ANONİM ORTAKLIĞIN ÇIPLAK PAYININ DA SENEDE BAĞLANMIŞ PAYLAR GİBİ SERBESTÇE DEVREDİLEBİLECEĞİ HUSUSUNDA GÖRÜŞ BİRLİĞİ MEVCUTTUR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


29 Tem
2022

Yazdır

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2021/6896
KARAR NO    : 2022/4551

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ          :
 İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
TARİHİ                    : 29/12/2020
NUMARASI            : 2020/620 - 2020/3137
DAVACI                  : 3. Kişi    : P. Inc.
DAVALILAR           : Alacaklı : A.Y.
                                  Borçlu   : S.F.T.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki 3. kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Gamze Demir tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Davacı üçüncü kişi, üçüncü kişinin davadışı S. Tekstil Gıda ve Geri Dönüşüm San. ve Tic. A.Ş.'deki payı üzerine haciz şerhinin işlendiğini; üçüncü kişinin borçludan hisse alım-satım işleminin 10.09.2015 tarihinde ve taraflar arasında imzalanmış olan hisse devir protokolü hükümleri çerçevesinde gerçekleştiğini, devir işleminin şirket resmi pay defterine aynı gün Yönetim Kurulunun aldığı kararla işlendiğini iddia ederek davanın kabulü ile mülkiyeti üçüncü kişiye ait hisse üzerindeki haczin kaldırılmasını talep etmiştir.

Davalı alacaklı, pay devri için Noter Onaylı Devir Sözleşmesi gerektiğini, muvazaalı işlemler yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.

Davalı borçlu, 3. kişi ile borçlu arasında 10.09.2015 tarihinde Hisse Devir Protokolü imzalandığını, borçlunun S. Tic. Ltd. Ştj.deki payını davacı şirkete devrettiğini, hisse devrinin 10.09.2016 tarih 2015/06 karar no.lu Yönetim Kurulu Kararı ile onaylanarak şirket pay defterine işlendiğini, haciz tarihi itibari ile S. Tic. Ltd. Şti.'de hissesinin olmadığını beyan etmiştir.

Mahkemece, borçlu ile üçüncü kişi arasında yapılan hisse devri işleminin adi yazılı sözleşme şeklinde olduğu, kanun koyucunun aramış olduğu noter onayını taşımadıklarından davacı ile davalı borçlu arasında muvazaalı bir ilişkinin olduğuna yönelik yorumlandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı üçüncü kişi istinaf yoluna başvurulmuştur.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, haciz yazısının davadışı S. .... A.Ş.'ye bildirilmesine rağmen anılan şirket tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığı, böylelikle hisselerin borçlu Semih Fahri T. adına ve hesabına şirket nezdinde ve mamelekinde bulunduğu hususunun kesinleştiği, hisse devrinin alacağın temliki hükümlerine göre yazılı olması dışında başkaca şekil koşuluna tabi olmaksızın yapılması mümkün ise de devir ve temlikin adi yazılı olması, noter onaylı olmaması, bu tür işlemlerin her zaman eski tarihli düzenlenebilecek nitelikte olması nedeniyle güçlü delil olarak kabulüne imkan bulunmaması, alacaklıdan mal kaçırma amacıyla gerçekleştirilen danışıklı işlemler yapıldığından davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, üçüncü kişinin İİK'nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.

Türk Ticaret Kanunu’nun 133. maddesine göre, sermaye şirketlerinde alacaklılar, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların, İİK’nın taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilirler. Haciz, istek üzerine, pay defterine işlenir.

İİK'nuı 94/1. maddesinde açıkça; "...Anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkarılmamışsa, borçlunun şirketteki payı icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir..." hükmü yer almaktadır.

Anonim şirkette, payın (hissenin) hisse senedine bağlanması zorunlu değildir. Eğer pay, hisse senedine (veya ilmuhabere) bağlanmazsa, çıplak pay olarak kalır. Hisse senedine (veya ilmuhabere) bağlanmamış (çıplak) pay da hisse senedi gibi her çeşit işlemin konusu yapılabilir, devredilebilir, rehnedilebilir, üzerinde intifa hakkı tanınabilir, haczedilebilir.

Anonim şirketlerde, paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkartılmamışsa, borçlunun şirketteki (çıplak) payı, icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir (İİK. m. 94/1 C.3). Buna göre, çıplak pay hissesinin haczine karar veren icra müdürü, bu hacizle ilgili muhafaza tedbiri almak için mahalline (anonim şirket merkezine) gitmek zorunda değildir. İcra müdürü, İİK’nun 94/1 C.3 hükmüne göre, anonim şirkete bir ihbarname (bildiri) göndermekle de yetinebilir. Bu ihbarnamede (bildiride), borçlunun anonim şirketteki çıplak payının haczedildiği, bu haczin pay defterine işlenmesi, ilerde hisse senedi (veya ilmuhaber) çıkarılması halinde, borçlunun (çıplak) payına düşen hisse senetlerinin (veya ilmuhaberlerin) borçluya verilmeyip, icra dairesine (dosyasına) teslim edilmesi, borçluya çıplak payı ile ilgili bütün tebligatın bundan böyle icra dairesine yapılması ve borçlunun muvafakatinin alınması gereken tüm müşterek tasarruflar ve kararlar için, borçlu ortak yerine icra dairesinin muvafakatinin alınması gerektiği (anonim şirkete) ihbar edilir (bildirilir). Böylece, borçlunun, haczedilen çıplak payı üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanmış olduğu (İİK. m. 86. m. 94/1 C.6) anonim şirkete bildirilmiş ve buna aykırı davranışlara karşı gerekli muhafaza tedbirleri (İİK. m. 90) alınmış olur.

İcra dairesinin bu ihbarnamesini (haciz bildirisini) alan anonim şirket, çıplak payın haczedildiğini şirket pay defterine işlemek zorundadır; ancak, çıplak pay haczi, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile, haciz bildirisinin anonim şirkete tebliğ edildiği tarihte yapılmış sayılır (İİK. m. 94/1 CA Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2004 baskı, s. 392, 393).

6762 sayılı TTK'nın “Hisse Senetlerinin Devri” başlıklı 415. ve 416. maddelerinde hamile ve nama yazılı hisse senetlerinin ne şekilde devredileceği düzenlenmiş olup, her iki halde de hisse devrinin noterden yapılması gerektiği, bunun sıhhat şartı olduğuna dair bir koşul belirtilmemiştir. TTK'nın 415. maddesi uyarınca, hamile yazılı senetler, elden teslim ile devredilir ve bu işlemle pay devri yapılmış olur. Nama yazılı pay senetleri ise, ciro ve teslim ile devredilir, devir şirkete karşı pay defterine kayıtla hüküm ifade eder. Anonim ortaklığın çıplak paylarının devri konusunda TTK bünyesinde bir hüküm bulunmamaktadır. Payın devredilebilirliği ilkesi uyarınca, çıplak payın da senede bağlanmış paylar gibi serbestçe devredilebileceği hususunda görüş birliği mevcuttur. Ancak payın serbestçe devredilebilirliğine getirilen kanuni ve iradi sınırlamalar kuşkusuz çıplak pay için de geçerlidir. Çıplak payın devri genel hükümler doğrultusunda yapılır. Uygulanacak hükümler payın bedelinin tamamen ödenmiş olup olmadığı hususuna göre değişir. Bedelinin tamamı ödenmiş çıplak payın devri genel hüküm niteliğindeki alacağın temliki hükümlerine göre gerçekleşir. Alacağın temliki tasarrufi bir işlem olduğu için, bununla çıplak pay devralana geçer. Şekil olarak bedeli tam ödenmiş çıplak payın devri, payın devredildiğini içeren yazılı bir temlik beyanının devralana verilmesi ile söz konusu olur. Anonim ortaklık payı bünyesinde çeşitli alacak hakları bulundurmaktadır. İşbu alacak haklarının devredilmesi eğer pay senede bağlanmamışsa, ancak BK'da düzenlenen alacağın temliki vasıtasıyla gerçekleşebilir. Alacağın temliki de yazılı şekilde yapılır. Bedeli hiç ödenmemiş veya kısmen ödenmiş çıplak payın devrinin hukuki niteliği bedelinin tamamı ödenmiş çıplak payın devrinden faklıdır. Zira, bedelinin tamamı ödenmiş pay tali yükümleri bir yana bırakacak olursak, pay sahibi açısından herhangi bir malvarlıksal borç içermediğinden sahip olduğu alacak hakkı niteliğindeki haklarından ötürü devri alacağın temliki hükümlerine göre gerçekleşecektir. Oysa, bedeli tam olarak ödenmemiş pay için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Çünkü bedeli tam ödenmemiş pay, pay sahibi dışından malvarlıksal borç niteliğindeki taahhüt edilen pay bedelinin ödenmesi borcunu içerir. Anonim ortaklıklarda pay sahibinin asli borcu, taahhüt ettiği payların karşılığını oluşturan edimin ifasıdır. Bu kural hem nakdi hem de ayni sermaye taahhüdü için geçerlidir. Pay sahiplerinin taahhüt ettikleri payların karşılığını oluşturan edimi ifa etme borçları, ortaklık dışında da bir alacak hakkı teşkil eder. Bu durumda, karşılığı tamamen ödenmemiş bir payın devri devralan kişi açısından bir borç yüklenmesi niteliğine sahip olacağından ötürü devir işleminin borcun üstlenilmesi hükümleri uyarınca, yani bir iç üstlenme sözleşmesi ve alacaklı konumundaki anonim ortaklığın onayı alınmak sureti ile yapılması gereklidir. İç üstlenme sözleşmesinin tabi olduğu şekil şartı hakkında hiç bir hüküm öngörülmemiştir. Bu nedenle, hukukumuzda hakim olan şekil serbestisi ilkesi uyarınca tarafların söz konusu nakil sözleşmesini herhangi bir özel şekle bağlı olmaksızın sözlü, yazılı veya resmi şekilde yapabilme hususunda serbest oldukları düşünülebilir. Ancak pay, sadece kendisine bağlanan borçların değil aynı zamanda hakların da kaynağını teşkil eder. Alacak haklarının devrinin alacağın devri hükümlerine tabi kılındığı düşünülecek olursa, taahhüt edilen payın karşılığını ödeme borcunun yanında, ortaklık haklarını da içeren bedeli tam ödenmemiş payın devri işleminin de yazılı şekilde yapılması zorunluluğu söz konusudur. Dolayısıyla bedeli tam olarak ödenmemiş çıplak payın devri yazılı bir devir beyanı ile birlikte anonim ortaklığın onayının alınması ile gerçekleşir. Anonim ortaklık adına devir işlemine onay vermeye eğer ana sözleşmede farklı bir düzenleme bulunmuyorsa yönetim kurulu yetkilidir. (Sevi, Ali Murat, Anonim Ortaklıkta Payın Devri, Ankara 2012, 294 vd.)

Somut olayda, alacaklı vekilinin 26/10/2015 tarihli davadışı S. Tekstil A.Ş.ne takip borçlusu Semih Fahri T.’ın şirketteki pay ve hisselerine haciz konulması talebi üzerine faiz ve masraflar hariç 878.369,29.TL alacağa yönelik olarak davadışı S. A.Ş.ne İİK.nun 94. maddesi uyarınca gönderilen haciz yazısının 28/10/2015 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin talebi ile 20.11.2015 tarihinde paydefterine haciz şerhinin işlenmesini talep etmiş olup İstanbul 19. İcra Müdürlüğünün 2015/28.53 Esas sayılı dosyasında 20/11/2015 tarihli işlemlerinin de haczin pay defterine işlenmesine yönelik muhafaza tedbiri niteliğinde olduğu anlaşılmakla haciz bildirisinin anonim şirkete tebliğ edildiği 28.10.2015 tarihinde yapılmış sayılması gerekir. Öte yandan, borçlu ile üçüncü kişi arasında 10.9.2015 tarihinde adi yazılı devir protokolü yapıldığı, yukarıda yer verilen açıklamalara göre pay devrinin herhangi bir şekil şartına tabi olmadığı görülmüştür. Buna göre, 28.10.2015 tarihli haciz sırasında dava konusu payın maliki borçlu olmayıp üçüncü kişi olduğundan İİK'nın 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi üçüncü kişi yararına olup, bu yasal karinenin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir. Davacı alacaklı tarafından dayanılan deliller, karinenin aksini ispat etmeye yeterli görülmemiş, davalı alacaklının borçlu ile üçüncü kişi arasında danışıklı işlem yapıldığına dair iddialarının açılabilecek tasarrufun iptali davasında da değerlendirilebileceğinden davanın kabulü yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile reddine yönelik hüküm kurulması doğru olmamıştır.

SONUÇ : Üçüncü kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile, yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, istinaf talebinin esastan reddine ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 30.12.2020 tarih ve 2020/620 E. - 2020/3137 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 19.11.2019 tarih ve 2015/1617 E. - 2019/ 1096 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 06/04/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan           Üye                Üye                  Üye                   Üye
A. TUNCAL     M. ÇAMUR    S. ÖZTEMİZ    Dr. S. MUTTA    A. AYAN

BİLGİ : “Çıplak pay hissesinin haczine karar veren icra müdürü muhafaza tedbiri için anonim şirket merkezine gitmeyebilir” şeklindeki Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 22 Haziran 2021 tarihli kararı için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/ciplak-pay-hissesinin-haczine-karar-veren-icra-muduru-muhafaza-tedbiri-icin-anonim-sirket-merkezine-gitmeyebilir