıcı K. Balıkçılık Su Ürünleri Gıda Tarım ve Ambalaj Sanayi Ticaret Limited şirketinin bir ödeme yapmadığı; Dolayısıyla satış akdinin düzenlendiği saatte satış bedelinin ödenmediği açıkça belirtildiğine göre akit tablosunda yazılı satış bedelinin, alındığına ilişkin beyanının da gerçeği yansıtmadığının açıkça ortaya çıktığını;

Ahmet K.'ın bu beyanı ile, kredi veren Vakıflar Bankasının 93.700,00.-TL yi direk olarak şirket hesabından Hatice Ö. hesabına aktardığını beyan etmiş ise de Hatice Ö.'ün bankada herhangi bir hesabı bulunmadığını; Bu açıklamaların müvekkilinin hata ve hile ile dolandırılmak suretiyle tapu devri yapmaya zorlanıldığını ortaya çıkardığını;

TBK. nun 28/1 maddesinde açıklandığı üzere, taraflardan biri, diğer tarafın, kasıtlı olarak aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmiş ise hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamayacaktır.

Değinilen koşulların varlığı halinde, aldatılan tarafın, hakkını kullanmak suretiyle, hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Şamil) olarak ortadan kaldırabileceğini ve verdiği şeyi geri isteyebileceğini; 

Ayrıca bizzat alıcı şirket yetkilisi Ahmet K.'ın taşınmazın 93.700,00.-TL bedel karşılığında satın alındığını ifade etmiş ise de, taşınmazın satış akit tablosunda satış bedeli olarak 25.500,00.-TL olarak gösterilmiş olduğunu; Oysa 07.01.2011 tarih ve 304 yevmiye numaralı Vakıflar Bankası T.A.O ile K. Balıkçılık Su Ürünleri Gıda Tarım ve Ambalaj Sanayi Ticaret Limited Şirketi arasında, Tapu Sicil Müdürlüğünde düzenlenen akit tablosunda 250.000,00.-TL bedel üzerinden ipotek tesis edilmiş olduğunu; 

Tüm bunların müvekkilinin hata ve hileye maruz bırakıldığının delili olduğunu;

Açıklanan bu sebeplerle söz konusu satış işleminin hata ve hile sebebiyle geçersiz olduğunu, dolayısıyla da tescilin yolsuz bir tescil olduğu, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ve müvekkili adına tescilini sağlamak üzere dava açmak zorunluluğunun doğduğunu; 

Bu nedenlerle; Antalya İli, K. İlçesi, H. Mahallesi, 8..0 ada 4 parsel üzerinde bulunan 7 Bağımsız Bölüm numaralı taşınmazın dava sonuna kadar 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasına; (Olayın suça konu olması nedeniyle teminat aranmamasına) 

Yapılacak yargılama sonunda Antalya İli, K. İlçesi, H. Mahallesi, 8..0 ada 4 parsel üzerinde bulunan 7 Bağımsız Bölüm numaralı taşınmazın davalı şirket adına olan tapu kaydının hata, hile, hukuksal nedenine dayalı olarak iptali ile müvekkili adına tapuya tesciline; 

Bu taleplerinin kabul edilmemesi durumunda satış bedeli olduğu belirtilen ve müvekkiline ödenmeyen 93.700,00-TL'nin 07/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 

CEVAP : 

Davalı K. Balıkçılık Su ürünleri Gıda Tarım Ambalaj San. Tic. Ltd. Şti vekili sunmuş olduğu 10/11/2011 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın, Müvekkili şirketin, Alpaslan D. adlı şahısla birlikte hareket ederek davacıya ait olan Antalya İli, K. İlçesi, H. Mahallesi, 8..0 ada 4 parsel üzerinde bulunan 7 numaralı bağımsız bölümü hata ve hile kullanarak iktisap ettiğini iddia ettiğini;

Müvekkilinin Alpaslan D. isimli şahsı hiç tanımadığını, söz konusu gayrimenkulü Ayhan K. ve Erkan E. adıl kişilerin aracılığıyla 25.500,00.-TL bedel ile satın aldığını;

Müvekkili şirketin Ç. Mahallesi, 1..9 Sokak G.T.A. Apt. No:6/b Muratpaşa ANTALYA merkez adresinde su ürünleri üzerine ticari faaliyette bulunduğunu; Bu merkez adresi haricinde dört farklı noktada da şubesi bulunduğunu;

Müvekkili şirketin yıllık iş kapasitesi ve cirosunun ve ayrıca kredi itibarının da çok yüksek olduğunu; Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye genel müdürlüğü’nden de yatırım teşviki aldığını; Müvekkilinin yatırımları ticari kapasitesi göz önüne alındığında;

Müvekkilinin davacı tarafı hile kullanarak ve hataya düşürerek 25.500,00.-TL'si dolandıracağı iddiasının abesle iştigal olduğunu;

Karşı tarafın iddia ettiği şekliyle, dava konusu gayrimenkulün kredi ile satın alınmadığını;

Tapuda düzenlenen resmi senetlerden de görüleceği üzere dava konusu gayrimenkulün şirket ortağı Şefika K.K. tarafından tapu müdürlüğünde bedeli ödenerek satın alındığını; 

Davacı tarafın delil listesinde bildirdiği Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2011/5..4 soruşturma numaralı dosyasında da görüleceği üzere müvekkili şirketinin iş bu hazırlık dosyasında taraf olmadığını; 

Davacı ve nişanlısı olduğunu belirttiği Cem Y. isimli şahısla birlikte yukarıda numarası belirtilen Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/5..4 soruşturma numaralı dosyasında, Alpaslan D. adlı diğer davalıdan şikâyetçi olduklarını; 

Savcılığın bu dosyasında tabelacı olduğu söylenen ve müvekkiline kredi çekmesi konusunda yardımcı olduğu belirtilen Mehmet isimli şahsın müvekkili tarafından hiç tanınmadığını; 

Müvekkilinin söz konusu daireyi önce satın almış daha sonra Vakıflar Bankası Antalya Şubesinden de ticari kredi kullanmış olduğunu; 

20/01/2011 tarihinde de bir başka gayrimenkulün müvekkili şirket tarafından Ali Yalem isimli şahıstan önce satın alınmış daha sonrada Denizbank Antalya şubesinden ticari işletme kredisi kullanılmış olduğu;

Cevap dilekçeleri ekindeki fotokopilerini sunmuş oldukları dört adet taşınmaz tapusunun da yine aynı şekilde müvekkili şirkete ait olduğunu;

Müvekkili şirketin Finansbank ödeme planıyla da sabit 52.000-TL 'si teminatlı ticari finans kredisi, 92.000-TL 'si tutarlı Garanti bankası ticari işletme kredisi vb krediler kullanmakta olduğunu;

Yine dilekçeleri ekinde sunmuş oldukları belgelerden de; Müvekkili Şirketin Maliye ve SGK’na da herhangi bir borcunun bulunmadığını; Müvekkilinin basiretli bir tacir olduğunu;

Asıl sorunun ve davanın özünün Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2011/5..4 Soruşturma numaralı dosyasında sabit olduğunu; İş bu dosyada davacı tarafından sunulan 24/01/2011 tarihli şikayet dilekçesinde müvekkilinin adının dahi geçmediğini; Dosyada görüleceği üzere, Alpaslan D. isimli şahsın, davacı Hatice Ö. hakkında özel evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından dolayı Adana Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuş olduğunu;

Müvekkilinin kimseyi dolandırmadığını, parasını ödeyerek tapuda dava konusu taşınmazı satın aldığını;

İzah edilen tüm bu nedenlerden dolayı haksız açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cüneyt D. Osmaniye “T” tipi Kapalı ceza Evi Müdürlüğü Vasıtasıyla Göndermiş Olduğu Cevap dilekçesinde özetle; 29/09/2011 tarihinde söz konusu olan işlenmiş suçun kendisi ile uzaktan yakından alakasının bulunmadığını; 

Bu suçu kendisinin işlemediğini; Alparslan D.’nin abisi olduğunu; tek alakasının da abisi olması olduğunu; 22/06/2011 tarihinden itibaren cezaevinde cezasını infaz etmekte olduğunu;

Davada ismi geçen davacı Hatice Ö.'ü hayatında hiç görmediğini; Abisi Alparslan D.'nin Eskişehirde kendisine G. Tekstil firması kurduğunu; Cezaevine girdiği tarihte işlerini devam ettirmesi için de ona genel vekaletname verdiğini onun da iyi niyetini suiistimal ettiğini;

Vekalet verdiği süre içinde kendisini de kandırdığını ve mağdur ettiğini; Davacı Hatice Ö. ile hiçbir alakası bulunmadığını; Alparslan D.'den kendisinin de şikayetçi olduğunu beyan etmiştir. 

Davada, üçüncü kişi konumunda olan T. Vakıflar Bankası T.A.O. Vekili Av. M.Y.E. Antalaya 2. Asliye hukuk Mahkemesinin 2011/4.3 Esas sayılı bu dosyaya sunmuş olduğu 31/01/2017 havale tarihli Davacı vekilinin tedbir talepli dilekçesine karşı olarak sunmuş olduğu yazılı beyanlarında özetle; 

Davacı vekilinin, müvekkili bankaya ipotekli bulunan ve Antalya 16. İcra Müdürlüğü'nün 2012/2...9 Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine konu edilmekte olan müvekkili banka kredi borçlusu olan davalı K. Balıkçılık Su Ür. Gıda. Tar. Ve Ambalaj San. Tic. Ltd. Şti. Adına kayıtlı, Antalya ili K. ilçesi H. Mahallesi 8..0 ada 4 parsel 7 bağımsız bölüm numaralı taşınmaza icrai satışları da önleyecek şekilde tedbir konulması talepli dilekçelerinin kendilerine tebliğ edildiğini, cevap olarak da daha önce dava konusu taşınmaza cebri satışları da engeller şekilde tedbir konulmuş olup, söz konusu tedbirin Müvekkil Bankanın ipotek hakkını kullanmasını kısıtladığından, Müvekkil Bankanın huzurdaki Davanın tarafı olmaması ve müvekkil Banka ipoteğinin davada ihtilaf konusu olmamasına rağmen, müvekkili Banka ipoteği nedeniyle yapılacak cebri satışın tedbiren durdurulmasının usul ve yasada yeri olmadığını; Dolayısıyla cebri satışları kapsar şekilde tedbir kararı verilmesi için gerekli şartların oluşmadığı yönündeki itirazlarının değerlendirilerek, söz konusu tedbirin Müvekkil Banka ipoteği nedeniyle yapılacak cebri satışa engel olmayacak şekilde daraltılmasına karar verildiğini;

İş bu karardan sonra, davacı tarafça Müvekkil Banka aleyhine Antalya 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/6.4 E. Sayılı dosyası ile İpoteğin İptali Davası açılmış olup, anılan dava kapsamında ipotekli taşınmazın satışının tedbiren durdurulmasının talep edildiğini;

Mahkemece tedbir için öngörülen teminatın davacı tarafça yatırılmadığından tedbir konulamadığını, 

Her iki Mahkemece de dava konusu taşınmazın cebri satışının durdurulmasına ilişkin tedbir talebine ilişkin verilen kararlardan sonra tedbir koşullarında herhangi bir değişiklik söz konusu olmadığından söz konusu tedbir talebinin yeniden gündeme getirilmesinde usul ve yasaya uyan bir yön bulunmadığını;

Kaldı ki Müvekkili Banka iş bu davanın tarafı olmadığı gibi müvekkil Banka ipoteği de bu davanın konusu olmadığından, iş bu davada Müvekkil Bankanın ipotekten doğan haklarını kullanmasını engeller nitelikte bir tedbir kararının verilebilmesinin hukuken mümkün olmadığını, Müvekkil Banka ipoteği nedeniyle yapılacak cebri satışın durdurulması yönünde tedbir kararı talep ediliyorsa, davacı ile müvekkil Banka arasında derdest olan ve konusu müvekkil Banka ipoteği olan davada talep edilmesi ve tedbir için yasada öngörülen koşulların yerine getirilmesi gerektiğini ve davanın konusu ile ilgisi olmayan, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEME KARARI: 

Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 03/02/2017 Tarih 2011/4.3 Esas sayılı ara kararında; İİK'nun 150. maddesinin son cümlesinde "ipoteğin iptali hakkında dava açılması halinde 72. madde hükümleri kıyasen uygulanır" denildiği, Antalya 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/6.4 esas sayılı dosyasında İİK'nun 72/3 maddesi gereğince icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği, 3. kişi konumunda olan banka şubesinin davalı şirket adına kayıtlı taşınmaz üzerine kredi karşılığında sınırlı ayni hak niteliğinde ipotek koydurmuş olması nedeniyle icraen satışı önleyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesi ile davacı vekilinin tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. 

İSTİNAF SEBEPLERİ : 

Davacı vekili Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 03/02/2017 Tarih 2011/4.3 Esas sayılı ara kararına karşı sunmuş olduğu 09/02/2017 tarihli istinaf dilekçesi ile; 

1- Dava konusu taşınmazın tapu kaydına konulan ihtiyati tedbir kararının icraen satışlara da engel olacak şekilde kapsamının genişletilmesi için yapılan başvuru sonucunda Mahkemece “Antalya 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/6.4 Esas sayılı dosyasında İİK’nun 72/3 maddesi gereğince icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği, üçüncü kişi konumunda olan banka şubesinin davalı şirket adına kayıtlı taşınmaz üzerine kredi karşılığında sınırlı ayni hak niteliğinde ipotek koydurmuş olması nedeniyle icraen satışı önleyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği” gerekçesi ile talep reddedilmiş ise de verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu;

2- Müvekkiline ait taşınmazın dolandırıcılık yoluyla elinden alınması ve bankaya ipotek edilmesi nedeniyle Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma aşamasında Antalya 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2011/8.3 D.İş Sayılı dosyasında taşınmazın el değiştirmesini önlemek amacıyla el konulmasına karar verilmiş olduğunu; Sonrasında ise Antalya 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2013/.8 Esas sayılı dosyasında dolandırıcılık suçlaması ile dava açıldığını;

3- Eldeki davanın 03.10.2011 tarihinde açıldığını; Dosyada ihtiyati tedbir olarak icraen satışların da önlenmesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin istenildiğini; Mahkemece 3.000,00.-TL teminat yatırıldığında ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmiş olduğunu; Teminatın yatırılmasından sonrası ihtiyati tedbir kararının gerek Tapu Sicil Müdürlüğüne gerekse Antalya 16. İcra Müdürlüğünün 2012/2...9 sayılı dosyasına bildirildiğini;

4- Üçüncü kişi konumunda bulunan bankanın 02.12.2013 tarihinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ettiğini; Mahkemece duruşmalı yapılan inceleme sonunda 18.02.2014 tarihinde ihtiyati tedbirin kaldırılması ya da kapsamının daraltılması yolundaki taleplerin reddine karar verildiğini; İlgili kararda açıkca “taşınmazın aynının ihtilaflı olduğu, tedbirin kaldırılması ya da kapsamının daraltılması durumunda davanın konusu kalmayacağı daha fazla sorunların ortaya çıkacağı” gerekçesinin belirtildiğini; 

5- Bankanın ısrarlı itirazları üzerine 31.03.2015 tarihli oturumda 21.11.2012 tarihli ara kararıyla verilen ihtiyati tedbir için alınan teminatın 28.110,00.-TL'ye yükseltilmesine 25.110,00.-TL eksik teminatın 1 aylık kesin süre içinde yatırılmasına, aksi taktirde Antalya 16. İcra Müdürlüğünün 2012/1...9 esas sayılı dosyasında cebri icra satışına engel olmayacak şekilde tedbirin daraltılacağı ihtarında bulunulmuş ve müvekkil tarafından istenilen teminattın yatırıldığını;

6- Yargılamanın devamı sırasında 3.kişi konumunda bulunan bankanın davaya dahil edilmesi sözlü olarak istendiği ve sözlü bu talep uyarınca bankanın davaya dahil edilmesi için dilekçe sunulduğu, 10.11.2015 tarihli celsede bu kez durum ve koşullarda değişiklik olduğu gerekçesi ile icraen satışı önleyen tedbir kararının kaldırıldığını;

7- Mahkemede görülmekte olan davanın tapu iptal- tescil olmadığı taktirde tazminat isteğine ilişkin olduğu, taşınmazın aynı ihtilaflı olduğu, davanın icra takibinden önce açıldığını;

8- İcraen satışa imkan tanınması durumunda,dolandırıcılık yoluyla müvekkilin elinden alınan ve yine müvekkilin bilgisi dışında ipotek tesis edilen taşınmazın elden çıkmasına neden olacağı gibi müvekkilin hakkını elde etmesi ve dava sonunda tapu iptal ve tescile karar verilse dahi kararın infaz edilememesine neden olacağı, bunun da 6100 sayılı Yasanın 389'uncu maddesinin özüne aykırı olduğunu;

9- Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 10.12.2012 tarih 2012/12695 Esas 2012/14298 Karar sayılı ilamında da; Davacının ayni hak (tapu iptal ve tescil) talep ettiği durumlarda, yargılama aşamasında durumun değişmesi, başka bir deyişle taşınmazın üçüncü kişilere satılması halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı, ya da hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale geleceği, bu nedenle ihtiyati tedbir kararının devam etmesi gerektiğini;

10- Mahkemece tedbirin kapsamının daraltılmasında ve icraen satışı önler biçimde kapsamının genişletilmesi yolundaki taleblerinin reddi kararında üçüncü kişi konumunda bulunan bankanın konumu, itirazlarının 6100 Sayılı Yasa’nın 394 ve 396'ıncı maddelerine uygun olmadığı hususları, yine bankadan gönderilen sözleşmede belirtilen satış bedeli ile aynı bedelde ipotek tesisi beyanı olmasına rağmen belirtilen bedelin 10 katı tutarında ipotek tesis edilmiş olması, icra takibinde başkaca borçlular var iken sadece müvekkil yönünden ve bu davanın konusu olan evin satışı ile ilgili olarak takibin sürdürülmesi hususlarının göz ardı edildiği ve bunun da yasaya aykırı olduğunu;

Tüm bu sebeplerle istinaf başvurularının kabulü ile; Antalya 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.02.2017 tarihli kararının kaldırılmasına ve Antalya ili K. ilçesi H. mahallesi 8..0 ada 4 parsel üzerinde bulunan 7 nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmazın dava sonuna kadar icraen satışlarda dahil olmak üzere 3.kişilere devir ve temlikinin önlenmesi yolunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve gereği için karardan bir suretin Antalya 16.İcra Müdürlüğünün 2012/12699 Esas sayılı dosyasına bildirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. 

Davada, üçüncü kişi konumunda olan T. Vakıflar Bankası T.A.O. Vekili Av. M.Y.E. Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/4.3 Esas sayılı dosyasına sunmuş olduğu 27/03/2017 havale tarihli Davacı vekilinin istinaf dilekçesine karşı olarak sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; 

Öncelikle, istinaf talebine konu olan karar aleyhine istinaf yoluna başvurulamayacağını; Zira davacı tarafça dava açılırken ipotek alacaklısı müvekkili bankanın taraf gösterilmeden ve müvekkili banka ipoteği dava konusu yapılmadan tedbir talep edildiğini; 

Mahkemece icrai satışları da kapsar şekilde verilen tedbir kararına karşı taraflarınca itirazda bulunulduğunu, itirazlarının Mahkemece haklı bulunarak davada taraf olmayan ve ipotek hakkı davada ihtilaf konusu olmayan müvekkili bankanın, tapu siciline güvenle, iyi niyetle elde ettiği sınırlı ayni hakkına müdahale anlamını taşıyan tedbir kararının kapsamının müvekkili banka ipoteği nedeniyle yapılacak cebri satışa engel olmayacak şekilde daraltılmasına 10/11/2015 tarihinde karar verildiğini; 

Yerel mahkemenin işbu kararı süresi içinde temyiz/istinaf konusu yapılmamış olduğundan ancak esas hükümle birlikte istinaf/temyiz talebine konu edilebilecek nitelikte olup, davacı tarafça tedbir talep koşullarında herhangi bir değişiklik olmaksızın, aynı sebeplere dayalı olarak yeniden tadber talebinde bulunulması ve buna dair kararın istinaf talebine konu edilmesinin usul ve yasaya göre mümkün olmadığını;

İstinaf talebinin bu nedenle usulden reddinin gerektiğini, 

Yerel Mahkemenin tedbir talebinin reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olup, davacı tarafın istinaf talebinin esastan da reddinin gerektiğini; Karar gerekçesinde de açıklandığı üzere, tedbir talep edilen dava dosyasında, müvekkili bankanın taraf olmadığı gibi, müvekkili bankanın ipotek hakkının ihtilaf konusu da olmadığını; Davacı tarafın müvekkili banka aleyhine açmış olduğu Antalya 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/6.4 E sayılı dosyasında davacı tarafın tedbir talebinin usul ve yasaya uygun şekilde karara bağlanmış olup, davacı tarafın müvekkili banka ile hasım olduğu davada müvekkili banka aleyhine elde edemediği tedbir kararını, dolaylı yoldan müvekkili bankanın taraf olmadığı davada elde etmeye çalıştığını;

İhtiyati tedbir kararı verilmesinin koşullarının HMK. nun 391'inci ve devamı maddelerinde düzenlendiğini; Dava dışı üçüncü kişilerin dava konusu ihtilafın dışında kalan haklarını kullanmalarına açıkça engel nitelikte tedbir kararı verilemeyeceğini; Bu nedenle davacı tarafın yerel mahkemenin tedbirin müvekkili banka ipoteği nedeniyle yapılacak cebri satışa engel olmayacak şekilde daraltılarak uygulanmasına ilişkin kararından sonra, müvekkili bankanın Antalya 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/6.4 E sayılı dosyası ile tedbir talepli olarak ipoteğin iptali davası açtığını, söz konusu davada mahkemece İİK.nun 150'inci maddesi yollaması ile 72/3'üncü maddesi uyarınca öngörülen teminat karşılığında icra veznesine gidecek paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin tedbir kararı verildiğini; 

Davacının müvekkili banka aleyhine tedbir taleplerinin Antalya 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/5.4 E. sayılı dosyasından usul ve yasaya uygun şekilde karara bağlandığını, davacının aynı konuda evvelce defalarca karar verilmiş olmasına rağmen, müvekkili bankanın taraf olmadığı ve müvekkili bankanın ipotek hakkının ihtilaf konusu olmadığı davada müvekkili bankanın ipoteği nedeniyle yapılacak satışın durdurulması hususunda yeniden tedbir talep etmesi ve buna ilişkin karara karşı istinaf yoluna başvurmasının kötü niyet teşkil ettiğini;

Davacı taraf aleyhine HMK.nun kötü niyetle istinaf yoluna başvurmaya ilişkin hükümleri gereği para cezasına ve vekalet ücretine hükmedilmesini talep ettiğini, bu nedenlerle; haksız hukuki dayanaktan yoksun istinaf talebinin reddini, kötü niyetle istinaf yoluna başvuran davacı taraf aleyhine para cezası ve ücreti vekalete hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. 

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :

Dava, İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin verilen 03/02/2017 tarihli kararın kaldırılması istemine ilişkindir. 

Somut olayda; davacı, 04/10/2011 tarihinde açtığı davasında; Antalya İli, K. İlçesi, H. Mahallesi, 8..0 ada 4 parsel üzerinde bulunan 7 numaralı bağımsız bölüm numaralı taşınmazın davalı şirket adına olan tapu kaydının hata, hile, hukuksal nedenine dayalı olarak iptalini ve müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini, bu talebin uygun kabul edilmemesi durumunda da satış bedeli olduğu savunulan ve müvekkiline ödenmeyen 93.700,00-TL'nin 07/01/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. 

Yargılama safahatı boyunca davacı taraf mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının icra müdürlüklerinde yapılacak cebri satışları da kapsar şekilde; Özellikle Antalya 16. İcra Müdürlüğü'nün 2012/2...9 esas sayılı dosyasında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipteki icrai satışı da kapsar şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.

Dosya kapsamından, davada üçüncü kişi konumundaki Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. da yargılama safahatı süresince, mahkemece verilen ihtiyati tedbire itiraz etmiş olduğu anlaşılmıştır. 

HMK'nun 394/3 maddesinde; İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişilerinde ihtiyati tedbire karşı itiraz edebilecekleri hususu düzenlenmiştir. 

Yerel Mahkemece 03/02/2017 tarihli ara karar ile davacı vekilinin talebinin reddine karar verilmiştir. 

Dosyaya gelen tapu kaydının ve ipotek resmi senedinin incelenmesine; Dava konusu olan Antalya İli K. İlçesi H. Mah. 8..0 Ada 4 Parsel sayılı taşınmazdaki 7 numaralı bağımsız bölümün 07/01/2011 tarihinde 304 yevmiye numaralı işlem ile davacı Hatice Ö. tarafından tapuda bizzat satış işlemi ile 25.500,00.-TL bedel ile davalı K. Balıkçılık Su Ürünleri Gıda Tarım ve Ambalaj Sanayi Ticaret Limited Şirketine satılmış olduğu anlaşılmıştır. 

Aynı taşınmaz üzerine yine aynı tarih olan 07/01/2011 tarihinde Konyaaltı Tapu Müdürlüğünde düzenlenen resmi ipotek belgesi ile 1. Dereceden 250.000,00.-TL bedelli % 60 Değişken faiz oranı ile ipotek tesisinin yapıldığı görülmüştür. 

İpotek alacaklısı Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. olduğu; İpotek borçlusunun da taşınmazın tapu kaydına göre maliki olan K. Balıkçılık Su Ürünleri Gıda Tarım ve Ambalaj Sanayi Ticaret Limited Şirketi olduğu anlaşılmıştır.

İpotek konusu borcun ödenmemesi nedeniyle, ipotek alacaklısı Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. tarafından 25/06/2012 tarihinde de Antalya 16. İcra Müdürlüğü'nün 2012/2....9 Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatılmış olduğu anlaşılmıştır. 

6100 sayılı HMK'nun 389 ve devamı maddelerinde ihtiyati tedbir müessesesi düzenlenmiştir. Yasa maddesinde; Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği belirtilmiştir.

İhtiyati tedbir talebinde bulunabilecek olan kişi, bu talebi yapmakta hukuki menfaati bulunan kişi olduğuna göre, ihtiyati tedbir talebinin muhatabı da, talep sahibinin hukuki menfaatinin sağlanmasının muhatabı kim ise, o kişidir. 

Yani İhtiyati tedbir, dava ile beraber isteniyorsa, muhatap davalıdır. Dava içinde talepte bulunuluyorsa, talep edenin karşısında yer alan taraf (davacı ihtiyati tedbir istemişse, davalı; Davalı ihtiyati tedbir istemişse, davacı) muhatap olacaktır. 

İcrai satışların durdurulması yönünde ihtiyati tedbir istenilen Antalya 16. İcra Müdürlüğü'nün 2012/21099 Esas sayılı dosyasında ipotek alacaklısı olan Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. bu dava da taraf değildir. 

Ayrıca; Dosya Kapsamından ve Antalya 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/6.4 Esas sayılı dosyasından davacı Hatice Ö.'ün ipoteğin kaldırılması talebi ile Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. Aleyhine 19/11/2015 tarihinde dava açmış olduğu ve bu davanın da halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra tabinin durdurulması yönündeki tedbirin bu dosyada değerlendirilmesi hukuka daha uygun olacaktır.

Dolayısı ile, istinaf incelemesine konu olan Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/4.3 Esas sayılı olan bu dosyada icrai satışları da durdurur şekilde yani ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan takipte satışı da durdurur şekilde tedbir vermesinin hukuka uygun olmadığı kanaatine varılmıştır.

Hakim tedbir kararı verir iken ihtiyati tedbir konulan yer ile birlikte, tarafların karşılıklı hak ve menfaat dengesini, hak ve yükümlülüklerini ve ayrıca davada üçüncü kişi konumunda olan kişilerin de hak ve menfaat dengesini de dikkate almak durumundadır. 

Dairemizce ihtiyati tedbire yapılan itiraz çerçevesinde yapılan incelemede; Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/4.3 Esas sayılı derdest davasında verilen 03/02/2017 tarihli ara kararda; Somut olayın özelliğine göre, mahkemenin maddi vakıayı değerlendirmesinde ve dayandığı hukuki sebeplerde bir isabetsizlik görülmemiştir. 

Bu nedenlerle, yapılan istinaf incelemesinde de yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olmadığı kanaatine varılmıştır.

Tüm bu nedenler ve dosya kapsamına göre, Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 03/02/2017 Tarih 2011/4.3 E. sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum görülmemekle istinaf başvurusunun yerinde olmadığından istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine

karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 

1- Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 03/02/2017 Tarih 2011/4.3 E. sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,

2- İstinaf harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 

3- Talep eden tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,

4- İstinaf incelemesi duruşma açılmadan sonuçlandırıldığından taraflar leh ve aleyhine ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,

5- Kararın yerel Mahkemesince taraflara tebliğine,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 27/04/2017

Ahmet SARIKAYA         Ahmet KUTLU         Ahmet ÇATAL          Elvan BALÇIK 
Başkan                          Üye                         Üye                           Katip