HER DAVA AÇILDIĞI TARİHTEKİ HUKUKİ DURUMA GÖRE İNCELENİR İLKESİ, ŞİKAYET YARGILAMASINDA DA UYGULANIR

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


26 Tem
2015

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2013/12-1692
KARAR NO    : 2015/1134    

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ            :
Ödemiş İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                     : 29/05/2013
NUMARASI              : 2013/108 - 2013/131
DAVACI-BORÇLU     : M.K. vekili Av. S.D.
DAVALI-ALACAKLI   : B. Süt Tarım Hayvancılık Yem Gıda Nakliye San.Tic.Ltd.Şti. vekili Av. D.Z.
 
Taraflar arasındaki “haczedilmezlik şikayeti”nden dolayı yapılan yargılama sonunda Ödemiş İcra (Hukuk) Mahkemesince şikayetin reddine dair verilen 17.10.2012 gün ve 2012/214 E., 2012/229 K. sayılı kararın incelenmesinin şikayetçi-borçlu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 26.03.2013 gün ve  2013/645 E. - 2013/11597 K. sayılı kararı ile;

“… HMK'nun 26. maddesi hükmü uyarınca Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.

Borçlunun İcra Mahkemesine başvurusu haczin kaldırılması ve satışın durdurulması istemine ilişkindir. Her dava açıldığı şartlara göre değerlendirilir. Bu durumda mahkemece taleple bağlı kalınarak şikayet nedenleri incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken şikayet konusu yapılmayan hatta şikayet tarihinde dahi mevcut olmayan ihale değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…”

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Şikayetçi-borçlu vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

İstem, icra müdürlüğü işlemlerinin ve yapılacak ikinci arttırmanın şikayet yolu ile iptaline ilişkindir.

Şikâyetçi/borçlu vekili 30.07.2012 gününe kadar yapılan ödeme emri tebligatlarının usulsüz olduğunu, bu nedenle belirtilen tarihten önce icra takibinin kesinleşmediğini ve talep olmaksızın mahcuz hayvanların satışına karar verilmesinin ve bu satışta ilana gerek görülmemesinin hatalı olduğunu, ayrıca taraflara satış şartnamesi tebliğ edilmeden yapılan satışın usulsüz olduğunu ileri sürerek hacizlerin ve satış işlemlerinin hükümsüzlüğüne ve ikinci ihalenin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Şikâyet olunan/alacaklı vekili 16.06.2012 günü borçlunun adresinde ihtiyati hacze gidildiğini, borçlunun sözlü taahhüdü üzerine kayden haciz yapıldığını ve mahcuz hayvanların yeddiemin olarak borçlunun çalışanına teslim edildiğini, bütün işlemlerin usulüne uygun olduğunu bildirerek şikâyetin reddini istemiştir.

İcra Mahkemesi’nce yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğu, mahcuzların satış bedelinin muhammen bedelin % 40’ını ve satış giderlerini karşıladığı, mahcuzlar üzerinde alacaklıdan başka hak sahibinin bulunmadığı ve alacağa mahsuben ihale yapıldığı; taşınır satışlarında ilana gerek bulunup bulunmadığının icra müdürünün takdirinde olduğu, satış ilanının borçluya tebliğinin gerekli olmadığı ve satıştan sonra tebliğ edilmesinin ihalenin feshi sebebi sayılmayacağı; ilanın ve ihalenin usulüne uygun yapıldığı gerekçesiyle şikâyetin reddine dair verilen karar, şikâyetçi/borçlu vekilinin temyizi üzerine Özel Daire tarafından yukarıda gösterilen gerekçe ile bozulmuş ve mahkemece önceki gerekçe genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme kararı şikâyetçi/borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; icra mahkemesince verilen ilk kararda, şikâyet tarihinde mevcut olmayan ihalenin hükme esas alınıp alınmadığı noktasında toplanmaktadır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 16 ncı maddesine göre (Kanunla çözümü genel veya özel mahkemelere bırakılmış dava ve işler ayrık tutulmak üzere) İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında, bunların kanuna aykırı olmasından veya olaya uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikâyet yolu ile müracaat edilebilir.

Şikâyet icra dairelerinin işlemlerine karşı başvurulan kendine özgü bir kanun yolu olup, bir dava değildir (HGK., 07.10.2009 gün ve 2009/12-367 E., 2009/411 K.). Bu nedenle kendine özgü yargılama kuralları bulunmaktadır ve yargılamaya hâkim olan ilkelerin bir kısmının doğrudan şikayette uygulanmayacağı öğreti ve uygulamada kabul edilmektedir. Ne var ki, her davanın açıldığı tarihteki hukuki duruma göre incelenmesi genel bir ilke olup, şikâyet yargılamasında da bu ilkenin gözetilmesi gerekir.

Somut olayda şikâyetçi/borçlu 27.08.2012 tarihli dilekçesinde, aleyhine girişilen takipte çeşitli usûle aykırılıklar olduğunu ve bir gün sonra (28.08.2012 günü) yapılacak ikinci ihalenin iptalini istemiştir. Mahkemece diğer iddialar incelenmekle birlikte “… söz konusu hayvanların satış bedelinin muhammen bedeli %40 ve satış masrafını karşıladığı…” belirtilmek ve hükme esas alınmak suretiyle şikâyetin reddine karar verilmiştir. İkinci ihale günü şikâyet gününden sonra olduğu tartışmasız olup, bu ihale sonucunun hükme esas alınması, yukarıdaki ilkelere aykırıdır.

Bu itibarla İcra Mahkemesi’nin şikâyet tarihinde mevcut olmayan 28.08.2012 tarihli ihale ile ilgili bir karar verilmediği yönündeki direnme gerekçesi, bu ihale sonucunun hükme esas alındığına ilişkin ilk kararı ile örtüşmemektedir.

Bu durumda mahkemece şikâyet tarihinde henüz yapılmamış bulunan 28.08.2012 günlü ihalenin sonucunda ulaşılan satış tutarının, muhammen bedelin %40’ı ve satış masrafını karşıladığı yolundaki gerekçeye dayanarak verdiği direnme kararı doğru olmayıp, usul ve yasaya da aykırıdır.
 
Direnme kararı, açıklanan bu gerekçeyle bozulmalıdır.

SONUÇ: Şikâyetçi-borçlu M.K. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 01.04.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.