BANKANIN HACİZ MÜZEKKERESİNE KARŞI MEVDUAT ÜZERİNDE REHİN, TAKAS VE MAHSUP HAKKI OLDUĞUNU İLERİ SÜRMESİ İSTİHKAK İDDİASI NİTELİĞİNDEDİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


19 Tem
2022

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2018/12-93
KARAR NO   : 2022/255

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ               :
 Konya 2. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                         : 22/10/2015
NUMARASI                 : 2015/649 - 2015/861
DAVACI                       : T.İ. Bankası A.Ş. vekili Av. T.O.
DAVALI                       : H.İ.D. vekili Av. A.G.

1. Taraflar arasındaki "şikâyet" isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Konya 2. İcra (Hukuk) Mahkemesince şikâyetin reddine ilişkin karar şikâyetçi üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir.

2. Direnme kararı şikâyetçi üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. İNCELEME SÜRECİ

Üçüncü Kişi İstemi:

4. Şikâyetçi üçüncü kişi vekili şikâyet dilekçesinde; Konya 8. İcra Müdürlüğünün 2014/5015 E. sayılı dosyasında, borçlunun mevduatına borç miktarınca haciz konulmasına karar verilerek müvekkili bankanın Çumra/Konya Şubesine 04.09.2014 tarihli müzekkerenin gönderildiğini, bankaca yapılan araştırmada borçluya ait 45.2-0.1.7.8 numaralı VDSZ hesabına rastlanıldığı ve borçlunun bankaya borç ve risklerinin bulunduğu, yasalar ve borçlular ile banka arasında imzalanan sözleşmelerin ilgili maddeleri gereğince borçlunun doğmuş ve doğacak hak ve alacakları üzerinde rehin, hapis ve takas mahsup hakkının bulunduğu, söz konusu tutarlar üzerine bankanın rehin, hapis ve takas mahsup haklarından sonra hüküm ifade etmek üzere haciz şerhi işlendiğinin icra müdürlüğüne bildirildiğini, bu kez icra müdürlüğü tarafından 04.11.2014 tarihli müzekkerenin müvekkili bankaya 06.11.2014 tarihinde tebliğ edildiğini, bu müzekkere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK) hükümlerine aykırı olduğundan iptali gerektiğini, bankanın rehin hakkının varlığı karşısında icra müdürlüğünce paranın bankadan istenilemeyeceğini, icra müdürlüğünce gönderilen yazıların İİK’nın 89. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen haciz ihbarnamesi olmayıp, haciz müzekkeresi niteliğinde olduğunu, haciz müzekkeresine cevap verilmese dahi haciz ihbarnamesine bağlanan sonuçların doğmayacağını ve paranın bankanın zimmetinde kabul edilemeyeceğini, banka tarafından açıkça itiraz edilmesi hâlinde ise itirazın mahiyetine göre İİK’nın ilgili hükümleri doğrultusunda işlem yapılması gerekirken, aynı konuda haciz müzekkereleri gönderilemeyeceğini, İİK’nın 99. maddesine göre süresi içinde bankaya karşı açılmış bir istihkak davası bulunmadığını ileri sürerek 04.11.2014 tarihli müzekkerenin ve bu müzekkerenin dayanağı olan icra müdürlüğü kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Alacaklı Cevabı:

5. Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; Yargıtayın yerleşik emsal içtihatları gereğince haciz müzekkeresinin üçüncü kişi bankaya ulaştığı tarihte, borçlunun banka nezdindeki hesabında bulunan para ile sınırlı şekilde hüküm ifade edeceğini, ileriye dönük veya muhtemel alacaklar için hüküm ifade etmeyeceğini, buna karşılık bankaya haciz müzekkeresi tebliğ edildikten ve bankaca müzekkereye cevap verildikten sonra borçlunun hesabında değişiklik olmasının (hesaba para girişinin) muhtemel olduğunu, dolayısıyla birinci haciz ihbarnamesine itiraz edilmesi üzerine üçüncü kişiye ikinci haciz ihbarnamesi tebliğ edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ancak birinci haciz ihbarnamesi niteliğindeki haciz müzekkeresine itiraz edildikten belli bir süre sonra borçlunun hesabında değişiklik olması (hesaba para girişi) ihtimaline binaen tekrar birinci haciz ihbarnamesi tebliğ edilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık olmadığını, şikâyetçi bankaya ikinci haciz ihbarnamesi tebliğ edilmediğini, çeşitli tarihlerde gönderilen ve her biri birinci haciz ihbarnamesi niteliğinde olan haciz müzekkerelerinin iptali talebiyle dava açmakta herhangi bir hukukî yararı olmadığını, bankanın takip dosyasına herhangi bir ödeme yapmadığını, üçüncü kişi konumundaki bankanın birinci haciz ihbarnamesinin iptali şikâyeti bakımından aktif husumet ehliyetinin de olmadığını belirterek şikâyetin reddini savunmuştur.

Mahkeme Kararı:

6. Konya 2. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 26.02.2015 tarihli ve 2014/986 E., 2015/200 K. sayılı kararı ile; her ne kadar banka nezdinde bulunan borçlu mevduatına haciz konulmuş ve davacı (şikâyetçi) bankanın üstün hakka dayalı talebinin istihkak davası olarak görülmesi gerekir ise de mahkemenin taleple bağlı olduğu ve memur işleminde de yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile şikâyetin reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikâyetçi üçüncü kişi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Yargıtay 12. Hukuk Dairesince 22.06.2015 tarihli ve 2015/12000 E., 2015/17200 K. sayılı kararı ile;

“… Borçlunun üçüncü kişi bankadaki mevduat alacağı, İİK'nun 106/2. maddesi gereğince menkul hükmündedir. Bankadaki mevduat, menkul haczi gibi icra müdürlüğünce bankaya yazılacak yazı ile haczedilebileceği gibi (HGK'nun 1.12.1999 tarih ve 1999/12-1003/1017 sayılı kararı), İİK'nun 89. maddesine uygun olarak düzenlenen haciz ihbarnamesi ile de haczedilebilir. Bu takdirde İİK'nun 89. ve bunu izleyen maddelerde yazılı hukuki sonuçlar doğar. İİK'nun 89. maddesindeki koşulları taşımayan haciz yazısı gönderilmesi halinde, anılan maddedeki sonuçlar doğmaz ve borç bankanın zimmetinde sayılmaz.

İİK'nun 89. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişi bankanın, borçluya ait mevduat hesabı üzerinde rehin hakkının olduğunu ileri sürmesi, itiraz niteliğinde olup, alacaklı, İİK'nun 89/4. maddesi uyarınca üçüncü kişinin cevabının aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü kişinin İİK'nun 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir (HGK'nun 28.3.2012 tarih ve 2011/12-849-242 sayılı kararı).

Üçüncü kişinin haciz müzekkeresine karşı mevduat hesabı üzerinde kendisinin rehin hakkı bulunduğunu ileri sürmesi ise, İİK'nun 96/1. maddesi uyarınca istihkak iddiası niteliğinde olup, icra müdürünün İİK'nun 99. maddesinde yazılı kurallara göre işlem yapması gerekir. İİK'nun 99. maddesinde; "Haczedilen şey, borçlunun elinde (m. 96) olmayıp da üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı (m.23) iddia eden üçüncü bir şahıs nezdinde bulunursa, icra müdürü o şahıs aleyhine icra mahkemesine müracaat için alacaklıya yedi gün mühlet verir. Bu mühlet içinde icra hakimliğine dava ikame edilmezse üçüncü şahsın iddiası kabul edilmiş sayılır" düzenlemesine yer verilmiştir.

Somut olayda, icra dairesinin, borçlunun bankadaki mevduatının haczi için doğrudan haciz yazısı gönderdiği tespit edilmiştir. 3.kişi durumundaki bankanın haciz yazısına karşı mevduat üzerinde rehin, takas ve mahsup hakkının olduğunu ileri sürmesi istihkak iddiası niteliğindedir. Bu durumda icra müdürünün İİK'nun 99. maddesindeki kurallara göre işlem yapması gerekmekte olup, paranın bankadan istenmesi yasaya aykırıdır.

O halde icra mahkemesince, İİK.nun 99. maddesi hükmünün uygulanması gerektiği gözetilerek şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, şikayete konu işlemde yasaya aykırılık olmadığı gerekçesiyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9. Konya 2. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 22.10.2015 tarihli ve 2015/649 E., 2015/861 K. sayılı kararı ile; uyuşmazlığın istihkak davasının üçüncü kişi konumunda olan banka tarafından mı yoksa alacaklı tarafından mı açılması gerektiğine ilişkin olduğu, dosya kapsamına göre mevduatın borçluya aidiyeti konusunda tartışma olmadığı, bu durumda icra müdürünün alacaklıya dava açması için yedi günlük süre vermesi gerektiği, yedi günlük süre bitiminde istihkak davası açılmaması hâlinde üçüncü kişi bankanın istihkak iddiasının kabul edildiğinin varsayıldığı, ancak bu kuralın üçüncü kişinin istihkak davası açmasına engel olmadığı, yani alacaklının istihkak davası açması beklenmeden üçüncü kişinin istihkak davası açabileceği, kaldı ki İİK’nın 99. maddesindeki prosedür yerine getirilmeden haczin kesinleşmeyeceği, dolayısı ile kesinleşmeyen haciz yönünden üçüncü kişi olan bankanın şikâyetinde hukukî yararının bulunmadığı, ancak istihkak davası açmasında hukukî yararının olduğu, üçüncü kişiye istihkak (nispi) harcının tamamlanması ve bilirkişi ücretini yatırması için süre verildiği ancak kararın gereğinin yerine getirilmediği, istihkak davası olarak yargılamaya devam edilebilecekken şikâyetçi tarafından ara karar yerine getirilmediğinden şikâyetin reddi gerektiği gerekçesi ile direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı süresi içinde şikâyetçi üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; İİK’nın 99. maddesine göre üçüncü kişi bankanın istihkak davası açmasının gerekip gerekmediği, belirtilen maddedeki prosedür yerine getirilmeden bankanın 04.11.2014 tarihli müzekkerenin iptaline istemesinde hukukî yararının bulunup bulunmadığı, buradan varılacak sonuca göre şikâyetin kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

12. Haciz cebri icra organı tarafından yapılan devlete ilişkin bir hakimiyet tasarrufu olup, icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için, bu yolda istemde bulunan alacaklı lehine, söz konusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara, icra memuru tarafından hukuken el konulmasıdır. Borçlu hakkında takibin kesinleşmesinden sonra alacaklının İİK’nın 78 ve müteakip maddeleri uyarınca borçlunun hak, alacak ve malları üzerine doğrudan doğruya haciz konulmasını, bu kapsamda “haciz müzekkeresi” yazılmasını isteme hakkı vardır. İİK'nın 85. maddesinin 1. fıkrasına göre icra dairesince, borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta bulunan menkul malları ile gayrimenkullerinden ve alacak ve haklarından alacaklının ana para, faiz ve masraflar da dâhil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı haczedilir. İİK'nın 85. maddesinin 2. fıkrası borçluya ait olup da üçüncü kişi elinde olan malların da haczedilebileceğini öngörmektedir.

13. Borçlunun üçüncü kişilerdeki (bankadaki) alacağı menkul (taşınır) hükmündedir (İİK m. 106/2). Bu nedenle, bankadaki mevduatın haczi taşınır haczi gibi yapılır. Borçlunun üçüncü kişideki nakit para alacağı taşınır hükmünde olup, bir alacağın gerek İİK’nın 89. maddesinde öngörülen usulle ve gerek taşınır haczinin tabi olduğu usulle haczedilmesi mümkündür. Ancak, bankadaki mevduat hakkında haciz tutanağı düzenlenmesi için mahalline (İİK m. 102/1) yani bankaya gidilmesine gerek yoktur; haciz tutanağı icra dairesinde düzenlenir, borçlunun bankadaki alacağının haczine karar veren icra dairesi, bankaya birinci haciz ihbarnamesi gönderir (İİK m. 89/1). Fakat, bankaya (üçüncü kişiye) İİK’nın 89. maddesine göre haciz ihbarnamesi gönderilmesi şart değildir, alacaklı talep ederse, bankaya bir haciz yazısı da (müzekkeresi de) gönderilebilir. İİK’nın 89. maddesindeki koşulları taşımayan haciz yazısı gönderilmesi hâlinde ise anılan maddedeki sonuçlar doğmaz ve borç bankanın zimmetinde sayılmaz (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s. 462, 464).

14. İcra ve İflas Kanunu’nun 96. maddesinin 1. fıkrası "Borçlu, elinde bulunan bir malı başkasının mülkü veya rehni olarak gösterdiği yahut üçüncü bir şahıs tarafından o mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia edildiği takdirde, icra dairesi bunu haciz ve icra tutanaklarına geçirir ve keyfiyeti iki tarafa bildirir." şeklinde düzenlenmiştir. Haczedilen bir mal üzerinde, (alacaklı ve borçlu dışındaki) bir üçüncü kişinin mülkiyet veya diğer bir ayni hak sahibi olduğunun ileri sürülmesine istihkak iddiası denir. Haczedilen bir mal üzerinde (alacaklı ve borçlu dışındaki) bir üçüncü kişinin rehin hakkı bulunduğunun ileri sürülmesi de istihkak iddiasıdır (Kuru, s. 543, 544).

15. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.05.2014 tarihli ve 2014/17-637 E., 2014/658 K. sayılı kararında da borçluya ait hesap üzerine haciz konulması için üçüncü kişi bankaya haciz müzekkeresi gönderilmesi üzerine üçüncü kişi bankanın rehin hakkından sonra gelmek üzere haciz uygulanacağını bildirmesinin istihkak iddiası niteliğinde olduğu benimsenmiştir.

16. İcra müdürünün borçlunun bankadaki parası (mevduatı) için fiili haciz uygulaması veya haciz yazısı üzerine, banka borçlunun (bankadaki) mevduatı (parası) üzerinde rehin (veya hapis) hakkı olduğunu bildirmesi istihkak iddiası niteliğindedir. Bu durumda, icra müdürünün, bankaya karşı istihkak davası açması için alacaklıya yedi gün süre vermesi (İİK m. 99) gerekir. İİK'nın 99. maddesindeki prosedür izlenmeden hacizli paranın bankadan istenmesi yasaya aykırıdır (Kuru, s. 464-465).

17. Bir mal (borçlunun elinde iken değil de) üçüncü kişinin elinde (nezdinde) iken haczedilir ve üçüncü kişi o mal üzerinde mülkiyet veya diğer bir ayni hak iddia ederse, icra müdürü, bu istihkak iddiasını haciz tutanağına geçirir (İİK m. 96/1; 102/1) ve üçüncü kişiye karşı (icra mahkemesinde) istihkak davası açması için, alacaklıya yedi günlük bir süre verir (İİK m. 99, c. 2). Yani, bu hâlde dava açma süresi (icra mahkemesi tarafından değil) icra müdürü tarafından verilir ve istihkak davası açma külfeti, üçüncü kişiye değil alacaklıya yükletilir. Fakat, elindeki mal haczedilen (ve istihkak iddiasında bulunan) üçüncü kişinin, alacaklının dava açmasını beklemeden, kendisinin (üçüncü kişinin) icra mahkemesinde istihkak davası açmasına engel yoktur (Kuru, s. 573, 577).

18. Somut olayda; alacaklı tarafından borçlular Serdar K. ve Hasan Hüseyin Ö. aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibin kesinleşmesi üzerine alacaklı vekilinin talebi üzerine üçüncü kişi T.İ. Bankası A.Ş. Çumra Şubesine İİK’nın 78. maddesine göre haciz müzekkeresi gönderildiği, üçüncü kişi bankanın 23.09.2014 tarihli cevabında borçlu Hasan Hüseyin Ö.’nin vadesiz hesabına, bankada borç ve riskleri bulunduğundan yasalar ve borçlular ile banka arasında imzalanan sözleşmelerin ilgili maddeleri nedeniyle bankanın rehin, hapis ve takas mahsup hakkı bulunduğundan, söz konusu tutarlar üzerine bankanın rehin, hapis ve takas mahsup haklarından sonra hüküm ifade etmek üzere haczin işlendiğinin ve işlenen haciz tutarının 4,21TL olduğunun bildirildiği görülmektedir.

19. Alacaklı vekilinin talebi üzerine üçüncü kişi T.İ. Bankası A.Ş. Çumra Şubesine gönderilen 04.11.2014 tarihli müzekkerenin “…konulan haciz nedeniyle borçlunun bankanız nezdindeki hesabında bulunan paranın dosya borcunu aşmayacak miktarının müdürlüğümüzün banka hesabına dosya numarası belirtilerek gönderilmesine, hesap üzerinde başka hesaplar var ise, bu hacizlere ilişkin tarih sırasına göre sırasıyla dosya numaraları ve icra dairelerinin bildirilmek suretiyle sıra cetveli yapılmak üzere paranın gönderilmesine karar verilmiştir. Karar dairesinde işlem yapılarak, bankanızın rehinle temin edilmiş ve muaccel hâle gelmiş alacakları varsa, borçlunun hesabındaki paranın bankanız alacağına mahsup edilerek hesapta para bulundurulmaması gerektiği, bankanızın alacağı henüz muaccel hale gelmemiş ise, muaccel hâle gelmemiş bir alacak için takas-mahsup-rehin-risk ve benzeri haklardan bahisle paranın gönderilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunun bilinmesi ve neticeden müdürlüğümüz dosyasına bilgi verilmesi…” şeklinde olduğu, şikâyetçi üçüncü kişi bankanın 04.11.2014 tarihli müzekkerenin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır.

20. Şu hâle göre şikâyetçi üçüncü kişiye borçlunun bankadaki mevduatının haczi için İİK’nın 78. maddesine göre 04.09.2014 tarihli haciz müzekkeresi gönderilmiş olup, üçüncü kişi bankanın haciz müzekkeresine karşı mevduat üzerinde rehin, takas ve mahsup hakkının olduğunu ileri sürmesi istihkak iddiası niteliğindedir.

21. Üçüncü kişi bankanın icra mahkemesine başvurusu 04.09.2014 tarihli haciz işlemine karşı İİK’nın 99. maddesine göre açılmış istihkak davasına ilişkin olmayıp, İİK'nın 99. maddesindeki prosedür izlenmeden hacizli paranın bankadan istenmesine ilişkin 04.11.2014 tarihli müzekkerenin iptali istemine ilişkindir. Dolayısıyla üçüncü kişi bankanın şikâyet yolu ile 04.11.2014 tarihli müzekkerenin iptalini istemesinde hukukî yararı bulunmaktadır.

22. O hâlde icra müdürünün İİK'nun 99. maddesindeki kurallara göre işlem yapması gerekirken, üçüncü kişi bankaya 04.11.2014 tarihli müzekkere gönderilerek belirtilen maddedeki prosedür uygulanmadan üzerinde istihkak iddia edilen hacizli paranın bu aşamada bankadan istenmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, icra mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 26. maddesi uyarınca talepten başka bir şeye karar verilemeyeceği de gözetilerek şikâyetin kabulüne karar verilmesi gerekir.

23. Hâl böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Şikâyetçi üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun'un 29. maddesi ile eklenen Geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 03.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.