BASİT YARGILAMADA DAVA-CEVAP DİLEKÇESİNDE TANIK DELİLİ VARSA BİLDİRİLMESİ İÇİN SÜRE VERİLMELİDİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


29 Kas
2018

Yazdır

T.C.
YARGITAY
22. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2015/20384
KARAR NO    : 2018/1043

Y A R G I T A Y   İ L A M I

DAVA TÜRÜ          : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi N. Taş Çörekçi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y     K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili; davacının 25/01/2005 tarihinde kadın reyon şef yardımcısı olarak işe girdiği davalı iş yerinde, kozmetik reyon şefi olarak çalışmasına devam ederken 11/10/2010 tarihinde fazla mesai ücretleri ile diğer yasal haklarının ödenmemesi sebebi ile iş akdini feshettiğini, davacının hafta sonları da dahil 09.45 - 21.00 saatleri arasında ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, yıllık izinlerini kullanmadığını belirterek; kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarını davalıdan talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili; davacının işten ayrıldıktan iki yıl sonra açtığı davanın kötü niyetli olduğunu, iş akdinin haklı bir sebep olmaksızın davacı tarafından feshedildiğini bu sebeple kıdem tazminatı talep edilemeyeceğini, ödenmeyen fazla mesai alacağının bulunmadığını, resmi ve dini bayramlarda çalışmadığını, yıllık izinlerini kullandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 

Temyiz:

Kararı davalı taraf temyiz etmiştir. 

Gerekçe:

Davalı tanıklarının dinlenmemesinin yerinde olup olmadığı ihtilaflıdır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 137. maddesinde, “(1) Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir. (2) Ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez ve tahkikat için duruşma günü verilemez.”

140. maddesinde ise, “(1) Hâkim, ön inceleme duruşmasında, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verebilmek için gerekli görürse tarafları dinler; daha sonra, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder. (2) Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hâkim, tarafları sulhe teşvik eder; bu konuda sonuç alınacağı kanaatine varırsa, bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin eder. (3) Ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür. (4) Ön inceleme tek duruşmada tamamlanır. Zorunlu olan hâllerde bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin edilir. (5) Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir.” 

Somut olayda, davalı cevap dilekçesinde tanık deliline dayanarak tanık isimleri ve adreslerini bildirdiği, sonrasında, 2.4.2013 tarihli ön inceleme duruşmasının yapıldığı ve tahkikat aşamasına geçildiği celsede ise tarafların bildirdikleri tanıklardan isimlerini bildirecekleri iki tanığa duruşma günü bildirir davetiye çıkartılmasına, tanık ücreti ve davetiye giderinin tarafların delil avansından karşılanmasına karar verilmiş ise de Mahkemece herhangi bir süre sınırlaması yoluna gitmemiştir. Yine sonraki celsede davalının bildirmiş olduğu isimlere davetiye gönderilmesine karar verildiği ancak yine süre verilmediği sonraki 26.11.2013 tarihli duruşmada ise mahkemece  tensip tutanağı ile birlikte davalı tarafa gider avansı yatırılması hususunda kesin süre verildiği, kesin sürenin gereğinin yerine getirilmediği anlaşıldığından davalı tarafın tanık delilline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilerek davalı tanıkları dinlenmemiştir.

Yukarıda içeriği aktarılan Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 137 ve 140. maddesi hükümleri dikkate alındığında mahkemenin ön inceleme duruşması yaparak öncelikle uyuşmazlık konularını belirlemesi ve ondan sonra ihtilaflı konularla ilgili delillerini bildirmeleri için süre vermesi gerekmektedir. Buna karşın Mahkeme, davalıya tensip ile iki hafta kesin süre içerisinde delillerini bildirmesi ve masraf yatırması için süre vermiş, yine aşamalarda da yapılan celselerde davalıya tanık bildirmesi ve masraf yatırması yönünde karar verilmiş ise de; mahkemece tensiple verdiği kesin süreye istinaden davalının savunma hakkını kısıtlar biçimde tanıklarının dinlenmesi talebini reddetmesi hatalı olmuştur. Davalı tanıklarının usulünce celbi ile beyanlarının alınarak tüm deliller ile birlikte değerlendirildikten sonra karar verilmesi gerektiğinden kararın bu yönden bozulması gerekmiştir. 

SONUÇ : Temyiz olunan yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 23.01.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.

Başkan              Üye                  Üye                     Üye                Üye
S. GÖKTAŞ       S. NAMAZCI    Ö. F. HERDEM    H. AYDINLI   Ş. KIRMAZ

İÇTİHAT YORUMU :
Tanık delili "eklenecek belge" niteliğinde bir delil olmadığından, basit yargılama usulünde ve ayrıca yazılı yargılama usulünde, dilekçelerin teatisi aşamasında, tanık deliline dayanılması durumunda, en erken ön inceleme aşamasında bu delile dayanan tarafa tanık listesi vermesi için süre verilmelidir. Bu nedenle, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'nin 23 Ocak 2018 tarihli kararı, HMK açısından doğru ve yerinde bir karardır. 

Bu konu hakkında bkz. KARAMERCAN, Fatih, Basit Yargılama Usulünde Tanık Deliline Başvurulması, Terazi Hukuk Dergisi, Cilt:10 Sayı:102, Yıl: 2015, s. 60-67.

http://seckin.com.tr/kitap/684839496