T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

ESAS NO            : 2014/27437
KARAR NO         : 2015/892

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I      

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ        :
İzmir 3. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                 : 16/06/2014
NUMARASI           : 2014/407 - 2014/507
DAVACI                : BORÇLU    : L. Su Ür. Gıda Tur. Yat. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.
DAVALI                : ALACAKLI  : K. Deniz Ürünleri İhr. ve Tic. A.Ş.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi E.G. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak genel haciz yoluyla ile başlatılan ilamsız icra takibinin kesinleşmesinden sonra borçlunun zamanaşımı nedeniyle İİK'nun 71. ve 33-a maddeleri uyarınca icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir.

Takip dayanağı çekin keşide tarihi itibariyle uygulanması gereken 6762 sayılı TTK'nun 708. maddesi gereğince, çekin yasal süresinde ödenmek üzere muhataba ibrazı zorunludur. Aynı Kanun'un 720. maddesine göre ise; çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edildiği muhatap tarafından ibraz günü de gösterilmek suretiyle çekin üzerine yazılmış olan tarihli bir beyanla tespit edildiği takdirde, hamil; cirantalar, keşideci ve diğer çek borçlularına karşı müracaat haklarını kullanabilir.

Öte yandan, icra takibine konu alacak hangi zamanaşımı süresine tabi ise; icra takibinde de aynı zamanaşımı süresi uygulanır. Alacaklı tarafından, genel haciz yolu ya da kambiyo senetlerine mahsus haciz yollarından herhangi birinin tercih edilmiş olması, dayanak belge çek niteliğini taşıdığı sürece sonuca etkili olmayıp, her iki halde de zamanaşımı süresi Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirlenir. Yine dayanak belgenin, anılan niteliği haiz olmaması halinde de seçilen takip yoluna bakılmaksızın bu kez 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesinde (mülga 818 sayılı BK'nun 125. maddesi) düzenlenen 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanacaktır.

Somut olayda takip dayanağı 25/12/2008 keşide tarihli çekin arka yüzünde İİK'nun 708. ve 720. madde koşullarında muhatap bankaya ibraz edildiğine dair ibraz şerhi bulunmadığından anılan belge kambiyo senedi vasfı taşımamaktadır. Bu durumda, dayanak belge çek niteliğinde olmayıp, adi senet hükmünde bulunduğundan bu belge, 6098 Sayılı TBK'nun 146. maddesinde (mülga 818 sayılı BK'nun 125. maddesi) düzenlenen on yıllık zamanaşımına tâbi olup; sözkonusu senetteki alacak ile ilgili olarak on yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı açıktır.

Hal böyle olunca, mahkemece, yukarıda açıklandığı üzere takibe dayanak belge yönünden on yıllık zamanaşımının gerçekleşmediği gözetilerek istemin reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.