DAVALININ TEMYİZİ ÜZERİNE ARAŞTIRMAYA YÖNELİK EKSİKLİK SEBEBİ İLE HÜKÜM BOZULDUĞUNDAN DAVALI YARARINA USULİ MÜKTESEP HAK OLUŞMUŞTUR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


07 Kas
2022

Yazdır

T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2022/3216 
KARAR NO    : 2022/4695

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ              : ANKARA 21. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

TARİHİ                        : 10/02/2022
NUMARASI                : 2021/405 - 2022/27
DAVACI-KARŞI
DAVALI                      :
M. MÜHENDİSLİK MÜŞ. TİC. LTD. ŞTİ. B.B.
DAVALI-KARŞI
DAVACI                      :
GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI VEK. AV. F.G.

Taraflar arasında karşılıklı olarak görülen alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y   K A R A R I

Davacı-karşı davalı, davalı ile aralarında 10.02.2010 tarihli danışmanlık hizmet sözleşmesi imzaladıklarını, davacı şirketin bu sözleşme şartlarına uygun olarak davalı tarafa gereken hizmeti sunmuş olmasına rağmen davalı tarafça haksız yere götürü bedel üzerinden davacı şirketin hak edişlerinde kesintiler yapıldığını ileri sürerek, eksik ödenen 73.639,43TL'nin hakediş tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı-karşı davacı, davacıya yapılan hakediş ödemelerinde yer alan kesintilerin hukuka uygun olduğunu, davacıya yapılmış fazla ödeme bulunduğunu belirterek, asıl davanın reddi ile karşı davalarının kabulüne ve 55.432,29.-TL'nin karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini dilemiştir.

Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 57.574,25 TL alacağın kesinti tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı-karşı davacının temyizi üzerine, Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 27/03/2018 tarihli kararıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğu gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece davanın kısmen kabulüne, 67.955,76 TL’nin hak ediş tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline ilişkin verilen kararın davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce; “...araştırmaya yönelik eksiklik sebebi ile hükmün bozulmasına karar verilmekle ilk hükümle ilgili miktar bakımından davalı yararına usuli müktesep hak oluşmuştur. Hal böyle olunca, bozma sonrası mahkemece davalının usuli müktesep hakkını ihlal edecek şekilde davacının toplam alacağının 67.955,76 TL olduğu yönelik hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” gerekçesiyle bozulmuştur.

Mahkemece; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, 57.574,25 TL alacağın kesinti tarihi olan 18/06/2013 tarihinden itibaren uygulanacak Merkez Bankası avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin ve karşı davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacıların tüm, davalı-karşı davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davalı-karşı davacının faiz başlangıcına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

6098 sayılı TBK'nın 117. maddesi; ''Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer'' şeklinde düzenlenmiştir. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması vs. suretiyle gerçekleşir.

Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez.

Dava konusu olayda davacının, davalıyı, dava tarihinden evvel temerrüde düşüren ihtarı söz konusu olmadığı halde, mahkemece kesinti tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir. O halde mahkemece, davalının daha önce temerrüde düşürülmediği dikkate alınarak, dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/7 maddesi gereğidir.

SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalı-karşı davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının birinci bendinde yer alan "... kesinti tarihi olan 18/06/2013 tarihinden..." ifadesi hükümden çıkartılarak yerine "dava tarihi olan 21/11/2013 tarihinden" ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan           Üye                 Üye              Üye                  Üye 
M. DUMAN      A. ÇOLAK     M. ÖZER      Ö. KERKEZ      F. TEMEL