T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2021/1389
KARAR NO    : 2021/275

TÜRK MİLLETİ ADINA

KARAR

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ                        : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                  : 09/09/2020
NUMARASI                          : 2020/1123 - 2020/1114

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ                    : 27/02/2020
ESAS VE KARAR NO          : 2018/559 - 2020/189
DAVACILAR                         : 1- İ. İnş. Tarım Tur. Pet. Oto. San. ve Tic. A.Ş.
                                                2- İ. İnş. San. ve Tic. A.Ş. Vek. Av. A.D.Ö.
ALACAKLILAR                    : Ş. T.A.Ş. Vek. Av. A.Ö.
                                                2- T.İş Kurumu Genel Müdürlüğü Vek. Av. E.K.
                                                3- O. Oto. Tic. Ve San. A.Ş. Vek. Av. B.B.
                                                4- A.K. Enerji Yatırımları A.Ş. Vek. Av. A.B.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacılar vekili ve alacaklılar O. Otom. A.Ş., A.K. A.Ş., T. İş Kurumu Genel Müdürlüğü vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacılar vekili, müvekkili şirketlerin inşaat sektöründe faaliyet gösterdiklerini, grup şirket statüsünde olup İ. Holding bünyesinde toplandıklarını, grubun hakim şirketi konumunda bulunan İ. İnşaat A.Ş.'nin yurt içi ve yurt dışında çok ciddi sayıda taahhüt işi yürüttüğünü, ancak 2014 yılında Irak'ta başlayan terörün şirket şantiyelerinde işleri durdurma noktasına getirdiğini, bu durumun şirketin nakit döngüsünde çok ciddi sıkıntılar doğurduğunu, yurt dışı hak ediş gelirinin elde edilememesinin yurt içindeki işlerinin yürütülmesinde de önemli aksamalar meydana getirdiğini, bu durumun grup şirket olarak hak edişlerinden İ. İnşaat A.Ş.'ye finans desteği sağlayan İ. İnşaat A.Ş.'yi de etkilediğini ileri sürerek, konkordatonun teklifinin tasdikine karar verilmesini istemiştir. 

Mahkemece, iddia ve tüm dosya kapsamına göre, davacı İl. İnş. San. ve Tic. A.Ş. yönünden konkordato projesinin İİK’nın 302. maddesinde öngörülen alacaklı sayısı ve alacak miktarı ile kabul edildiği, İ. İnş. Tarım Turizm Petr. Otomotiv San ve Tic. A.Ş. yönünden İİK’nın 302. maddesinde belirtilen alacaklı sayısı ve alacak miktarı yönünden kabul edilmediği gerekçesiyle, İ. İnşaat San ve Tic. A.Ş. yönünden konkordato projesinin tasdikine, İ. İnş. Tarım Turizm Petr. Otomotiv San ve Tic. A.Ş. yönünden talebin reddine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili ve bir kısım alacaklılar vekillerinin istinaf başvurusu üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi tarafından, konkordatodan etkilenmeyen alacakların itirazlarının dikkate alınmasının gerekmediği, diğer bir ifade ile SGK Başkanlığının konkordatonun tasdikine ilişkin olarak istinaf yoluna başvurmakta hukuki yararının bulunmadığı, konkordato borçlusu lehine rehin tesis eden üçüncü kişinin, süreç içinde konkordato borçlusuna rücu etmesinin gündeme gelmeyeceği ve dolayısıyla rehinli alacaklının üçüncü kişiye ait malla temin edilmiş alacağını adi alacak olarak konkordatoya yazdırmasının mümkün olmadığı, adi ortaklıkların tüzel kişiliğinin bulunmadığı ve adi ortakların kendi tüzel kişiliklerini korudukları göz önüne alındığında İİK'nın 302/4. maddesi hükmüne aykırı olarak borçlunun bizzat alacaklılar toplantısında oy kullanması sonucunu doğuracağı, bu nedenle, bir ortağını talepçi İ. İnş. A.Ş.'nin oluşturduğu veya talepçi şirketlerin her ikisinin oluşturduğu adi ortaklıklara oy hakkı tanınmasının doğru olmadığı, bazı borçların ödemeler yapılarak alacakların temlik alındığı, temlik alınan alacaklar nispetinde oy kullanılmasının, temlik eden şirketlerin alacaklarını konkordato projesindeki şartlara tâbi olmaksızın ve hemen tahsil etmeleri bir başka anlatımla alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesinin bozulması sonucunu doğurduğu gerekçesiyle, alacaklı SGK Başkanlığı vekilinin prim alacakları yönünden istinaf başvurusunun hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine, alacaklılar Ş. T.A.Ş., Seranit Granit Seramik San. ve Tic. A.Ş., A.K. Enerji Yat. A.Ş. ve Türkiye İş Kurumu vekillerinin istinaf talebinin reddine,

Konkordato isteminde bulunan şirketler vekili ile alacaklı SGK vekilinin prim alacağı dışındaki alacaklarına ilişkin tüm, alacaklılar K.T.K. Bankası A.Ş., O. Otomotiv Tic. ve San. A.Ş., T. İş Bankası A.Ş. ve A. Bank A.Ş. vekillerinin diğer hususlara ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine, alacaklılar K.T.K. Bankası A.Ş., O. Otomotiv Tic. ve San. A.Ş., T. İş Bankası A.Ş. ve A. Bank A.Ş. vekillerinin istinaf başvurularının kabulüyle, ilk derece mahkemesi kararı düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi ile davacılardan İ. İnşaat San ve Tic A.Ş.'nin konkordatonun tasdiki isteminin İİK’nın 308. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.

Karar, davacılar vekili ve alacaklılar O. Otomotiv Tic. ve San A.Ş., A.K. Enerji Yatırımları A.Ş. ve T. İş Kurumu vekillerince temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, alacaklılar O. Otomotiv Tic. ve San A.Ş., A.K. Enerji Yatırımları A.Ş. ve T. İş Kurumu vekillerinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 

2- a) Davacılardan İ. İnşaat San ve Tic A.Ş. vekilinin temyiz itirazları yönünden; 

TBK'nın 620. maddesindeki tanıma göre; adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. Adi ortaklık TBK’nın 620 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Ancak 6098 sayılı TBK adi ortaklık konusunu daha ayrıntılı düzenlemiş olup adi ortaklığın temsili ve üçüncü kişilerle olan hak ve borçlar yönünden yeni düzenlemeler yapmıştır. Bu kapsamda TBK’nın 625. maddesinde ortaklığın yönetimi için bir veya birden çok ortağın ya da üçüncü bir kişinin görevlendirilebileceği, yönetici ortağın yaptığı ortaklık sözleşmesi kapsamındaki işlerden dolayı TBK’nın 630. maddesi gereğince vekalet sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanacağı, yönetici ortakların en az bir defa hesap vermek ve kazanç paylarını ortaklara ödemekle yükümlü oldukları belirtildikten sonra TBK’nın 631. maddesinde yönetim yetkisi olmasa bile, her ortağın ortaklığın işleyişi hakkında bilgi alma, defter ve kayıtları inceleme, bunlardan örnek alma ve mali durumu hakkında özet çıkarma hakkı olduğu belirtilmiştir. Dolasıyla adi ortaklığın tüzel kişiliği olmamakla birlikte adi ortaklığa ait ayrı bir vergi numarası alınabilmekte, vergi mükellefiyeti tesis ettirilebilmekte, adi ortaklık adına ayrı bir mali yapı ve muhasebe kaydı oluşturularak TBK’nın 631. maddesinde belirtildiği üzere ticari defter ve kayıt tutulmaktadır. Bu nedenle adi ortaklığın adi ortaklığı oluşturan ortaklardan ayrı mali bir bünyeye sahip olduğunun kabulü gerekir. 

Adi ortaklığın yaptığı işlemlerden dolayı alacaklı ve borçlu olması mümkündür. İİK’nın 302. maddesinde oylamaya katılamayacak alacaklılar sınırlı olarak sayılmış olup bunlar arasında adi ortaklık alacağı sayılmamıştır. Yasadaki bu düzenlemenin tahdidi olduğu yorum yoluyla genişletilemeyeceği, bir hakkın da kullanılmasının yasaklanması için açık kanun hükmünün bulunması gerektiği doktrinde kabul edilmektedir. (Prof. Dr. Süha Tanrıver, Prof. Dr. Adnan Değnekli, Konkordatonun Tasdiki, 1996, sh 68 ve vd.; Prof. Dr. Selçuk Öztek, Prof. Dr. Ali Cem Budak, Doç. Dr. Müjgan Tunç Yücel, Doç. Dr. Serdar Kale, Doç. Dr. Bilgehan Yeşilova, Yeni Konkordato Hukuku, İkinci Baskı, 2019, Sh.505)

Bölge Adliye Mahkemesince konkordato talep eden şirketin ortağı olduğu adi ortaklığın oy hakkının bulunmadığı kabul edilmiştir. Konkordato talebinde bulunan ortağın İİK’nın 302 maddesi gereğince kendisinin oylamaya katılması mümkün değildir. Ancak adi ortaklığın diğer ortak veya ortakları TBK’nın 643 ve devamı maddelerine göre adi ortaklığın konkordato talep eden şirketten olan alacakları için konkordato oylamasına katılabilmesi konkordato hukuku açısından kabul edilebilir bir çözüm yoludur. Aksi halde adi ortaklığın diğer ortakları konkordatoya tabi olmadan alacaklarını tahsil etme yolunu açar ki bu konkordatonun amacına uygun düşmez. Bu durumda adi ortaklığı oluşturan diğer şirket yönünden adi ortaklık sözleşmesindeki paylaşım oranına, sözleşmede paylaşım oranı kararlaştırılmamış ise TBK’nın 623. maddesindeki ‘her ortağın kazanç ve zarardaki katılım payının değerine ve niteliğine bakılmaksızın eşittir’ hükmü gereğince yarı oranında hak ve alacağı olacağı dikkate alınarak oylamaya katılmasının mümkün olduğunun gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür. 

Konkordato talep eden davacının bir çok alacaklısına ödemeler yaparak alacağı temlik alan ve konkordato projesine evet oyu veren M. Taah. İnş. Mim. Tur. Yapı. San. Tic. A.Ş.’nin konkordato kapsamında kabul edilmesi ve oy hakkı tanınıp tanınmaması yönünden yapılan değerlendirmede; davacı istemci şirket ile temlik alan ve projeye evet oyu kullanan şirketin aynı şirketler grubu içerisinde grup şirket vasfında olduğu anlaşılmaktadır. Adi konkordatoya tabii alacağın ödenip ödenen bedel yönünden temlik sözleşmesi yapılmasını engelleyen yasal bir düzenleme bulunmadığından konkordatoya tabii alacağı temlik alanlara oy hakkı tanınmalıdır. Ancak grup şirket olgusundan yararlanılarak borçların konkordato talep eden şirket mali bünyesinden ödenmesi halinde temlik nedeniyle bu grup şirketinin gerçek alacaklı olamayacağı kabul edilerek iyiniyetli davranış içinde olmayan davacı şirketin konkordato talebinin şimdiki gibi reddine karar verilmelidir.

Bu nedenle M. Taah. İnş. Mim. Tur. Yapı. San. Tic. A.Ş.’nin kendi öz kaynaklarıyla, sermayesiyle ve mal varlığıyla ödemeler yapıp temlik aldığı alacaklar tespit edilerek, bu alacak yönünden projeye katılıp oy kullanabileceğinin kabulü gerekirken alacağı temlik alan şirketin aynı gruba dahil olduğu gerekçesiyle temlik alacaklısının oylamaya katılmaması doğru görülmemiştir.

Konkordato projesine dahil olan ve Z. Turizm Otelcilik A.Ş. ve Mehmet Akif İ.'ye ait taşınmazlar üzerinde konkordato talep eden şirket lehine ipotek tesis edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi bu alacakların adi alacak olarak konkordato nisabına dahil edilmesinde hukuki yarar bulunmadığına karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde İİK 295. maddesi lafzında "rehinle temin edilmiş alacak" kavramının 3. kişi tarafından borçlu lehine verilmiş rehinleri de kapsadığı, rehinli alacaklar hakkında ancak tasdik kararından sonra satış gerçekleştirilebileceği (İİK 308 f 2) bu nedenle tasdik kararı verilinceye kadar rücu hakkı doğması ihtimali bulunmayan alacaklının konkordato nisabında nazara alınmasında 3. kişi açısından hukuki yarar bulunmadığı ana hatlarıyla kabul edilmiştir.

İİK 295. maddesi "Mühlet sırasında rehinde temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez" şeklindedir.

17.07.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunla değişik İİK 289. maddesi de aynı ifadeleri taşımaktadır. 28.02.2018 tarih ve 7101 sayılı Kanun yürürlüğünden önce doktrin maddede belirlenen rehinli malın borçluya ait olması konusunda fikir birliği içindedir. (Gündoğan, Postacıoğlu, Üstündağ Kuru) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 20.10.1993 tarih 6282/6805 karar sayılı ilamında da 3. kişi rehninin konkordato nisabında adi alacak olarak gözönünde bulundurulmasına karar vermiştir.

Meseleyi konkordatonun amacı çerçevesinde değerlendirmek gerekir. Konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi alacaklarını yetkili makamın onayı ve alacaklı çoğunluğunun kabulü ile tasfiyesinin sağlandığı bir icra biçimidir.

Bu amacın gerçekleştirilmesi yani konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması gerekir. İİK.nın 295. maddesi de bu amaca hizmet eden bir hüküm içerir. Rehni 3. kişinin vermesi halinde bu rehnin paraya çevrilmesi konkordato talep eden borçlunun pasifine etki etmeyecektir. Bu haliyle 3. kişi tarafından verilen rehnin paraya çevrilmesini konkordato kapsamında engellenmesi kanun koyucunun amaçladığı bir sonuç olarak düşünülemez.

İİK 45. maddesi uyarınca alacaklı önce rehne müracaat etmelidir. Maddede rehnin 3. kişi tarafından verilmiş olması durumu ayrık tutulmamıştır. Bu nedenle alacaklının 3. Kişi tarafından verilen rehne öncelikle müracaat etmesi, konkordato talep eden borçlunun malını koruma altında tutacak olup bu husus konkordato kurumunun amacına uygun olacaktır.

Bu gerekçeler ışığında alacağı 3. kişi rehniyle temin edilen alacaklının alacağının adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi borçlu ve rehin veren 3. kişinin kanunun 303. maddesi çerçevesinde hareket etmesi gerekecektir.

Somut olayda Z. Turizm A.Ş. ve Mehmet Akif İ. taşınmazları üzerine talep eden şirket lehine ipotek tesis edildiğinden bu ipoteklerle teminat altına alınan alacaklının nisapta adi alacak olarak göz önünde bulundurulması gerekirken yanılgılı gerekçeyle nisap dışında tutulması doğru olmamıştır.

b- Davacı İ. İnş. Tarım Tur. Pet. Oto. San. ve Tic. A.Ş. vekilinin temyiz itirazları yönünden;

İİK 303 maddesi "konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklının borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı tüm haklarını muhafaza edeceği" hükmüne yer verilmiştir.

Bir borcun kefili asıl alacaklı tarafından alacak kaydının yaptırılması halinde ayrıca ileride doğması muhtemel rücu alacağı nedeniyle alacak kaydı yaptıramaz. Ancak kefaleti nedeniyle ödediği miktar olması halinde bu miktar açısından alacaklıya halef olacağından ödediği kadar nisaba dahil edilmelidir. İİK 288/1 maddesi uyarınca geçici mühletin, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı ve yasanın 294/3 maddesi gereğince kesin mühlet tarihinden itibaren rehinde temin edilmemiş alacağa faiz işlemesinin duracağı belirtilmiştir. Bu durumda geçici mühlet tarihinden itibaren adi alacaklara faiz işletilmesi durur.

Somut olayda davacılardan İ. İnşaat San ve Tic A.Ş.’nin alacaklılardan K.T.K. Bankası A.Ş.’den genel kredi sözleşmesi ile kredi kullandığı, davacılardan İ. İnşaat Tarım Turizm Petrol Otomotiv San ve Tic A.Ş.’nin bu krediden müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğu, alacaklı K.T.K. Bankası A.Ş asıl borçlu olan davacı İ. İnşaat San ve Tic A.Ş.’nin alacağını kaydettirdiği ve konkordato projesine olumsuz oy kullandığı, davacı ile alacaklı banka arasında 16.11.2017 tarihli yapılandırma işlemi yapıldığı, toplam finansman tutarının 22.789.190,81 TL olduğu, 60 aylık vade sonunda 16.11.2023 tarihi itibariyle ödenecek toplam tutarının 45.013.271,46 TL olarak yapılandırıldığı, bu miktarın alacak olarak yazılıp nisaba dahil edildiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle K.T.K. Bankası A.Ş’nin 16.11.2023 tarihine kadar oluşacak toplam alacağı nisaba dahil edilmekle henüz doğmamış faiz alacağının nisaba dahil edilmesi az yukarıda belirtilen kanunun 294/3 maddesine aykırı olmuştur. Bu durumda asıl alacaklının alacağının yasanın 294/3 maddesi nazara alınarak mühlet sonrası faiz işletilmeden belirlenmesi, kefilin henüz ödemediği borç için nisaba dahil edilmesinin önüne geçilmesi ve nisabın yeni oluşacak alacak miktarı ve alacaklı sayısına göre belirlenmesi gerekir. 

Yukarıdaki gerekçelerle usule uygun olmayan mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 

SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle alacaklılar O. Otomotiv Tic. ve San. A.Ş., A.K. Enerji Yatırımları A.Ş. ve T. İş Kurumu vekillerinin tüm, davacılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2-a) ve (2-b) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyize konu Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi kararının HMK 371. madde gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, aşağıda yazılı harçların temyiz eden alacaklılar T. İş Kurumu Genel Müdürlüğü, O. Oto. Tic. ve San. A.Ş. ve A.K. Enerji Yatırımları A.Ş.'den alınmasına, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 16.02.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan         Üye                   Üye                  Üye            Üye
M. KIYAK      B. AYDOĞAN    M. COŞKUN   M. AKSU    M. ÖZDEMİR

 

AYNI YÖNDE KARAR:

T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2021/4430
KARAR NO    : 2021/4814

TÜRK MİLLETİ ADINA

KARAR

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ                        : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                  : 03/02/2021
NUMARASI                          : 2020/1861 - 2021/207

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi 
KARAR TARİHİ                    : 03/09/2020
ESAS VE KARAR NO          : 2018/822 - 2020/373
DAVACI                                : A. Matbaacılık Kırtasiye ve Bilgisayar Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi Vek. Av. T.P.
FERİ MÜDAHİLLER            : 1- Y.v.K. Bankası A.Ş. Vek. Av. A.I. ve diğer 19 müdahil

Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı/davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacı vekili, 2004 yılından beri matbaacılık sektöründe faaliyet gösteren müvekkili şirketin alacaklarını tahsil edememesi ve ham madde maliyetlerinin artması gibi ekonomik koşullardan olumsuz etkilendiğini, sunulan konkordato projesi kapsamında şirketin borçlarını ödeyeceğini ileri sürerek müvekkili şirket hakkında geçici mühlet ve sonrasında 1 yıllık kesin mühlet verilerek konkordatonun tasdikini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, 3. kişi tarafından alacaklı lehine verilen rehnin adi alacak olarak nisaba dahil edilerek konkordato tasdiki için kanunda aranan nisabın sağlanamadığı, davacının borca batık olmadığı ve de doğrudan iflas sebepleri de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince alacaklı G. Bankası ve D. alacağı için üçüncü kişi ipoteği ile teminat altına alacaklar rehinli alacak niteliğinde olduğundan, salt teminatsız kalan kısımların adi alacağa ilişkin nisapta yer alacağı, bu durumda da konkordato projesine olumlu oy veren alacaklı sayısı ve alacak miktarının sağlandığı, adi alacaklılar yönünden konkordato tasdiki için diğer şartların da oluştuğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, adi alacaklılar yönünden konkordatonun tasdikine karar verilmiştir.

Kararı, alacaklı Y.v.K. Bankası A.Ş. vekili temyiz etmiştir.

Dava, İİK’nın 285. vd. maddeleri uyarınca geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ve konkordato projesinin tasdiki istemine ilişkindir.

Uyuşmazlık 3. kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacağın adi alacak olarak nisapta nazara alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.

İİK 295. maddesi "Mühlet sırasında rehinde temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez" şeklindedir.

17.07.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunla değişik İİK 289. maddesi de aynı ifadeleri taşımaktadır. 28.02.2018 tarih ve 7101 sayılı Kanun yürürlüğünden önce doktrin maddede belirlenen rehinli malın borçluya ait olması konusunda fikir birliği içindedir. (Gündoğan, Postacıoğlu, Üstündağ Kuru) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 20.10.1993 tarih 6282/6805 karar sayılı ilamında da 3. kişi rehninin konkordato nisabında adi alacak olarak gözönünde bulundurulmasına karar vermiştir.

Meseleyi konkordatonun amacı çerçevesinde değerlendirmek gerekir. Konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi alacaklarını yetkili makamın onayı ve alacaklı çoğunluğunun kabulü ile tasfiyesinin sağlandığı bir icra biçimidir.

Bu amacın gerçekleştirilmesi yani konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması gerekir. İİK.nın 295. maddesi de bu amaca hizmet eden bir hüküm içerir. Rehni 3. kişinin vermesi halinde bu rehnin paraya çevrilmesi konkordato talep eden borçlunun pasifine etki etmeyecektir. Bu haliyle 3. kişi tarafından verilen rehnin paraya çevrilmesini konkordato kapsamında engellenmesi kanun koyucunun amaçladığı bir sonuç olarak düşünülemez.

İ.İ.K.nda bu ve buna benzer maddelerde amaç borçlunun malvarlığını korumak ve bu sayede konkordato projesinin başarıya ulaşmasını sağlamaktır. Alacağı 3. kişi rehni ile teminat altına alınan alacaklı kanundaki sınırlamalara bağlı kalmadan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilecek ve asıl borçlunun konkordato takibinin kabul edilmesi halinde rehinden karşılayamadığı alacak için konkordatoya tabi olarak talep edebilecektir. Malı satılan 3. kişide rücû alacağını ancak konkordato nisabına dahil edilmesi halinde talep edilebilecektir.

İİK 303. maddesinde “konkordatoya hayır oyu veren alacaklı borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarının muhafaza eder” hükmünü taşır. Taşınmazını borçlu lehine ipotek veren 3. kişinin borçtan birlikte sorumlu olduğunda tereddüt yoktur. Alacaklının bütün haklarını muhafaza edebilmesi ancak konkordato nisabına dahil edilerek oy kullanmasına bağlanmıştır. Bu alacak rehinli alacak olarak kabul edilerek alacaklıya oy hakkı verilmediği takdirde İİK. 303. maddenin uygulanması mümkün olmayacaktır.

İİK. 298/1 maddesi “komiser görevlendirilmesini mütakip borçlunun mevcudunun bir defterini yapar ve mallarının kıymetini takdir eder” hükmünü taşır. Bu değerlendirme borçlunun malları ile sınırlıdır. 3. kişiye ait malın değeri bu aşamada belirlenmediği için alacaklının rehin dışında ne kadar alacağının kalacağı tesbit edilemeyeceğinden 3. kişi rehniyle temin edilen alacağın tamamının adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi hem alacaklı hem de asıl borçluya rücû edecek alacaklı açısından gerekliliktir. Bu bağlamda taşınmazı satılan 3. kişi nisaba ve sonuç olarak konkordatoya tabi olmadan alacağını tam olarak alma hakkına sahip olacağından bu kabul diğer alacaklıların zararına olabilecektir.

Yukarıda belirtildiği gibi konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması amaçlanmıştır. Gerek 295. maddenin ruhunda ve gerekse 45. madde bağlamında zikredilen rehinli malların borçlunun kendisine ait mallar olduğunun kabulünde zorunluluk vardır.

İİK 307. maddesi rehinli malların ve finansal kiralama konusu malların paraya çevirme ve muhafazasını erteleme hükümleri içermektedir. Hiç süphe yok ki bu madde kapsamında borçlunun konkordato projesi için gerekli olan mallar zikredilmektedir. Kanunun lafzı da bu konuda açıktır. 3. kişi ipoteklerini bu kapsamda kabul etmenin kanunun ruhuna ve konkordatonun amacına uygun olduğundan bahsedilemez.

Tüm bu gerekçeler nazara alındığında 3. kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacakların konkordato da adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi konkordato kurumunun işlerliği, alacaklının teminat dışı kalan alacağı, ipotek veren 3. kişinin rücû ilişkisi açısından gereklidir. 7101 sayılı Kanun öncesi Yargıtay uygulamalarının değiştirilmesini, gerektirir kanuni bir düzenlemede bulunmamaktadır.

Sonuç olarak 3. kişi rehniyle teminat altına alınan alacak konkordatoda adi alacak olarak nitelendirilerek nisaba dahil edilmelidir.

Somut olayda alacaklı G. Bankası A.Ş. ve D. A.Ş. alacakları için üçüncü kişinin taşınmazı üzerinde ipotek tesis edildiğinden bu alacakların nisapta adi alacak olarak gözönünde bulundurulması gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince üçüncü kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacaklar rehinli alacak olduğundan salt teminatsız kalan kısmın adi alacakta nazara alınacağı gerekçesiyle nisap dışında tutulması doğru olmamış, bu aşamada teminatsız kalan kısım da belirli olmadığından infazda da tereddüt oluşturacak şekilde verilen kararın bozulması uygun görülmüştür.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle alacaklı Y.v.K. Bankası A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında verdiği karar usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın BOZULMASINA, HMK 373/2. maddesi gereğince dosyanın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan         Üye               Üye                    Üye                     Üye
M. KIYAK      A. ERGİN      B. AYDOĞAN    Ö. KIZILKAYA     M. ÖZDEMİR