BORÇLUNUN HER ZAMAN MAL EDİNMESİ MÜMKÜN OLUP BAŞKA MALVARLIĞI OLMADIĞI GEREKÇESİYLE ZAMANAŞIMININ KESİLDİĞİ İDDİASI HATALIDIR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


28 May
2022

Yazdır

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2021/2759
KARAR NO    : 2021/7795

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ          :
 Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
TARİHİ                    : 04/02/2021
NUMARASI            : 2021/32 - 2021/221
DAVACI                  : Borçlu    : A.B.
DAVALI                  : Alacaklı  : A.E.Ü.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi İpek Akdeniz tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı itirazında bulunduğu, mahkemece, zamanaşımı itirazı kabul edilerek icranın geri bırakılmasına karar verildiği, alacaklının istinaf kanun yoluna başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce, borçlunun meskeniyet şikayetine konu yargılaması devam eden taşınmazı dışında başka malvarlığı bulunmadığı, borçlunun diğer malvarlığına yönelik haciz taleplerinden sonuç alınamadığı, meskeniyet şikayetinin reddi sonucu borçlu tarafından kanun yoluna başvurulduğu, İİK’nın 363/son ve 364 /son madde hükümleri uyarınca kanun yoluna başvurunun satış dışında icrai işlemlere etkisi olmamasından ötürü alacaklının haczedilen taşınmazın satışını sağlamaktan başka yapabileceği işlem kalmadığı, haczedilen taşınmazın satış aşamasına geçilebilmesi için de icra mahkemesindeki yargılama sonucunun kesinleşmesinin beklenmesi zorunlu olduğundan şikayet tarihi itibariyle zamanaşımının dolmadığından, bahisle ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak şikayetin reddine karar verdiği, karara karşı borçlunun temyiz yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır.

Somut olay bakımından tartışılması gereken mesele, bonoya dayalı takipte zamanaşımının kesilmesi ve kanun maddesinin yorumlanmasıdır.

Zamanaşımı kanunda öngörülen hallerde ve alacaklının alacağın ifasını sağlamaya yönelik harekette bulunmaması nedeniyle alacağın ifasının borçlu iradesine bırakılması durumudur. Zamanaşımı süresinin dolması, yeni bir hakkın kazanımına, mevcut hakkın sona ermesine ya da alacağın zorla ifasına engel olabilmektedir.

İcra takibinin dayanağı olan belge kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan, olayda, takip dayanağı senedin vade tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 661, 662. ve 663. maddelerinin uygulanması gerekir. TTK'nun 661. maddesi uyarınca; bonolar için 3 yıllık zamanaşımı öngörülmüştür. Diğer yandan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 133. maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan TTK’nun 662. maddesinde; “müruruzaman; dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi sebepleriyle kesilir” hükmüne yer verilmiştir.

TTK'nun 662. maddesinde dava açılması ile kastedilen, kambiyo senetleri hukukuna ilişkin bir talep dolayısıyla yetkili mahkeme nezdinde, usulüne uygun bir davanın açılmış bulunmasıdır. Örneğin senet borçlusunun açtığı senet iptal davası zamanaşımını kesmez. (TTK 669 vd. md.) Keza ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir, önceki davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması vs. davaları da zamanaşımını kesici nitelikte değildir. Zira açılmış bulunan davanın, HUMK'nun 237. maddesindeki kesin hükme konu teşkil edecek biçimde nizalı kazaya konu edilmesi gerekir (12. H.D. 07/04/1983-1439 K.-2701 E.). Anılan maddede mücerret dava açılmasından söz edilmekte olup, bu davanın kimin tarafından açılacağı hususunda bir açıklık bulunmamaktadır. Ancak borçlu tarafından açılacak davada, alacaklı durumundaki davalının, itirazını def’i yolu ile ileri sürmesi halinde borçlu tarafından alacaklı aleyhine açılan menfi tespit davasının da bu nedenle zamanaşımını kesmesi gerekir. Nitekim, Yargıtay HGK’nun 20.1.1996 tarih 1996/12-654 esas 1996/805 sayılı kararı ile de aynı ilke kabul edilmiştir.

6762 sayılı TTK'da zamanaşımını kesen işlemler sınırlı olarak sayılmıştır. Öte yandan, alacaklı tarafından takibin devamını sağlamaya yönelik olarak yapılan icra takip işlemleri de zamanaşımını keser. Bilindiği gibi takip işleminin icra takip işlemi olabilmesi için icra organı tarafından borçluya karşı yapılması gerekir. İcra organının alacaklıya, üçüncü kişiye ya da kendi iç işleyişine yönelik olmaması gerekir. İcra takip işlemi alacaklının alacağına kavuşmasını sağlayan yani cebri icranın ilerlemesini sağlayan işlemlerdir.

Yukarıda zamanaşımını kesen sebeplerden genel olarak bahsedilmiş olmakla değinilmesi gereken bir başka mesele İİK nın 363/son ve İİK'nın 364/son madde hükümleridir.

Öncelikle yorum hukuk metninin anlamını tespit etmektir. Bir yorumcu olarak hakim, hukuk kurallarını uygularken belli ilkelere uymalıdır. 4721 sayılı TMK ‘nın 1/1 fıkrası "Kanun sözüyle ve özüyle değindiği bütün konulara uygulanır" hükmünü içermektedir. Söz konusu maddede ilk olarak lafzi yorumdan bahsedilmiştir. Bu yorumda kelimelerin anlamı, cümlenin özelliği ve yapısı tahlil edilerek madde yorumlamaktadır. Tabi bu yorumu yaparken madde başlıklarından da yararlanılır.

İİK'nın 363/son ve 364/son maddeleri istinaf ve temyiz yoluna başvurma ve inceleme madde başlıklarını içermektedir. İlgili maddelerde yasa yoluna yapılan başvuruların satıştan başka icrai işlemleri durdurmayacağı belirtilmektedir. Haciz ve satış talebi alacaklının talebine bağlı olmakla alacaklının süresinde satış talebinde bulunmaması İİK'nın 106. ve 110. maddelerinde düzenlenmiş olup haciz düşmesine neden olmaktadır. Kanun koyucunun buradaki amacı takip hukukuna dair şikayette kanun yoluna başvuru halinde alacaklının ve borçlunun menfaatlerini dengelemektir, bir nevi silahların eşitliğini sağlamaktır. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince ilgili maddeler hatalı yorumlanarak bu durumun borçlunun başka malvarlığı olmadığı gerekçesi ile zamanaşımını kestiği belirtilmişse de, toplumsal hayatta değişen ve gelişen şartların olabileceği, borçlunun işe girme ya da miras yoluyla mal edinebilme ihtimalinin mevcut olduğu gözetilerek icra takibini ilerletmeye yönelik başka taleplerde bulunabileceği dikkate alınmak suretiyle İİK'nun 71/son maddesi göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanunun 33/a maddesi uyarınca, işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi’nin 04/02/2021 tarih, 2021/32 E. - 2021/221 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22/09/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan           Üye                 Üye                  Üye                  Üye
A. TUNCAL     G. HEYBET    S. ÖZTEMİZ     S. MUTTA       İ. YAVUZ