BAŞVURU ŞARTI YERİNE GETİRİLMEDEN KAYIT DÜZELTME İSTEMİ REDDEDİLMİŞ İSE VEKALET ÜCRETİ VERİLMELİDİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


20 May
2021

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2017/1-1250
KARAR NO   : 2020/952

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ               :
Batman Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                         : 27/05/2015
NUMARASI                 : 2015/551 - 2015/683
DAVACI                       : T.A.
DAVALI                        : Batman Tapu Sicil Müdürlüğü vekili Av. H.Y.

1. Taraflar arasındaki “tapu kaydında düzeltim” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Batman Sulh Hukuk Mahkemesince verilen davanın usulden reddine ilişkin karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü.

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı 31.10.2014 tarihli dava dilekçesinde; Batman İli, Merkez İlçesi, R. Köyü'nde kain 250, 255, 260, 262, 279, 284, 299, 305 parsel sayılı taşınmazların tapuda mirasbırakan (babası) Musa A. adına kayıtlı olduğunu, ancak malik baba adının nüfus kaydında “Amo” olmasına karşın tapu kayıtlarında “Hamo” olarak yazıldığını ileri sürerek, malik baba adının nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı Tapu Müdürlüğü vekili; cevap dilekçesi sunmamış, duruşma sırasında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesi Kararı: 

6. Batman Sulh Hukuk Mahkemesinin 17.12.2014 tarihli ve 2014/1198 E., 2014/1337 K. sayılı kararı ile; yeni Tapu Sicil Tüzüğünün 75. maddesinde tapu müdürlüklerine oldukça geniş yetkiler verilerek, tapudaki hataların idari yoldan ve daha kısa bir süre içinde düzeltilmesine imkân tanındığı, bu maddenin son fıkrasında kayıt düzeltmeleri için öncelikle tapu müdürlüklerine başvuru zorunluluğu getirildiği, buna göre Tapu Sicil Tüzüğünün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği 17.08.2013 tarihinden sonra davacının öncelikle tapu müdürlüğüne başvurması, idari yoldan bir sonuç alamadığı takdirde dava açması gerekirken, bu yasal prosedürü izlemeden doğrudan dava açmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle dava usulden reddedilerek, tapu kayıtlarının mevzuat hükümlerine göre doğru bir şekilde tutulmasının devletin sorumluluğunda bulunduğu, devlet de dahil olmak üzere hukuk devleti ilkesinin geçerli olduğu sistemlerde hiç kimsenin kendi kusurundan kaynaklanan bir olay nedeniyle lehine vekâlet ücreti talep etmesinin vicdanen kabul edilemeyeceği, eldeki davanın açılmasına görevlerini ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak yerine getirmeyen kadastro ve tapu müdürlüğü çalışanlarının sebep oldukları, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan bu hatanın düzeltilmesi isteminde bulunan hak sahiplerine herhangi bir kusur izafe edilemeyeceği için vekâlet ücretinden sorumlu tutulmalarının da adalet duygusunu rencide edeceği, kaldı ki davadaki sıfatı dahi belli olmayan tapu müdürlüğü ve onu temsil eden vekilinin yargılamada somut olarak ortaya koydukları hukuki bir yardımın ve uyuşmazlığın çözümüne yönelik bir faaliyetin bulunmadığı, dolayısıyla sağlanan hukuki yardımın ücretsiz bırakıldığından söz edilemeyeceği gibi vekilin sadece duruşmaya gelmiş olmasının da bu durumu değiştirmeyeceği gerekçesi ile davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 

8. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 10.02.2015 tarihli ve 2015/1264 E., 2015/1839 K. sayılı kararı ile;

“… Gerçekten de, yeni Tapu Sicili Tüzüğünün yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihinden itibaren, idareye müracaat etme ön şartını yerine getirmeden dava açan ilgililerin davayı açmakta haklı olduklarını söyleyebilme olanağı yoktur.

Diğer taraftan, Tapu Müdürlüğünün davada ilgili (yasal hasım) sıfatıyla yer almış olması, vekili tarafından yargılama boyunca sağlanan hukuki yardımın ücretsiz bırakılması sonucunu doğurmaz. 

Hâl böyle olunca; kendisini vekille temsil ettiren davalı Tapu Müdürlüğü yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi isabetsizdir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9. Batman Sulh Hukuk Mahkemesinin 27.05.2015 tarihli ve 2015/551 E., 2015/683 K. sayılı kararı ile; davanın usulden reddine ilişkin kısım temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden bu yönden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, vekâlet ücreti yönünden ise önceki gerekçelerle direnilerek, davalı vekili lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; tapu kaydında malik kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemi ile açılan eldeki davada, yasal hasım olan davalı tapu müdürlüğünün yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiği ve mahkemece davanın usulden reddine karar verildiği gözetildiğinde, davalı lehine vekâlet ücreti takdirinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

12. Bilindiği üzere tapu sicili, Devletin sorumluluğu altında, tescil ve açıklık ilkelerine göre taşınmazlar ile üzerindeki hakların durumlarını göstermek üzere tutulan sicildir. 

13. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) öngördüğü tapu sicillerinin düzenli bir biçimde tutulmasını sağlamak amacıyla 2013/5150 sayılı yeni Tapu Sicili Tüzüğü, 17.08.2013 tarihli ve 28738 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Anılan Tüzüğün 28. maddesinde mülkiyet hakkının tapu kütüğüne ne şekilde tescil edileceği düzenlenmiş ve kütük sayfası malik sütununda malikin adı ve soyadı, baba adı ile edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarası ile tüzel kişilerin unvanlarının tam olarak yazılacağı ve paylı mülkiyette pay miktarı; paydaşların adı, soyadı ve baba adından sonraki kısımda, kesirli olarak gösterileceği ifade edilmiştir.

14. Taşınmazların kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı, cinsiyeti, doğum tarihleri gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturmaktadır. Tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesine veya tespitine ilişkin olarak açılan davalardaki amaç da kayıt malikinin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin nüfus kaydı ile uyumlu hâle getirilmesidir.

15. TMK'nın 1027. maddesine göre ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, Tapu Sicili Tüzüğü kuralları uyarınca resen düzeltilmesi mümkün olan basit yazı yanlışlıkları (adi yazım hataları) dışında, tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararı ile düzeltebilir. 

16. Ancak, yeni Tapu Sicil Tüzüğünün 75. maddesinin son fıkrasında yer alan “Bu madde hükümleri uyarınca kayıt düzeltmeleri için müdürlüklere başvuru yapılması zorunludur” hükmü uyarınca 17.08.2013 tarihinden sonra, tapu sicilindeki yanlışlığın düzeltilmesini isteyen kişinin mahkemeye müracaat etmeden önce ilgili tapu müdürlüğüne Tüzükteki prosedüre uygun şekilde başvurması, yapacağı başvuruda istediği sonucu alamazsa ondan sonra mahkemeden düzeltme isteminde bulunması gerekir.

17. Nitekim, somut olayda Tapu Sicili Tüzüğü hükümlerine göre ilgili tapu müdürlüğüne başvuru yapılmadan 31.10.2014 tarihinde doğrudan eldeki dava açıldığından, yerel mahkemece davanın usulden reddine karar verilmiştir.

18. Ayrıca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 382/ç-1. maddesinde “Taşınmaz üzerinde taraf oluşturulmasına ve hak ihlaline sebebiyet vermeyecek düzeltmelerin yapılması” çekişmesiz yargı işi olarak sayılmış olup, niteliği itibariyle tapu kaydında malik kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemleri de bu tanıma uymaktadır. Bu nedenle kayıt düzeltme istemleri çekişmesiz yargı işi olarak sulh hukuk mahkemelerinde görülür. 

19. Çekişmeli yargı ile çekişmesiz yargı arasındaki en belirgin farkı gösteren ölçüt ise “çekişme yokluğu” kıstasıdır. Diğer bir ifade ile çekişmeli yargıda, taraflar arasında iddia ve savunma çerçevesinde mahkemece çözümlenmesi gereken bir uyuşmazlık bulunmaktadır. Çekişmesiz yargı işlerinde ise ilgililer arasında kural olarak bir uyuşmazlık yoktur. Çekişmeli yargının konusunu tarafların sübjektif hakları oluşturduğu hâlde, çekişmesiz yargıda talepte bulunan kişinin ilgili tarafa karşı ileri sürebileceği hiçbir sübjektif hakkı bulunmamaktadır.

20. Kayıt düzeltme işlerinde ilgili tapu müdürlüğüne husumet yöneltilerek dava açılmakta ise de gerçekte tapu müdürlüğü ile davacı arasında bir uyuşmazlık yoktur. Tapu sicilini tutmakla görevli ve sorumlu olan tapu müdürlüğü davada sadece yasal hasım olarak yer almaktadır. Yargılamada taraf değil, ilgilidir. Davacı ile tapu müdürlüğünün uzlaşması ile uyuşmazlığın sona erdiğinden söz edilemeyeceği gibi ilgili tapu müdürlüğünün davayı kabul etmesi de sonuç doğurmaz.

21. Çekişmesiz yargıdaki “ilgili” kavramı, mahkemeye yapılan müracaat üzerine, talebin kabulü hâlinde verilen karardan hukuki durumları etkilenecek olan kişileri ifade etmektedir. Çekişmesiz yargı işi nedeniyle mahkemeye başvuran kişinin dilekçesinde hukuki durumu etkilenecek olan kişiyi “ilgili” olarak göstermesi sonucunda ise bu kişi “şekli anlamda ilgili” sıfatını da kazanır. Bu durumda yargılama faaliyetinin bir süjesi durumuna gelerek, usul işlemlerini kendi adına yapabilir ve bu kapsamda mahkeme huzurunda kendisini vekil ile temsil ettirebilir.

22. Diğer yandan uyuşmazlık konusu olan yasal (karşı taraf) vekâlet ücreti; bir davada avukatla temsil edilmesi koşuluyla yargılama sonunda haklı çıkan taraf lehine tarife hükümlerine göre hükmedilen vekâlet ücretidir. Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunan bu vekâlet ücreti, 6100 sayılı HMK’nın 323. maddesinin 1/ğ bendi uyarınca yargılama gideri niteliğindedir. Yargılama giderleri, HMK’nın 326/1. maddesine göre Kanunda yazılı hâller dışında, aleyhine hüküm verilen taraftan alınır. Bu durum madde gerekçesinde belirtildiği gibi hukuki koruma isteğinde haklı çıkmanın doğal bir sonucudur. Haksız dava açan veya haksız olarak aleyhine dava açılmasına sebebiyet veren kişi bütün dava masraflarıyla sorumlu olacaktır. Vekâlet ücreti de davada haksız çıkan tarafın, diğer tarafı vekil tutmak zorunda bırakmış olması nedeniyle yargılama gideri olarak sayılmıştır. Haksız bir iş veya işlem nedeniyle dava açmak zorunda kalan ya da kendisine karşı haksız bir şekilde dava açılan kişinin katlandığı masrafların söz konusu kişiye iadesinin sağlanması, adalet anlayışı ve hakkaniyetin de bir gereğidir. Ayrıca, HMK’nın 332/1. maddesindeki düzenleme uyarınca yargılama giderlerine mahkemece resen hükmedilir.

23. Tüm bu açıklamalar kapsamında somut olaya gelindiğinde, davacı tarafın Tapu Sicili Tüzüğü hükümlerine göre 17.08.2013 tarihinden sonra kayıt düzeltmeleri için zorunlu olan ilgili Tapu Sicil Müdürlüğüne başvuru yapmadan tapu sicilindeki yanlışlığın düzeltilmesi istemi ile eldeki davayı açtığı, dilekçesinde tapu müdürlüğünü ilgili olarak gösterdiği, tapu müdürlüğünün de yargılamaya katılarak kendisini vekille temsil ettirdiği tartışmasızdır. Bu durumda, düzeltme istemi usulden reddedildiğine göre kendisini vekille temsil ettiren ilgili yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gereği açıktır.

24. O hâlde, yerel mahkemece bozma kararına uyularak, ilgili tapu müdürlüğü yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle direnme kararı verilmiş olması doğru değildir.

25. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

IV. SONUÇ: 

Açıklanan nedenlerle;

Batman Tapu Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Aynı Kanun’un 440/III-2. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.11.2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.