DAVACI TARAFIN YENİ ARACI TESLİM ALDIĞINDA DAVA KONUSU ESKİ ARACI DAVALIYA TESLİM ETMESİNE İLİŞKİN HÜKÜM USUL VE YASAYA UYGUNDUR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


30 Ağu
2022

Yazdır

T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2022/1732
KARAR NO    : 2022/4890

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

Davacı Mustafa Ş. ile davalılar F. Otomotiv San A.Ş, O. Motorlu Araçlar ve Tic. Ltd. Şti. arasındaki ayıplı mal nedeniyle misli ile değişim/bedel iadesi davasına dair Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 06.10.2020 günlü ve 2019/273 Esas - 2020/189 Karar sayılı hükmün bozulması hakkında Dairemizce verilen 08.12.2021 günlü ve 2021/4119 Esas - 2021/12661 Karar sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.

Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y   K A R A R I

Davacı, 23/11/2011 tarihinde davalı O. Motorlu Araçlar Limited şirketinden 31 N 8.54 plaka sayılı F. M. aracı 57.509,99 TL bedelle satın aldığını, aracı alıp kullandıktan sonra aracın boyasında bir sorun olduğunu, aracı yetkili servise götürdüğünü, aracın her iki tarafında marşpiyel bölgelerinde vernik soyulması olarak tabir edilen boya atma sorunu olduğunun görüldüğünü, yetkili servis tarafından bu arızalı kısımların boyanarak giderilebileceğinin belirtildiğini, ancak sorunun üretim hatasından kaynaklanan ayıp olduğunu ileri sürerek; aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, aracın fatura değeri olan 57.509,99-TL nin fatura tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödemesi gerektiğinin tespitine ve tespit edilecek bu miktardan şimdilik fazlaya dair her türlü talep hakkı saklı kalmak kaydıyla 5.000,00-TL’sinin 23.11.2011 fatura tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar, iddia edilen ayıbın aracın değerini azaltacak bir ayıp olmadığını, aracın boyanması ile sorunun giderilebileceğini savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece, bilirkişi raporu hükme esas alınarak aracın davalılar tarafından ücretsiz onarılmak suretiyle giderilmesine, ayıplı malda oluşan 3.450,00 TL zararın 23.11.2011 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline dair verilen karar Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi’nin 25.10.2017 tarih ve 2015/21542 Esas ve 2017/10205 Karar sayılı ilamıyla bozulmuş, bu kez mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne, davacıya ait aracın aynı özelliklere sahip yeni bir araç ile değiştirilmesine, davacı tarafın yeni (sıfır) aracı teslim aldığında dava konusu eski aracını davalı tarafa teslim etmesine dair verilen kararın davalılarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 08.12.2021 tarih ve 2021/4119 Esas ve 2021/12661 Karar sayılı ilamıyla “...Davacı; eldeki dava ile satın aldığı aracın ayıplı olması nedeni ile misliyle değişim ya da bedel iadesi; bunların mümkün olmaması halinde ise semen tenzili talebinde bulunmuştur.

Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 4. Maddesinin ikinci fıkrasında; “Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür... ” şeklindeki düzenlemeye göre, tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Ancak, kanun tarafından korunan sözleşme taraflarından tüketicinin yanında, kurulacak hükmün sözleşmenin diğer tarafı olan satıcı için de orantısız güçlükleri de beraberinde getirmemesi gerekir. Ayıbın öneminin aracın kullanımına ve beklenen faydaya bir etkisinin olmaması, aracın ayıplı ve ayıpsız değeri arasındaki farkın araç bedeli nazara alındığında azlığı yani karşılıklı menfaatler dengesi ile hukukun temel prensibi olan hakkaniyet kuralları değerlendirilerek ayıp nedeni ile bedel indirimi veya tüketicinin diğer seçimlik haklarını kullanıp kullanmayacağının tesbit edilmesi zorunludur.

Somut olay, yukarıda belirtilen ilke ve kurallar ışığında değerlendirildiğinde; bilirkişi raporlarında, aracın etek altı bölümlerinde, sağ ayna üzerinde ve ön tamponda vernik soyulması olduğunun belirlendiği söz konusu boya arızasının aracın kullanımına engel teşkil etmediği anlaşılmıştır.

O halde mahkemece, davacının bildirdiği bedel iadesi veya bedel tenziline ilişkin diğer seçimlik haklarından, hangi seçimlik hakkını kullandığı sorulup, neticesine göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile aracın misli ile değişimine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir...” gerekçesiyle bozulmuş ve bu kez bozma ilamına karşı davacı tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.

Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen ilk kararın taraflara temyizi üzerine Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 225.10.2017 tarih ve 2015/21542 Esas ve 2017/10205 Karar sayılı ilamı "..1- Davacı, davalı şirketten satın aldığı aracın ayıplı olduğundan bahisle aracın misliyle değiştirilmesi ya da bedelinin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, bilirkişi raporu hükme esas alınarak araçtaki ayıbın üretim hatasından kaynaklandığı, ayıbın aracın değiştirilmesi ya da bedel iadesini gerektirecek ölçüde olmadığı gerekçe gösterilerek aracın davalılar tarafından ücretsiz onarılmasına karar verilmiştir. Dosya arasında bulunan bilirkişi raporlarında, aracın etek altı bölümlerinde, sağ ayna üzerinde ve ön tamponda vernik soyulması olduğu ve bu ayıpların imalattan kaynaklandığı tespit edilmiştir. Davacının davaya konu aracı sıfır olarak aldığı, mevcut ayıp durumlarının da onarımla giderilse bile aracın bu şekilde davacıya satılmasının satıcı açısından haklı bir durum yaratmayacağı, ayıbın mevcut niteliği de dikkate alınarak davacının talebi değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ve hatalı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

2- Bozma nedenine göre, davalıların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir..."şeklinde bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş ve davacıya ait aracın aynı özelliklere sahip yeni bir araç ile değiştirilmesine, davacı tarafın yeni (sıfır) aracı teslim aldığında dava konusu eski aracını davalı tarafa teslim etmesine hükmedilmiştir.

Kural olarak bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar. Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.). Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2013/13-597 E, 2014/62 K sayılı ilamında da vurgulandığı üzere; “Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur. Bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen ilkelere aykırı bulunması, usule uygun olmadığından bir bozma nedenidir. Bozma kararı ile dava, usul ve yasaya uygun bir hale sokulmuş demektir. Bozmaya uyulduktan sonra buna aykırı karar verilmesi usul ve yasaya uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir ki, böyle bir sonuç kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturur. Buna göre, Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olan mahkeme, bu uyma kararı ile bağlıdır. Bozma kararında gösterilen biçimde inceleme yapmak, ya da gösterilen biçimde yeni bir hüküm vermek zorundadır.

Bu durumda dosyanın incelenmesinde; Mahkemece bozma ilamında da açıklandığı üzere davacının talebi olan aracın ayıpsız misli ile değişimi/bedel iadesi konusunda değerlendirme yapılarak aracın ayıpsız misli ile değişimine karar verilmesi bozma ilamına uygundur. Mahkemece davacıya ait aracın aynı özelliklere sahip yeni bir araç ile değiştirilmesine, davacı tarafın yeni (sıfır) aracı teslim aldığında dava konusu eski aracını davalı tarafa teslim etmesine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığının ve özellikle kararın bozmaya uygun olduğunun anlaşılmasına göre kararın onanması gerekirken zuhulen Dairemizin 08.12.2021 tarih ve 2021/4119 Esas ve 2021/12661 Karar ilamı ile bozulduğu anlaşıldığından; davacının bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile bozma ilamının kaldırılarak mahkeme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK'nin 440. maddesi gereğince davacı tarafın karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 08.12.2021 tarih ve 2021/4119 Esas ve 2021/12661 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak mahkeme kararının ONANMASINA, 87,60 TL fazla alınan karar düzeltme harcının düzeltme isteyene iadesine, 23.05.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan          Üye                   Üye              Üye             Üye 
M. DUMAN     H. ÖZDEMİR    H. KANIK     E. ATEŞ      İ. ULUKUL

BİLGİ :
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2022/1732 E. ve 2022/4890 K. sayılı kararının orijinalinde karar tarihi 23.05.2021 şeklinde yazılmıştır.