AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLEN DAVA KESİNLEŞMEMİŞ OLSA BİLE DERDESTLİK İTİRAZINDA BULUNULAMAZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


04 Eki
2017

Yazdır

T.C.
YARGITAY    
3. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI

ESAS NO       : 2016/5240
KARAR NO    : 2017/11253

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ           :
İSTANBUL (KAPATILAN) ANADOLU 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ                     : 08/01/2014
NUMARASI             : 2013/417 - 2014/2
DAVACI                   : G.K. İNŞAAT TAAH İŞL VE YAPI MALZ TİC LTD ŞTİ - VEK. AV. T.Ç.
DAVALI                   : 1- S.B. T. - VEK. AV. F.G.
                                  2- T. İNŞAAT

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y  K A R A R I

Davacı, davalı şirketle aralarında, diğer davalı Sultan Barış T.'nun müteahhitliğini üstlendiği İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, Ç. Mah. 3. Pafta, 2.3 Ada, 12/13/14 Parseller üzerinde ortak bir inşaat yapmak için 07.04.2007 tarihli inşaat yapım ve ortaklık sözleşmesi imzalandığını, imzadan sonra tüm sözleşme gereği yüklenmiş olduğu tüm edimlerini tam ve eksiksiz şekilde ve gereği gibi ifa etmesine rağmen, davalı ve davalı şirketin mezkur ödemeleri vadeye yayarak kendisinin zor duruma düşmesine sebep olduğunu, davalılar ile bu konuda müzayaka haline düştüklerini, kendisinin tahahhüt altına girdiği tüm edimleri ifa ettiğini ve sözleşme konusu işin tamamlanmasını sağladığını, taraflar arasındaki sözleşme sonrasında tanzim edilen 31.10.2008 tarihli protokol ile de bahse konu edimlerin yerine getirildiği, davalıların edimlerini eksik yaptığının açıkça ortaya çıktığını, davalıların bu protokol ile hüküm altına alınan 325.000 TL bedeli ödemediklerini ileri sürerek, bu bedelin protokol tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar, bu davada husumetin sadece Sultan Barış T.'na yöneltilebileceğini, T. İnşaatın şahıs şirketi olup hükmi şahsiyetinin olmadığını belirterek husumet itirazında bulunmuş, davacının davadan önce aynı alacak için açtığı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/1..3 E. sayılı dosyası ile davalı tarafından davacı aleyhine açılan İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/1..3 E. sayılı dosyası ile adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile tasfiye bakiyesinin ödenmesine ilişkin dava dosyasının derdest olduğunu belirterek derdestlik itirazında bulunarak davanın usulden reddini, olmadığı takdirde davanın hukuki dayanağının bulunmadığını, protokolde hesap hatalarının bulunduğunu, alacağın muaccel olmadığını beyan ederek davanın esastan reddini talep etmiştir. 

Mahkemece, ''...davacı vekili mahkememizde işbu alacak davasını açmışsa da, aynı taraflar arasında aynı mahiyetteki davanın İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülerek davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini bu kararın da temyiz edilmekle halen Yargıtay'da bulunduğunu beyan ederek, derdestlik ilk itirazında bulunmuştur. Adı geçen dosya celbedilerek incelendiğinde İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/1..3 esas, 2012/1..1 karar nolu dosyası ile 24/12/2012 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu kararın da temyiz edilmekle halen Yargıtay'da bulunduğu ve kesinleşmediği, adı geçen karar kesinleşmeden de mahkememizde tarafları ve konusu aynı olan aynı mahiyetteki işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.'' gerekçesiyle davalının derdestlik ilk itirazının kabulü ile aynı mahiyetteki dava halen İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/1..3 esas nolu dosyasında halen derdest olduğundan, karar kesinleşmeden aynı mahiyetteki işbu dava açılmış olduğundan derdestlik nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı tarafından davaya konu aynı alacağın tahsili için davalılar aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazın iptali için İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/1..3 E. sayılı dosyasında, Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin TTK.'nun 4 ve 5. maddesi hükmünce verilen 2010/3.9 E. 2011/3.3 K. sayılı işbölümünden kaynaklanan gönderme kararı sonrasında davacı vekili tarafından HMK.'nun 20. maddesinde öngörülen hak düşürücü süre içerisinde ilgili mahkemeye başvurulmadığı gerekçesiyle davanın HMK.'nun 20,137,138. maddeleri gereğince açılmamış sayılmasına karar verildiği, söz konusu kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 23.12.2014 günlü ve 2014/6793 -17074 E.K. sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verildiği, temyize konu eldeki davanın ise 28.10.2013 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

6100 sayılı HMK derdestlik konusunu dava şartı olarak düzenlemiştir. HMK'nun 114/ı maddesinde aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olması gerektiği dava şartı olarak belirtilmiştir.

Dava şartları, mahkmenin davanın esası hakkında yargılamada bulunulabilmesi için gerekli olan şartlardır. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.

Mahkeme, hem davanın açıldığı günde, hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp, inceler ve bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. Dava şartları dava açılmasından, hüküm verilmesine kadar varolmalıdır. Dava şartlarının davanın açıldığı günde bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda mahkemenin HMK 115 maddesi gereği dava şartı noksanlığı nedeniyle davayı usulden reddetmesi gerekir. 

Bir davada derdestliğin kabul edilebilmesi için varlığı gerekli üç koşul birlikte aranır. 

Bunlar: 1- Bu davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açılmış olması; 2- Davanın görülmekte ( derdest ) olması; 3- Daha önce açılmış ve görülmekte olan o dava ile ikinci davanın yani bu davanın aynı olması koşullarıdır.

Somut olayda, mahkemenin gerekçesine konu olan İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/1..3 E. sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. 

Davanın açılmamış sayılması kararı temyizi kabil niteliktedir. Ancak, derdestlik yönünden kararın temyiz edilmeyerek veya temyiz aşamasından geçerek kesinleşmesini aramaya gerek yoktur. Burada davaların takipsiz bırakılmasını önlemek amacı güdülmüştür. Davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararların kesin hüküm oluşturmayacağı da yasa gereğidir.

Bu itibarla, yukarıda anılan maddi ve hukuki olgular dikkate alındığında, mahkemece; yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı gerekçe ile hüküm tesisi usul ve yasaya uygun görülmemiş, hükmün bozulmasını gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi. 

Başkan               Üye                   Üye                         Üye                Üye
M. DUMAN         F. PINARCI       G. KAHRAMAN      H. KANIK        E. ATEŞ

BİLGİ : Yargıtay'ın bu tutumunu doktrinde eleştiren ve davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararın kesinleşmesine kadar derdestlik itirazında bulunulabileceği yönündeki görüşler için bkz. TANRIVER, Süha, Medenî Usul Hukukunda Derdestlik İtirazı, Ankara, 2007, s. 55, 56; KIYAK, Emre, Türk Hukuk Muhakemesinde Davanın Açılmasının Usul Hukukuna İlişkin Sonuçları, Ankara, 2014, s. 154.

 

AYNI YÖNDE KARAR:

T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2021/1104
KARAR NO    : 2021/925

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ           : Osmancık Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mah. Sıfatıyla)
TARİHİ                     : 15/01/2015
NUMARASI             : 2013/454 - 2015/71
DAVACI                   : Ç.T. Sanayi AŞ
DAVALI                   : A.D.

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.08.2013 gününde verilen dilekçe ile şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; derdestlik nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen 15.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, şahsi hakka dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

Davacı vekili; davalı Ahmet’in diğer şirket ortakları gibi gurbetçi olduğunu, 80’li yıllarda köylerinde tuğla fabrikası açmak üzere bir araya gelindiğini, bu hususta davalıya güvenerek ortaklarca aralarında 200.000 mark toplayıp davalıya teslim edilerek davalının tuğla fabrikası açılması işlemlerini yürütmek üzere köye gönderildiğini, Osmancık Noterliğince hazırlanan 24.03.1987 tarih, 26.7 yevmiye numaralı ortaklık senedine göre davalının kurucu yönetim kurulu üyesi olduğunu, ortaklardan Salim Uyar’ın ise fabrika sahası olarak kullanılmak üzere dava konusu 139 ada 1 parsel sayılı taşınmazı şirkete ayni sermaye aktardığını, ancak söz konusu taşınmazın fabrika sahası olarak kullanılamadığını ve davalının kadastro çalışmaları esnasında kötü niyetli olarak 139 ada 1 parsel sayılı taşınmazı kendi üzerine tescil ettirdiğini belirterek; 139 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı şirket adına tescilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili; derdestlik itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.

Bir davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verilebilmesi için üç şartın birlikte bulunması gerekir. Bu şartlar, aynı davanın iki kere açılmış olması, birinci davanın görülmekte olması ve birinci dava ile ikinci davanın aynı dava olmasıdır. Her iki davanın aynı anda olduğunu söyleyebilmek için, maddi anlamda kesin hükümde olduğu gibi birinci dava ile ikinci davanın taraflarının, konusunun ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir.

Davanın açılmamış sayılması kararı ile dava açılması ile meydana gelmiş olan sonuçlar ortadan kalkar. Yani, yeniden harç verilerek açılan yeni davada eski davanın açılması ile meydana gelen sonuçlar devam etmez. Bu nedenle; davanın açılmasıyla doğmuş olan derdestlik durumu, davanın açılmamış sayılmasıyla son bulur. Mahkemenin davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararı henüz kesinleşmemiş olsa bile derdestlik durumu yine son bulur.

Somut olayda; Osmancık Kadastro Mahkemesinin 2010/9 Esas ve 2012/3 Karar sayılı dosyasında görülen kadastro tespitine itiraz davasında verilen karar hükme esas alınarak derdestlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; hükme esas dosyanın incelenmesinde davacıların Salim U. ve arkadaşları, eldeki davanın davacısının ise Ç.T. Sanayi AŞ olduğu ve dolayısı ile iki davanın taraflarının aynı olmadığı gözden kaçırılmıştır. Bu durumda derdest bir davanın varlığından söz edilemeyeceğinden mahkemece işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan          Üye                  Üye                  Üye                 Üye
H. ONAT        A. TARTICI      S. ARSLAN      C. BALIKÇI     M. AKGÜN
                      ÇEVİKBAŞ