BOŞANMA TALEP EDİLMEDEN KARŞI DAVA İLE İLERİ SÜRÜLEN TAZMİNAT İSTEKLERİ NİSBİ HARCA TABİDİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


22 Ara
2018

Yazdır

T.C.
SİVAS
1. AİLE MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
K A R A R

ESAS NO       : 2015/191
KARAR NO    : 2016/273

DAVA                   : Boşanma
DAVA TARİHİ      : 24/04/2015
K. DAVA TARİHİ : 15/05/2015
KARAR TARİHİ  : 11/05/2016
GEREKÇELİ         
KARAR TARİHİ  :
26/05/2016

Taraflar arasında mahkememizde görülmekte olan boşanma davasının yapılan açık yargılaması sonunda:

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 14/02/2010 tarihinde evlendiklerini, müşterek çocuklarının olmadığını, tarafların evlendiklerinde kiralık evde oturduklarını, müvekkilinin babası başka bir mahallede boş bir ev olduğunu söylediğini bu eve taşınma durumunun ortaya çıktığını, davalının bu evin kendi istediği gibi içinin yapılmaması durumunda baba evine gideceğini söylediğini bu nedenle aralarında tartışma çıktığını, müvekkilinin babaannesinin vefat ettiğinde dahi acısına saygı duymayarak ev meselesi yüzünde tartışma çıkardığını, evlendiklerinde 3 ay olmasına rağmen baba evine gittiğini, tüm eşyaları götürdüğünü daha sonra tarafların 2,5 ay ayrı yaşadıklarını, davalının pişman olması nedeniyle barıştıklarını, davalının küçük şeyleri abartıp tartışma çıkardığını, davacıya ve ailesine hakaret ettiğini, müvekkilinin tartışma çıkmaması için davalının istediği şeyleri ekonomik gücü oranında aldığını ancak yinede davalının memnun olmadığını, davalı çallışmadığı halde sorumluluklarını yerine getirmediğini, yemek ve temizlik işlerini yapmadığını, müvekkiline haber vermeden devamlı akraba ve arkadaşlarına gittiğini gece geç saatlerde eve geldiğini, gece geç saatlere kadar bilgisayar başında ve telefonla konuşarak vakit geçirdiğini, kiminle konuştuğunu sorduğunda söylemediğini davalının başka bir şahısla cafede oturduğunu müvekkilinin yakın akarabısının gördüğünü, davalı müvekkilinin ailesini istemediğinde görüşmediğini gidip gelmediğini, aralarında çıkan tartışma sonucu davalının müvekkile hakaret ettiğni intahar edeceğini söyleyerek mutfakta eline geçen eşyaları müvekkile savurduğunu gece geç saatlere kadar bağırıp çağırdığını, bu olaydan sonra müvekkilinin eve geldiğinde davalının akrabaları ile eşyaları topladığını bir arabaya koyduklarını gördüğünü, tartışma çıkmaması için müvekkilinin ses çıkarmadığını ancak davalı ve ailesinin müvekkile hakaret ve küfür ettiklerini, davalının ailesinin yanına gittiğini, davacının da ailesinin yanına taşınmak zorunda kaldığını, beş aydır tarafların ayrı yaşadıklarını, davalının sorumsuz davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek boşanmalarına, müvekkili lehine 20.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde, davacının iddialarının asılsız olduğunu bu nedenle karşı davanını reddine karar verilmesini, karşa dava dileçesinde, müvekkilinin yasaların ve geleneklerin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirdiğini, karşı davalının ise yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacının ayrılık ve birliktelik döneminde boşanmak istemiyorum, eşimi seviyorum dediğini, karşı davalının ise seni sevmiyorum, senden nefret ediyorum, seninle aynı konutta yaşamak istemiyorum boşanmak istiyorum gibi benzer sözler sarf ettiğini, karşı davalının ağır kusuru nedeniyle evlilir birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek davanın reddi ile karşı davalarının kabulüne, müvekkili lehine aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Tarafların nüfus aile kayıt tablosu celp edilmiş, ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin yazı cevapları, Sivas Aile Mahkemesinin 2011/2.-2. D:iş sayılı 4320 sayılı yasaya göre koruma kararı dosyası, Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/5.0 soruşturma 2015/4..2 karar nolu kovuşturmaya yer olmadığına dair karar örneği dosya içerisine alınıp incelenmiştir.

Davacı tanıkları Tamiş F., Nurcan F., Edip F. ve Gülseren D. ile davalı tanıkları Nuriye E., Sema B., Mikail K., Coşkun Ö. ve Banu K.B.'ın beyanları Mahkememizce tespit olunmuştur.

Davalıya ait 05.1 6.4 3. .6 nolu telefonda bulunan davacı tarafından gönderildiği iddia edilen mesajların dökümü bilirkişi tarafından dökümü yapılarak düzenlenen 01/10/2015 tarihli rapor dosya içerisine alınmıştır.

Mahkemece yapılan yargılama, taraflara ait sosyoekonomik araştırma tanık beyanları, Sivas Aile Mahkemesinin 2011/2.-2. D:iş sayılı 4320 sayılı yasaya göre koruma kararı dosyası, Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/5.0 soruşturma 2015/4..2 karar nolu kovuşturmaya yer olmadığına dair karar örneği, bilirkişi rapor ve tüm dosyası kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 14/02/2010 tarihinde evlendikleri, müşterek çocuklarının olmadığı, davalının eş olarak sorumluluklarını yerine getirmediği, geç saatlere kadar bilgisayar başında ve telefonla mesajlaştığı, eşine hakaret ve küfür ettiğini, evdeki eşyaları alarak baba evine gittiğini, davacı da davalı eşine seni sevmiyorum, seni istemiyorum, boşanmak istiyorum dediği ve bu nedenle taraflar arasında çıkan tartışma sonrasında tarafların ayrı yaşamaya başladı anlaşılmıştır.

Dava ve Karşı dava; TMK'nun 166/1-2 maddesi uyarınca açılmış boşanma talebine ilişkindir. Bu madde uyarınca boşanmaya karar verilebilmesi için davacının kusursuz olması gerekmemekte ise de, davalının az da olsa kusurunun bulunduğunun ispatı gerekir ve ancak davacının kusurunun daha fazla olması halinde davalının açılan davaya itiraz hakkı mevcuttur. Davamızda ise; davalının evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri yerine getirmediği, lükse düşkün olduğu, evine bağlı olmadığı, davacının ekonomik imkanlarını aşacak şekilde taleplerde bulunduğu, cep telefonu ve internetde çok vakit geçirdiği bu haliyle davalının ağır kusurlu olduğu, davacının ise sık sık davalıya seni sevmiyorum, istemiyorum diyerek daha az kusurlu olduğu anlaşılmakla tarafların boşanmalarına karar vermek gerekmiştir.

Davacının manevi tazminat talebinin; Davalı eşine hayvan, mal gibi kelimeler kullanarak hakaret etmesi nedeniyle davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı anlaşılmış, tarafların ekonomik sosyal durumları, saldırı teşkil eden fiilin ağırlığı hakkaniyet ilkesi ve tazminatın zenginleşme aracı olmadığı dikkate alınarak davacı yararına uygun miktarda manevi tazminata karar verilmiştir.

Davalı - karşı davacının yoksulluk nafakası maddi ve manevi tazminat talebinin; boşanmaya ve geçimsizliğe neden olan olaylarda davalı - karşı davacının daha fazla kusurlu olması nedeniyle şartları oluşmayan nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 

A) 1- Davacı karşı davalı Ergin F. tarafından davalı karşı davacı Gamze F. leyhine açılan ve davalı karşı davacı Gamze F. tarafından davacı karşı davalı Ergin F. aleyhine açılan boşanma davasının kabulü ile S. İli M. İlçesi D. Mahallesi Cilt : ., Hane : .3 de nüfusa kayıtlı V. ve T. oğlu, 24/06/1985 S. doğumlu, 4.........6 T.C kimlik nolu, davacı karşı davalı Ergin F. ile aynı yerde nüfusa kayıtlı M. ve Y. kızı, 27/11/1990 S. doğumlu, 2.........4 T.C kimlik nolu, davalı - karşı davacı Gamze F.'ün TMK'nun 166/1-2. maddesi uyarınca BOŞANMALARINA -

2- Davacı karşı davalı Ergin'in manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 4.000TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,

3- H.Y göre alınması gerekli karar ve ilam harcı 29,20 TL den peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 1,50 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

4- Davacının yaptığı yargılama giderleri olan 27,70 TL başvurma harcı, 27,70 TL karar ve ilam harcı, 4,10 TL vekalet harcı, 241,50 TL davetiye ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 301,00 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T uyarınca 1.800,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

B) 1- Davalı karşı davacı Gamze'nin yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine,

2- Karşı davacının yaptığı yargılama giderleri olan 27,70 TL başvurma 27,70 TL karar ve ilam harcı, 4,10 TL vekalet harcı, 4,50 TL müzekker gideri olmak üzere toplam 64,00 TL nin karşı davalı Engin den alınarak karşı davacı Gamze'ye verilmesine,

3- Karşı davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T uyarınca 1.800,00 TL maktu vekalet ücretinin karşı davalı Engin'den alınarak karşı davacı Gamze'ye verilmesine,

Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK'nın 31/03/2011 tarihli 6217 sayılı kanunun 30. maddesi ile eklenen geçici 3. maddesi gereğince uygulanmaya devam olunan 1086 sayılı HUMK 427 ve devamı hükümleri gereğince gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren 15 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere Türk Milleti adına karar verildi. 11/05/2016

 

T.C.
Y A R G I T A Y
2. Hukuk Dairesi

ESAS NO:           KARAR NO:
2016/20362          2018/8762

TÜRK MİLLETİ ADINA

Y A R G I T A Y   İ L A M I

DAVA TÜRÜ        : Boşanma-Tazminat-Nafaka
TEMYİZ EDEN     : Taraflar

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının davasında boşanma hükmü kurulması, kusur belirlemesi, manevi tazminatın miktarı, faiz talebi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise her iki davanın tamamı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 10.09.2018 günü duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı Gamze F. vekili Av. N.M. ve karşı taraf temyiz eden davacı-karşı davalı Ergin F. vekili Av. M.E. geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 

Hakim tarafların "talep sonuçlarıyla" (HMK m. 24) bağlıdır. Hakim "başka bir şeye" karar veremeyeceği (HMK m. 26) gibi Türk Hukukunu da re'sen uygulamak zorundadır (HMK m. 33).

Davalı-karşı davacı kadın maktu harç yatırarak açtığı karşı davasında davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesini, boşanmaya karar verildiği takdirde ise lehine tedbir ve yoksulluk nafakası (TMK m. 169-175) ile maddi ve manevi tazminata (TMK m. 174/1-2) karar verilmesini talep ve dava etmiş mahkemece "tarafların boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına" ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir. Aleyhine boşanma davası açılmış olan eş, bu dava içinde harca tabi olmaksızın yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat isteyebilecekken, bu isteklerini bağımsız bir dava ile ileri sürmesi halinde nispi harç yatırmak zorundadır. Davalı-karşı davacı kadının usulüne göre açılmış bir boşanma davası da bulunmamaktadır. Davalı-karşı davacı kadın, karşı davasıyla ilgili maktu harç yatırdığına göre, talep edilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarları üzerinden nispi peşin harç noksanlığının tamamlanması (Harçlar Kanunu m. 30-32) için davalı-karşı davacıya süre verilmesi, harç noksanlığının tamamlanması halinde karşı davası yönünden hüküm kurulması gerekirken açıklanan yönde işlem yapılmadan, davalı-karşı davacı kadının boşanma talebi bulunmadığı halde yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün tüm yönleriyle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davası ile boşanmanın fer'ilerine ve yargılama giderlerine yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, duruşma için takdir olunan 1.630 TL vekalet ücretinin Ergin'den alınarak Gamze'ye verilmesine, 1.630 TL vekalet ücretinin Gamze'den alınarak Ergin'e verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 10.09.2018 (Pzt.) 

Başkan                            Üye                   Üye                       Üye                 Üye
Ömer Uğur Gençcan       Aysel Koçak      Sedat Demirtaş     Harun Can      Hatıran Alper

 

AYNI YÖNDE KARAR:

T.C.
TRABZON
AİLE MAHKEMESİ                                                                                                                                                        

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO       : 2015/191
KARAR NO    : 2016/273

DAVA                 : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)
DAVA TARİHİ    : 10/01/2014
KARAR TARİHİ : 10/03/2016

Mahkememizde görülmekte bulunan Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

Davacı-karşı davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 10/01/2014 havale tarihli dilekçesinde özetle; davalının 34 yıldır denizlerde çalıştığını, meslek hayatının son dönemini uluslararası faaliyet gösteren yabancı denizcilik şirketinde güverte reisi olarak çalıştığını, daha sonra 2007 yılında emekli olduğunu ve turistik pasaportuyla uluslararası gezilere devam ettiğini, mevcut evlilik öncesinde evlilik dışı olan 22 yaşında Guatemala uyruklu ve Miami'de yaşayan bir oğlunun olduğunu bu çocuktan davalı eşinin de bilgisinin olduğunu, müvekkilin davalı eşi ile görücü usulü ile evlendiğini, müvekkilin yılın büyük bir bölümünü gemilerde geçirdiğini ve ikili arasında evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, evliliğin son iki yılında mesajların yeterince tahrik edici nitelikte olduğunu, davalının eşini evde istemediğini, hakaret içeren mesajlar gönderdiğini, davalının eşine yönelik hakaret edici ve aşağılayıcı ifadeleri ile ceza yargılamasına konu olduğunu ve davalının 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2013/8. Esas sayılı kararında hakaret suçunu işlediğinin sabit görüldüğünü, buna istinaden hakkında verilen hükmün geri bırakıldığını, taraflar arasında 2008 yılında 2008/1.7 dosya numarası ile ceza yargılamasına kasten yaralamdan ötürü karşılıklı olarak konu olduklarını, evliliğin katlanılmaz hale getiren en önemli unsurdan diğeri de davalının çocuklarına yönelik şiddete dayalı kötü muamelelerde bulunduğunu, evlilikten günümüze bütün ekonomik sorumluluk ve yükümlülüklerin müvekkil üzerinde olduğunu, evlilik birliği içerisinde artan huzursuzluk ve mutsuzluk ortamının hat safhaya ulaştığını ve bu nedenle boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. 

Davalı-karşı davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 14/02/2014 havale tarihli cevap dilekçesi-karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalının dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, müvekkilin kendisinden 10 yaş büyük olan davacı-karşı davalı eşi ile ailelerinin vasıtasıyla tanışarak evlendiklerini, davacı-karşı davalının yılın büyük bir bölümünü eşinden ve çocuklarından ayrı olarak çalışmadığı halde turistik gezilerde, denizlerde geçirdiğini, bu durumun hayatın olağan akışına uygun olmadığını, ayrıca davacı-karşı davalının eve ses kayıt cihazı yerleştirerek müvekkilinin konuşmalarını hukuka aykırı olarak kayıt altına aldığını, ayrıca bu kayıtları da mahkemeye delil olarak sunduğunu, bu kayıtların kabul edilemeyeceğini, davacı-karşı davalının müvekkiline karşı "sen çocuk bakıcısından başka birşey değilsin. Benim için bir köpek kadar değerin yok. Sen kadın mısın, domuzsun" şeklinde sözler söylediğini, müvekkilinin iki çocuğuna tek başına bakmak zorunda kaldığını, dava konusu olaylarda davacı-karşı davalının kusurlu olduğunu, bu nedenle davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilmesini 100.000TL manevi tazminat ile 100.000TL maddi tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir. 

Davacı-karşı davalı 18/03/2014 tarihinde cevaba cevap dilekçesini dosyaya sunmuştur. Davalı-karşı davacı ise 18/04/2014 tarihinde ikinci cevap dilekçesini dosyaya sunmuştur. 

Davacı-karşı davalı vekili duruşmalarda yazılı beyanlarını tekrar etmiş, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. 

Davalı-karşı davacı vekili duruşmalarda cevap ve karşı dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar etmiştir. 

Davacı-karşı davalının iddiasına ve savunmasına, davalı-karşı davacının iddiasına ve savunmasına, taraflara ait aile nüfus kayıt tablosuna, tarafların sosyal ve ekonomik araştırma sonuçlarına, dinlenen tanık beyanlarına, Kapatılan Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2008/1.7 Esas sayılı dosyasına ve tüm dosya içeriğine göre; 

T.M.K.'nun 166. Maddesinde ".. Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerde her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirliten hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardı. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.." belirtildiği dikkate alınarak;

Davacı-karşı davalının yurtdışında gemilerde çalıştığı, senede bir defa Trabzon'a eşinin ve çocuklarının yanına geldiği ve bir ay kadar kaldığı, davacı-karşı davalının eşine karşı ilgisiz davrandığı bu nedenle davacı-karşı davalının eşine ve çocuklarına karşı duygusal şiddet uyguladığı, evlilik birlikteliğinde eşlerin senede sadece bir ay müşterek evde birlikte zaman geçirmelerinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, kaldı ki bu şekilde devam eden bir evlilik birlikteliğinin sürdürülmesinin duygusal şiddete maruz kalan eşten beklenemeyeceği değerlendirilmiştir. Ayrıca davacı-karşı davalının eşine karşı fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmıştır. Buna karşın davalı-karşı davacının eşine hakaret ettiği, eşi ve müşterek çocuklarına karşı sert ve kırıcı davrandığı, eşine karşı fiziksel şiddet uyguladığı, ailevi sorumluluklarını yerine getirmediği anlaşılmıştır. Bu itibarla boşanmaya sebebiyet veren olaylarda her iki tarafın kusurlu olduğu, ancak davacı-karşı davalının kusurunun daha ağır olduğu kanaatine varılmıştır. 

T.M.K.'nun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusurlu yada daha az kusurlu olan tarafın kusurlu taraftan maddi tazminat isteyebileceğini belirtmiştir. 

Dosyamızda davacının mevcut veya beklenen menfaati boşanma yüzünden haleldar olacağı ve davacı-karşı davalının ağır kusurlu olduğu anlaşıldığından tarafların belirlenen sosyal ve ekonomik durumlarına göre davalı-karşı davacı için 45.000TL maddi tazminata ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir.

T.M.K.'nun 174/2. maddesi boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın kusurlu olan taraftan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür.

Yine dosyamızda davacının boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik haklarının saldırıya uğradığı ve davacı-karşı davalının ağır kusurlu olduğu anlaşıldığından tarafların belirlenen sosyal ve ekonomik durumlarına göre davalı-karşı davacı için 25.000 TL manevi tazminata ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir. 

Dinlenen tanık beyanları tarafların yazılı beyanlarındaki talepleri dikkate alınarak müşterek çocuklardan E.Ç.'in velayetinin davacı-karşı davalı anneye verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. 

HÜKÜM :

1- Davacı-karşı davalının davasının REDDİNE,

2- Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 29,20 TL harçtan peşin yatırılan 25,20 TL'nin mahsubu ile artan 4,00 TL'nin davacı-karşı davalıdan alınmasına, 

3- Davacı-karşı davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,

4- Davalı-karşı davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince 1.800 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, 

5- Davalı-karşı davacının davasının KABULÜ ile; T. ili Ç. ilçesi K. mahallesi/köyü Cilt No:1. Hane No:5.'da nüfusa kayıtlı H. ve S.'den olma 05.01.1962 V. doğumlu (T.C.No:6.........6) İbrahim Ç. ile aynı hanede nüfusa kayıtlı M. ve E.'den olma 25.01.1970 Çarşıbaşı doğumlu (T.C.No:6.........6) Saniye Ç.'in TMK'nun 166/1 maddesi gereğince BOŞANMALARINA,

6- Tarafların müşterek çocukları 22.09.2006 doğumlu E.Ç.'in velayetinin davalı anneye bırakılmasına, 

7- Velayeti davalı anneye bırakılan müşterek çocuk ile davacı baba arasında her ayın birinci ve üçüncü hafta sonları Cumartesi günü saat 10:00 ile Pazar günü saat 17:00 arasında ve dini bayramların ikinci günü saat 09:00'dan 21:00'e kadar her yıl Temmuz ayının birinci günü saat 09:00'dan onbeşinci günü saat 17:00'e kadar davacı babanın velayeti davalı anneye bırakılan küçükleri yanına aldırmak suretiyle görebilmesine, böylelikle davacı baba ile küçük arasında kişisel ilişki kurulmasına, 

8- Müşterek çocuğun mal varlığı bulunmadığından M.K.'nun 360. maddesi gereğince tedbir almaya takdiren yer olmadığına.

9- 45.000.00 TL maddi tazminat ile 25.000,00 TL manevi tazminat'ın davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,

10- Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 29,20 TL harçtan peşin yatırılan 25,20TL'nin mahsubu ile artan 4,00TL'nin davacı-karşı davalıdan alınmasına, 

11- Davalı-karşı davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 50,40 TL harç, 0,60 TL dosya ve 300,00TL. talimat, tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere TOPLAM:351,00 TL. yargılama giderinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,

12- Davalı-karşı davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince 1.800TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,

Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren onbeş gün içerisinde Yargıtay'da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/03/2016

 

T.C.
Y A R G I T A Y
2. Hukuk Dairesi

ESAS NO:           KARAR NO:
2016/18173         2018/6429

TÜRK MİLLETİ ADINA 

Y A R G I T A Y   İ L A M I

DAVA TÜRÜ        : Karşılıklı Boşanma-Tazminat
TEMYİZ EDEN     : Taraflar

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca; tüm yönlerden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1- Davalı-karşı davacı kadın 14.02.2014 tarihli karşılık dava dilekçesinde; "davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının reddini, erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmesi halinde ise lehine 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminata (TMK m. 174/1-2) karar verilmesini" talep ve dava etmiştir. Hâkim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın, kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz (HMK m.24/1). Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m.26/1). Davalı-karşı davacı kadın tarafından boşanmaya ilişkin açılmış bir karşı dava olmadığı halde, karşılık boşanma davası var kabul edilerek boşanmaya karar verilmesi kanuna açık aykırılık teşkil eder. Bu husus gözetilmeden "davalı-karşı davacı kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına" yönelik hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

2- Davalı-karşı davacı kadının erkeğin boşanma davasına karşı maktu harç yatırarak açtığı karşı davasındaki talebinin münhasıran Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddelerine dayalı maddi ve manevi tazminat isteğine yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Aleyhinde boşanma davası açılmış olan eş, bu dava içinde maddi ve manevi tazminat isteyebilecekken, bu isteklerini bağımsız bir dava ile ileri sürmesi halinde nispi harç yatırmak zorundadır. Mahkemece davalı-karşı davacı kadına, karşı dava ile talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarları üzerinden nispi peşin harcı tamamlaması için süre verilmesi (Harçlar Kanunu m. 30-32) ve harç eksikliği tamamlandığı takdirde işin esasının incelenmesi, tamamlanmadığı takdirde ise Harçlar Kanunu m. 30 uyarınca işlem yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

3- Mahkemece, davacı-karşı davalı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda kusurunun daha ağır olduğu belirtilerek davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerle; davacı-karşı davalı erkeğin eşine sürekli fiziksel şiddet uyguladığı ve birlik görevlerini yerine getirmediği, buna karşılık davalı-karşı davacı kadının ise eşine hakaret ettiği ve fiziksel şiddete yönelik davranışta bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı-karşı davalı erkek dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davasının reddi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21.05.2018 (Pzt.)

Başkan                            Üye                    Üye                    Üye                     Üye
Ömer Uğur Gençcan       A.İnci Özden      Sevil Kartal        Erdem Şimşek    Hatıran Alper

 

AYNI YÖNDE KARAR:

TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ALAPLI
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(AİLE MAHKEMESİ SIFATIYLA)

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO       : 2015/317
KARAR NO    : 2016/142

DAVA                 : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)
DAVA TARİHİ    : 30/06/2015
KARAR TARİHİ : 17/03/2016
KARAR YAZIM
TARİHİ               :
06/04/2016

Mahkememizde görülmekte bulunan Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

Davacı vekili Düzce 2. Aile Mahkemesi' ne sunmuş olduğu 02/04/2015 havale tarihli dava dilekçesinde; tarafların 23/11/2014 yılında görücü usulü evlendiklerini, bu evlilikten müşterek çocuklarının bulunmadığını, evliliklerinin ilk günlerinden bu yana davalıdan kaynaklı sebepler ile tartışmalar yaşanmaya başladığını, tarafların tartışmalarının aslında düğünden itibaren devam ettiğini, devamlı maddi sıkıntılar yaşandığını, yeni evli olmalarına karşın hiç bir şekilde ortak vakit geçiremediklerini, davalının evlilik birliğinin gereklerini yerine getiremediğini, tarafların cinsel yaşamlarında da problemlerinin bulunduğunu, zaten fiilen ayrı yaşadıklarını, davalının davacının hamile olduğunu bilmesine rağmen davacı ile ilgilenmediğini, davacının tüm çabalarına rağmen evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek bu nedenle tarafların boşanmalarına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 

Davalı Düzce 2. Aile Mahkemesi'ne sunmuş olduğu 06/05/2015 havale tarihli harçlandırılmış karşı dava dilekçesinde özetle; açılan davaya öncelikle yetki itirasında bulunduğunu, son 6 aydır ikamet ettikleri yerin Alaplı olduğunu ve halen Alaplı'da yaşadıklarını, bu nedenle davanın yetki yönünden reddine karar verilmesini talep etmiş, esasa ilişkin olarak ise davacı ile ailelerin baskısı olmadan kendi iradeleri ile severek evlendiklerini, davacının bir eş olmak yerine babasının küçük kızı rolünden çıkamadığını bu nedenle aile bütünlüğünü benimseyemediğini, davacının tüm istek ve taleplerini tüm maddi imkanlarını zorlayarak karşıladığını, evlilik öncesinde her iki tarafın da kredi borçları olduğunu ancak tüm sınırları zorlayarak güzel bir düğün yaptıklarını, her iki tarafın da memur olduğunu bu nedenle yapılan harcamaları davacının desteği olmadan karşılamasının mümkün olmadığını, ayrıca davacının altınları kendi isteği ile verdiğini, fiili ayrılıktan bu yanan tüm çabalarına rağmen davacının çağrılarına olumsuz cevap verdiğini, bu nedenle öncelikle yetki itirazının kabulü ile lehine 30.000 TL maddi - 30.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. 

Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 25/02/2016 tarihli beyan dilekçesinde; tarafların ayrı yaşamaya başlamadan önce hamile olduğunu, müşterek çocuk A.Ü.'nün 21/09/2016 tarihinde doğduğunu belirterek tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesine, müşterek çocuk lehine dava sonunda iştirak nafakasına çevrilmek üzere 300,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı 25/02/2016 havale tarihli beyan dilekçesinde; boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin kendisine verilmesine, 30.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine ve şahsi eşyalarının iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

Düzce 2. Aile Mahkemesince yapılan açık yargılamada; taraflara ait nüfus kayıtları, takbis, araç ve SGK kayıtları uyap sisteminden alınmış, A. Anadolu Lisesine yazı yazılarak davalının ücret bordrosu celp edilmiş, tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmıştır. İncelenmesinde; davacının A. Anaokulunda öğretmen olduğu ve aylık 2.230,00 TL gelirinin bulunduğu, üzerine kayıtlı 67 S. 0.4 Hyundai İ-20 - 2012 model aracı dışında başkaca kayıtlı mal varlığı bulunmadığı, davalının A. Anadolu Lisesinde öğretmen olduğu ve aylık 2.300,00 TL gelirinin bulunduğu, 06 E. 5..5 Toyata Avensis 2003 model aracının dışında başkaca mal varlığının bulunmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.

Düzce 2. Aile Mahkemesi' nin 15/05/2015 tarihli 2015/1.9 Esas 2015/3.5 Karar sayılı kararında; davacının boşanma davasının yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiş, karar 23/06/2015 tarihinde kesinleştiğinden dosya yetkisizlik ile mahkememize gönderilmiştir. 

Davacı tanığı Yeliz S. Düzce 2. Aile Mahkemesi talimat duruşmasında;" Davacıyı arkadaşım olması nedeniyle tanırım. Davalıyı da evlilik aşamasında tanıdım. Ben ev hanımıyım. Düzcede ikamet ediyorum. Davacı benim oğlumun dört yaş öğretmeniydi bu nedenle kendisini tanıyorum. Yani sonuç olarak sekiz yıldır davacıyı tanırım. Benim geçimsizliğe ilişkin görgüye dayalı pek fazla bilgim yoktur. Sadece düğünde ve kına gecesinde bulundum. Burada gözlemlediğim kadarıyla davalının sorumsuz bir insan olduğunu anladım. Şöyleki; düğün Alaplı'da otelde olmuştu, düğünde takılar takıldıktan sonra gelin odasına geçtik davalı davacıya altınları say bakalım dedi. Aslıhan da altınlarını sayarak bir torbaya koydu. Davalı bu sırada iyi tahminimden daha çok altın gelmiş şeklinde birşeyler söylemeye başladı. Ben bu sırada odadan dışarı çıktım bir poşet buldum geri geldim. Ben geldiğimde ortam gerilmişti. Aslıhan sinirli bir şekilde odadan çıktı. Davalı Aslıhan'dan altınlarını istemiş, Aslıhan altınlarını babasına vermek üzere bana emanet etti. Bende altınları götürüp Aslıhan' ın babasına teslim ettim. Bundan sonraki olaylara ilişkin benim görgüye dayalı bilgim yoktur." şeklinde beyanda bulunmuştur.

Davacı tanığı Nadire E. İskilip Asliye Hukuk Mahkemesi talimat duruşmasında; "Bana sormuş olduğunuz davacı Aslıhan K. benim ablam olmaktadır. Ablam ve davalı 23 Kasım 2014 senesinde görücü usulü ile evlendiler. Ablamın bu evliliğinden 44 günlük Aser Ülkü isminde kız bebeği olmuştur. Ablam kızını eniştem ile ayrı oldukları süre zarfında eniştem yanında olmadan dünyaya getirdi. Davalı taraf halen çocuğunu gelip görmemiştir. Ablam ve davalı A.'da öğretmenlik yapmakta idiler. Eniştem evlendiklerinde İstanbul ilinde görev yapıyordu. Daha sonra ablamın yanına A.'ya geldi. Ablamla eniştem arasında düğün günü ablamın bana anlattığı kadarıyla altınlar yüzünden tartışma çıkmıştı. Yine ablamın bana anlattığı kadarıyla eniştem ablamdan altınları istemişti. Zaten ablam düğününden bir hafta sonra bütün altınlarını eniştemin borcum var diyerek elinden aldığını söyledi. Eniştemin altınları ne yaptığını ben bilmiyorum borcum var diyerek ablamın elinden aldığını biliyorum. Biz ablamlarla aynı evde yaşamaktaydık. Ben birebir evimizde herhangi bir kavgalarına şahit olmadım. Ancak kendi odalarında konuşmalarını duyuyordum. Sadece bir defasında biz Zonguldak'tan İskilip'e gelirken eniştem ve ablamın arabada tartıştıklarına şahit olmuştum. Eniştem ablama sen eski sevgilinle ilişkiye girdin diyerek iftira etti. Bunun üzerine arabanın içinde birbirlerine bağırmaya başladılar. Eniştem beni ve babamı istemiyordu. Zaten bana hitaben de sürekli aptal gerizekalı gibi kelimeler sarf ediyordu. Ablam evliliklerinin başlarından itibaren eniştem ile cinsel münasebette bulunmak istemediğini, eniştemin kendisine dokunmasından rahatsız olduğunu söylüyordu. En son olayda biz İskilip'e gelirken ablam ve eniştem kavga ettiler ve ablam babamı arayarak bizi almasını istedi. Babam da bizi gelerek Çorum yol ayrımından aldı. Bu olay 26 Ocak günü oldu. O günden sonrada eniştem ve ablam hiç görüşmedi. Eniştem ablamın hamile olduğunu bildiği halde arayıp ne maddi ne manevi hiç bir şekilde ilgilenmedi. Zaten ablamda eniştemi aramadı evliliğinden son bulmasını istiyor." şeklinde beyanda bulunmuştur.

Davalı tanığı Elif D. duruşmada; "davacı Aslıhan bir dönem A. anaokulunda mesai arkadaşımdı. Kendisi öğretmendir. Bunun haricinde taraflarla alakalı yakınlığım yoktur. Aralarında geçimsizliğe ilişkin bir bilgim yoktur." şeklinde beyanda bulunmuştur.

TMK' nın 174. maddesine göre; "Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir.

Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir." 

Dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasıdır.

Davacı, davalı taraf beyanları, tanık beyanları, Düzce 2. Aile Mahkemesi' nin 2015/1.9 Esas 2015/3.5 Karar sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 23/11/2014 yılında görücü usulü evlendikleri, davacının evliliklerinin ilk günlerinden bu yana davalıdan kaynaklı sebepler ile tartışmalar yaşandığını, yeni evli olmalarına karşın hiç bir şekilde ortak vakit geçiremediklerini, davalının evlilik birliğinin gereklerini yerine getiremediğini, cinsel yaşamlarında da problemlerinin bulunduğunu iddia ettiği, davalının ise (karşı davacının) davacının bir eş olmak yerine babasının küçük kızı rolünden çıkamadığını, aile bütünlüğünü benimseyemediğini, davacının tüm istek ve taleplerini tüm maddi imkanlarını zorlayarak karşılamaya çalıştığını, ancak davacının bu çabalarına rağmen telefonlara cevap vermediğini, kendisine ulaşamadığını iddia ettiği, tarafların 2015 yılının ilk aylarından itibaren ayrı yaşadıkları, ayrılmadan önceki dönemde davacının hamile olduğu, 21/09/2016 doğumlu A.Ü. isminde müşterek çocuklarının bulunduğu, boşanmaya neden olan olaylarda davacı ile davalı(karşı davacı) arasında düğünde takılan altınlar nedeni ile sorunların yaşanmaya başladığı, davacı tanıklarının da bu hususu doğruladığı, bu olaydan sonra tarafların evliliğe uyum sağlayamadığı, fikir ayrılıklarının yaşandığı, bu durumun müşterek hayatı çekilmez hale getirdiği, tarafların evlilikten kısa bir süre sonra ayrı yaşamaya başladıkları ve halen de ayrı yaşadıkları, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın faydasız olduğu, bu nedenlerle tarafların boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği, müşterek çocuğun yaşı, çocuğun davacı anne yanında kalıyor oluşu, bulunduğu yaş grubu nedeniyle de daha çok anne ilgi ve sorumluluğuna ihtiyaç duyduğu bir dönemde olması gözetildiğinde küçük A.Ü.'nün velayetinin davacı anneye verilmesine, davalı baba ile de şahsi ilişki tesisine karar verilmesi gerektiği, boşanma davası açılınca hakim davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınma, geçinme, malların yönetimi ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin önlemleri kendiliğinden almak zorunda olduğu, bu nedenle müşterek çocuk lehine aylık 300,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine müşterek çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakasının karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesi gerektiği, tazminata hükmedebilmek için ise öncelikle boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kusursuz veya daha az kusurlu olmak, menfaatlerin zedelenmiş olması ve tazminatın uygun olması veya kişilik hakkının saldırıya uğramış olması gerektiği, taraf tanıkları ve gerekse sunulan diğer deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tarafların iddialara ilişkin doğrudan bilgi ve görgüye dayalı bilgi sahibi olmadıkları, bu hususla ilgili başkaca delilin olmadığı, tarafların zaman içinde oluşan sorunları nedeniyle birlikte evlilik birliğini sürdüremeyecekleri, sonuç olarak boşanmaya sebep veren eylemler nedeniyle bir tarafın kusurunun diğer taraftan daha az olmadığı anlaşılmakla nafaka ve tazminata yönelik taleplerin reddine, eşya konusunda da davalı (karşı davacı) tarafından usulünce açılan ve harçlandırılan dava bulunmadığından bu talep yönünden de karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

a) 1- Davacının boşanma davasının KABULÜNE, Ç. İli, İ. İlçesi, Ç. Mahallesi, Cilt no: ., Hane no: .5, Bsn:.2' de kayıtlı, A. ve F.M. kızı, 03/04/1984 İskilip doğumlu, 2.........2 TC Kimlik numaralı Aslıhan K. ile aynı yer Bsn: .9' da nüfusa kayıtlı H. ve T. oğlu, 27/04/1974 İ. doğumlu, 1.........4 T.C. Kimlik numaralı Ömer K.'nun TMK' nın 166. maddesi uyarınca BOŞANMALARINA,

2- Aynı hanede nüfusa kayıtlı tarafların müşterek çocuğu 21/09/2015 doğumlu 3.........6 TC Kimlik numaralı A.Ü.K.' nun VELAYETİNİN DAVACI ANNEYE VERİLMESİNE,

3- Velayeti davacı anneye verilen müşterek çocuk ile davalı baba arasında her ayın 1. ve 3. cumartesi günü saat 09:00'dan pazar 17:00'a kadar dini bayramların 2. günü sabah 09.00'dan 3. Günü akşam 17.00'a kadar ve her yılın 01 Temmuz saat 09:00 dan 20 Temmuz saat: 17:00 kadar, yine öğrenciler için ön görülen yarı yıl tatilinin başladığı ilk pazartesi günü saat: 09.00 dan aynı hafta pazar saat 17:00' a kadar ŞAHSİ İLİŞKİ TESİSİNE,

4- Müşterek çocuk A.Ü.K. yararına olmak üzere aylık 300,00 TL tedbir nafakasının davalı babadan alınarak velayeti kendisine verilen davacı anne Aslıhan K.'ya verilmesine, karar kesinleştiğinde aynı miktarın iştirak nafakası olarak devamına,

b) 1- Davalı-karşı davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin REDDİNE,

2- Davalı-karşı davacı tarafından eşya konusunda usulünce açılan ve harçlandırılan dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına,

c) Alınması gereken 29,20 TL harçtan alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 1,50 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,

d) Davacı tarafından yapılan 633,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

e) Boşanma davasında davacı taraf kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 1.800,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

f) Karar kesinleştiğinde yeteri kadar nüshasının Nüfus Müdürlüğü'ne gönderilmesine,

g) Karar kesinleştiğinde varsa kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,

Dair,

Davacı-karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacının yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/03/2016

 

T.C.
Y A R G I T A Y
2. Hukuk Dairesi

ESAS NO:           KARAR NO:
2016/15257         2018/2610

TÜRK MİLLETİ ADINA 

Y A R G I T A Y   İ L A M I

DAVA TÜRÜ        : Boşanma-Tazminat
TEMYİZ EDEN     : Taraflar

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından kişisel ilişki yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise her iki dava ve tedbiren kişisel ilişki yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 27.02.2018 günü duruşmalı temyiz eden davalı Ömer K. geldi. Karşı taraf temyiz eden davacı Aslıhan K. ve vekilleri gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, davalı-davacı erkek temyiz dilekçesinde boşanma davasının kabul edilmesi gerektiği yönünde itirazlarını ileri sürmüş ise de, davalı-davacı erkek kadının davasına karşı sunduğu karşı dava ve cevap dilekçesi başlıklı dilekçesinde boşanma talebinin bulunmadığı, karşı davasının münhasıran maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğunun anlaşılmasına göre, davacı-davalı kadının tüm, davalı-davacı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- Davalı-davacı erkeğin tazminat davasının reddine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda;

Davalı-davacı erkeğin maktu harç yatırarak açtığı karşı davasındaki talebinin münhasıran Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesine dayalı maddi ve manevi tazminat isteğine yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Aleyhinde boşanma davası açılmış olan eş, bu dava içinde yazılı olarak maddi ve manevi tazminat isteyebilecekken, bu isteklerini bağımsız, bir dava ile ileri sürmesi halinde nisbi harç yatırmak zorundadır. Davalı-davacı (erkek), karşı davasıyla ilgili maktu harç yatırdığına göre, talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarları üzerinden nispi peşin harç noksanlığının tamamlanması (Harçlar Kanunu m. 30-32) için davalı-davacıya süre verilmesi, harç noksanlığının tamamlanması halinde maddi ve manevi tazminat isteği hakkında hüküm kurulması gerekirken açıklanan yönde işlem yapılmadan yargılamaya devamla işbu taleplerin esası hakkında hüküm kurulması doğru olmamıştır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Aslıhan'a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Ömer'e geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 27.02.2018 (Salı)

Başkan                            Üye                        Üye                    Üye                     Üye
Ömer Uğur Gençcan       Sedat Demirtaş      Sevil Kartal        Harun Can          Hatıran Alper