BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN KANUNUN İTİRAZIN İPTALİ DAVASINA ETKİSİ

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


30 Kas
2016

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2016/6-1425 
KARAR NO    : 2016/960    

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ           :
İzmir(Kapatılan) 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ                     : 19/09/2013
NUMARASI              : 2013/46 - 2013/243
DAVACI                   : İ. İl Özel İdaresi vekili Av.G.U.E.
DAVALI                   : D.S. Ürünleri Üretim A.Ş. vekili Av.G.Ş.K.

Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesince konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 23.01.2012 gün ve 2011/605 E., 2012/23 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 06.03.2013 gün ve 2012/11332 E., 2013/3953 K. sayılı ilamı ile; 

(... Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine davacı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması isteminde bulunmuş, mahkemece konusuz kalan dava hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davacı alacaklı ve davalı borçlu tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili dava dilekçesinde davalı Şirketin kiracı olduğunu, borçlu şirketin Nisan, Haziran, Ağustos, Ekim 2009 dönemlerine ilişkin kira bedellerini ödemediklerinden hakkında takip yaptıklarını, ödeme emrine davalının itiraz ettiğini itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın kaldırılmasını ve %40 icra inkar tazminatı verilmesini istemiştir. Davalı vekili ise müvekkil şirketin böyle bir borcu olmadığını, asıl alacağa, faiz başlangıcına, işlemiş faize ve faiz oranına itiraz ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur. 

25.2.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6111 Sayılı Kanunun konuya ilişkin 17 maddesinin 25 fıkrasının (f) bendinde yasadan yararlanma koşulları ve 19 maddesinde ise yapılandırılmadan sonra taksitlerin herhangi birinin ödenmemesi halinde bu kanun hükümlerinden yararlanma hakkının kayıp edileceği belirtilmiştir. Bu yasa kapsamında takibe konu borcun yapılandırıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Borcun yapılandırılmasından dolayı ödemenin düzenli yapılması durumunda, son taksidin borç ödeme tarihine, taksitlerin aksatılması halinde ise aksatılma tarihine kadar bekletici mesele yapılması ve sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir…)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Taraf vekilleri

HUKUK GENEL KURULU KARARI 

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.

Mahkemece, davalı şirketin yargılama sırasında 6111 sayılı Kanun hükümlerinden faydalanmak için başvurduğu, bu Kanunun 17 ve 25. maddeleri gereği ödeme yapmayı taahhüt ettiği, bu süreler sonunda borcun ödenmesiyle sona ereceği, davalının açmış olduğu davalardan feragat edeceğini veya aleyhine açılan davalarda ise davayı kabul edeceğini beyan ettiği, buna göre davalı vekilinin icra takibine itirazından vazgeçtiğini bildirdiği, takibin bu haliyle devam etmeyeceği gerekçesiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda başlık kısmında belirtilen yazılı gerekçeyle bozulmuş; Mahkemece, önceki gerekçeler genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir. 

Direnme kararını taraf vekilleri temyize getirmektedir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava konusu borcun 6111 sayılı Kanun gereğince yapılandırılması neticesinde, son taksidin ödeme tarihine veya aksatılma halinde aksatılma tarihine kadar yapılandırma işleminin bekletici mesele yapılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Dava açıldıktan sonra yargılama sırasında, 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun yürürlüğü girmiş ve davalı D.S. Ürünleri Üretim A.Ş. İ. İl Özel İdaresine başvurarak, 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırma isteminde bulunmuştur. Davalı, 6111 sayılı Kanun kapsamına ilişkin başvuru form dilekçesinde, yapılandırılan borçla ilgili olarak dava açmayacaklarını, kanun yollarına başvurmayacaklarını ve açmış olduğu tüm davalardan vazgeçtiklerini, idarenin taraflarına açmış olduğu davaları tamamen kabul ettiklerini ve icra takiplerine vaki itirazlarından vazgeçtiklerini bildirmiştir.

Davalı tarafından alacaklı kuruma verilen dilekçe ile “dava konusu İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2009/2...2 sayılı icra dosyasına yapılan itirazların geri alındığının” beyan edilmesi karşısında, itirazın iptali davasının icra takibi ile sıkı sıkıya bağlı bir dava olması ve itirazın iptali davasının görülebilmesi için yapılan takibe karşı usulüne uygun yapılmış bir itirazın bulunması gerektiği, anılan davalının yapılan takibe vaki itirazlarından vazgeçmiş oldukları da gözetildiğinde mahkemece konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olmadığının kabulü gerekir.

Hal böyle olunca, mahkemece, yukarıda açıklanan ilkelere uygun değerlendirme yapılarak davanın devamı aşamasında yürürlüğe giren bir kanun hükmü ile idarenin yapmış olduğu düzenleyici bir işlem çerçevesinde davalı tarafın itirazından vazgeçerek idare ile anlaştıkları, taraflar arasında yapılan bu anlaşma ile artık davalı taraf itirazından vazgeçmiş olduğundan davanın konusunun kalmadığı gerekçesi ile konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ile bu kararda direnilmesi usul ve yasaya uygun olup direnme kararının onanması gerekmiştir.

SONUÇ : Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.