DAVALI VEKİLİNİN ADRESİNİN KARAR BAŞLIĞINA YAZILMAMASI BOZMA SEBEBİDİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


15 Nis
2020

Yazdır

T.C.
Y A R G I T A Y
2. Hukuk Dairesi

ESAS NO:           KARAR NO:
2019/7801            2019/12237

TÜRK MİLLETİ ADINA

Y A R G I T A Y   İ L A M I

DAVA TÜRÜ        : Velayet Altındaki Çocuğun Soyadının Değiştirilmesi
TEMYİZ EDEN     : Davacı

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

2017/4285 Esas, 2019/635 Karar 27.03.2017 tarihli Yargıtay İlamında incelemeye konu kararın, karar başlığında başkan, üyeler ve zabıt katibinin ad, soyad ile sicillerinin ve davalı vekilinin adresinin yer almadığı, bu suretle kanunun açık hükmüne, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 359/1/a-b maddesine aykırı davranıldığı anlaşıldığından, hükmün münhasıran bu sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir, (HMK m.369/1) denilerek Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi kararı bozulmuştur.

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi tarafından bozmaya uyulduğu halde, davalı erkek vekilinin adresi yazılmamıştır. Bozmaya uyulmuş olması, mahkemenin bozma gereğine göre işlem yapmasını zorunlu kılar. Mahkemece bu husus dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oyçokluğuyla karar verildi. 12.12.2019 (Prş.) 

Başkan                          Üye                Üye                  Üye                     Üye
Ömer Uğur Gençcan     İnci Aytaç       Harun Can       Erdem Şimşek    Hatıran Alper
                                                                                     (Muhalif)

KARŞI OY YAZISI

Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir (HMK m. 304/1). 

Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir (T.C. Anayasası m. 141/4).

Hakim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür (HMK m. 30/1).

Yargılamanın makul süre içerisinde bitirilmesi adil yargılanma hakkının da bir gereğidir (AİHS m. 6/1).

Somut olayda, bölge adliye mahkemesince Dairemizin bozma ilamına uyulduğu, bozma ilamında belirtilen esaslı konuların yerine getirildiği, ancak karar başlığına sadece davalı vekilinin adresinin yazılmadığı anlaşılmaktadır. Öncelikle, davalı vekilinin adresinin karar başlığına yazılmamasının, her zaman için mahallinde düzeltilebilecek maddi hatadan (HMK m. 304/1) ibaret olduğunu kabul etmek gerekir. Diğer yandan, davalı vekilinin adresi (elektronik tebligat adresi dahil) dava dosyasında bulunmaktadır. Kararın davalı vekiline tebliğ edilmesinde de bir sorun yaşanmadığı, kararın davalı vekiline usulüne uygun bir şekilde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz isteminde hukuki yarar dahi bulunmamaktadır.

Durum böyleyken, temyiz edilen hükmün sırf karar başlığında davalı vekilinin adresinin bulunmaması sebebiyle usulen bozulması, usul ekonomisine (T.C. Anayasası m. 141/4, HMK m. 30/1), uygun değildir. Hükmün diğer temyiz istemleri doğrultusunda esastan incelenmesi ve bir karara bağlanması gerekir. 

Bu sebeplerle, sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 

Üye
Erdem Şimşek