KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

EN YÜKSEK FAİZ ORANLARININ İLGİLİ DEVLET BANKALARININ GENEL MÜDÜRLÜKLERİNDEN SORULARAK TESPİTİ GEREKİR.

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2017/8-1675
KARAR NO   : 2021/528

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                : 
İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                          : 17/03/2016
NUMARASI                  : 2015/1009 - 2016/180
DAVACI-BORÇLU       : Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu vekili Av. Ş.K.
DAVALI-ALACAKLI    : A.Y. vekili Av. R.A.

1. Taraflar arasındaki “şikâyet” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, İstanbul 9. İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen şikâyetin reddine ilişkin karar borçlu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir.

2. Direnme kararı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. İNCELEME SÜRECİ

Borçlu İstemi:

4. Borçlu vekili şikâyet dilekçesinde; İstanbul 19. İcra Dairesinin 2014/4.0 E. sayılı dosyasında başlatılan ilamlı icra takibine dayanak İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin ilamında müvekkili hakkında hüküm kurulmuş ise de alacağın asıl borçlusunun İ. Bank A.Ş. olduğunu, icra takibinin müvekkili aleyhine başlatılmasının mevzuata ve ilama aykırı olduğunu, icra emrinde istenen faizin de ilama aykırı olduğunu ve fazla hesaplandığını, avans faiz oranlarının yanlış uygulandığını, icra emrinde faiz hesaplaması yapılırken uygulanan faiz oranlarının T.C. Merkez Bankasından (TCMB) alındığını, ancak devlet bankalarının T.C. Merkez Bankasına uygulanacağını bildirdikleri azami faiz oranlarını geçmemek kaydıyla farklı tutar ve vadedeki mevduat hesaplarına müşteri bazında farklı faiz oranı uygulayabildiklerini, bu nedenle bu oranların ilgili bankalardan sorulması gerektiğini, ayrıca hesaplamada TCMB döviz alış kurunun kullanılması gerektiğini ileri sürerek icra emrinin iptaline, mahkemenin aksi kanaatte olması hâlinde icra emrinde hatalı hesaplanan fazla faiz miktarının iptali ile yeniden hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Alacaklı Cevabı:

5. Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; takibe dayanak ilamda alacakların borcu üstlenen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonundan (TMSF) tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verildiğini, TMSF’nin icra mahkemesinde husumet itirazında bulunamayacağını, borçlu vekilinin faiz hesabı yaparak fazla bulduğu faiz miktarı için faize itiraz davası açması gerektiğini, soyut bir şekilde ileri sürüldüğünden borçlu vekilinin faize ilişkin iddialarının reddinin gerektiğini, mahkemenin faiz ile ilgili inceleme yapması hâlinde bildirdiği kamu bankalarından (T.C. Ziraat Bankası A.Ş., T. Halk Bankası A.Ş., Vakıflar Bankası T.A.O.) faiz oranlarının celbine karar verilmesini ve bu bankalardan dönemlere göre en yüksek faiz oranını veren bankanın uyguladığı faiz oranına göre bilirkişi aracılığıyla hesap yapılmasını talep ettiğini belirterek şikâyetin reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme Kararı:

6. İstanbul 9. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 12.03.2014 tarihli ve 2014/79 E., 2014/235 K. sayılı kararı ile; davacının (şikâyetçi borçlunun) husumete yönelik itirazı yerinde olmadığından reddinin gerektiği, borçlunun işlemiş faize yönelik itirazına (şikâyetine) gelince; 29.01.2014 tarihli tensip tutanağı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 268. maddesi uyarınca ilam referans alınarak alacağa işletilmesi gereken faiz nispetinin 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 4/a maddesi ve özellikle Devlet Bankalarının yabancı paralar için açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına eylemli olarak ödedikleri en yüksek faiz oranları da gözetilerek alacağın fer'ileri ile birlikte ulaştığı rakamın takip tarihindeki T.C. Merkez Bankası döviz alış kurlarına göre belirlenmesi bakımından bilirkişi görevlendirildiği, 10.02.2014 tarihli bilirkişi raporunun hesaplama unsurlarını içerir, gerekçeli, oluşa uygun, verilen görev tanımı ile uyumlu olması nedeni ile hükme esas alındığı, somut olayda alacaklı tarafından takipte fazla talep edilmiş alacak ve işlemiş faiz miktarının bulunmadığı gerekçesiyle dosya üzerinden şikâyetin reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. İstanbul 9. İcra (Hukuk) Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Yargıtay 8. Hukuk Dairesince 14.04.2015 tarihli ve 2014/9735 E., 2015/8359 K. sayılı kararı ile;

“… Takip dayanağı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/364 Esas ve 2011/106 Karar sayılı ilamında, “204.687,00 USD'nin 21.12.2009 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa'nın 4/A maddesi kapsamında belirlenecek Dolar cinsinden döviz faizi işletilmek suretiyle davalı adına borcu üstlenen TMSF'den alınarak davacıya ödenmesine...” karar verilmiştir.

Şikâyetçi borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda, takipte faiz hesaplaması yanlış yapıldığından takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda şikayetin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un, 3678 sayılı Yasa ile değişik 4/a maddesinde; sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde, Devlet Bankaları'nın o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanacağı belirtilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Tebliğleri gereğince, bankalar uygulayacakları azami faiz oranlarını serbestçe tespit ederek, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'na bildirmek zorundadırlar. Bildirilen bu oranlar bankaların mevduat kabulünde uygulayabilecekleri azami oranlar olup, fiilen uyguladıkları oranlar ile farklılık gösterebilmektedir.

Somut olayda, Mahkemece anılan yasal düzenleme kapsamında kamu bankalarından faiz oranlarının sorulmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; TCMB'nin internet sitesinden alınan faiz oranlarına göre hesap yapıldığı anlaşılmaktadır.

O hâlde, Mahkemece, ilam ve Yasa maddesi nazara alınarak, Devlet Bankaları'nın takip konusu yabancı paraya fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranlarının, ilgili bankalar genel müdürlüklerinden sorularak tespiti ile bu oranlar esas alınarak faiz hesabı yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken, bilirkişinin TCMB'nin internet sitesinden aldığı faiz oranlarına göre yaptığı hesaplama kabul edilerek hüküm tesisi isabetsizdir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9. İstanbul 9. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 17.03.2016 tarihli ve 2015/1009 E., 2016/180 K. sayılı kararı ile önceki gerekçelerle birlikte; mahkemenin yanlar arasındaki uyuşmazlığı TCMB’nin internet ortamındaki yani “kazancı.com” sitesinden almış olduğu verilere dayandırarak çözdüğü, mahkemenin benzer bir konuda verdiği 17.03.2014 tarihli ve 2014/154 E., 2014/248 K. sayılı kararının Özel Dairenin 26.05.2015 tarihli ve 2014/12392 E. 2015/11691 K. sayılı kararı ile onandığından benzer uyuşmazlıkta da bu yöntemin izlendiği, dolayısı ile mahkemenin TCMB’nin internet ortamındaki verileri referans alarak hesaplama yapmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı süresi içinde borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; ilamlı icra takibine dayanak ilam ve 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca, Devlet Bankalarının takip konusu yabancı paraya fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranlarının ilgili bankaların genel müdürlüklerinden sorularak tespiti ile mi yoksa TCMB’nin internet sitesinden alınan faiz oranlarına göre mi işlemiş faiz hesabı yapılması gerektiği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

12. İlamların icrası İcra ve İflas Kanunu (İİK)'nun ikinci babında 24 ilâ 41. maddeler arasında düzenlenmiştir. Borçluya gönderilen icra emri, kanuna ve özellikle ilama veya takip talebine aykırı ise borçlu icra emrinin veya ilamlı icra takibinin iptali veya düzeltilmesi için icra mahkemesine şikâyet yolu ile başvurabilir (İİK'nın 16 ve 41. maddeleri).

13. Somut olayda alacaklı tarafından İstanbul 19. İcra Dairesinin 2014/4.0 E. sayılı dosyasında şikâyetçi borçlu aleyhine başlatılan ilamlı icra takibine dayanak İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.12.2011 tarihli ve 2011/364 E., 2011/106 K. sayılı ilamında “…10.000 TL nin 21.12.1999 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte bakiye 204.687 USD nın 21.12.1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a md.si kapsamında belirlenecek Dolar cinsinden döviz faizi işletilmek suretiyle davalı adına borcu üstlenen TMSF den tahsil edilerek davacıya ödenmesine,…” hükmedildiği, borçlunun faiz hesaplamasının ilama aykırı olduğu şikâyeti ile icra mahkemesine başvurduğu, icra mahkemesince 29.01.2014 tarihli tensip tutanağında “…HMK’nın 268. maddesi gereğince; İlam referans alınarak alacağa işletilmesi gereken faiz nispetinin 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi de gözetilerek özellikle devlet bankalarının yabancı paralar için açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına eylemli olarak ödedikleri en yüksek faiz oranları gözetilerek alacağın fer'ileri ile birlikte ulaştığı rakamı takip tarihindeki T.C. Merkez Bankası döviz alış kurları da belirtilerek belirlenmesi için dosyanın konusunda uzman A. B.’ne tevdiine, bu tespit yapılırken görev tanımı ile uyumlu olarak hareket edilmesi, davanın reddine yada kabulü anlamına gelecek örtülü ya da açık açıklamalardan kaçınılması, hukuki görüş bildirmekten imtina etmesinin kendisine ihtar edilmesine,...” karar verildiği, mahkemece takibe dayanak ilam ve 3095 sayılı Kanun uyarınca kamu bankalarının genel müdürlüklerinden takip konusu yabancı paraya fiilen uygulanan en yüksek faiz oranlarının sorulmadığı, 10.02.2014 tarihli bilirkişi raporunda yabancı paraya uygulanması gereken faiz oranlarının TCMB’nin internet sitesinden alınarak işlemiş faiz hesabı yapıldığı görülmektedir.

14. 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi “Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hâllerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.” şeklinde olup, maddede geçen “ödediği” ibaresi uyarınca Devlet Bankalarının fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranlarının dikkate alınması gerekmektedir.

15. Bu bağlamda, 16.10.2006 tarihli ve 2006/11188 sayılı Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kâr ve Zarara Katılma Oranları ile Özel Cari Hesaplar Dahil Bu İşlemlerde Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı’na dayanılarak hazırlanan 09.12.2006 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan TCMB’nin 2006/1 sayılı Mevduat ve Kredi Faiz Oranları Ve Katılma Hesapları Kâr ve Zarara Katılma Oranları ile Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Tebliğ’in 6. maddesine göre; bankalarca serbestçe belirlenen mevduat işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranları uygulamaya konulmadan önce Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası İdare Merkezince tespit edilecek esaslar çerçevesinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirilir. Bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını banka şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan ederler.

16. Bu durumda ilgili tebliğ uyarınca bankalar tarafından TCMB’ne bildirilen oranlar bankaların mevduat kabulünde uygulayabilecekleri azami oranlar olup, fiilen uyguladıkları oranlar ile farklılık gösterebilir.

17. O hâlde takip konusu yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına fiilen uygulanan en yüksek faiz oranlarının ilgili Devlet Bankalarının genel müdürlüklerinden sorularak tespiti gerekir.

18. Yeri gelmişken belirtmek gerekir ki TCMB’nin web sitesinde 2000 yılı Aralık ayından itibaren kamu bankalarınca Amerikan Doları cinsinden açılan mevduat hesaplarına fiilen uygulanan azami faiz oranlarına ilişkin listeye yer verilmiş ise de, bu liste TCMB’nin ilgili tebliğine dayanılarak yayınlanmadığından, ilgili listeler uyarınca hesaplama yapılan bilirkişi raporu hükme esas alınamaz.

19. Diğer taraftan, mahkemenin direnme kararında belirtilen Özel Dairenin 26.05.2015 tarihli ve 2014/12392 E. 2015/11691 K. sayılı kararı ile onanan mahkeme kararının ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun UYAP sisteminden incelenmesinde, takibe dayanak ilamda ticari avans faizine hükmedildiği, 3095 sayılı Kanun’un 2/2. maddesine göre faiz hesabı yapıldığı, dolayısıyla uyuşmazlığın benzer olmadığı anlaşılmıştır.

20. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; T.C. Merkez Bankasının web sitesinde 2000 yılı Aralık ayından itibaren kamu bankalarınca Amerikan Doları cinsinden açılan mevduat hesaplarına fiilen uygulanan azami faiz oranlarına ilişkin listenin yer aldığı, bu nedenle T.C Merkez Bankasınca belirtilen cinste yabancı paraya fiilen uygulanan en yüksek faiz oranların bilindiği gerekçesi ile direnme kararının bu değişik gerekçe ile onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

21. Hâl böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

22. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun'un 29. maddesi ile eklenen geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27.04.2021 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık; ilama dayalı olarak yapılan icra takibinde, 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca Devlet Bankalarının takip konusu yabancı paraya fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranlarının ilgili bankaların genel müdürlüklerinden sorularak tespitinin gerekli olup olmadığı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın internet sitesi verilerine göre işlemiş faiz hesabının yapılıp yapılmayacağı noktasında toplanmaktadır.

Özel Daire kararında, Devlet Bankaları'nın takip konusu yabancı paraya fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranlarının, ilgili bankaların genel müdürlüklerinden sorularak tespiti ile bu oranlar esas alınarak faiz hesabı yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın internet sitesinden alınan faiz oranlarına göre işlemiş faiz hesabının hatalı olduğu kabul edilmiştir.

Yerel mahkemece, benzer mahiyette daha önce verilen başka bir kararın Özel Daire tarafından onandığı ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından bildirilen faiz oranlarına göre işlemiş faiz hesabında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un “Yabancı para borcunda faiz” başlıklı 4/a maddesinde, “Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır” şeklinde kurala yer verilmiştir.

Kanunda, mevduat hesabına “ödediği en yüksek faiz” oranından söz edildiğine göre “fiilen uygulanan” faizin belirlenmesi gerekir. Özel Daire bozma kararında belirtildiği üzere bankaların fiilen uygulayacakları faiz oranına göre hesaplamaya gidilmesi mümkün olmaz.

Bu noktada “fiilen uygulanan” faizin ne şekilde belirleneceği önem kazanır.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın 01.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 30.06.1987 tarih, 87/11921 sayılı Kararname ve bu Kararnameye ilişkin 19.02.1991 tarih, 20791 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 91/1 no.lu Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Tebliği’nin 2 ve 4 üncü maddeleri; 07.03.2002 tarihinde yürürlüğe giren 04.02.2002 tarih, 2002/3707 sayılı Kararnameye ilişkin 29.03.2002 tarih, 24710 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2002/1 sayılı Tebliği’nin 2, 3 ve 4'üncü maddeleri ile 22.11.2006 tarihinde yürürlüğe giren 2006/11188 sayılı Kararnameye ilişkin 09.12.2006 tarih, 26371 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2006/1 sayılı Tebliği’nin 3. maddesinde, bankaların mevduata uygulayacakları faiz oranlarını vade ve türlerine göre serbestçe tespit etmeleri ve uygulayacakları bu faiz oranlarını Merkez Bankasına bildirmeleri esası getirilmiştir.

Belirtilen Tebliğler ile bankaların uygulayabilecekleri faiz oranlarını önceden bildirmeleri gerektiğinin açıklanmış olması, fiilen uygulanan faizin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından bilinmeyeceği anlamına gelmemektedir.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, temel olarak ülkemizde para ve kur politikalarının yönetilmesinden sorumlu kurumdur. Bankaların fiilen uyguladıkları faiz oranlarını da Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na bildirmeleri Kurum’un temel faaliyetinin bir gereğidir.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası resmî internet sitesinde “Fiilen Uygulanan Azami Faiz Oranı: Bankaca, müşteri bazında her bir mevduatın türü ve vade dilimine göre fiilen uygulanan en yüksek basit faiz oranını ifade eder” şeklinde açıklanmıştır. Aynı zamanda bankalarca mevduatlara fiilen uygulanan faiz oranlarına yer verilmiştir.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın Türkiye Barolar Birliğine gönderdiği 05.02.2015 tarihli yazıda, “fiilen uygulanan” bölümünün altı çizilmek suretiyle, uygulanan faiz oranları aylar ve yıllar itibarıyla bildirilmiştir. Yazı içeriğinde, “fiilen uygulanmış en yüksek faiz” oranlarının bildirilmesinin istendiği açıklanmış ve 2000 yılı Aralık ayından itibaren kamu bankalarınca, 2011 yılı Aralık ayından itibaren ise tüm bankalar tarafından Türk Lirası, Amerikan Doları ve Euro cinsinden açılan mevduat hesaplarına fiilen uygulanan faiz oranları tablo hâlinde gösterilmiştir. Geriye dönük güncellemeler de yapılabildiği bildirilerek resmî internet sitesinden güncel verilere ulaşılabileceği açıklanmıştır. Yazı ekindeki tabloların her birinin başlığında “fiilen uygulanan” ibaresinin altı çizilmek suretiyle bu ibareye dikkat çekilmiştir.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın ilgili yazısında belirtilen fiilen uygulanan faiz oranlarına, http://www.barobirlik.org.tr/dosyalar/duyurular/20150218092053987.pdf adresinden ulaşılabilmektedir.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın yukarıda belirtilen tebliğleri ve sözü edilen yazısının içeriği dikkate alındığında, bankalar tarafından uygulama öncesinde uygulayabilecekleri faiz oranlarının bildirilmesinin akabinde, yapılan uygulamaların ardından fiilen uygulanmış faiz bilgisinin de iletildiği anlaşılmaktadır.

Fiilen uygulanan faiz oranlarını açıklayan ve ülkemizde para ve kur politikalarının yönetilmesinden sorumlu kurum olan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası verileri yerine, tek tek banka şubeleri veya bankaların genel müdürlüklerinden faiz oranlarının sorulması, rasyonel ve anlamlı değildir.

Yabancı para için azami mevduat faizi oranının kamu bankalarından sorulması gerekirse de, Türk Lirası mevduatları için bu yönde bir sınırlama olmadığından tüm bankalardan faiz oranlarının sorulmasının yargılama süreçlerine olumsuz etkisinin olacağı kuşkusuzdur. Bu durum, yargıda hedef süre uygulamaları ve usul ekonomisi ilkesiyle de uyumlu değildir.

Öte yandan tüm bankalardan gelen cevaplara göre uygulanan en yüksek faizin belirlenmesi yerine, bu konuda en yetkili resmî kurum olan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın verilerinin esas alınması da daha sağlıklı sonuçlar verebilecektir. Nitekim Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın yukarıda sözü edilen yazısında, geriye dönük güncellemeler yapılabildiği bildirilerek resmî internet sitesi verilerinin esas alınması gerektiği açıklanmıştır.

Somut uyuşmazlıkla dava konusu yabancı para borcu alacağına kamu bankalarında uygulanan en yüksek faiz oranlarının belirlenmesi uyuşmazlık konusu olup, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının yukarıda belirtilen yazı ekinde ve resmî internet sitesinde 2000 yılı Aralık ayı sonrası dönem için fiilen uygulanan en yüksek faiz oranları bildirilmiştir. Yerel mahkeme tarafından, sözü edilen faiz oranlarına göre hesaplanan işlemiş faize dair karar verilmesi yerindedir.

Açıklanan nedenlerle direnme kararının ilave gerekçeyle onanması gerektiği düşüncesinde olduğumuzdan, sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılamıyoruz.

Belkıs KARAKAŞ               Şahin ÇİL
Üye                                     Üye