DAVALININ TASARIMLARININ MUTLAK YENİLİK UNSURUNUN BULUNUP BULUNMADIĞI HUSUSUNUN DOSYADAKİ BİLGİ VE BELGELER HARİCİNDE RESEN TESPİT EDİLMESİ GEREKİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


12 Tem
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU

Esas No        : 2021/11-975
Karar No       : 2023/143

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                :
 Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                          : 28.09.2020
SAYISI                          : 2020/140 E., 2020/237 K.
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03.02.2020 tarihli ve 2019/2951 Esas,
                                         2020/975 Karar sayılı BOZMA kararı

Taraflar arasındaki Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı TÜRKPATENT vekili ile katılma yoluyla davalı Ayhan Ş. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davalı Ayhan Ş. vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun süre yönünden reddine, davalı TÜRKPATENT vekilinin istinaf başvurusunun ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı TÜRKPATENT vekili ile davalı Ayhan Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, İlk Derece Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

Direnme kararı davalı TÜRKPATENT vekili ile davalı Ayhan Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Bölge Adliye Mahkemesince verilen davalı Ayhan Ş. vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun süre yönünden reddine dair kararın davalı Ayhan Ş. vekili tarafından temyiz edildiği, Özel Dairece davalı Ayhan Ş. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere hukuki yarar dava şartı olduğu kadar, temyiz istemi için de aranan bir şarttır. Davalı Ayhan Ş. vekilinin temyiz itirazları Özel Dairece reddedilmiş ve kararın onanmasına karar verilmiş olduğundan bu husus kesinleşmiş olup anılan vekilin temyiz talebinde bulunulmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. O hâlde davalı Ayhan Ş. vekilinin direnme hükmüne yönelik temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı TÜRKPATENT vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin burgu peynire ilişkin tasarımlarının olduğunu, davalı Ayhan Ş. tarafından yapılan 2014/08.24sayılı çoklu tasarım tescil belgesinde yer alan tüm tasarımların müvekkilinin tasarımları ve dava dışı kişilerin tasarımları karşısında 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (554 sayılı KHK) gereğince yenilik ve ayırt edicilik unsurunun bulunmadığını, bu itibarla davalı Ayhan Ş. tarafından yapılan tasarım başvurusuna müvekkili tarafından itiraz edildiğini, itirazlarının nihai olarak kısmen kabulüne karar verildiğini ve çoklu tasarımda yer alan üç tasarım yönünden başvurunun reddedildiğini, oysa davalının çoklu tasarım başvurusunun çoklu tasarımdaki tüm tasarımlar yönünden yeni ve ayırt edici olmadığını, dolayısıyla başvurunun tümüyle reddi gerektiğini ileri sürerek davaya konu TÜRKPATENT YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Ayhan Ş. vekili; müvekkilinin 2006 yılından itibaren süt ürünleri, krema ayırıcıları, yağ ve peynir yapma makineleri imalatı altında faaliyet gösterdiğini, fikri ürün olan işbu tasarımların tescil edilmesiyle özgün olduğunun ispatlandığını, davalının daha önce de kendilerine birçok dava açtığını ve muvaffak olamadığını, gerçek amacının müvekkilinin ticari itibarını zedelemek, maddi ve manevi zarar vermek olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı TÜRKPATENT vekili; TÜRKPATENT YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 27.12.2017 tarihli ve 2016/130 Esas, 2017/538 Karar sayılı kararı ile; davalı Ayhan Ş. adına tescilli 2014/08.24sayılı çoklu tasarımın 30 sıra numaralı tasarımı haricindeki diğer dava konusu tasarımların yeni ve ayırt edici olmadığının bilirkişi raporu ile tespit edildiği gerekçesiyle TÜRKPATENT YİDK kararının dava konusu edilen 2014/08.24sayılı 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28 ve 29 sıra numaralı tasarımlar yönünden iptaline, bu sıra sayılı tasarımların hükümsüzlüğüne, dava konusu 2014/08.24sayılı 30 sıra numaralı tasarım yönünden açılan davanın ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı TÜRKPATENT vekili ile katılma yoluyla davalı Ayhan Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 04.04.2019 tarihli ve 2018/936 Esas, 2019/412 Karar sayılı kararı ile; davalı Ayhan Ş. vekili tarafından katılma yoluyla istinaf başvurusunun süre yönünden reddine; davalı TÜRKPATENT vekilinin istinaf başvurusunun ise 6100 sayılı Kanun'un 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı TÜRKPATENT vekili ile davalı Ayhan Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

 "... 1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebepler ile HMK'nın 352/1. maddesi uyarınca istinaf isteminin süresinde yapılmadığı yönündeki tespitin usul ve yasaya uygun olmasına göre, ilk derece mahkemesince verilen hükme ilişkin davalı Ayhan Ş. vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun süre yönünden reddine dair bölge adliye mahkemesi kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

2-) Davalı kurum vekilinin YİDK kararının iptali davasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, dava tasarım başvurusuna itirazın kısmen reddine dair YİDK kararının iptali ile başvuruya konu tasarımın hükümsüz kılınması istemine ilişkindir.

 554 sayılı KHK’nın 5. maddesi uyarınca, bir ürünün tasarım olarak tescil edilebilmesi için yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini haiz olması gerekir. Aynı KHK’nın 6.maddesi uyarınca, bir tasarımın yeni olarak kabul edilebilmesi için daha önceden dünyanın herhangi bir yerinde kamuya açıklanmamış olması, ayırt edici olarak kabulü için ise, aynı KHK’nın 7. maddesi uyarınca, tasarım konusu ürünün nihai kullanım sırasında bilgilenmiş kullanıcıda bıraktığı genel izlenim ile daha önceden kamuya açıklanmış tasarımların bilgilenmiş kullanıcıda bıraktığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılığın olması gerekir. KHK’nın 7/son hükmüne göre, ayırt ediciliğin tespiti için önceki ve sonraki tarihli tasarımlar arasında kıyaslama yapılırken, ilke olarak, kıyaslanan tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilmesi ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğunun da göz önüne alınması gerekmektedir.

Mahkemece, davalı şahısça yapılan 2014/00824 sayılı çoklu tasarım tescil belgesinde yer alan 1 ila 29. sıra numaralı tasarımların ayırt edici olmadığı sonucuna ulaşılmışsa da hükme esas alınan bilirkişi raporu yukarıda ilkeler doğrultusunda denetime elverişli bir inceleme ve değerlendirme içermediği gibi mahkeme gerekçesinde de belirtilen yönde bir değerlendirme bulunmamaktadır. Ayrıca, Mahkemece, red gerekçesi tasarımların bir kısmının temelde üç boyutlu burgu peynir görümüne ilişkin olmasına rağmen başvuru konusu tasarımlar arasında bulunan ve burgu formu içermeyen tasarımların da zikredilen itiraza gerekçe yapılan üç boyutlu tasarımlara nazaran yeni ve ayırt edici olmadıklarından bahisle YİDK kararının iptaline karar verilmesi de doğru görülmemiştir. Bu itibarla, İlk Derece Mahkemesince, tasarım konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden yukarıda ifade edilen ilkeler doğrultusunda inceleme ve değerlendirme içeren denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, karara karşı davalı kurumca yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararının bozularak kaldırılması gerekmiştir..."

gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile önceki gerekçeye ilaveten; dosyaya rapor sunan bilirkişi heyetinin teknik konudaki uyuşmazlığı gidermede yeterli şekilde konunun uzmanı olduğu, bilirkişi raporu ve ek raporu uygun bulunarak karar verildiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı TÜRKPATENT vekili ile davalı Ayhan Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı TÜRKPATENT vekili, başvuru tasarımı ile itirazlara mesnet tasarımların görünüm özellikleri kıyaslandığında, görsel açıdan pek çok farklı özelliklerin bulunduğunu, bilgilenmiş kullanıcı gözüyle bakıldığında da aralarında genel izlenim itibariyle belirgin bir farklılık bulunduğunu, asgari bilgi düzeyine sahip kullanıcının bile birbirinden ayırt edebileceği, içerikleri yukarıda ayrıntılarıyla belirtilen tasarımları, bilgilenmiş kullanıcının da ayırt etmesinin evleviyetle bekleneceğini, bu itibarla başvuru tasarımının 554 sayılı KHK'nın 5, 6 ve 7 inci maddeleri çerçevesinde "yenilik ve ayırt edicilik" niteliklerini taşıdığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

 

C. Uyuşmazlık

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalı Ayhan Ş. tarafından yapılan çoklu tasarım başvurusuna konu tasarımların yenilik ve ayırt edicilik unsurunun belirlenmesi noktasında mahkemece aldırılan bilirkişi raporunun karar vermeye yeterli olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasının gerekli olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.

D. Gerekçe

1. İlgili Hukuk

1. 554 sayılı KHK'nın "Genel Şartlar" başlıklı 5 inci maddesi şöyledir:

"Yeni ve ayırt edici niteliğe sahip tasarımlar belge verilerek korunur. Bileşik bir ürünün bir parçası ile ilgili tasarımın kendi yeni ise ve ayırt edici bir niteliğe sahipse ayrıca korumadan yararlanır."

2. 554 sayılı KHK'nın "Yenilik" başlıklı 6 ncı maddesi şöyledir:

"Bir tasarımın aynısı, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorlarsa aynı kabul edilir.

Kamuya sunma, sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Üçüncü şahıslara yapılan ve açıkça veya zımnen gizlilik niteliği taşıdığı anlaşılan açıklamalar kamuya sunmanın kapsamı dışındadır."

3. 554 sayılı KHK'nın "Ayırt Edici Nitelik" başlıklı 7 nci maddesi şöyledir:

"Bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olması, bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile ikinci fıkrada belirtilen herhangi bir tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık olması anlamındadır.

Herhangi bir tasarımın ayırt edici nitelik açısından kıyaslandığı diğer bir tasarımın,

a) Başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye'de veya dünyada herhangi bir yerde piyasaya sunulmuş olması; veya

b) Enstitü tarafından tescilli bir tasarım olarak yayınlanmış ve ayırt edici nitelik açısından değerlendirilen tasarımın başvuru veya rüçhan tarihinde henüz koruma süresini doldurmamış olması, gerekir.

Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınır."

2. Değerlendirme

1. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konu ile ilgili kavramların ve yasal düzenlemelerin açıklanmasında fayda bulunmaktadır.

2. Tasarım hukuku ilk olarak XVI. yüzyılda Fransa’da tekstil ürünlerindeki desenlerin başkaları tarafından taklit edilmesinin önüne geçmek için geliştirilmeye başlanmıştır. Ülkemizde ise 1995 yılına kadar 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda yer alan hükümler ile koruma sağlanırken, 27.06.1995 tarihinde 554 sayılı KHK yürürlüğe girmiştir. Son olarak da tasarımların korunmasına ilişkin usul ve esaslar, 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanunu’nda (6769 sayılı Kanun) düzenlenmiştir. Mevcut davaya olay tarihinde yürürlükte olan mülga 554 sayılı KHK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

3. 554 sayılı KHK’nın 3/a maddesi gereğince tasarım; bir ürünün tümü veya bir parçası veya üzerindeki süslemenin, çizgi, şekil, biçim, renk, doku, malzeme veya esneklik gibi insan duyuları ile algılanan çeşitli unsur veya özelliklerinin oluşturduğu bütünü ifade etmektedir. Buna göre tasarım, ürünün tamamının veya bir parçasının unsur ve/veya özelliklerinden oluşan görünümüdür. 554 sayılı KHK ile koruma altına alınmak istenen de bir ürün veya ürün parçasının görünümüdür. Başka bir deyişle 554 sayılı KHK’nın 3 üncü maddesi anlamında bir ürün olmadığı sürece, tasarım koruması da gerçekleşmeyecektir.

4. Bir ürünün korunan bir tasarımı (görünümü) varsa, bu ürünü üretip ticaretini yapmak sadece tasarım sahibine veya onun izin verdiği kimselere aittir. Ancak herkes, farklı bir görünüm kazandırarak o ürünü üretip, ticaretini yapabilir. Zira tasarım hukuku, korunan bir tasarım üzerinde tekel hakkı verir; yoksa bizatihi ürün üzerinde koruma sağlamaz.

5. Hemen belirtilmelidir ki, bir tasarımın 554 sayılı KHK hükümlerine göre korunabilmesi için tasarımın tescil edilmesi gereklidir. Tescilli tasarımlar, sahibine inhisari nitelikte yetkiler verir ve bu münhasırlık tasarım sahibine mutlak hak sağlar. 554 sayılı KHK döneminde sadece tescilli tasarımlar koruma kapsamına alınmış, tescilsiz tasarımların korunması ise 554 sayılı KHK’nın birinci maddesinin ikinci fıkrası ile genel hükümlere bırakılmıştır.

6. Tescilsiz tasarımların tasarım hukukuna göre korunması ilk defa 6769 sayılı Kanun ile düzenlenmiş, böylece tasarım hukukunda hem tescilli hem de tescilsiz tasarımlar hukuken koruma altına alınmıştır. 6769 sayılı Kanun'un 55 inci maddesinin dördüncü fıkrasında bu husus; “tasarım; bu Kanun hükümleri uyarınca tescil edilmiş olması hâlinde tescilli tasarım, ilk kez Türkiye’de kamuya sunulmuş olması hâlinde ise tescilsiz tasarım olarak korunur” şeklinde ifade edilmiştir.

7. 554 sayılı KHK’nın 5 inci maddesi gereğince, yeni ve ayırt edici tasarımlar belge verilerek korunur. Başka bir deyişle bir tasarımın hukuken korunabilmesi için yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması gerekir. Bir tasarım başvurusunun tescil edilebilmesi için; tasarımın aynısının başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması ve ayrıca önceki tasarım görsellerine göre ayırt edicilik özelliğinin bulunması gerekir. Bu özelliğe sahip bir tasarım, beşer yıllık sürelerle yenilenmek kaydıyla yirmi beş yıl korunacaktır.

8. 554 sayılı KHK’nın 6 ncı maddesi gereğince, bir tasarımın aynısı, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteren tasarımlar aynı sayılır. Buna göre 554 sayılı KHK ile bir tasarımın yeni sayılabilmesi için o tasarım mutlak yenilik özelliği taşıması gerekir. Mutlak yenilik kavramı ile söz konusu tasarımın dünya çapında daha önce kamuya hiç sunulmamış olması ifade edilmektedir. Başka bir deyişle tasarımcı, başka bir tasarımın aynısını veya küçük farklılık içeren versiyonunu, tamamen o tasarımdan habersiz olarak tasarlasa, bu durumda dahi tasarım yeni sayılmayacaktır. Böyle bir tasarıma her nasılsa tescil belgesi alınmışsa belgenin hükümsüzlüğü mahkemeden istenebilir. Dolayısıyla yurt dışında var olan fikri ürünü Türkiye’ye ilk kez getirerek onu sahiplenmek hukuken koruma görmez.

9. 554 sayılı KHK’nın 7 nci maddesi gereğince, bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim ile diğer bir tasarımın böyle bir kullanıcıda bıraktığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık varsa o tasarım ayırt edici niteliğe sahiptir. Başka bir deyişle koruma talep edilen tasarımın ayırt edici niteliğinden bahsedilebilmesi için tasarımın bütününün önceki tasarımlara nazaran genel izlenim itibariyle farklı olduğu hissini uyandırması gerekir. Ayırt edicilik değerlendirmesinde markalardaki hedef tüketici kitlesinden farklı olarak “bilgilenmiş kullanıcı” kitlesinin görüşleri dikkate alınır. Bilgilenmiş kullanıcı o ürün grubunda uzman olan kişiler değil, ancak tasarıma konu ürünün kullanıcıları arasında bulunan ve genel kitleye nazaran ürünlerin dış görünüşüne değer veren yeteri kadar bilgi sahibi, titiz ve dikkatli kişilerdir.

10. Ayırt edici nitelik incelemesi, bir kalite testi olmayıp farklılık testidir. Bu nedenle bir tasarımın teknolojik ya da sanatsal açıdan diğerlerine göre daha düşük düzeyde olması onun ayırt ediciliğini etkilemez. Ayrıca ayırt edici nitelik araştırması yapılırken farklılıklara bakılmakla birlikte ağırlık, kıyaslanan tasarımların ortak özelliklerine verilecektir.

11. Her ne kadar mutlak yenilik ve ayırt edicilik unsurları tasarımı oluşturan temel şartlar olsa da 554 sayılı KHK döneminde tasarım başvuruları bu unsurlar incelenmeksizin yayımlanmaktaydı. Başka bir deyişle 554 sayılı KHK döneminde tasarım başvurularında TÜRKPATENT sadece şekli bir inceleme yapmakta; 554 sayılı KHK'nın 26 ve 28 inci maddelerinde gösterilen şekli bilgi ve belgelerin eksik olup olmadığını ve başvurunun 554 sayılı KHK'nın 3 üncü maddesinde belirtilen tasarım tanımına uygun olup olmadığını incelemekteydi. Tasarımın tesciline itiraz edilmesi üzerine ise TÜRKPATENT YİDK tarafından esasa ilişkin olarak inceleme yapılmakta, tescil edilen tasarımın mutlak yenilik ve ayırt edicilik unsurunun bulunup bulunmadığı araştırılmaktaydı. 6769 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesiyle birlikte TÜRKPATENT tarafından artık başvuru sırasında yenilik incelemesi resen yapılacaktır. Başka bir deyişle 6769 sayılı Kanun'un 64 üncü maddesinin altıncı fıkrası gereğince TÜRKPATENT resen yaptığı araştırmada tasarımın yeni olmadığını belirlerse başvuruyu reddedecektir.

12. Hem 554 sayılı KHK döneminde tasarımın tesciline itiraz üzerine hem de 6769 sayılı Kanun döneminde başvuru sırasında TÜRKPATENT'in yapması gereken yenilik incelemesi mutlak yenilik incelemesidir. Başka bir deyişle TÜRKPATENT itiraz dilekçesinde sunulan belge ve bilgiler haricinde resen mutlak yenilik incelemesi yapacak ve tasarımın aynısının, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmuş olup olmadığını kendiliğinden araştıracaktır. Aynı şekilde hem TÜRKPATENT YİDK kararına itiraz davasında hem de 554 sayılı KHK'nın 43 üncü maddesi kapsamında açılan tasarımın hükümsüzlüğüne yönelik davalarda bilirkişiler dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgeler haricinde de araştırma yaparak dava konusu tasarımın mutlak yenilik unsuruna sahip olup olmadığını belirleyeceklerdir. Zira patent, faydalı model ve tasarımlarda mutlak yenilik unsuru kamu düzenine ilişkin olduğundan hem TÜRKPATENT hem de mahkemeler tarafından mutlak yenilik incelemesinin resen yapılması zorunludur.

13. Öte yandan yukarıda da bahsedildiği üzere tasarımlar için mutlak yenilik unsurunun resen dikkate alınması gerekli ise de ayırt edicilik unsuru yönünden resen inceleme yapılması mümkün değildir. Zira tasarımlarda ayırt edicilik unsuru kamu düzenine ilişkin değildir. Bu itibarla tasarımlar için mutlak yenilik kriteri benimsenmesi nedeniyle hem itiraz üzerine TÜRKPATENT hem de mahkeme tarafından bu yönün resen dikkate alınması gerekir ise de ayırt edicilik yönünden hem TÜRKPATENT'in hem de mahkemenin resen inceleme yapması mümkün değildir. Dolayısıyla ayırt edicilik unsuru yönünden yapılacak incelemede tarafların getirdiği bilgi ve belgeler kapsamında değerlendirme yapılabilecektir.

14. Hemen belirtilmelidir ki yenilik ve ayırt edicilik incelemesi, özel veya teknik bilgiyi gerektiren bir husus olması nedeniyle bilirkişi marifetiyle yapılması gerekmektedir. Başka bir deyişle yenilik ve ayırt edicilik unsurunun incelemesi genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olmayan bir durumdur.

15. Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı Ayhan Ş. tarafından peynir emtiasına ilişkin 2014/08.24sayılı çoklu tasarım başvurusunda bulunulduğu, davacı tarafından kendi tasarımları ve dava dışı kişilere ait tasarımlar mesnet gösterilerek itiraz edildiği, itiraz üzerine TÜRKPATENT YİDK tarafından davacının sunduğu bilgi ve belgeler kapsamında yapılan inceleme neticesinde 2014/08.24sayılı çoklu tasarımın 18, 19 ve 20 numaralı tasarımların mesnet tasarımlar karşısında benzer olduğu gerekçesiyle iptaline, diğer tasarımların tescilinin devamına karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacının itirazı üzerine TÜRKPATENT YİDK tarafından yapılan hem yenilik hem de ayırt edicilik incelemesinin davacının sunduğu bilgi ve belgeler kapsamında yapıldığı, yenilik incelemesi yönünden mutlak yenilik incelemesinin yapılmadığı görülmektedir.

16. Yukarıda da belirtildiği üzere bir tasarımın tescil edilebilmesi için 554 sayılı KHK'nın 6 ncı maddesi gereğince mutlak yenilik unsurunu taşıması ve 554 sayılı KHK'nın 7 nci maddesi gereğince ayırt edicilik unsurunun bulunması gerekmektedir. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda, dosya kapsamında bulunan davacının sunduğu tasarımlar ile davalının tasarım başvurusu arasında benzerlik karşılaştırması yapılmış, neticede davalının çoklu tasarımının 30 sıra numaralı tasarımı haricinde diğerlerinin benzer olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak bilirkişi raporunun sonuç kısmında hiçbir gerekçe belirtilmeden davalının çoklu tasarımının 30 sıra numaralı tasarımı haricinde diğer tasarımların yeni ve ayırt edici olmadığı belirtilerek iptal koşullarının oluştuğu yönünde görüş bildirilmiştir. Oysa tasarımların karşılaştırılmasında yapılacak inceleme, benzerlik incelemesinden ziyade esasa yönelik olarak yenilik ve ayırt edicilik unsurlarının bulunup bulunmadığı incelemesidir. Dolayısıyla bilirkişi raporunda 554 sayılı KHK'nın aradığı şekilde mutlak yenilik incelemesi yapılmadığı gibi ayırt edicilik unsurunun incelenmesinde de karşılaştırılan tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilmediği ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olup olmadığının araştırılmamıştır.

17. Bu itibarla mahkemece, davalının tasarımlarının mutlak yenilik unsurunun bulunup bulunmadığının dosyadaki bilgi ve belgeler haricinde resen tespit edileceği, yine ayırt edicilik unsuru yönünden yapılacak incelemenin ise dosyadaki bilgi ve belgelerle sınırlı olarak yapılacağı gözetilerek yeni bir bilirkişi heyetinden yukarıda belirtilen hususları içerecek şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.

18. Her ne kadar Özel Dairenin bozma kararında davacı tarafından sunulan tasarımların bir kısmının temelde üç boyutlu burgu peynir görümüne ilişkin olmasına rağmen başvuru konusu tasarımlar arasında bulunan ve burgu formu içermeyen tasarımların da yeni ve ayırt edici olmadıklarından bahisle TÜRKPATENT YİDK kararının iptaline karar verilmesinin de doğru görülmediği belirtilmiş ise de davacı tarafından sunulan tasarımlar sadece ayırt edicilik unsurunun incelenmesinde göz önünde bulundurulacak olup yenilik unsurunun incelenmesinde mutlak yenilik arandığından yenilik incelemesinde davacının sunduğu tasarımlar haricinde resen yapılacak araştırma sonucu ulaşılan tasarımlar da gözetilecektir.

19. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uymak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı Ayhan Ş. Vekilinin Temyizi Yönünden

Davalı Ayhan Ş. vekilinin temyiz itirazlarının hukuki yarar yokluğundan REDDİNE,

B. Davalı TÜRKPATENT Vekilinin Temyizi Yönünden

Davalı TÜRKPATENT vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harçlarının yatıranlara geri verilmesine,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.03.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.