BOŞANMA DAVASI SIRASINDA ÖLEN DAVACININ MİRASINI REDDEDEN MİRASÇILAR KUSUR BELİRLEMESİ YÖNÜNDEN DAVAYA DEVAM EDEBİLİRLER.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


16 Ock
2022

Yazdır

T.C.
Y A R G I T A Y
2. Hukuk Dairesi

ESAS NO:           KARAR NO:
2021/2749            2021/7313

TÜRK MİLLETİ ADINA

Y A R G I T A Y   İ L A M I

DAVA TÜRÜ                 : Boşanma
TEMYİZ EDEN              : Davacı Mirasçıları

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek mirasçıları tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sırasında erkeğin vefatı nedeniyle mirasçıları Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesi uyarınca kusur belirlemesi yönünden davaya devam etmiş, ilk derece mahkemesince, davacı erkeğin mirasçılarının mirası reddetmeleri nedeniyle davalı kadının mirastan yoksun bırakılmasında hukuki yararları kalmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Hükme karşı davacı erkeğin mirasçıları tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Her ne kadar davacı erkeğin mirasçılarının mirası reddetmeleri nedeniyle davalı kadının mirastan yoksun bırakılmasında hukuki yararları kalmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de; mirasçıların kusur belirlemesi yönünden davayı takip etme haklarını ortadan kaldıran bir kanun hükmü bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece yargılama yapılarak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 19.10.2021 (Salı)

Başkan                         Üye                   Üye                 Üye                     Üye
Ömer Uğur Gençcan    Rıza Sarıtaş     Çetin Durak     M.Kasım Çetin    Harun Can

İÇTİHAT YORUMU : Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 19 Ekim 2021 tarihli kararına aşağıda yer verilen doktrin görüşleri doğrultusunda katılmak mümkün değildir.

“Mirası reddeden mirasçıların da dâvayı devam etme hakkı olmasa gerekir. Zira onlar bakımından da dâvada menfaat koşulu gerçekleşmemiş sayılır. Mirasçı olma ehliyetini başka sebeplerden ötürü kaybetmiş olan kimselerin de aynı sebepten ötürü dâvayı takip hakları yoktur.” (TOPUZ, Seçkin, Boşanma Davasının Eşin Mirasçılığına Etkisi, Ankara, 2012, s. 143)

“TMK m. 611 hükmüne göre, yasal mirasçılardan biri mirası reddederse, onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer. Buradan anlaşıldığı üzere reddeden mirasçı, baştan itibaren yani geçmişe etkili olarak mirasçı olmaz. Kendisi ölmüş gibi değerlendirildiğine göre, mirasçı sıfatını da kazanamamış demektir. Şu halde mirasçılık sıfatını kazanamayan kişinin de TMK m. 181 II hükmü çerçevesinde mirasçının sahip olduğu hukuki pozisyona sahip olamaması gerekir.” (AKSU, Mustafa, Boşanma Davası Sırasında Ölümün Eşin Mirasçılığına Etkisi, İstanbul, 2017, s. 440)

“Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Mirası reddeden mirasçının boşanma davasını sürdürebilmesi olanaksızdır.” (GENÇCAN, Ömer Uğur, Boşanma Davaları Bağlamında Medenî Usul Hukuku, Genişletilmiş 4. Baskı, Ankara, 2021, s. 469)