HÜKÜM ALTINA ALINACAK İCRA İNKAR TAZMİNATININ ASIL ALACAK ÜZERİNDEN HESAPLANMASI GEREKİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


04 Mar
2022

Yazdır

T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2021/1695
KARAR NO    : 2021/1970

TÜRK MİLLETİ ADINA

KARAR

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ              : İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ                        : 10/05/2016
NUMARASI                : 2016/485 - 2016/561
DAVACI                      : S.S. A.-K. Ayakkabıcılar Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi Vek. Av. K.E.
DAVALILAR               : 1- A.F.F. 2- İ.A. Vek. Av. S.G.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davalı İsmail A. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıda açıklanan temyiz nedeni dışında sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Mahkemece hüküm altına alınan alacağın %20'si oranında 13.560,03 TL icra inkâr tazminatına karar verilmiştir.

Somut olayda; icra inkâr tazminatının asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı üzerinden hesaplandığı anlaşılmaktadır. İcra İflas Kanunu'nun 67/II. maddesi ve Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre hüküm altına alınacak icra inkâr tazminatının asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekir. İcra inkâr tazminatının hukuksal niteliği gözetildiğinde asıl alacağın fer'isi niteliğinde olan faiz alacağı icra inkâr tazminatı hesabında dikkate alınamaz. Kararın bu yönden usul ve yasaya aykırı bulunduğundan bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün icra inkar tazminatına ilişkin bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile 2 numaralı bendin 2. paragrafında yer alan “13.560,03” rakamının çıkarılıp yerine “98” rakamının yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02.12.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan         Üye               Üye               Üye                    Üye
M. KIYAK      B. SONER    A. ERGİN      B. AYDOĞAN    D. AĞIRMAN

İÇTİHAT YORUMU :
İcra tazminatlarına hükmederken, asıl alacağın yanında faiz alacağı miktarının da dikkate alınıp alınmayacağı hususu tartışmalıdır.

Doktrindeki bir görüşe göre, icra tazminatlarının, itiraz kapsamında kalan faiz alacakları için de geçerlidir. (KOSTAKOĞLU, Cengiz, Banka Kredileri Tüketici ve Konut Kredileri İle Kredi Kartlarından Doğan Uyuşmazlıklar, İstanbul, 2016, s. 636)

Doktrindeki bu görüşü destekleyen diğer bir görüşe göre, İİK’nın 67. maddesine 02.07.2012 tarih ve 6352 sayılı Kanunun 11. maddesi ile eklenen son fıkrasında, birikmiş faiz talebi yönünden de icra inkar tazminatına hükmedilebileceği kabul edilmiştir. (DEYNEKLİ, Adnan; KISA, Sedat, İtirazın İptali Davaları, 3. Baskı, Ankara, 2013, s. 871)

Doktrindeki bu görüşe yakın diğer bir görüşe göre ise asıl alacakla hükmedilen miktar farklı olabilir. Şöyle ki, borçlu takip tarihinden önce temerrüde düşürülmüşse, takip tarihine kadar işlemiş olan temerrüt faizi ile takip tarihinden sonra asıl alacağa işletilmiş olan temerrüt faizi bulunabilir. Böyle bir durumda, işlemiş faizler de asıl alacağa dahil olacağından, icra inkâr tazminatına hükmedilirken bu miktarların toplamı üzerinden oranlama yapılmalıdır. (ÖZKAN, Yönel, İcra İflâs Hukukunda İtirazın İptali Davası, Ankara, 2004, s. 216)

Kanımızca da, birikmiş faiz talebi yönünden de icra inkar tazminatı hükmedilebilir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’ne göre ise “Alacağın likit olması şartıyla itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söz konusu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir.” (Y. 9. HD. 07.10.2020, 2016/27500 E. - 2020/10944 K.)

 

AYNI YÖNDE KARAR:

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2021/4572
KARAR NO    : 2021/10098

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ          :
 İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
TARİHİ                    : 26/01/2021
NUMARASI            : 2020/603 - 2021/205
DAVACI                  : Borçlu  : Y.Ö.
DAVALI                  : Alacaklı : İ.A.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Sibel Yavuz tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, takip dayanağı senet üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince, imzaya itirazın reddi ile, borçlu aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmektedir.

İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca icra mahkemesi, 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapacağı inceleme sonucunda inkar edilen imzanın borçluya ait olduğuna kanaat getirirse ve itiraz ile birlikte takip durdurulmuşsa, borçlu sözü edilen senede dayanan takip konusu asıl alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına ve yüzde onu oranında para cezasına mahkûm edilir ve itiraz reddedilir.

Somut olayda, itiraz üzerine takibin muvakkaten durdurulduğu, bilirkişi incelemesi sonucunda borçlunun imzaya itirazının reddine karar verildiği ve alacaklının tazminat talebinde bulunduğu görülmektedir.

O halde, İlk Derece Mahkemesince, borçlu hakkında asıl alacak miktarı üzerinden tazminata hükmedilmesi gerekirken maddi hataya dayalı olarak takip konusu alacak miktarı esas alınmak suretiyle yazılı şekilde tazminata hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nin 26/01/2021 tarih ve 2020/603 E.- 2021/205 K. sayılı kararının, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, İzmir 3. İcra Hukuk Mahkemesi 16/01/2020 tarih ve 2019/382 E.- 2020/8 K. sayılı kararının hüküm bölümünün tazminata ilişkin “2” numaralı bendinde yer alan; "takip konusu alacağın” sözcüklerinin karar metninden çıkarılmasına, yerine “asıl alacağın” sözcüklerinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 370/2. Maddesi uyarınca ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, karar düzelterek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, 11/11/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan           Üye                Üye                 Üye                   Üye
A. TUNCAL     B. AZMAN     M. ÇAMUR      S. ÖZTEMİZ     M. T. UYAR

 

AYNI YÖNDE KARAR:

T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2021/5877
KARAR NO    : 2022/5449

TÜRK MİLLETİ ADINA

KARAR

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ              : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
TARİHİ                        : 20/09/2021
NUMARASI                : 2018/2061 - 2021/1015
İLK DERECE
MAHKEMESİ             :
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ                       : 26/06/2018
NUMARASI               : 2015/130 - 2018/605
DAVACI                     : S.D. Vek. Av. B.O.
DAVALI                     : SS B.M. Konut Yapı Kooperatifi Vek. Av. V.S.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davalı vekilince duruşmalı temyiz edilmiş ise de miktar itibariyle kesinlik sınırının altında kaldığından duruşma istemi reddedilerek incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif ortağı iken üyelikten ihraç edildiğini, müvekkilin çıkarma kararından sonra kendisine tahsis edilen daireyi davalı kooperatife teslim ettiğini, ancak müvekkilinin yaptığı ödemelerin ve teslim edilen daireye yaptığı masrafların iade edilmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalı itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacı alacağından mahsup edilmesi gereken kalemler olduğunu, daireyi on yıldan fazla kullandığından faydalı masraf isteyemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

İlk derece mahkemesince, davacı tarafından 81.636,00 TL ödeme yapıldığının tarafların kabulünde olduğu, çıkan veya çıkarılan ortağa, yaptığı ödemelerin tamamını değil payına isabet eden giderlerin mahsup edilmesinden sonra bakiyesinin ödenmesi gerektiği, TBK’nın 120/2.maddesi uyarınca davacının kooperatife faiz borcunun 7.891,00 TL olduğu, davaya dayanak bağımsız bölümün davacıya kaba inşaat halinde teslim edildiği, bağımsız bölümün ince işlerinin davacı tarafından yapıldığı tarafların kabulünde olup dairenin davalı kooperatife teslim edildiği tarih olan 16.05.2014 tarih itibari ile davacının, dava konusu daireye yaptığı faydalı imalatların yıpranma bedelinin ve projeye aykırı olarak yaptığı imalatların projeye uygun hale getirilmesi bedelinin mahsubu sonucunda yaptığı faydalı faydalı imalat bedelinin 22.123,39 TL buna ilişkin gecikme faiz miktarının 1.061,92 TL olduğu , icra takip tarih itibari ile davacının davalı kooperatiften 69.995,93 TL ayrılma payı alacağı, 16.834,03 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 110.015,27 TL alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaline toplam 110.015,27 TL alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının tahsiline dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

 İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince hükme esas alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun düzenlenmesine, alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, verilen kararın hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.            

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp bir isabetsizlik bulunmaksızın karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Dava, çıkma payı alacağı ile faydalı masrafların tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

İİK'nın 67/II. maddesi uyarınca davacı alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için davalının icra takibine itirazında haksız ve alacağın likid olması gerekmektedir. Somut olayda, icra takibine konu faydalı masraflara ilişkin alacağın miktarı bilirkişi incelemesi sonucu belirlendiğinden, diğer bir anlatımla alacağın miktarının tespiti yargılamaya muhtaç olduğundan likid olduğu söylenemez. Bu sebeple bu kalem yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır.

Öte yandan, mahkemece icra inkâr tazminatının asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı üzerinden hesaplandığı anlaşılmaktadır. İtirazın iptâli davasında İİK'nın 67/II. maddesi uyarınca takip konusu asıl alacak miktarı üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir.

Kararın açıklanan bu nedenlerle bozulması gerekir ise de; yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nın 370/2 maddesi uyarınca kararın aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 20.09.2021 tarih, 2018/2061Esas ve 2021/1015 Karar sayılı kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 2 no.lu bendinde yer alan “Kabul edilen 110.015,27 TL” ibaresinin karar metninden çıkarılarak yerine “ 69.995,93 TL” ibaresinin yazılması suretiyle kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan         Üye              Üye                Üye            Üye
M. KIYAK      A. ERGİN     Ö. TURAN     İ. KARA     M. ÖZDEMİR