T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2017/3-1035
KARAR NO   : 2021/453

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ               :
 Diyarbakır 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                         : 22/02/2016
NUMARASI                 : 2015/1087 - 2016/345
DAVACI                       : M.H.A. vekili Av. B.A.
DAVALI                       : D. Elektrik Dağıtım A.Ş. vekilleri Av. C.Ö. ve diğerleri

1. Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Diyarbakır 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; petrol istasyonu işleten müvekkili hakkında 22.07.2010 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiğini, bu tutanağa istinaden 34.246,40 TL kaçak elektrik tüketim tahakkuku ile bu tahakkuka sonradan 92.348,10 TL'lik ek tahakkuk yapıldığını, oysa ki müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığını ileri sürerek aleyhine tahakkuk edilen toplam 126.594,50 TL kaçak elektrik bedelinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iş yerinde yapılan kontrollerde petrol tesisinin tamamının termik manyetik şalter ile kumanda edilerek kaçak elektrik kullanıldığının tespit edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesi Kararı:

6. Diyarbakır 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.03.2014 tarihli ve 2011/259 E., 2014/462 K. sayılı kararı ile; davacıya ait işyerinde kurulu bulunan elektrik sayacının kontrolünde, sayaca girmeden termik manyetik şalterin çıkışından ayrı bir hat alarak petrol tesisinin tamamını başka bir termik manyetik şalter ile kumanda ederek kaçak elektrik kullandığının tespit edildiği ve buna ilişkin sayaç ve devreleri muayene kontrol föyü ve kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiği, bu tutanaklara bağlı olarak kaçak elektrik tüketim tahakkuk ve kaçak ek tahakkuk faturaları ile 126.594,50 TL’lik borç tahakkuku yapıldığı, talimat yoluyla mahallinde yapılan keşif ve sonrasında düzenlenen bilirkişi raporu ile mahkeme tarafından alınan heyet raporuna göre Enerji Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 13/a maddesi gereğince kaçak elektrik tüketim faturasının düzenlenmesi gerektiği, aynı Yönetmeliğin 15. maddesine göre EPDK tarafından yürürlüğe konan usul ve esaslar çerçevesinde kaçak kullanım bedelinin 12.136,09 TL olması gerektiği, 114.458,41 TL fazla tahakkuk yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 22.07.2010 tarihli kaçak elektrik tüketim tahakkuk faturası ile kaçak ek tahakkuk faturası nedeniyle davacının davalıya 114.458,41 TL bakımından borçlu olmadığının tespitine,12.135,59TL fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. Diyarbakır 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 15.06.2015 tarihli ve 2014/15052 E., 2015/10969 K. sayılı kararı ile;

“… Davacı vekili; müvekkilinin petrol istasyonu işlettiğini, müvekkili hakkında 22.07.2010 tarihli Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı düzenlendiğini ve bu tutanağa istinaden 34.246,40 TL kaçak elektrik faturası ile 92.348,10 TL 'lik ek tahakkuk yapıldığını, kaçak elektrik kullanımı olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin tahakkuk eden toplam 126.594,50 TL kaçak elektrik bedelinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili; davacının iş yerinde yapılan kontrollerde petrol tesisinin tamamının termik manyetik şalter ile kumanda edilerek kaçak elektrik kullanıldığının tespit edildiği belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 22.07.2010 tarihli kaçak elektrik tüketim tahakkuk faturası ile kaçak ek tahakkuk faturası nedeniyle davacının davalıya 114.458,41 TL borçlu olmadığının tespitine, 12.135,59 TL fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü resmi gazetede yayınlanarak, 1.3.2003 tarihinde yürürlüğe giren, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde; gerçek veya tüzel kişiler tarafından, sayaca müdahale edilerek mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş; 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.

Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.

Somut olayda; davacının 9.86 nolu ticari abone olduğu, petrol istasyonu işlettiği, davacı hakkında düzenlenen 10.06.2010 tarihli Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı ile, abonenin sayaca girmeden termik manyetik şalterin çıkışından ayrı bir hat alarak petrol tesisisin tamamını, başka bir termik şarter ile kumanda ederek kaçak elektrik kullandığı tespit edilmiş olup, tutanakta kurulu gücün 100 kwh olduğu belirtilmiştir.

Hükme esas alınan 02.01.2014 tarihli Bilirkişi Raporunda; abonelik sözleşmesinde kurulu gücün 19 kwh olarak yazması nedeniyle, kaçak kullanım bedeli hesaplanırken 19 kwh dikkate alınmış, kaçak kullanım bedelinin 12.136,09 TL olduğu, 114.458,41 TL açısından davanın yerinde olduğu belirtilmiştir.

Kaçak elektrik tespit tutanağı aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan resmi belgelerden olup, aksi de ispat edilmedikçe, doğru olduğunun kabulü gerekir.

Hal böyle olunca; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilerek talep edilen kaçak elektrik bedelinin kaçak elektrik tespit tutanağında belirtilen 100 kwh kurulu güç üzerinden, yönetmelik ve kurul kararlarında açıklanan yöntemle hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınması gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya uygun görülmemiş olup,…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9. Diyarbakır 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.02.2016 tarihli ve 2015/1087 E., 2016/345 K. sayılı kararı ile önceki gerekçeler yanında, idarenin tek taraflı düzenlediği tutanağa çekişmeli yargı sonucu ulaşılan bir maddi gerçekten daha fazla değer vermenin hukuk yargılamasının doğasına aykırılık teşkil edeceği, diğer bir deyişle mahkemelerin kurulu gücün tespitine ilişkin keşif yapmasının bir önemi kalmayacağı ve kaçak elektrik tutanağının aksi kanıtlanamayacak bir belge hâline geleceği ve çekişmeli yargının önemi olmaksızın bu belgedeki miktarlar üzerinden bilirkişiler tarafından doğrudan hesaplama yapılması gerekeceği, kaldı ki Yönetmelik hükümlerinde “aksi ispat edilmedikçe ibaresi” yer aldığı, mahkemenin tespitinin de tutanağın aksini ispat edecek nitelik taşıdığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; mahkemece yapılan incelemenin hüküm kurmaya yeterli olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre mahkemece dosyanın üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak talep edilen kaçak elektrik bedelinin kaçak elektrik tespit tutanağında belirtilen 100kWh kurulu güç üzerinden yönetmelik ve kurul kararlarında açıklanan yöntemle hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

12 Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konu ile ilgili mevzuatın incelenmesi gerekmektedir.

13. 20.02.2001 tarihli 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kurulmuş, kurumun yetkili organı olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından da Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği (EPMHY) çıkartılmıştır. Yine, Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanımı ile Güvence Bedellerinin Hesaplanması ve Güncellenmesine ilişkin usul ve esaslara dair 122 ve 622 sayılı kararlar alınmıştır. 29.12.2005 tarihli ve 622 sayılı karar ile kaçak elektrik enerjisi kullanımında tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama ve tahakkuk ile ilgili usul ve esaslar düzenlenmiştir.

14. 25.09.2002 tarihli ve 24887 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesinde ise hangi hâllerde kaçak elektrik enerjisi tüketiminin gerçekleşeceği açıklanmış ve “Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi” hâlleri kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiştir.

15. Aynı maddede “... Yapılan kontrollerde, kaçak elektrik enerjisi tüketildiğine dair bir şüpheye sebep olacak bir bulguya rastlanması halinde, 15 inci madde uyarınca belirlenen yöntemler çerçevesinde kaçak tespit süreci başlatılır. Kaçak işleminin başlatılması için bu sürecin sonunda kaçak elektrik enerjisi kullanımının tespiti gereklidir… Kaçak elektrik enerjisi tüketim bedeli, yapılan tespit çerçevesinde, ölçüm ve kontrol sonuçlarına göre düzenlenen belgelere dayanılarak hesaplanmak suretiyle, kullanım süresi ve bu süre içerisinde tüketilen elektrik enerjisi miktarı dikkate alınarak ilgili tüzel kişi tarafından gerçek veya tüzel kişiye 15 inci madde uyarınca belirlenen yöntemler çerçevesinde tahakkuk ettirilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.02.2019 tarihli ve 2017/3-1521 E., 2019/169 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.

16. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesinin 3. fıkrası ise “Kaçak elektrik enerjisi tüketiminin tespit edilmesinde, ilgili tüzel kişinin tespitini doğru bulgu ve belgelere dayandırması ve tüketici haklarının ihlal edilmemesi esastır.” hükmünü içermektedir.

17. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının ticari abone olduğu, petrol istasyonu işlettiği ve hakkında düzenlenen 10.06.2010 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağı ile abonenin sayaca girmeden termik manyetik şalterin çıkışından ayrı bir hat alarak petrol tesisisin tamamını başka bir termik şalter ile kumanda ederek kaçak elektrik kullandığı tespit edilmiş olup, tutanakta kurulu gücün 100kWh olduğu belirtilmiştir.

18. Hükme esas alınan 02.01.2014 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinde kurulu gücün 19kWh olarak yazması nedeniyle, kaçak kullanım bedeli hesaplanırken 19kWh dikkate alınarak kaçak kullanım bedelinin 12.136,09 TL olduğu ve 114.458,41 TL bakımından davanın yerinde olduğu bildirilmiştir.

19. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin “Kaçak elektrik enerjisi tüketimi” 13. maddesinin 3. fıkrasında “Kaçak elektrik enerjisi tüketiminin tespit edilmesinde, ilgili tüzel kişinin tespitini doğru bulgu ve belgelere dayandırması ve tüketici haklarının ihlal edilmemesi esastır.” hükmü ile mahkemece hükme esas alınan 02.01.2014 tarihli bilirkişi raporu ile keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi raporları dikkate alındığında; 10.06.2010 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağı ve buna dayanılarak düzenlenen sayaç ve devreleri muayene kontrol föyünün usulüne uygun bir şekilde düzenlenmediği ve tespit anındaki elektrik güç bilgisinin afakî olarak aboneliğin müstakil 100kWh gücünde trafosu bulunduğu varsayımına dayalı olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, taraflar arasında düzenlenen abonelik sözleşmesine göre kurulu gücün 19kWh olduğu, davacının talebiyle davalı tarafça 16.06.2011 tarihinde düzenlenen sayaç ve devreleri muayene kontrol föyüne göre de kurulu gücün 14kWh olduğu belirtilmiştir. O hâlde, 10.06.2010 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağı ve buna dayanılarak düzenlenen sayaç ve devreleri muayene kontrol föyünün aksinin davacı tarafça ispatlandığı kabul edilmelidir.

20. Diğer taraftan dava tarihi 30.09.2011 olduğu hâlde, gerekçeli karar başlığında 15.09.2015 olarak gösterilmesine ilişkin yanlışlık, mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğinde bulunduğundan ayrıca bozma nedeni yapılmamıştır.

21. Hâl böyle olunca; kaçak kullanım bedeli hesaplanırken 19kWh dikkate alınarak kaçak kullanım bedelinin hesaplanması yerinde olup, yerel mahkemece yukarıda açıklanan hususlara değinilerek verilen direnme kararı usul ve yasaya uygundur.

22. Ne var ki, Özel Dairece zarar miktarı yönünden bir inceleme yapılmadığından bu yöne ilişkin davalı temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme uygun olduğundan, davalı vekilinin hükmedilen zarar miktarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

Ancak karar düzeltme yolunun açık olması nedeniyle öncelikle mahkemesince Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile taraflarca karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi gereğince uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme açık olmak üzere, 08.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.