DİRENME KARARINA DAYANARAK BOZMA İLE DURAN İLAMLI İCRA TAKİBİNE AYNI DOSYADA DEVAM EDİLEBİLİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


04 Nis
2019

Yazdır

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2018/7067
KARAR NO    : 2018/12270

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ           :
 Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                     : 28/03/2017
NUMARASI             : 2015/835 - 2017/195
DAVACI                   : BORÇLU   : Ş. T.A.Ş.
DAVALI                   : ALACAKLI : E.Ç.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi Güler Yağcı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda; müvekkili aleyhine başlatılan ilama dayalı takipte fazla faiz talep edildiğini ileri sürerek fazla talep edilen faizin iptaline karar verilmesini talep ettiği, daha önce verilen kararlar eksik inceleme ve araştırma nedeniyle iki defa Yargıtay 8. Hukuk Dairesince bozulduğu, bozma ilamlarına uyularak yapılan inceleme doğrultusunda, mahkemece, davanın kabulü ile takipte fazla istenen 5.924,00 TL işlemiş faizin iptaline karar verildiği, kararın alacaklı vekili tarafından temyiz edildiği görülmüştür.

İcra takibinin dayanağı Ankara 7. İş Mahkemesi'nin 30.11.2011 gün 2010/1..9 Esas 2011/7.9 Karar sayılı ilamının yargılama sırasında Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nce 17.03.2014 tarihinde yapılan temyiz incelemesi üzerine, fazla mesai alacağı bulunup bulunmadığının tespiti gerekirken eksik araştırma yapılarak fazla mesai alacağının hüküm altına alınmasının yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulması sonrasında Ankara 29. İş Mahkemesinin 28/12/2017 gün, 2016/5.5 Esas, 2017/7.4 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulü ile; toplam 10.548,53 TL fazla çalışma ücretinin bilirkişi A. Şahin Kıraç tarafından düzenlenen 11/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen dönemler dikkate alınarak fazla çalışmanın ait olduğu aynı takip eden ayın birinci gününden oluşan temerrüt tarihlerinden itibaren değişen oranlarda en yüksek banka mevduat faizinden az olmamak üzere davalı tarafından alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiği davalı alacaklının sunduğu ek temyiz dilekçesi ile görülmüştür.

Öncelikle belirtilmelidir ki, kural olarak alacaklının elindeki ilama dayanarak ilamlı icra takibi yapabilmesi için hükmün kesinleşmiş olması şart değildir. Hüküm kesinleşmeden de alacaklı ilamlı takip yoluna başvurabilir.

Yine 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 443/1 maddesi gereğince kural olarak, temyiz edilmiş olması da ilamın icrasını durdurmaz.

Bu halde, bir taraftan Yargıtay’da temyiz incelemesi yapılırken, diğer taraftan icra dairesi ilamın icrasına devam eder. İlamın icrası devam ederken Yargıtay’ca hükmün bozulması halinde ne olacağı sorusunun cevabı ise, İcra ve İflas Kanunu’nun 40. maddesinde düzenlenmiştir.

İcra işlemleri devam ederken ilamın bozulması halinde, icra işlemleri olduğu yerde durur (İ.İ.K m.40/1). Bu hükme göre, ilamın bozulması ile, ilamın icrası sadece olduğu yerde durur; ilamlı icra takibi iptal edilmez.

Hükmün kısmen bozulması ve kısmen onanması halinde, bozulan kısmı için icra işlemleri olduğu yerde durur, hükmün onanan kısmı için ise icra işlemlerine devam edilir.

Bir başka yönüyle, mahkeme bozma kararına uyarak yeni bir karar verirse, alacaklı bu yeni ilamın da kesinleşmeden icrasını isteyebilir. Alacaklı, bu yeni ilamın icrasını derdest icra takibi dosyasında isteyebileceği gibi, yeni bir ilamlı icra takibi yapmasına da engel yoktur.

Mahkemece bozma kararına karşı direnme kararı verilmesi halinde ise, bununla bozma kararı hükümsüz kalır ve bu nedenle bozma ile icranın durması sonucu da ortadan kalkar. Alacaklı, direnme kararına dayanarak, bozma ile durmuş bulunan ilamlı icra takibine aynı dosyada devam edilmesini isteyebilir.

Bozma kararına uyan mahkeme, nitelik ve miktar itibariyle bozulan karara uygun yeni bir karar verirse, alacaklının bu yeni ilamın icrasını derdest icra takibi dosyasında istemesi halinde, borçluya yeniden icra emri gönderilmesine gerek yoktur.

Aksi halde, bozma ilamına uyan mahkemece bozmadan sonra verilen yeni ilamda müddeabih ve eklentilerinin değiştirilmesi durumunda, derdest icra takibi dosyasında borçluya ilk icra emri kapsamı dışında yeni bir icra emri gönderilmesi zorunludur.

Bu noktada, borçluya ilk icra emri kapsamı dışında yeni bir icra emri gönderileceğinden, yeni icra emrinin tebliği üzerine borçlunun yeniden itiraz hakkı bulunduğu kuşkusuzdur. Şu halde borçlunun, icra emrinde talep edilen faiz oran ve miktarına yeni icra emrinin tebliği üzerine itiraz edebileceği de her türlü duraksamadan uzaktır.

Somut olayda; takibe dayanak ilamın icrası devam ederken hüküm esasa ilişkin nedenlerle araştırmaya yönelik olarak bozulmuş ve yeniden hüküm tesis edilmiş olup, İcra ve İflas Kanunu’nun 40. maddesinin 1. fıkrası uyarınca takip kendiliğinden durmuştur. İlk hükmün bozulmuş olması ve bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda takip konusu alacak miktarı yeniden belirlenmiştir.

Yukarıda açıklandığı üzere, bozma ilamından sonra yapılan yargılama sonucunda verilen hükümde alacaklının fazla çalışma ücreti alacağının miktarının ve faiz başlangıç tarihinin değiştiği görülmüş olup, alacaklı derdest icra takibi dosyasında bu yeni ilamın icrasını isteyebilecektir. Borçlunun, yeni icra emrinin tebliği üzerine faiz oran ve miktarına yeniden itiraz hakkı bulunmakla, faize ilişkin itirazının o aşamada çözümlenebileceği açıktır.

Hal böyle olunca; bozmayla ortadan kalkan ve yeniden hüküm tesis edilen ilamın icrası yönünden borçlunun itiraz nedenlerinin incelenmesinde, bu aşamada borçlunun bir hukuki yararı bulunmadığı anlaşılmakla Mahkemece şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan              Üye                  Üye                 Üye               Üye
A. TUNCAL       G. HEYBET      M. T. UYAR     S. MUTTA     İ. YAVUZ

BİLGİ : Bu konudaki içtihatların gelişimi hakkında bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/direnme-karari-icra-takibine-etkisi-farkli-kararlar