ALMANYA İLE TÜRKİYE ARASINDA TEMİNAT MUAFİYETİ İÇİN ANLAŞMA OLDUĞUNDAN DAVACIDAN TEMİNAT İSTENEMEZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


15 Kas
2018

Yazdır

T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2016/16175
KARAR NO    : 2018/1079

Y A R G I T A Y   K A R A R I

MAHKEMESİ          : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ                    : 13/04/2016
NUMARASI            : 2015/500 - 2016/299
DAVACILARI          : 1- M.Ç. 2- O. Trans Lojistik Ltd. Şti. vek. Av. Y.K.
DAVALILARI          : 1- Ş. Otomotiv Turz. İnş. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti.
                                  2- M. Kamyon ve Otobüs Tic. A.Ş. vek. Av. S.A.

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı Müjdat Ç. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacılar vekili, davacıların, davalı Ş. Otomotiv ... Ltd. Şti.'den ticari araç satın aldığını, diğer davalı M. Kamyon ve Otobüs A.Ş.' nin ise davaya konu aracın Türkiye'de yetkili satış ve servis hizmetlerini yürüttüğünü, dava konusu araçta sevkiyat aşamasında yangın çıktığını, yangın sonucu araca bağlı çekici, dorse ve araçlarda bulunan taşımaya konu tüm malların yandığını, yangının çıkış sebebinin çekicideki üretim hatasından kaynaklandığını, davalıların araçtaki gizli ayıp nedeniyle ağır kusurlu olduğunu ileri sürerek, araç satışı için verilen senetlerden dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 

Davalılar davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, dava konusu alacağın temlik edildiği, temlik alanın Almanya adresini bildirerek Almanya’da düzenlenen bir vekaletnameyi dosyaya sunduğu ve alacağa ilişkin yazılı temlikname beyan ettiği, HMK 84. maddesi gereğince temlik alanın Türkiye'de mutat meskeninin olmadığı anlaşıldığından 10.000,00-TL teminatın 1 aylık kesin süre içerisinde yatırılması için temlik alana kesin süre verildiği, HMK' nun 88/1. maddesi gereğince davacıya verilen kesin süre içerisinde belirlenen teminatın yatırılmadığı gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı Müjdat Ç. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı Türkiye vatandaşıdır. Davacının yurtdışında ikamet ediyor olmasının yabancılar için öngörülen teminat şartının davacı yönünden de aranacağı anlamına gelmediği gibi Türkiye ile Almanya arasında teminat muafiyeti konusunda ikili anlaşma olduğu da gözönüne alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA peşin harcın istek halinde davacı Müjdat Ç.'ya iadesine, 01/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan               Üye                  Üye                   Üye                  Üye
M. Bülent            A. TUNCAY     A. H. GÜLER    S. KAHVECİ     F. AKYÜZ
SELÇUK

İÇTİHAT YORUMU : Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 01 Mart 2018 tarihli kararında, "Davacı Türkiye vatandaşıdır. Davacının yurtdışında ikamet ediyor olmasının yabancılar için öngörülen teminat şartının davacı yönünden de aranacağı anlamına gelmediği gibi ..." ifade tarzı, HMK m. 85/1-a) hükmü açısından hukukî anlamda hatalıdır. Hukuk Muhakameleri Kanunu m. 85/1-a) "Türkiye’de mutad meskeni olmayan Türk vatandaşının dava açması, davacı yanında davaya müdahil olarak katılması veya takip yapması." hükmünü içermektedir. Söz konusu hükümden de anlaşılacağı üzere, somut olayda yurtdışında ikamet eden davacı Türk vatandaşı için teminat şartı aranacağı her türlü izahtan varestedir. Bu yüzden kanımızca, söz konusu karardaki ifadenin, HMK m. 85 hükmü açısından, "Davacı Türkiye vatandaşıdır. Davacı yurtdışında Almanya'da yaşıyor ise de, Türkiye ile Almanya arasında teminat muafiyeti konusunda ikili anlaşma olduğu gözönüne alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir." şeklinde anlaşılması yerinde olacaktır.