İÇTİHAT DEĞİŞİKLİĞİ - MENFİ TESPİT DAVASININ REDDİ HALİNDE DE KESİNLEŞMEDEN İCRA EDİLEMEZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


09 Ock
2017

Yazdır

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

ESAS NO        : 2010/16924 
KARAR NO     : 2010/29087

Y A R G I T A Y    İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ        :
İzmir 9. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                  : 09/04/2010
NUMARASI           : 2010/311 - 2010/417
DAVACILAR          : BORÇLULAR : D.B.,Y.Y. İNŞ Y. TURZ SAN VE TİC AŞ 
DAVALI                 : ALACAKLI      : M.Ö.
DAVA TÜRÜ          : Takibin İptali

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

İcra takibinin dayanağı olan İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 27/12/2007 tarih ve 2007/23 Esas, 2007/851 Karar sayılı ilamı, takip borçlularının takip alacaklısına borçlu olmadıklarının tespiti talebinin reddine ilişkindir. Alacaklı, ilamda öngörülen avukatlık ücreti ile öngörülmeyen alacak ve işlemiş faizin tahsili için de takip başlatmıştır. 

Borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı olumsuz tespit davası sonunda davanın reddine (alacaklıya borçlu olmadığının tespiti talebinin reddini) hükme bağlayan bölümü tespit niteliğinde olduğundan ayrıca takip konusu yapılamaz. Ancak, alınan ilamda alacaklı yararına hükmedilen vekalet ücretine ilişkin bölüm (ilamda yazılı miktarın davalıdan alınmasına ilişkin) eda hükmü niteliğinde olduğundan, ilamlı takibe konu yapılması mümkündür. 

İİK'nun 72/5. maddesinde, borçlunun menfi tespit davasının kabulü halinde işin esası ile ilgili olarak icranın kısmen veya tamamen eski hale iadesi ilamın kesinleşmesine bağlanmıştır. Menfi tespit davasının reddi, (borçlu aleyhinde sonuçlanması) durumu da kesinleşme şartı düzenlenmemiştir. Bu nedenle ilamın esası kesinleşmeden eda hükmü içeren fer'i niteliğindeki vekalet ücreti alacağı infaz edilebilir, hükmün kesinleşmesi gerekmez. 

O halde mahkemenin, şikayetin ilam vekalet ücreti alacağı dışındaki kısımlar yönünden kabulü yerine tümden kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. 

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07/12/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi

ESAS NO      : 2016/14793
KARAR NO   : 2016/13930

Y A R G I T A Y    İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ        :
İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                  : 08/01/2016
NUMARASI           : 2015/980 - 2016/29
DAVACI                 : A.T. Katılım Bankası A.Ş.
DAVALI                 : A. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.
DAVA TÜRÜ          : Şikayet

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR

Borçlu vekili, takip dayanağı ilamın menfi tespit davasına ilişkin olması nedeniyle kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceğini bu nedenle takibin iptalini talep etmiştir.

Mahkemece, menfi tespit davasının reddi halinde kesinleşmeden icraya konulabileceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir.

İİK'nun 72. maddesinin 4. fıkrasında; "(Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez." düzenlemesine, İİK'nun 72. maddesinin 5. fıkrasında ise; "(Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmisinden aşağı olamaz." düzenlemesine yer verilmiştir.

Kural olarak ilama dayalı olarak takip yapılabilmesi için hükmün kesinleşmiş olması şart değildir. Bazı istisnai durumlarda ilam kesinleşmedikçe icraya konulamaz. Bu istisnaların bir bölümü HUMK 443. maddesinde belirtildiği gibi, bir bölümü de özel yasalarında gösterilmiştir. Bu istisnai hükümlerden biri de İİK 72/4 ve 72/5 maddelerinde düzenlenmiş ve açıkça ifade olunmuştur. Buna göre menfi tespit konulu ilamın kabul veya redde ilişkin olması, kesinleşmesi gerektiği sonucunu değiştirmez. Anılan ilamlardaki yargılama gideri ve tazminata ilişkin bölümler davanın kabulü yada reddine ilişkin bölümü ile bir bütündür. Bu kalem alacakların infazı ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. [ HGK 5.10.2005 gün 2005 (12-534-554) ]

O halde menfi tespit ilamının esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden ferileri olan vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına ilişkin hüküm bölümü ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemez. (HGK. 07/11/1990 tarih, 1990/12-46 Esas, 1990/564 Karar sayılı kararı)

Mahkemece şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle ÎİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca ÎÎK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 29,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 17.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.