ADLİ TATİL İÇERİSİNDE KANUN GEREĞİ VERİLEN SÜRENİN ADLİ TATİL SEBEBİYLE UZAMASI MÜMKÜNDÜR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


24 Eki
2020

Yazdır

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi

ESAS NO             : 2018/3469
KARAR NO          : 2019/5316

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ       : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
TARİHİ                 : 14/03/2018
NUMARASI         : 2017/832 - 2018/206

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 07/12/2016 tarih ve 2015/844 E - 2016/1001 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 14/03/2018 tarih ve 2017/832 E - 2018/206 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun'un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi Fatma Güneş Çörtoğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacılar vekili, müvekkillerinin davalıların ortak olduğu şirketten kesin hükme bağlanmış işçilik alacakları olduğunu, bahse konu şirketlerden bu alacağın tahsil kabiliyeti kalmadığından davalıların şahsen ve müteselsilen sorumlu olmaları gerektiğini ileri sürerek işçi alacaklarının toplamı olan 30.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir. Davacılar vekili, sonraki tarihli beyan dilekçesiyle davaya yalnızca davacı Gökçe için devam ettiklerini, diğerleri bakımından ati’ye terk ettiklerini beyan etmiştir.

Davalı taraf vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.

İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin hangi davacı için ne kadar istediğinin belli olmadığı, her bir davacının alacağı ilama bağlı olup alacak tutarlarının belli olduğu halde 30.000.- TL’nin tahsilinin talep edildiği, bu şekildeki talep yönünden her bir davacı için ne miktar kabul ya da ne miktar talebin reddedileceği hususunda hüküm kurulmasının mümkün olmadığı, taleplerini somutlaştırması için davacıya kesin süre verildiği halde süre içerisinde işlem yapmadığı gerekçesi ile davacılar yönünden davalılara karşı açılan davanın HMK 119/2 maddesine göre açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Kararı, davacılar vekili istinaf etmiştir.

Bölge adliye mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, ilk derece mahkemesinin davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu, kamu düzenine aykırı olmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.

Dava, davacıların işçilik alacaklarının davalı şirket ortaklarından tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince, 6100 sayılı HMK 119/1-ğ hükmüne dayalı olarak, dava dilekçesinin açık talep sonucu içermediğinden bahisle verilen kesin sürede, anılan eksiklik giderilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına, bölge adliye mahkemesince ise istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

HMK 119/2 hükmü gereği, dava dilekçesindeki eksikliğinin giderilmesi için verilen kesin süre, 1 hafta olarak öngörülmüş olup; bu süre uzatılıp kısaltılamaz. Somut olayda, davacılara verilmesi gereken 1 haftalık sürenin sonu, adli tatil içine tekabül etmiş olmakla, HMK’nın 104. maddesi gereği, sürenin adli tatil bitiminden itibaren bir hafta uzayacağı gözetilerek davacının, 07.09.2016 tarihli dilekçesinin süresinde verildiğinin kabulü gerekir.

Öte yandan; davacı tarafın verdiği 07.09.2016 tarihli dilekçe içeriğine gelince, bir davada birden fazla davacı bakımından toplu bir alacak talep edilmesi halinde, davacı yanca, belirsizliğin kendiliğinden ya da belirlenen süre içerisinde giderilmediğinden, mahkemece, her bir davalı için mütesaviyen yani eşit tutarda talepte bulunulduğunun kabulü gerekir. Bir başka deyişle; toplam dava değeri, davacı sayısına bölünerek her bir davacı için netice-i talep belirlenir. Bu suretle, 07/09/2016 tarihli dilekçe ile davacılardan sadece Gökçe Y. bakımından 714,28 TL (30.000,00TL/42) tutarında bir davanın varlığı söz konusu olup, belirlenen talebe göre dosya esasına girilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile verilen açılmamış sayılma kararına karşı yapılan istinaf isteminin bölge adliye mahkemesince esastan reddi doğru olmamış kararın anılan nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalılara iadesine, 11/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan                Üye                     Üye                      Üye                   Üye
Ahmet ÖZGAN    M. U. TARHAN   R. C.HANEDAN   M. DURGUN     Ş. KAZDAL