ALACAK KALEMLERİNDEN ASIL ALACAK, İŞLEMİŞ FAİZ VE KDV’NİN AYRI AYRI GÖSTERİLEREK TOPLAMI ÜZERİNDEN İTİRAZIN İPTALİNE KARAR VERİLMELİDİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


21 Eyl
2022

Yazdır

T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2022/3299
KARAR NO    : 2022/5887

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ              :
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
TARİHİ                        : 08/02/2022
NUMARASI                : 2021/408 - 2022/318
DAVACI - KARŞI
DAVALI                      :
E.A. VEK. AV. R.A.
DAVALI - KARŞI
DAVACI                     :
S. TEKSTİL SAN. VE TİC. A.Ş. VEK. AV. M.A.A.
İLK DERECE
MAHKEMESİ            : BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ                      : 24/12/2020
NUMARASI              : 2019/261 - 2020/830

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde karşılıklı görülen itirazın iptali ve tazminat davalarından; asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı/ karşı davacı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı/ karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y   K A R A R I

Davacı; imzaladıkları 09/05/2018 tarihli sözleşme gereğince, davalının taşınmazını 4.500.000 TL bedel ile satmayı taahhüt ettiğini, sözleşme kapsamında davalıyı peyder pey toplamda 355.000 TL kaparo ve bağımsız bölüm ödemesi yaptığını, kendisine ait dükkanları satmak suretiyle bu taşınmazı satın alacağından satım sözleşmesinde satışın ne zaman gerçekleşeceğine dair bir süre belirtilmediğini, davalının bu durumu kabul etmesine karşın kendisini temerrüte düşürmek amacıyla haksız bir ihtarname gönderdiğini ve taşınmazı üçüncü bir şahsa sattığını, gönderdiği cevabi ihtarname ile ödenen paraların iadesini talep ettiğini, aldığı parayı iade etmeye yanaşmayan davalının aleyhine başlattığı icra takibine de itiraz ettiğini ileri sürerek davalının itirazının iptali ile takibin devamını talep etmiştir.

Davalı; taşınmazı almaktan haklı bir gerekçe olmaksızın imtina eden davacının ödediği kaporanın iadesini talep edemeyeceğini davacının sözleşme gereği 205.000 TL kaparo ödemesi yaptığını, 355.000 TL kaparo ödemesi yapıldığı beyanının gerçeğe aykırı olduğunu, verilen çeklerin taşınmaz satımı ile bir ilgisi bulunmadığını, davacıya gönderdiği ihtarnamede satımı konusunda anlaşılan taşınmaza ilişkin kaparo ödenmesine karşın taşınmazı almaktan imtina edildiği, ihtarın tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde taşınmazın alımının yapılması, satın almaktan vazgeçildiği taktirde gönderilen kaparonun iade edilmeyeceği, taşınmazın sözleşmede kararlaştırılan bir bedelin altında 3. kişiye satılmak zorunda kalınması halinde oluşan zararın tahsili yoluna gidileceği hususların bildirildiğini, davacının haksız ve kötü niyetle icra takibi başlattığını, bu süre zarfında taşınmazın değerinin düşerek, taşınmazın anlaşılan bedelin altında 3. kişiye satılmak zorunda kalındığını savunarak davanın reddini istemiş; karşı davasında ise, uğradığı zararın işlemiş ve işleyecek faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsilini talep etmiştir.

İlk derece mahkemesince; taraflar arasında aktedilen protokolün taşınmaz satışına ilişkin olup, resmi şekilde düzenlenmediği için geçersiz olduğu, sözleşme geçersiz olduğundan içerdiği cezai şarta ilişkin hükümlerin de geçersiz olacağı, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre taraflar verdiklerini geri alma hakkına sahip olduklarından, davacının peşinat olarak verdiği 355.000 TL'yi davalıdan talep etmesinin haklı görüldüğü, davacının takip talebinden önce ihtarname ile davalıyı temerrüte düşürdüğü ve bilirkişi tarafından yapılan hesaplama uyarınca 03/10/2018 tarihinden takibe kadar 5.689,73 TL işlemiş faiz alacağının bulunduğunun tespit edildiği, alacağın likit olması ve davalı itirazının haksız olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği; davalı/ karşı davacı taraf her ne kadar taşınmazın satın alınmaması sebebiyle uğradığı zararını talep etmiş ise de; aralarında yapılan sözleşmenin geçersiz olması sebebiyle sadece tarafların verdiklerini geri isteyebileceği, sözleşmenin ifa edilmemesi sebebiyle uğranılan zararı talep edemeyecekleri gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulü ile, takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile 355.000 TL asıl alacak ve 5.689,73 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 360.689,73 TL üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin işlemiş faiz talebinin reddine, karşı davanın ise reddine karar verilmiş; karar davalı/ karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.

Bölge adliye mahkemesince; davalının sair itirazları yerinde görülmeyerek, takip öncesi işlemiş faiz yönünden davacının davalı tarafa Eyüp Sultan 8.Noterliği vasıtasıyla keşide ettiği 10373 yevmiye nolu 02/10/2018 tarihli ihtarname ile 40.000 TL kapora ile 315.000 TL satış bedelinin ihtarnamenin tebliğinden itibaren üç gün içinde iadesini talep ettiği, ihtarnamenin 03/10/2018 tarihinde davalıya tebliğ edildiği ve iadenin gerçekleşmediği, davalının ihtarnamede belirtilen sürenin sona erdiği 07/10/2018 tarihinde temerrüte düştüğü, ancak icra takibinde 03/10/2018 tarihinden itibaren faiz talep edildiğinden asıl dava ile ilgili olarak tesis edilen hükmün faiz yönünden düzeltilmesi gerektiği; 355.000 TL alacak için temerrüt tarihi olan 07/10//2018 ile takip tarihi olan 02/11/2018 tarihleri arasında 26 günlük süre için % 19,50 oranından hesaplanan avans faizi 4.931,10 TL, takip ile talep edilebilecek toplam alacak 355.000 TL asıl alacak + 4.741,44 TL takip öncesi işlemiş faizden ibaret toplam 359.931,10 TL olduğu gerekçesiyle, davalı karşı davacının asıl davaya ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, tespit edilen eksiklik yargılama gerektirmediğinden HMK 353/1-b-2 md gereğince, esasa ilişkin olarak yeniden, asıl davanın kısmen kabulü ile, davalı/borçlunun takibine girişilen 360.768,75 TL tutarındaki dava konusu borcun 359.931,10 TL'lik kısmına vaki itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/borçlunun hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karşı davanın reddine karar verilmiş; karar, davalı/ karşı davacı vekilince temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalı/ karşı davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Dava konusu icra takibinde; 355.000 TL asıl alacak, 5.768,75 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 360.768,75 TL alacağın tahsilinin talep edildiği, bu nedenle bölge adliye mahkemesince davacı tarafın takip tarihi itibariyle istemekte haklı olduğu alacak kalemleri (asıl alacak, işlemiş faiz ve KDV’nin) ayrı ayrı gösterilerek toplamı üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken, faize faiz yürütülmesine neden olacak ve infazda tereddüt yaratacak şekilde alacak kalemlerinin toplamı üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiş olması ve asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının hangi miktar üzerinden ve ne miktarda verildiğinin belirtilmemesi, HMK'nın 297. maddesine aykırı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki yapılan bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bölge adliye mahkemesi kararının düzeltilerek onanması HMK’nın 370/2 maddesi hükmü gereğidir.

SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı/ karşı davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle istanbul bölge adliye mahkemesi kararının hüküm fıkrasının A-1 bendinde yazılı olan “...takibine girişilen 360.768,75 TL tutarındaki dava konusu borcun 359.931,10 TL'lik kısmına vaki itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına,...” ifadesi çıkartılarak yerine “...takibine girişilen 360.768,75 TL tutarındaki dava konusu borcun 355.000 TL asıl alacak, 4.741,44 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 359.931,10 TL'lik kısmına vaki itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına,...” ifadesinin yazılması, A-2 bendinde yer alan "...davalı/ borçlunun hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine..." ifadesi çıkartılarak yerine "...davalı/ borçlunun hüküm altına alınan 355.000 TL asıl alacağın % 20'si oranında 71.000 TL icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine..." ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 16/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan            Üye              Üye            Üye                     Üye 
M. DUMAN      H. KANIK     E. ATEŞ     M. GÜRKANLI    İ. ULUKUL