HER HACİZ YENİ BİR ŞİKAYET HAKKI DOĞURUR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


17 Tem
2018

Yazdır

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2018/1739
KARAR NO    : 2018/2625

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ           :
Bursa 7. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                     : 26/01/2016
NUMARASI             : 2015/853 - 2016/74
DAVACI                   : BORÇLU   : A.Ö.B.
DAVALI                   : ALACAKLI : S.M.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Armağan Keskin Sarıbaş tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde, borçlunun, haczedilen evin kendisinin ve ailesinin haline münasip evi olduğunu ileri sürerek haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu, mahkemece, borçlunun 05.04.2013 tarihde icra dosyanın fotokopisini aldığı, en geç bu tarih itibari ile taşınmaza konulan hacizden haberdar olduğu, dolayısıyla meskeniyet şikayetinin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle istemin süre aşımından reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar.

Diğer yandan, İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz, yeni bir haciz olup, borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır.

Somut olayda ise, alacaklının talebi üzerine, taşınmaz kaydı üzerine son olarak 02.04.2015 tarihinde haciz şerhi işlendiği, bu hacze ilişkin olarak icra dosyasından borçluya 21.07.2015 tarihinde 103 davet kağıdının tebliğ edildiği, borçlunun, hacizden 17.07.2015 tarihinde haberdar olduğunu bildirerek 22.07.2015 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu anlaşılmıştır. 

Bu durumda, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de, yukarıda da açıklandığı üzere, her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, borçlunun 02.04.2015 tarihli hacze yönelik şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürededir. 

O halde, mahkemece, işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, şikayet konusu yapılmayan 17.01.2013 tarihli haciz esas alınarak, istemin süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan V.                                Üye                    Üye                     Üye                      Üye
Z. N. HACIMAHMUTOĞLU     F. ALTINOK        Y. Z. AKSOY       A. TUNCAL         G. HEYBET

 

AYNI YÖNDE KARAR:

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2019/5024
KARAR NO    : 2020/6267

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ           :
 Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
TARİHİ                     : 07/12/2018
NUMARASI             : 2018/1938 - 2018/2963
DAVACILAR            : S.A.
DAVALI                    : C.Ç. vd.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Nevin Taş Çörekçi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Sair temyiz itirazları yerinde değilse de;

Borçlu İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; yedi adet farklı takip dosyasındaki borçlarına istinaden, taşınmazlarının haczedildiğini ancak çiftçilik ile iştigal ettiğini, ailesini geçindirmeye yetecek geliri olduğunu belirterek hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, ilk derece mahkemesince, şikayetin beş takip dosyası yönünden yetkisizlik nedeniyle, iki adet dosya yönünden ise, şikayetin süresinde yapılmadığı gerekçesi ile süreden reddine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

İcra ve İflas Kanununda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz olup borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı vardır.

İİK'nun 82/12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar.

Somut olayda, borçlunun, taşınmazları üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına yönelik olarak talebi, mahkemece; şikayetin hacizleri öğrenme tarihine göre süresinde yapılmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. Oysa ki; mahkemece, her iki takip dosyasında esas alınan 26.10.2015 tarihi ve 8.8.2016 tarihli hacizler dışında ilgili taşınmazlarda, şikayet tarihi olan 07.11.2017 tarihi öncesinde yeniden hacizlerin tesis edildiği anlaşılmakla; Tokat 2. İcra Müdürlüğü'nün 2016/4..1 esas sayılı dosyada, şikayete konu taşınmazlarının kaydına işlenen son haczin 26.10.2017 tarihli olduğu, yine Tokat 1. İcra Müdürlüğü'nün 2015/9..0 esas sayılı dosyada ise 05.06.2017 tarihli haciz kaydının olduğu, bu hacizler nedeniyle borçluya icra dosyalarından gönderilen 103 davetiyelerinin de bulunmadığı ve bu hacizlerin daha önce öğrenildiğine dair dosya içerisinde bir belge bulunmadığına göre, şikayetçinin yasal yedi günlük yasal süre içerisinde başvurduğunun kabulü gerekmektedir.

O halde, her yeni haczin yeni bir şikayet hakkı doğuracağı ilkesi gereğince, mahkemece, davanın süresinde açılmadığından reddine karar verilen iki dosya yönünden; 26.10.2017 ile 05.06.2017 tarihli hacizler yönünden işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin süreden reddi yönünde hüküm tesisi doğru olmayıp, karara yönelik istinaf başvurusunun bölge adliye mahkemesince esastan reddedilmesi isabetsiz olmakla, bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 07.12.2018 tarih ve 2018/1938 Esas ve 2018/2963 K. sayılı istinaf talebinin reddine ilişkin kararının KALDIRILMASINA, Tokat İcra Hukuk Mahkemesi’nin, 21.2.2018 tarih, 2017/284 Esas ve 2018/43 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, bozma nedenine göre borçlunun sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 02.07.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan           Üye               Üye               Üye             Üye
A. TUNCAL    B. AZMAN     M. T. UYAR   S. MUTTA   A. AYAN

 

AYNI YÖNDE KARAR:

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2023/802
Karar No      : 2023/604

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 10.11.2022
SAYISI                                 : 2022/2606 E., 2022/3447 K.

Taraflar arasındaki meskeniyet şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacının davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; davalı vekilinin istinaf başvurusunun, kararın kesin olması nedeni ile HMK’nın 352. maddesi uyarınca usulden reddine, davacının istinaf başvurusunun gerekçeye yönelik kabulü ile İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına ve Taşova İcra Dairesinin 2017/241 Esas sayılı dosyasına yönelik şikayetin HMK'nın 114/1-h maddesi uyarınca hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine, davalı, davada kendini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tesbit edilen 3.400,00 TL maktu ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi Mustafa Özbek tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1- Şikayetçi şikayet dilekçesinde; Amasya İli, Suluova İlçesi, Borsa Mahallesi 8.9 Ada 9 Parselde kayıtlı bulunan taşınmazın tapu kaydına haciz konulduğunu, haczi 20.09.2021 tarihinde öğrendiğini, taşınmazın haline münasip evi olduğunu belirterek taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir

II. CEVAP

Alacaklı cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1- Şikayetçi istinaf dilekçesinde; geçici olarak şikayete konu taşınmazda yaşamamasının taşınmazın haline münasip evi olduğu gerçeğinin değiştirmeyeceğini, meskeniyet şikayeti için şikayete konu taşınmazda ikamet etmesinin zorunluluk olmadığını, ayrıca keşif yapılmayıp bilirkişi görüşüne başvurmadan verilen kararın eksik inceleme neticesinde alındığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2- Alacaklı istinaf dilekçesinde; lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahkemece şikayetin reddine karar verildiği, davalı tarafından İlk Derece Mahkemesi kararı vekalet ücreti yönünden istinaf yasa yoluna başvurulduğu, dava konusu edilen vekalet ücretinin, İİK'nın ''İstinaf yoluna başvurma ve incelenmesi'' başlıklı 363. maddesinin 1. fıkrasındaki kesinlik sınırı olan 18.710,00 TL'yi geçmediği anlaşıldığından, istinaf dilekçesinin esastan incelemeye geçilmeksizin İİK 363/1, HMK'nın 346 ve 352. maddeleri gereğince usulden ve İİK 365/3 maddesi uyarınca kesin olarak reddi gerektiği kanaatine varıldığı, İİK'nın 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şart olduğu gibi, haczin yargılama süresince de ayakta kalması gerektiği, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerektiği, İİK’nın 106-110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak İcra Müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihinin esas alınması gerektiği, şikayete konu haczin 06.09.2018 tarihli olduğu, haczin konulduğu tarih itibariyle İİK'nın 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, bu süre içerisinde davaya konu taşınmazın satışının istenmediği ve böylelikle şikayet tarihi olan 22.09.2021 tarihinden önce haczin düştüğünün görüldüğü, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmadığı, HMK'nın 114/1- h maddesi uyarınca hukuki yarar yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, HMK 353/1-b-2 maddesine göre Bölge Adliye Mahkemesince ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verileceği, davalının istinaf başvurusunu usulden reddi, davacının istinaf başvurusunun gerekçe yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yerine şikayetin HMK'nın 114/1- h maddesi uyarınca hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine dair yeni bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun, kararın kesin olması nedeni ile HMK’nın 352. maddesi uyarınca usulden reddine, davacının istinaf başvurusunun gerekçeye yönelik kabulü ile İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davacının Taşova İcra Dairesinin 2017/241 Esas sayılı dosyasına yönelik şikayetin HMK'nın 114/1-h maddesi uyarınca hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine, davalı, davada kendini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tesbit edilen 3.400,00 TL maktu ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Şikayetçi temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki hususları belirterek BAM kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık konusu, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayete ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 16,17,18 ve 82/1-12. maddesi,

3. Değerlendirme

İcra ve İflas Kanunda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz olup borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı vardır.

Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmaz üzerinde şikayet tarihi itibariyle 06.09.2018 tarih ve 04.12.2020 tarihli hacizler bulunduğu, hangi hacze yönelik olarak şikayet yoluna başvurulduğunun açıkça belirtilmediği, 06.09.2018 tarihli hacze yönelik olarak satış isteme süresi geçmiş ise de, 04.12.2020 tarihinde konulan haczin, yürürlükte olan İİK'nın 106. maddesi uyarınca satış isteme süresinin şikayet tarihi itibari ile geçmediği görülmektedir.

Bu durumda, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de, yukarıda da açıklandığı üzere, her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, borçlunun, 04.12.2020 tarihli hacze karşı süresinde haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma hakkı vardır.

O halde, bölge adliye mahkemesince, borçlunun 04.12.2020 tarihli hacze yönelik haczedilmezlik şikayetinin süresinde olup olmadığı araştırılarak süresinde olduğunun tespiti halinde işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, istemin yazılı gerekçeyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Kabule göre de,

1- Şikayetçinin istinaf başvurusu gerekçeye yönelik kabul edilip ilk derece mahkemesi kararı kaldırırken aleyhe olarak vekalet ücretine hükmedilmesi,

2- 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 363/1.maddesine göre; istinaf yoluna başvuru süresi, tefhim veya tebliğden itibaren on gündür. Somut olayda; ilk derece mahkemesince kararın alacaklı vekilinin yüzüne karşı 12.04.2022 tarihinde tefhim edildiği, alacaklı vekilince istinaf dilekçesinin yasal 10 günlük süreden sonra 08.06.2022 tarihinde sunulduğu, buna göre istinaf isteminin süresinde olmadığı gözetilerek alacaklının istinaf başvurusunun süreden reddi gerekirken kararın kesin olduğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının resen BOZULMASINA,

Bozma nedenine göre şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan               Üye                         Üye                       Üye                              Üye
Ayhan Tuncal      Nebahat Şimşek      Gülşen Heybet      Sabahattin Öztemiz     İsmail Yavuz