KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

HACİZ VARKEN YENİDEN HACİZ KONULMASI ÖNCEKİ HACİZ VE İŞLEMLERDEN FERAGAT ANLAMINA GELMEZ.

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2021/6675
KARAR NO    : 2021/7814

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ          :
 Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
TARİHİ                    : 18/06/2020
NUMARASI            : 2018/2440 - 2020/452
DAVACI                  : 3. Kişi    : A.T.C. Arıtma İşleme Ve Pazarlama Ltd. Şti.
DAVALI                   : Alacaklı : G. İş Makineleri Oto Yedek Parça Nakliye Ve Hafriyat Mermer
                                                  San. Ve Tic. Ltd. Şti.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki 3. Kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Gamze Demir tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Davacı üçüncü kişi, dava konusu iş makinesine 19.01.2017, 10.05.2017 ve 07.11.2017 tarihlerinde Ticaret Odasına yazılan müzekkere ile kayden haciz konulduğunu, 19.01.2017 ve 10.05.2017 tarihli hacizlerin yasal sürede satış istenmemesi sebebiyle düştüğünü, söz konusu iş makinesinin 3. kişi şirket tarafından takip borçlusu Ebru Ö.’dan 07.11.2016 tarihinde sözleşme ile bedeli ödenmek suretiyle teslim alındığını, 06.02.2017 tarihinde de noterden satış sözleşmesi düzenlendiğini belirterek araç üzerindeki haczin kaldırılmasını talep etmiştir.

Davalı alacaklı, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince, borçlu ile davacı arasında Antalya 11. Noterliği'nde 06/02/2017 tarihinde düzenlenen sözleşmeyle dava konusu iş makinesinin mülkiyetinin davacı üçüncü kişiye geçtiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, davalı alacaklı vekilince İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince, adi nitelikteki sözleşmenin iş makinesinin mülkiyet devri açısından geçersiz olduğu, aynı zamanda 06.02.2017 tarihli noter sözleşmesi sunmak suretiyle iş makinesinin devredildiği iddia edilmiş ise de, üçüncü kişi mülkiyeti devralmadan önce 19.01.2017 tarihinde iş makinesi üzerine haciz konulmuş olup ticaret sicil kayıtlarına göre söz konusu tarihte iş makinesinin borçlu adına kayıtlı olduğu, 19.01.2017 tarihli haczin geçerli olduğu, yine İİK 106 ve 110. maddede belirtilen 6 aylık süreler dolmadan 10.05.2017 ve 07.11.2017 tarihlerinde haciz konulmuş olup ilgili hacizlerin geçerliliğini muhafaza ettiği gerekçesi ile davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesi üzerine; istinaf kararı davacı üçüncü kişi vekili tarafından bu kez temyiz edilmiştir.

Dava, üçüncü kişinin İİK'nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.

İcra ve İflas Kanunu'nda haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir hacizdir. Buna göre aynı menkul üzerine birden fazla haciz konulmasını engelleyen bir yasa hükmü de yoktur. Menkul üzerinde haciz varken, alacaklının talebi üzerine yeniden haciz konulması, önceki hacizden vazgeçildiği anlamına gelmediği gibi, daha önce konulmuş haczi ve sonuçlarını da ortadan kaldırmaz. Bu talep daha önceki haciz ve işlemlerden feragat anlamına gelmez.

Öte yandan, haciz tarihi itibariyle uygulanması gereken İİK'nın 106. maddesi gereğince; alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir. Aynı Kanun'un 110. maddesinde ise yasal süresi içinde malın satılması istenmez veya talep geri alınıp da bu müddet içinde yenilenmezse, o mal üzerindeki haczin kalkacağı düzenlenmiştir. İİK ‘nın 106 ve 110. maddelerinin her haciz için ayrı ayrı değerlendirileceği tabiidir. Ancak haczedilen mal hakkında, İİK madde 97/8 gereğince istihkak davası açılır ise, satış isteme süresi işlemez.

Somut olayda, dava konusu iş makinesine Ticaret Odasına yazılan müzekkere ile kayden 19.1.2017, 10.5.2017 ve 7.11.2017 tarihlerinde haciz konulduğu anlaşılmış olup sonradan konulan hacizler önceki hacizden vazgeçildiği anlamına gelmediği gibi, daha önce konulmuş haczi ve sonuçlarını da ortadan kaldırmamakta ise de, İİK 106. maddesi gereğince haczolunan makinenin 6 ay içerisinde satışının istenmediği görülmüştür. Bu durumda, 19.1.2017 ve 10.5.2017 tarihli hacizlerin İİK 110. maddesi gereğince kalktığının kabulü gerekir. Ne var ki, eldeki dava 20.4.2018 tarihinde açılmış olup İİK 97/ 8 maddesi gereğince davanın açıldığı tarih itibariyle satış işleme süreleri kesileceğinden 7.11.2017 tarihli haczin geçerliliğini koruduğu görülmektedir.

Öte yandan, dava konusu ekskavatör 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 22/c-2. maddesi gereğince tescile tabi araçlardan olup, devir ve temlikinin aynı Kanun'un 20/d maddesi gereğince noterde düzenlenen sözleşme ile yapılması gerekir. Eldeki davada, dava konusu iş makinesinin 6.2.2017 tarihinde noterde düzenlenen satış sözleşmesi ile satın alındığı, iş makinesi tescil belgesinin “iş makinesi üzerinde hak ve menfaati bulunanlar” kısmına davacı üçüncü kişi tarafından satın alındığının 6.2.2017 tarihinde noter tarafından işlendiği görülmüştür. Bu durumda, borçlu adına kayden konulan 7.11.2017 tarihli haciz sırasında menkulun maliki borçlu olmayıp üçüncü kişi olduğundan İİK'nın 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi üçüncü kişi yararına olup, bu yasal karinenin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir. Davalı alacaklı tarafından dayanılan deliller davacı 3. kişinin kötüniyetli ve yapılan satış işleminin muvazaalı olduğunu ispat etmeye yeterli görülmemiştir.

O halde, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın kabulü yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile reddine yönelik hüküm kurulması doğru olmamıştır.

SONUÇ : Davacı üçüncü kişinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan           Üye                Üye                  Üye                Üye
A. TUNCAL     B. AZMAN     S. ÖZTEMİZ    S. MUTTA       A. AYAN