25 ŞUBAT 2021 TARİHİNDE CEVAP VERİLEN YARGITAY İÇTİHADI BİRLEŞTİRME BAŞVURUSU 2

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


15 Mar
2021

Yazdır

BAŞVURU DİLEKÇESİ:

YARGITAY BİRİNCİ BAŞKANLIĞINA

ANKARA

TALEP EDEN              : Av. Fatih KARAMERCAN - (T.C. Kimlik No: 3.........8)
                                      (Adres antettedir)

TALEBİN KONUSU : Hukuk yargılamasında şartları bulunmadığı halde belirsiz alacak davası açılması durumunda mahkemenin tamamlanamaz dava şartı bulunduğu görüşünden hareketle süre vermeden davanın hukukî yarar yokluğundan usulden reddine mi karar vereceği, yoksa mahkemenin tamamlanabilir dava şartı bulunduğu görüşünden hareketle süre vererek tam eda davası veya süre vermeden davayı kısmî dava olarak sonuçlandırması mı gerektiği konusu oluşturmaktadır.

ŞARTLARI BULUNMADIĞI HALDE BELİRSİZ ALACAK DAVASI AÇILMASI DURUMUNDA
MAHKEMENİN TAMAMLANAMAZ DAVA ŞARTI BULUNDUĞU GÖRÜŞÜNDEN
HAREKETLE SÜRE VERMEDEN DAVANIN HUKUKÎ YARAR YOKLUĞUNDAN
USULDEN REDDİNE KARAR VERMESİ GEREKTİĞİ YÖNÜNDEKİ
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU VE YARGITAY HUKUK DAİRESİ KARARLARI

(YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARLARI)

“… dava konusu yıpranma primi alacağının belirlenebilir nitelikte olduğu anlaşılmakla hukuki yarar yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir.

Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.04.2018 gün, 2015/22-2275 E., 2018/782 K. sayılı kararında da aynı sonuca varılmıştır.

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, somut olayda davacının günlük yevmiyesine ve çalışma süresine göre yıl yıl hesap yapmasının kendisinden beklenemeyeceği, Özel Dairece belirsiz alacak davası açılamayacağı ve davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğine değinen bozma kararının hatalı olduğu, hukuki yararın tamamlanabilir bir dava şartı olduğu, bu nedenle direnme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğunca kabul edilmemiştir.(EK-1 Y. HGK. 09.05.2018, 2015/22-2551 E. - 2018/1022 K.)

* * *

“… dava konusu yıpranma primi alacağının belirlenebilir nitelikte olduğu anlaşılmakla hukuki yarar yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir.

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, somut olayda davacının günlük yevmiyesine ve çalışma süresine göre yıl yıl hesap yapmasının kendisinden beklenemeyeceği, Özel Dairece belirsiz alacak davası açılamayacağı ve davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğine değinen bozma kararının hatalı olduğu, hukuki yararın tamamlanabilir bir dava şartı olduğu, bu nedenle direnme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğunca kabul edilmemiştir.(EK-2 Y. HGK. 18.04.2018, 2015/22-2275 E. - 2018/782 K.)

* * *

“… dava konusu alacağın belirsiz olmadığı anlaşılmakla, hukuki yarar yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir.

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, somut olayda Özel Dairece belirsiz alacak davası açılamayacağı ve davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğine değinen bozma kararının hatalı olduğu, hukuki yararın tamamlanabilir bir dava şartı olduğu, hukuki nitelendirmenin mahkemeye ait olduğu, ayrıca HMK'nun Geçici 3'üncü maddesi atfı ile uygulanmakta olan mülga 1086 sayılı HUMK'un 428'inci maddesi hükmü uyarınca taraflarca ileri sürülmeyen somut olaydaki gibi bir hususun resen tek başına bozma nedeni yapılmasının mümkün olmadığı, ancak başka bozma nedenleri ile varsa bunun da bozma nedeni yapılabileceği, bu nedenle direnme kararının onanması gerektiği görüşleri ileri sürülmüş ise de, bu görüşler Kurul çoğunluğunca kabul edilmemiştir.(EK-3 Y. HGK. 14.03.2018, 2015/22-188 E. - 2018/481 K.)

BİLGİ: Talep konumuz ile ilgili bire bir uyan Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları (her bir daireye ilişkin en fazla 3 karar) aşağıda sunulmaktadır.

(YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ KARARLARI)

“…. davacının iddia ettiği maddi zararın miktarı tespit dosyasındaki bilirkişi raporları ile belirli hale gelmiştir. Davacının, şartları oluşmadığı halde davayı belirsiz alacak davası olarak açmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın reddi yoluna gidilmelidir. Çünkü, alacağın belirlenebilmesi mümkün iken, belirsiz alacak davası açılmasına Kanun izin vermemiştir. Bu nedenle mahkemece, dava konusu edilen zararın gerçekte belirli bir alacak olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği anlaşılmakla, hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde esasa girilerek hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” (EK-4 Y. 4. HD. 19.12.2018, 2016/13884 E. - 2018/8136 K.)

* * *

“… Dava dilekçesinde şartları bulunmadığı halde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumda hukuki yarar yokluğundan davanın reddi yoluna gidilmelidir. Çünkü, alacağın belirlenebilmesi mümkün iken, böyle bir davanın açılmasına Kanun izin vermemiştir. Bu nedenle mahkemece, dava konusu edilen zararın gerçekte belirli bir alacak olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği anlaşılmakla, hukuki yarar yokluğundan davanın reddi gerekirken yazılı şekilde esasa girilerek karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” (EK-5 Y. 4. HD. 07.05.2018, 2013/3870 sayılı Kararı)

* * *

“… şartları bulunmadığı halde dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumda hukuki yarar yokluğundan davanın reddi yoluna gidilmelidir. Çünkü, alacağın belirlenebilmesi mümkün iken, böyle bir davanın açılmasına Kanun izin vermemiştir. Bu nedenle mahkemece, dava konusu edilen zararın gerçekte belirli bir alacak olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri anlaşılmakla, hukuki yarar yokluğundan davanın reddi gerekirken yazılı şekilde esasa girilerek karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.” (EK-6 Y. 4. HD. 05.07.2017, 2015/10133 E. - 2017/4553 K.)

(YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ KARARLARI)

“… davacının dava dilekçesinde davayı belirsiz alacak davası olarak açtığı ancak davanın belirsiz alacak davasının şartlarını taşımadığı, bu durumda HMK'nın 114/1-h maddesi gereğince davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile davanın HMK'nın 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve belirli ve belirlenebilecek alacaklar için belirsiz alacak davası açılamayacak bulunmasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

SONUÇ : Yukarıdaki bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,(EK-7 Y. 11. HD. 13.02.2019, 2018/848 E. - 2019/1111 K.)       

* * *

“… şartları bulunmadığı halde dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumda davacıya herhangi bir süre verilmeden hukuki yarar yokluğundan davanın reddi yoluna gidilmelidir. Çünkü, alacağın belirlenebilmesi mümkün iken, böyle bir davanın açılmasına Kanun izin vermemiştir. Böyle bir durumda, belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar yokluğundan dava reddedilmeli, ek bir süre verilmemelidir. Zira, burada talep açıktır, bu sebeple 6100 sayılı Kanun'un 119/1-ğ. maddesinin uygulanarak süre verilmesi mümkün değildir; aslında açılmaması gerektiği halde belirsiz alacak davası açılmış olduğundan, bu konudaki eksiklik de süre verilerek tamamlanamayacağından, dava hukuki yarar yokluğundan reddedilmelidir. Buradaki hukuki yarar, sonradan tamamlanacak nitelikte bir hukuki yarar değildir.(EK-8 Y. 11. HD. 26.11.2018, 2017/1913 E. - 2018/7346 K.)

* * *

“… şartları bulunmadığı halde dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumda davacıya herhangi bir süre verilmeden hukuki yarar yokluğundan davanın reddi yoluna gidilmelidir. Çünkü, alacağın belirlenebilmesi mümkün iken, böyle bir davanın açılmasına Kanun izin vermemiştir. Böyle bir durumda, belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar yokluğundan dava reddedilmeli, ek bir süre verilmemelidir. Zira, burada talep açıktır, bu sebeple 6100 sayılı Kanun'un 119/1-ğ. maddesinin uygulanarak süre verilmesi mümkün değildir; aslında açılmaması gerektiği halde belirsiz alacak davası açılmış olduğundan, bu konudaki eksiklik de süre verilerek tamamlanamayacağından, dava hukuki yarar yokluğundan reddedilmelidir. Buradaki hukuki yarar, sonradan tamamlanacak nitelikte bir hukuki yarar değildir.(EK-9 Y. 11. HD. 26.06.2018, 2016/13485 E. - 2018/4815 K.)

(YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ KARARI)

“… Eğer talep, davacı tarafından belirsiz alacak davası şeklinde açıklanmış olmakla birlikte, gerçekte belirsiz alacak davası şartlarını taşımıyorsa, o zaman yukarıdaki şekilde hareket edilmeli, hukuki yarar yokluğundan dava reddedilmelidir. Açıklamadan sonra talep belirsiz alacak davası şartlarını taşıyorsa, bu davanın sonuçlarına göre, talep kısmi davanın şartlarını taşıyorsa da kısmi davanın sonuçlarına göre dava yürütülerek karar verilmelidir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/175 Esas, 2018/558 Karar no ve 28.03.2018 tarihli kararı).” (EK-10 Y. 12. HD. 18.06.2018, 2017/1974 E. - 2018/6207 K.)

(YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ KARARI)

“… şartları bulunmadığı halde dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirildiği durumlarda, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı kabul edilmelidir. Zira, alacağın belirlenebilmesi mümkün iken, böyle bir davanın açılmasına Kanun izin vermemiştir.

Somut olayda, Ankara 18. İş Mahkemesi'nin 26/12/2013 tarih, 2006/415 Esas, 2013/982 Karar kararı ile davacının alacağı tam olarak belirlenmiş olduğundan, önceki kararda hüküm altına alınmayan bakiye maddi tazminat alacağı için açılan iş bu davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesinde hukuki yarar bulunmadığından, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.” (EK-11 Y. 21. HD. 10.09.2018, 2016/18209 E. - 2018/6113 K.)

(YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ KARARLARI)

“… şartları bulunmadığı halde dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumda davacıya herhangi bir süre verilmeden hukuki yarar yokluğundan davanın reddi yoluna gidilmelidir. Çünkü, alacağın belirlenebilmesi mümkün iken, böyle bir davanın açılmasına Kanun izin vermemiştir. Böyle bir durumda, belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar yokluğundan dava reddedilmeli, ek bir süre verilmemelidir. Zira, burada talep açıktır, bu sebeple 6100 sayılı Kanun'un 119/1-ğ maddesinin uygulanarak süre verilmesi mümkün değildir. Aslında açılmaması gerektiği halde belirsiz alacak davası açılmış olduğundan, bu konudaki eksiklik de süre verilerek tamamlanamayacağından, dava hukuki yarar yokluğundan reddedilmelidir. Buradaki hukuki yarar, sonradan tamamlanacak nitelikte bir hukuki yarar değildir. Çünkü, dava açıldığında o sırada mevcut olmayan hukuki yarar, bunun da açıkça mahkemece bilindiği bir durumda, tamamlanacak bir hukuki yarar değildir. Aksinin kabulü, aslında açık olan talep sonucunun süre verilerek davacı tarafından değiştirilmesi ve bulunmayan hukuki yararın sağlanması için davacıya ek imkan sağlanması anlamına gelecektir ki, buna usûl bakımından imkan yoktur. Böyle bir durum taraflar arasındaki eşitlik ilkesine de aykırı olacaktır (H. Pekcanıtez/O. Atalay/M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 14. Bası, Ankara 2013, s. 454).” (EK-12 Y. 22. HD. 09.09.2019, 2017/23899 E. - 2019/15573 K.)

* * *

“… şartları bulunmadığı halde dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumda davacıya herhangi bir süre verilmeden hukuki yarar yokluğundan davanın reddi yoluna gidilmelidir. Çünkü, alacağın belirlenebilmesi mümkün iken, böyle bir davanın açılmasına Kanun izin vermemiştir. Böyle bir durumda, belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar yokluğundan dava reddedilmeli, ek bir süre verilmemelidir. Zira, burada talep açıktır, bu sebeple 6100 sayılı Kanun'un 119/1-ğ. maddesinin uygulanarak süre verilmesi mümkün değildir. Aslında açılmaması gerektiği halde belirsiz alacak davası açılmış olduğundan, bu konudaki eksiklik de süre verilerek tamamlanamayacağından, dava hukuki yarar yokluğundan reddedilmelidir. Buradaki hukuki yarar, sonradan tamamlanacak nitelikte bir hukuki yarar değildir. Çünkü, dava açıldığında o sırada mevcut olmayan hukuki yarar, bunun da açıkça mahkemece bilindiği bir durumda, tamamlanacak bir hukuki yarar değildir. Aksinin kabulü, aslında açık olan talep sonucunun süre verilerek davacı tarafından değiştirilmesi ve bulunmayan hukuki yararın sağlanması için davacıya ek imkan sağlanması anlamına gelecektir ki, buna usûl bakımından imkan yoktur. Böyle bir durum taraflar arasındaki eşitlik ilkesine de aykırı olacaktır (H. Pekcanıtez/O. Atalay/M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 14. Bası, Ankara 2013, s. 454).” (EK-13 Y. 22. HD. 26.06.2019, 2016/30564 E. - 2019/14166 K.)

* * *

“… şartları bulunmadığı halde dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumda davacıya herhangi bir süre verilmeden hukuki yarar yokluğundan davanın reddi yoluna gidilmelidir. Çünkü, alacağın belirlenebilmesi mümkün iken, böyle bir davanın açılmasına Kanun izin vermemiştir. Böyle bir durumda, belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar yokluğundan dava reddedilmeli, ek bir süre verilmemelidir. Zira, burada talep açıktır, bu sebeple 6100 sayılı Kanunun 119/1-ğ maddesinin uygulanarak süre verilmesi mümkün değildir; aslında açılmaması gerektiği halde belirsiz alacak davası açılmış olduğundan, bu konudaki eksiklik de süre verilerek tamamlanamayacağından, dava hukuki yarar yokluğundan reddedilmelidir. Buradaki hukuki yarar, sonradan tamamlanacak nitelikte bir hukuki yarar değildir. Çünkü, dava açıldığında o sırada mevcut olmayan hukuki yarar, bunun da açıkça mahkemece bilindiği bir durumda, tamamlanacak bir hukuki yarar değildir. Aksinin kabulü, aslında açık olan talep sonucunun süre verilerek davacı tarafından değiştirilmesi ve bulunmayan hukuki yararın sağlanması için davacıya ek imkan sağlanması anlamına gelecektir ki, buna usûl bakımından imkan yoktur, böyle bir durum taraflar arasındaki eşitlik ilkesine de aykırı olacaktır (H. Pekcanıtez/O. Atalay/M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 14. Bası, Ankara 2013, s. 454).” (EK-14 Y. 22. HD. 20.06.2019, 2016/17109 E. - 2019/13622 K.)

ŞARTLARI BULUNMADIĞI HALDE BELİRSİZ ALACAK DAVASI AÇILMASI DURUMUNDA
MAHKEMENİN TAMAMLANABİLİR DAVA ŞARTI BULUNDUĞU GÖRÜŞÜNDEN
HAREKETLE SÜRE VEREREK TAM EDA DAVASI VEYA SÜRE VERMEDEN DAVAYI KISMÎ
DAVA OLARAK SONUÇLANDIRMASI GEREKTİĞİ YÖNÜNDEKİ
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU VE YARGITAY HUKUK DAİRESİ KARARLARI

(YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI)

“… Üçüncü bir ihtimal olarak davacı davasının belirsiz alacak davası olduğunu mahkemeye bildirmiş olmakla birlikte belirsiz alacak davasının koşulları bulunmuyor ve fakat kısmi dava açılabilmesi mümkün ise, bu durumda, mahkemece, açılmış olan dava, doğrudan bir ara kararıyla bir kısmi dava olarak nitelendirilmek suretiyle görülüp karara bağlanmalıdır.

Bu açıklamalar kapsamında somut olaya bakıldığında; davacı vekili müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini ancak alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak sureti ile 1.000,00TL kıdem tazminatı, 500,00TL ihbar tazminatı talep etmiş olup davasını açıkça belirsiz alacak davası olarak nitelendirmiştir. Davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına rağmen alacakların belirli olduğu sonucuna ulaşıldığından somut olayda belirsiz alacak davasının koşulları bulunmamakta ise de, alacaklarının ödenmediğini iddia eden davacının, mevcut yasal düzenlemeler karşısında dava açmaktan başka bir yolla alacağına kavuşma imkânı olmayıp, bir mahkeme kararına ihtiyaç bulunması karşısında eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını söylemek mümkün değildir. Başka bir anlatımla alacağı olduğunu iddia eden davacının alacağının tahsili amacı ile ister kısmi, ister tam eda veya belirsiz alacak davası açmasında her zaman hukuki yararı vardır. Zira davacı davalıdan olan alacağını istemektedir.

Öyle ise, alacağın tartışmasız veya belirli olması hâlinde kısmi dava açılamayacağına ilişkin 6100 sayılı HMK'nın 109'uncu maddesinin ikinci fıkrasının yürürlükten kaldırılmış olmasından dolayı belirli alacaklar için de artık kısmi dava açılması mümkün hâle geldiğine ve davacının alacaklarının bir kısmını dava ettiğinin dava dilekçesi içeriğinden anlaşılmasına başka bir anlatımla davanın kısmi dava olarak görülmesi için gerekli koşulların somut olayda bulunmasına göre, mahkemece dava hukuki yarar yokluğundan reddedilmeyerek bir ara kararı ile kısmi dava olarak görülüp sonuçlandırılmalıdır.(EK-15 Y. HGK. 16.05.2019, 2016/22-1166 E. - 2019/576 K.)

(YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ KARARI)

“… Bir davada belirsiz taleplere yönelik olarak hakimin HMK”nun 31. maddesi gereğince taraflara açıklama yaptırabilme soru sorabilme ve delil bildirilmesini isteme yetki ve görevi verilmiştir. Bu nedenle davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olması halinde hukuki yarar şartının tamamlanabilir olduğunun kabulü gerekir.(EK-16 Y. 3. HD. 22.01.2018, 2016/8214 E. - 2018/486 K.)

(YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ KARARLARI)

“… Davaya konu işçilik alacaklarının bir kısmının ya da bazılarının belirsiz alacak davasına konu olamayacağı belirlendiği taktirde, hakim hemen davayı reddetmemeli, HMK.’nun 115/2 maddesi uyarınca eksikliği tamamlaması yani alacağını belirleyerek buna göre talepte bulunması için davacıya kesin süre vermeli, gereğinin yerine getirilmemesi halinde dava şartı eksikliğinden dava reddedilmelidir. Dairemiz kararları ile Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin kararları bu yöndedir (Yargıtay 9.HD. 26.01.2014 gün, 2014/1962 E, 2014/6034 K. ; Yargıtay 9.HD. 27.02.2012 gün ve 2012/1757 E, 2012/5742 K. ; Yargıtay 19. HD. 16.01.2014 gün, 2013/ 17491 E, 2014/ 1332 K. Yargıtay 19. HD, 16.01.2014 gün, 2013/ 17366 E, 2014/ 1329 K.).” (EK-17 Y. 9. HD. 02.07.2019, 2017/11340 E. - 2019/14722 K.)

* * *

“… Davaya konu işçilik alacaklarının bir kısmının ya da bazılarının belirsiz alacak davasına konu olamayacağı belirlendiği taktirde, hakim hemen davayı reddetmemeli, HMK.’nun 115/2 maddesi uyarınca eksikliği tamamlaması yani alacağını belirleyerek buna göre talepte bulunması için davacıya kesin süre vermeli, gereğinin yerine getirilmemesi halinde dava şartı eksikliğinden dava reddedilmelidir. Dairemiz kararları ile Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin kararları bu yöndedir (Yargıtay 9.HD. 26.01.2014 gün, 2014/1962 E, 2014/6034 K. ; Yargıtay 9.HD. 27.02.2012 gün ve 2012/1757 E, 2012/5742 K. ; Yargıtay 19. HD. 16.01.2014 gün, 2013/ 17491 E, 2014/ 1332 K. Yargıtay 19. HD, 16.01.2014 gün, 2013/ 17366 E, 2014/ 1329 K.).” (EK-18 Y. 9. HD. 23.05.2019, 4289/12024 sayılı Kararı)

* * *

“… Davaya konu işçilik alacaklarının bir kısmının ya da bazılarının belirsiz alacak davasına konu olamayacağı belirlendiği taktirde, hakim hemen davayı reddetmemeli, HMK.’nun 115/2 maddesi uyarınca eksikliği tamamlaması yani alacağını belirleyerek buna göre talepte bulunması için davacıya kesin süre vermeli, gereğinin yerine getirilmemesi halinde dava şartı eksikliğinden dava reddedilmelidir. Dairemiz kararları ile Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin kararları bu yöndedir (Yargıtay 9.HD. 26.01.2014 gün, 2014/1962 E, 2014/6034 K. ; Yargıtay 9.HD. 27.02.2012 gün ve 2012/1757 E, 2012/5742 K. ; Yargıtay 19. HD. 16.01.2014 gün, 2013/ 17491 E, 2014/ 1332 K. Yargıtay 19. HD, 16.01.2014 gün, 2013/ 17366 E, 2014/ 1329 K.).” (EK-19 Y. 9. HD. 28.02.2019, 1208/5111 sayılı Kararı)

(YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ KARARI)

“… Somut olayda, davacının dava dilekçesinde açıkladığı olaylar ve istemleri dikkate alındığında; taraflar arasında uyuşmazlık olsa da davacı; dava tarihi itibarıyla alacağının miktarını tam ve kesin olarak belirleyebilecek durumdadır. Bu durumda davacı vekili dava dilekçesinde davayı belirsiz alacak davası olarak açtıklarını belirtmiş ve mahkemece de belirsiz alacak davası açıldığı kabul edilmiş ise de, belirsiz alacak davası açma koşulları bulunmadığından dava belirsiz alacak davası olmayıp kısmi dava niteliğindedir.

ahkemece 50.000,00 TL yönünden alacak davası usulden reddedilmiş ise de bu davanın kısmi dava olarak görülüp değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu durumda HMK 31. maddede düzenlenen aydınlatma ödevi kapsamında davacıya kısmi dava niteliğindeki 50.000,00 TL'lik talebinin alacak kalemleri bakımından miktarları açıklattırılıp uyuşmazlığın buna göre sonuçlandırılması gerekirken yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.” (EK-20 Y. 15. HD. 04.12.2018, 4659 E. - 2018/4830 K.)

(YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ KARARLARI)

“… Dava, 20.000 TL üzerinden harç yatırılmak suretiyle belirsiz alacak davası olarak açılmıştır. 6100 sayılı HMK'nın 107. maddesinde öngörülen belirsiz alacak davası, talep konusu miktarın kesin olarak belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olması veya bunun imkansız bulunması halinde açılabilir. Alacak miktarının tartışmasız veya açıkça belirli olan durumlarda belirsiz alacak davası açmada alacaklının hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartlarındandır. (HMK m 114/h).

Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını araştırarak dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verilerek bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmezse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. (HMK 115/2).

Somut olayda, davacı ne miktarda alacak talep edebileceğini bilebilecek durumdadır. O halde dava değerini belirlemesi ve tam dava açarak harcını buna göre ikmal etmesi için HMK'nın 120. maddesi gereğince davacı tarafa kesin süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” (EK-21 Y. 19. HD. 14.01.2019, 2017/1693 E. - 2019/73 K.)

* * *

“… Dava, belirsiz alacak davası olarak açılmıştır. HMK'nun 107. maddesinde öngörülen belirsiz alacak davası, talep konusu miktarın kesin olarak belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olması veya bunun imkansız bulunması halinde açılabilmektedir. Alacak miktarının tartışmasız veya açıkça belirli olduğu durumlarda belirsiz alacak davası açılmasında, alacaklının hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartıdır. (HMK. m. 114/h).

Mahkemece dava şartlarının mevcut olup olmadığı araştırılıp dava şartı noksanlığının tespit edilmesi halinde, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verilerek, bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmezse, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesi gerekir.

Eldeki somut davada dava konusu taşınmazın değerinin 533.000,00 TL olduğu, dava dosyasına sunulan davacı vekili tarafından aynı taşınmaza ilişkin Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/311 esas sayılı dava dosyasının dava dilekçesinden anlaşılmaktadır. Buna rağmen dava 1.300,00 TL üzerinden belirsiz alacak davası olarak açılmıştır. Davaya konu taşınmazın değeri belirli olduğundan, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde belirsiz alacak davası açılması söz konusu değildir. Bu durumda davacıya 533.000,00 TL üzerinden eksik harcın tamamlanması için kesin süre verilip, sonucuna göre yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.” (EK-22 Y. 19. HD. 18.04.2018, 2016/16855 E. - 2018/2160 K.)

* * *

“… Dava, maktu harç yatırılmak suretiyle belirsiz alacak davası olarak açılmıştır. 6100 sayılı HMK'nun 107. maddesinde öngörülen belirsiz alacak davası, talep konusu miktarın kesin olarak belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olması veya bunun imkansız bulunması halinde açılabilir. Alacak miktarının tartışmasız veya açıkça belirli olan durumlarda belirsiz alacak davası açmada alacaklının hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartlarındandır. (HMK m 114/h).

Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını araştırarak dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verilerek bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmezse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. (HMK 115/2).

Harç eksikliği kamu düzenine ilişkin olmakla aleyhe bozma yasağının istisnalarındandır. Davaya konu iddiaya nazaran davacı ne miktarda alacak talep edebileceğini bilebilecek durumdadır. O halde dava değerini belirlemesi ve tam dava açarak harcını buna göre ikmal etmesi için HMK.'nın 120. maddesi gereğince davacı tarafa kesin süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” (EK-23 Y. 19. HD. 11.12.2017, 2016/13916 E. - 2017/7878 K.)

SONUÇ           : Kişisel görüşümüze göre, hukuk yargılamasında şartları bulunmadığı halde belirsiz alacak davası açılması durumunda mahkemenin tamamlanamaz dava şartı bulunduğu görüşünden hareketle süre vermeden davanın hukukî yarar yokluğundan usulden reddine karar vermesi gerektiği kanaatinde olduğumuzu belirterek her türlü takdir hakkı sayın Yargıtay Birinci Başkanlığı’na ait olmak üzere TALEP KONUMUZA AİT YARGITAY HUKUK GENEL KURULU VE YARGITAY HUKUK DAİRELERİ’NCE VERİLMİŞ OLAN İÇTİHATLAR ARASINDAKİ FARKLILIKLAR NEDENİ İLE İÇTİHATLARIN BİRLEŞTİRİLMESİNİ saygı ile dilerim. 07.11.2019

Talep Eden
Av. Fatih KARAMERCAN, LL.M.

EKİ         : Kimlik fotokopisi.

1-) Y. HGK. 09.05.2018, 2015/22-2551 E. - 2018/1022 K.

2-) Y. HGK. 18.04.2018, 2015/22-2275 E. - 2018/782 K.

3-) Y. HGK. 14.03.2018, 2015/22-188 E. - 2018/481 K.

4-) Y. 4. HD. 19.12.2018, 2016/13884 E. - 2018/8136 K.

5-) Y. 4. HD. 07.05.2018, 2013/3870 sayılı Kararı.

6-) Y. 4. HD. 05.07.2017, 2015/10133 E. - 2017/4553 K.

7-) Y. 11. HD. 13.02.2019, 2018/848 E. - 2019/1111 K.

8-) Y. 11. HD. 26.11.2018, 2017/1913 E. - 2018/7346 K.

9-) Y. 11. HD. 26.06.2018, 2016/13485 E. - 2018/4815 K.

10-) Y. 12. HD. 18.06.2018, 2017/1974 E. - 2018/6207 K.

11-) Y. 21. HD. 10.09.2018, 2016/18209 E. - 2018/6113 K.

12-) Y. 22. HD. 09.09.2019, 2017/23899 E. - 2019/15573 K.

13-) Y. 22. HD. 26.06.2019, 2016/30564 E. - 2019/14166 K.

14-) Y. 22. HD. 20.06.2019, 2016/17109 E. - 2019/13622 K.

15-) Y. HGK. 16.05.2019, 2016/22-1166 E. - 2019/576 K.

16-) Y. 3. HD. 22.01.2018, 2016/8214 E. - 2018/486 K.

17-) Y. 9. HD. 02.07.2019, 2017/11340 E. - 2019/14722 K.

18-) Y. 9. HD. 23.05.2019, 4289/12024 sayılı Kararı.

19-) Y. 9. HD. 28.02.2019, 1208/5111 sayılı Kararı.

20-) Y. 15. HD. 04.12.2018, 4659 E. - 2018/4830 K.

21-) Y. 19. HD. 14.01.2019, 2017/1693 E. - 2019/73 K.

22-) Y. 19. HD. 18.04.2018, 2016/16855 E. - 2018/2160 K.

23-) Y. 19. HD. 11.12.2017, 2016/13916 E. - 2017/7878 K.

 

BAŞVURU SONUCU:

T.C.
YARGITAY
Birinci Başkanlığı

10.03.2021

Sayı    : E-60482426/1468/2587-619
Konu  : Kurul Kararı

 

Sayın Avukat Fatih KARAMERCAN
Çınarlı Mah. İslam Kerimov Cad.
No:1 (Martı Tower) Kat:8 Daire:804

Konak/İZMİR
 

İlgi     : 07.11.2019 tarihli dilekçeniz.

Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 25.02.2021 tarih ve 60 sayılı karar sureti ilişikte gönderilmiştir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

                                                                                              Fevzi YILDIRIM
                                                                                              Yargıtay Üyesi
                                                                                              Genel Sekreter 

 

EK    : Karar Sureti

 

Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 25/02/2021 tarihli ve 60 sayılı
Kararı
Yargıtay Kanunu'nun 10. maddesi gereğince toplanan Kurulumuzca:

 

Hukuk yargılamasında şartları bulunmadığı halde belirsiz alacak davası açılması durumunda mahkemenin tamamlanamaz dava şartı bulunduğu görüşünden hareketle süre vermeden davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine mi karar vereceği, yoksa mahkemenin tamamlanabilir dava şartı bulunduğu görüşünden hareketle süre vererek tam eda davası veya süre vermeden davanın kısmi dava olarak sonuçlandırılması mı gerektiği konusunda; Avukat Fatih Karamercan imzalı 07.11.2019 tarihli; 2019/37959 sayılı içtihatları birleştirme başvurusunda;

Hukuk Genel Kurulu Başkanlığının: 09.05.2018 tarih, E:2015/22-2551 K:2018/1022; 18.04.2018 tarih, E:2015/22-2275 K:2018/782; 14.03.2018 tarih, E:2015/22-188 K:2018/481; 16.05.2019 tarih, E:2016/22-1166 K:2019/576;

Üçüncü Hukuk Dairesi Başkanlığının: 22.01.2018 tarih, E:2016/8214 k:201 8/486;

Dördüncü Hukuk Dairesi Başkanlığının: 19.12.2018 tarih, E:2016/13884 K:2018/8136; 07.05.2018 tarih, E:2018/2013 K:2018/3870; 05.07.2017 tarih, E:2015/10133 K:2017/4553;

Dokuzuncu Hukuk Dairesi Başkanlığının02.07.2019 tarih, E:2017/11340 K:2019/14722; 23.05.2019 tarih, E:2019/4289 K:2019/12024; 28.02.2019 tarih, E:2019/1208 K;2019/5111;

Onbirinci Hukuk Dairesi Başkanlığının: 13.02.2019 tarih, E:2018/848 K;2019/1111; 26.11.2018 tarih, E:2017/1913 K:2018/7346; 26.06.2018 tarih, E:2016/13485 K;2018/4815;

Onikinci Hukuk Dairesi Başkanlığının: 18.06.2018 tarih, E:2017/1974 K:2018/6207;

Onbeşinci Hukuk Dairesi Başkanlığının: 04.12.2018 tarih, E:2018/4659 K:2018/4830;

(Kapatılan) Ondokuzuncu Hukuk Dairesi Başkanlığının: 14.01.2019 tarih, E:2017/1693 K:2019/73; 18.04.2018 tarih, E;2016/16855 K:2019/2160; 11.12.2017 tarih, E:2016/13916 K;2017/7878;

(KapatıIan) Yirmibirinci Hukuk Dairesi Başkanlığının: 10.09.2018 tarih, E:2016/18209 K:2018/6113;

(Kapatılan) Yirmiikinci Hukuk Dairesi Başkanlığının: 09.09.2019 tarih, E:2017/23899 K:2019/15573; 26.06.2019 tarih, E:2016/30564 K:2019/14166; 20.06.2019 tarih, E:2016/17109 K:2019/13622; sayılı kararları arasında içtihat aykırılığı bulunduğu ileri sürülmesi üzerine ilgili daire başkanlıklarının ve Hukuk Genel Kurulu Başkanlığının görüşleri alındı.

Gereği görüşüldü:

Aykırılık bulunduğu ileri sürülen kararlar arasında içtihat aykırılığı sonucunu doğuracak sürekli bir durum mevcut olmadığı anlaşıldığından içtihatları birleştirme yoluna gidilmesine gerek olmadığına;

25.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.