FAZLAYA İLİŞKİN HAKLAR SAKLI TUTULMAMIŞ VE KISMİ DAVAYA DAİR BİR İFADE YOKSA TALEP SINIRLANMIŞTIR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


16 Mar
2020

Yazdır

TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2019/2715
KARAR NO    : 2019/4717

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ          : Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                    : 19/01/2016
NUMARASI             : 2012/3 - 2016/24
DAVACI                   : Ş.K.
DAVALILAR            : 1- M.A. vasisi İ.A. 2- T.A. vasisi A.A. 3- İ.Ç. vasisi S.Ç.

Davacı Şakir K. tarafından, davalılar Muhammed A. ve diğerleri aleyhine 03/01/2012 gününde verilen dilekçe ile destekten yoksun kalma sebebiyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19/01/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı İslam Ç. vasisi tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı İslam Ç.’ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

2-Davalı İslam Ç.’ın diğer temyiz itirazlarına gelince; 

Dava, destekten yoksun kalma sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş hüküm, davalılardan İslam Ç. vasisi tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, müteveffa oğlunun davalılar tarafından öldürüldüğünü davalıların yapılan ceza yargılaması sonunda mahkum olduklarını belirterek desteğini yitirdiğinden bahisle maddi ve manevi zararlarının davalılardan tahsilini talep etmiştir. 

Davalılar, cevap dilekçesi sunmamıştır.

Mahkemece, bilirkişi raporunda hesaplanan miktar esas alınarak 26.418,74 TL maddi tazminat ile 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. 

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 26. maddesinin 1. fıkrasında; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü yer almaktadır.

Dosyanın incelenmesinde; davacının dava dilekçesinde 20.000 TL maddi tazminat talebinde bulunduğu ve fazlaya ilişkin hakkı saklı tutulmadan talebini sınırlandırdığı dava dilekçesinde belirsiz alacak davası olarak açtığını belirtmediği gibi kısmi dava olduğuna dair bir ifade de kullanmadığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle davacının maddi tazminat talebini sınırlandırması ve yukarıdaki yasal düzenleme karşısında maddi tazminat yönünden talebin aşılması suretiyle hüküm tesis edilmesi doğru olmamıştır. Anılan nedenle kararın bozulması gerekmiştir. 

SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, davalı İslam Ç. vasisinin diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi. 

Başkan                  Üye            Üye              Üye                Üye
S.Demircioğlu       N.Taş         S.Arslan      Y.Yılmaz        S.Küçük

 

AKSİ YÖNDE KARAR:

T.C.
YARGITAY
5. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2012/612
KARAR NO    : 2012/8644

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ          : Eskişehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                    : 25/10/2011
NUMARASI             : 2010/812 - 2011/490
DAVACI                   : M.V. Vek. Av. A.V.
DAVALILAR            : O. Belediye Başkanlığı Vek. Av. T.K.

Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen taşınmaza takdir edilen karşılığın arttırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri yönünden verilen dilekçelerle istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

- K A R A R -

Dava, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen taşınmaza takdir edilen karşılığın arttırılması istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Alınan raporlar yasa hükümlerine uygundur. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Geçici 1. maddesi ile belirlenen hususlar dışında anılan yasa hükümleri devam eden davalarda da uygulanır. 

Her ne kadar dava dilekçesinde fazla hakların saklı tutulduğu belirtilmemiş ise de; HMK’nun 107/1-2 hükümleri uyarınca talep sonucu ıslah yoluyla artırılabilir.

Bu nedenle;

1) Islah ile talep edilen miktar esas alınmak suretiyle bedelin artırılmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,

2) Davacı tarafın atiye terk talebinin davalı idare vekilince kabul edilmediği dikkate alınarak HMK’nun 123. maddesi uyarınca dava konusu 8 m2 kısma ilişkin inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,

Doğru görülmemiştir.

Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 02.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan            Üye                 Üye               Üye                  Üye 
B.Yıldırım         E.Buyurgan     S.Z.Piyale     D.M.Cevher      M.Kış

BİLGİ : İçtihat yorumunda yer verilecek doktrin görüşü, Y. 5. HD. 02.05.2012, 612/8644 sayılı Kararı’ndan yola çıkarak örtülü kısmî davanın Türk hukukunda da geçerli olduğu sonucuna varmış ise de, Y. 4. HD. 17.10.2019, 2715/4717 sayılı Kararı’ndan yola çıkarak Türk hukuku açısından örtülü kısmî davanın kabul edilmediği sonucu çıkarılabilir.

İÇTİHAT YORUMU : “Eğer, davacı, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmamasının yanı sıra, dilekçede ‘kısmî dava’ ibaresine de yer vermemişse, ortada örtülü kısmî dava var demektir. Böylelikle, Türk hukukunda da örtülü kısmî davanın caiz olduğu ve bu tip bir dava açılmasının ileride bakiye alacağın talep edilmesini önlemediği kabul edilmiş olmaktadır.” (AKİL, Cenk, Kısmî Dava, Ankara, 2013, s. 110, 111)

Ayrıca bu konudaki açıklamalar için bkz. AKİL, s. 106-111.