T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2021/1101
KARAR NO    : 2021/2357

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ           : Manisa 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                     : 18/10/2018
NUMARASI             : 2018/956 - 2018/1380
DAVACI                   : N.D.
DAVALI                   : S.K.

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.07.2018 gününde verilen dilekçe ile yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.10.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Necmettin D. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, satış suretiyle ortaklığın giderilmesine dair verilen hükmün yargılamanın iadesi yolu ile yenilenmesi istemine ilişkindir.

Davacı Necmettin D. vekili, Manisa 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.04.2007 tarihli 2006/605 Esas ve 2007/499 Karar sayılı ilamı ile 27.1 ada 38 parsel sayılı taşınmazın satış suretiyle ortaklığının giderilmesine karar verildiğini, tarafların kararı temyiz etmemesi üzerine 09.07.2007 tarihinde kesinleştiğini ancak yargılama devam ederken tapu kayıt maliki olan Necmettin D.’in yargılamadan haberdar edilmediğini, yurt dışında yaşadığı halde Türkiye'de bir adrese tebligat çıkarıldığını ve usulsüz tebligatlar yapıldığını, sonuç olarak davada taraf kılınmadan davanın kabulüne karar verilerek dava konusu taşınmazın satıldığını belirterek yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur.

Davalı Sedat K. vekili, davacıya yapılan tebligatların usulüne uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmiştir.

Hükmü, davacı Necmettin D. vekili temyiz etmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Yargılamanın İadesi Sebepleri" başlıklı 375. maddesinde;

"(1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:

a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.

b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.

c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.

ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.

d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.

e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.

f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.

g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.

ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.

h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.

ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.

i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.

(2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.",

Hükmüne yer verilmiştir.

Somut olaya gelince; paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.

Ortaklığın giderilmesine karar verilen taşınmazda 12.03.1996 tarihinden beri paydaş olan Nurittin oğlu Necmettin D.'e usulüne uygun husumet yöneltilmeden Necmettin D.'in yokluğunda karar verilmiş olması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 375. maddesinde sınırlı sayıda belirtilen yargılamanın iadesi sebeplerinden biri değildir. Ancak yargılamanın iadesi istenen ortaklığın giderilmesi davasında usulüne uygun taraf teşkili sağlanmamasına rağmen karar temyiz edilmediğinden kesinleştirilmiştir. Bu nedenle maddi hukuk yönünden kesinleşmiş bir karar bulunmadığından istemin yargılamanın iadesi olarak değil, Manisa 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.04.2007 tarihli 2006/605 Esas ve 2007/499 Karar sayılı ilamına yönelik temyiz istemi olarak kabulü ile 09.07.2007 tarihli kesinleştirme şerhi kaldırılarak işin esasının incelenmesine geçilmiştir.

Mahkemece tapu kayıt maliki Nurittin oğlu Necmettin D.'e usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilerek ortaklığın giderilmesi davasında taraf olması sağlanmalı ve savunması alınıp delilleri toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde eksik taraf teşkili ile karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple Manisa 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.04.2007 tarihli 2006/605 Esas ve 2007/499 Karar sayılı hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Necmettin D. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Manisa 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.04.2007 tarihli 2006/605 Esas ve 2007/499 Karar sayılı ilamına ilişkin kesinleştirme şerhi kaldırılarak hükmün BOZULMASINA, sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 31.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan        Üye                   Üye              Üye                Üye
H. ONAT      A. S. ERKUŞ    M. EROL      C. BALIKÇI    B. ŞEN

BİLGİ : “Somut olayda talepte bulunanın dilekçesi yargılamanın iadesi değil temyiz dilekçesi niteliğindedir” şeklindeki Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 09 Haziran 2020 tarihli kararı için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/somut-olayda-talepte-bulunanin-dilekcesi-yargilamanin-iadesi-degil-temyiz-dilekcesi-niteligindedir

“Yargılamanın iadesi kararına dayanarak önce oluşturulan tescillerin yolsuz olduğu ileri sürülebilir” şeklindeki Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 10 Kasım 2020 tarihli kararı için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/yargilamanin-iadesi-kararina-dayanarak-once-olusturulan-tescillerin-yolsuz-oldugu-ileri-surulebilir