ÇEKİŞMESİZ YARGI KARARLARI MADDİ ANLAMDA KESİN HÜKÜM TEŞKİL ETMEZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


06 Kas
2018

Yazdır

T.C.
YARGITAY 
1. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2015/14807
KARAR NO    : 2018/12630

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

 Y A R G I T A Y   İ L A M I

Taraflar arasında görülen gaiplik, tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi Merve Arslantürk'ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 588. maddesi uyarınca gaiplik, tapu iptali ve Hazine adına tescil isteklerine ilişkindir.

Davacı, Salihli Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/5.7 Esas, 2004/1..8 Karar sayılı ilamıyla 2384 parsel sayılı taşınmazda 4266/27600 pay ile paydaş olan ölü Mahmut oğlu İslam'ın tanınmadığı ve mirasçılarının da bulunmaması sebebiyle 3561 sayılı kanun hükümleri gereğince Salihli Mal Müdürünün kayyum olarak atandığını, taşınmazın kayyum tayininden itibaren 10 yıl süre ile resmen idare edildiğini ileri sürerek TMK 588. maddesi gereğince ölü Mahmut oğlu İslam mirasçılarının gaipliklerine ve dava konusu taşınmazdaki payın Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, savunma getirmemiştir. 

Mahkemece, TMK'nun 588/1 maddesinde hüküm altına alınan on yıllık resmen yönetim süresi dolmadan dava açıldığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. 

Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 2384 parsel sayılı taşınmazdaki 4266/27600 payın Mahmut oğlu İslam adına kayıtlı olduğu, Salihli Sulh Hukuk Mahkemesinin 07.09.2004 tarih ve 2004/5.7 Esas, 2004/1..8 Karar sayılı kararı ile anılan payı temsilen Salihli Mal Müdürünün kayyım olarak atanmasına karar verildiği, tapu kaydında bu hususta bir şerh bulunmadığı, eldeki davanın 24.09.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. 

Bilindiği üzere, 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanunun 1. maddesinde “Bu Kanunun amacı, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi nedeniyle malvarlıkları üzerinde Hazine menfaatinin korunmasını sağlamak üzere; mahallin en büyük mal memurunun kayyım olarak atanması, yetkileri, yetki devri, kayyımlık mallarının yönetimi ve giderleri, kayyım ve görevli personele ödenecek ücretler ile diğer hususlara ilişkin usul ve esasları düzenlemektir”, aynı Kanunun 2. maddesinde ise “22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 427 nci maddesine göre, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamı; bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştırır. Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması hâlinde, mahallin en büyük mal memurunu yönetim kayyımı tayin eder.” hükmü öngörülmüştür. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 431. maddesi uyarınca vasinin atanması usulüne ilişkin kurallar, kayyım tayin edilmesinde de uygulanır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 382/b-19. maddesinde vesayet işlerinin çekişmesiz yargı işi olduğu, 385. maddesinde niteliğine uygun düştüğü ölçüde basit yargılama usulünün uygulanması gerektiği, 388. maddesinde kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, çekişmesiz yargı kararlarının maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği düzenlenmiştir. 

Somut olaya gelince, kayyım atanmasına ilişkin kararın çekişmesiz yargı işi olduğu ve çekişmesiz yargı kararlarının maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği düzenlemesi karşısında kararın kesinleştirilmemiş olması nedeniyle kayyımla idare süresinin başlamayacağı sonucuna varılması doğru değildir.

Hal böyle olunca, işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.

Davacının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan               Üye                      Üye                   Üye               Üye
A. S. TOGAY       N. KOYUNCU      R. ÜLGER        T. T. GENÇ    İ. AYSAL