HMK 119/2 GEREĞİ VERİLEN SÜREDE BİLDİRİLEN ADRESE TEBLİGAT YAPILAMAZSA DAVA AÇILMAMIŞ SAYILIR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


24 Kas
2017

Yazdır

T.C.
KIRŞEHİR
2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ                                                                                                                                                     

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO       : 2013/446 Esas
KARAR NO    : 2013/517

DAVA                             : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti
DAVA TARİHİ                : 23/07/2013
KARAR TARİHİ             : 11/10/2013
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/11/2013

Mahkememizde görülmekte bulunan Muhdesat Aidiyetinin Tespiti davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

Davacı vekili 12/03/2012 tarihli dava dilekçesinde özetle; Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/5.4 esas sayılı ortaklığın giderilmesi davasında dava konusu Kırşehir ili merkez A. mahallesi imar 4..1 ada 3 parselde bulunan 2.107,00 m2 lik taşınmaz üzerinde Kırşehir Belediye Başkanlığı tarafından yapılmış olan tek katlı marangozhane ve bekçi kulubesi ile çeşitli cins ve yaşlarda ağaçların davacıya aidiyetinin tespiti için taraflarına dava açılmak üzere süre verildiğini, bu nedenle Kırşehir ili A. mahallesinde bulunan 4..1 ada 3 Parseli teşkil eden taşınmaz üzerindeki muhtesatların davacıya ait olduğunun tespitini talep etmiş olmakla,

Dosyanın yapılan incelemesinde 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nun 119/1-b fıkrası gereğince davacı vekilinin dava dilekçesinin zorunlu unsurlarından olan davalı Memiş A.'ın adresini bildirmediği, bu doğrultuda davacı vekiline dava dilekçesindeki bu noksanlığını tamamlaması için HMK'nun 119/2 maddesi gereğince 2 haftalık kesin süre verildiği, verilen kesin süre içeresinde davacı vekilince davalının adresinin mahkememize bildirildiği ancak davalı Memiş A. adına çıkartılan tebligatın muhatab adına gösterilen adresten 12. Sokak'ın olmadığından bahisle iade olunduğu bu haliyle verilen kesin süreye rağmen dava dilekçesinin zorunlu unsuru olan davalı adres noksanlığının davacı vekilince usulüne uygun bir biçimde giderilmediği anlaşılmakla HMK 119/2 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş dosya davacı vekilince temyiz edilmiş, Yargıtay 7. Hukuk Dairesine gönderilmiş, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2012/8315 esas 2013/11119 karar nolu ilamı ile bozularak gelmiş mahkememizin yukarıda esas sayılı numarasını almıştır.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizce HMK'nun 119/2 maddesi gereğicne verilen davanın açılmamış sayılmasına dair karar Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin temyiz incelemesi sonucunda; "...davada taraf koşulunun gerçekleştirilmesi bakımından sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle ortaklığın giderilmesine ilişkin dava dosyası getirtilmeli, taraflar dışındaki tapu paydaşlarının ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında dava konusu muhtesatın davacı tarafa ait olduğunu açık bir biçimde kabul edip etmedikleri duraksamasız belirlenmeli, davada kimlerin taraf olacağı bu şekilde belirlendikten sonra muhtesatın davacı tarafa ait olduğunu kabul etmeyen paydaşların, ölmüş iseler mirasçılarının davada taraf olmalarının zorunlu olduğu düşünülerek davada taraf olarak yer almaları sağlanmalıdır. Şu durumda mahkemece bu doğrultuda bir araştırma yapılmaksızın davacı tarafa gönderilen muhtıranın az yukarıda açıklanan hukuki olgulara uygun düştüğünden ve dolayısıyla da somut olayda kesin mehil koşullarının oluştuğundan söz edilemez..." hususları belirtilmek suretiyle bozulmuştur. Her ne kadar Yargıtay bozma ilamında öncelikle ortaklığın giderilmesine ilişkin dava dosyasının getirtilmesi, taraflar dışındaki tapu paydaşlarının ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında dava konusu muhtesatın davacı tarafa ait olduğunu açık bir biçimde kabul edip etmediklerinin duraksamasızın belirlenmesi gerekçe gösterilerek mahkememiz kararı bozulmuş ise de somut davada dava dosyasının henüz öninceleme aşamasında bulunduğu, HMK'nun 119. maddesinde dava dilekçesinin unsurlarının belirtildiği ve bunlardan davalıların ad, soyad ve adreslerinin eksik bulunması halinde giderilmesi için bir haftalık kesin süre verilmesi, eksiklik yerine getirilmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği hükmünün düzenlendiği, Yargıtay bozma ilamına konu edilen hususların dava açılışı sırasında davacı vekilince araştırılarak dava dilekçesinde tarafların belirlenmesi gerektiği, aksi halin kabulü durumunun HMK'nun 119. maddesini işlevsiz hale getireceği ayrıca dava dilekçesinde tarafların doğru biçimde gösterilmesi hususunun mahkememiz görevi dışında kaldığı, bu nedenlerle mahkememizce direnme kararı verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine ulaşılmakla aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M     : 

1- Mahkememizce DİRENME KARARI VERİLMESİ ile; davanın HMK 119/2 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına,     

2- Alınması gereken 24,30 TL harcın peşin harçtan mahsubu ile bakiye 209,55 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine, 

3- Bir kısım davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 1.320,00 TL maktu vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınıp davalılar Ahmet Y., Şükran B. ve Ayşe G.'a verilmesine,

4- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 

5- Davacı tarafından yatıralan gider avansından arta kalan kısmın Yönetmeliğin 5 maddesi gereğince masrafı avanstan karşılanmak suretiyle adreste ödemeli olarak kendisine gönderilmesine,

6- Gerekçeli kararın bilgi mahiyetinde taraflara tebliğine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın davacı vekiline tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/10/2013

 

T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2017/12964
KARAR NO    : 2017/11445

Y A R G I T A Y   İ L A M I

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, temyiz incelemesi sonucunda Dairemizce bozulmuş bozma kararı üzerine Mahkemece direnme kararı verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. 

KARAR

Davacı vekili, taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davasına konu 4..1 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan tek katlı marangozhane, bekçi kulubesi ve çeşitli cinsteki ağaçların vekil edeni tarafından meydana getirildiğini açıklayarak vekil edenine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. 

Bir kısım davalılar davanın kabulüne karar verilmesini savunmuş, diğer davalılar savunmada bulunmamışlardır.

Mahkemece, davalı Memiş A.’ın adres noksanlığının davacı vekilince sulüne uygun biçimde giderilmediği gerekçesiyle HMK 199/2 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş, verilen karar 7. Hukuk Dairesinin 13.06.2013 gün 2012/8315 Esas 2013/11119 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, Mahkemece önceki hükümde direnilmesi ile davanın 119/2 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmesi üzerine, anılan direnme kararı davacı vekilince temyiz edilmiştir. 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 45. maddesi ile 6100 sayılı HMK'na eklenen geçici 4/1. maddesi uyarınca, inceleme yapılmak üzere, dosya Dairemize gönderilmiştir.

Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilâmda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere göre mahkemece verilen direnme hükmünün yerinde bulunduğu anlaşıldığından, mahkemenin anılan kararının bozulmasına ilişkin 7. Hukuk Dairesinin 13.06.2013 gün 2012/8315 Esas 2013/11119 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan 10/08/2012 gün 2012/80 Esas 2012/254 Karar sayılı hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 6,20 TL'nin temyiz edenden alınmasına, 25.09.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan V.               Üye                              Üye                 Üye                     Üye
N. ŞİMŞEK             A. KELLECİOĞLU       İ. ŞİMŞEK       F. EROĞLU         M. K. ÇETİN

BİLGİ : Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2017/12964-11445 sayılı Kararı'nda "... gerekçesiyle HMK 199/2 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına ..." şeklindeki ifadenin, "... gerekçesiyle HMK 119/2 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına ..." şeklinde anlaşılması gerekir. Ayrıca kararın sonuç kısmında karar tarihi 25.09.1997 şeklinde yazılmış ise de karar 25.09.2017 tarihinde verilmiştir.

İÇTİHAT YORUMU : Yerel mahkeme tarafından, davalı Memiş A.'ın adresi, davacı tarafından bildirmediği için davacıya HMK m. 119/2 gereği, 2 haftalık değil 1 haftalık kesin süre verilmeliydi. Kanımızca, burada dikkat edilmesi gereken husus, davacı tarafından dava dilekçesinde, davalı Memiş A.'ın adresinin gösterilip bu tebligattan sonuç alınamaması ile davalı Memiş A.'nın adresinin ilk başta dava dilekçesinde gösterilmemesinin sonucunda HMK 119/2 hükmünün devreye girmesi olmalıdır. Kanımızca, davalının adresi dava dilekçesinde gösterilip bu tebligattan sonuç alınamasaydı bu takdirde davalının adresi mahkemece tespit edilecekti. Ancak, davacı dava dilekçesinde, davalının adresini hiç belirtmediği için HMK 119/2 gereği kendisine kesin süre verilmiş ve bu durumda sonuca göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Sonuç olarak, yerel mahkemenin ve Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin ONAMA kararı, aşağıda yer verilen kitapta da daha önce ifade edildiği gibi HMK anlamında yerinde ve doğru bir karardır.

Ayrıntılı değerlendirmeler için bkz. KARAMERCAN, Fatih, Dava ve Cevap Dilekçesinin Unsurları- Somutlaştırma Yükü, Ankara, 2016, s. 48-118.