İİK 134’DEKİ PARA CEZASI EMREDİCİ VE KAMU DÜZENİNE İLİŞKİN OLMAYIP ALEYHE BOZMA YASAĞI UYGULANABİLİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


01 Haz
2017

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO       : 2017/12-1145
KARAR NO    : 2017/780

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ           :
Ankara 5. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                     : 11/07/2013
NUMARASI              : 2013/973 - 2013/936
DAVACI (Borçlu)     : H.E.
DAVALI (Alacaklı)   : İ. Bankası M. Şubesi vekili Av. O.A.

Taraflar arasındaki “şikayet” isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 5. İcra Mahkemesi’nin ihalenin feshi isteminin reddine dair verilen 22/11/2012 gün ve 2012/336 E. - 2012/769 K. sayılı karar, şikayetçi - borçlunun temyizi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 09/04/2013 gün ve 2013/6993 E., 2013/13413 K. sayılı kararı ile; 

"… 1- İcra mahkemesinin ihalenin feshi isteminin reddine yönelik kararı yönünden, 

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK. 366. ve HUMK. 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA),

2- Borçlunun dava dilekçesinde ihalenin feshi için ileri sürdüğü nedenler İİK. nun 134.maddesine dayalı olup, anılan madde uyarınca ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkeme davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanmalıdır. Hukuk Genel Kurulu'nun 06.10.2004 tarih ve 2004/1-433 esas sayılı kararında da benimsendiği üzere kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi nazara alınamaz. 

Somut olayda şikayetçinin ihalenin feshi istemiyle ileri sürdüğü nedenler mahkemece incelenerek, bu talepleri yerinde görülmeyerek, ihalenin feshi istemi reddedildiğinden, bu durumda mahkemece işin esasına girildiği görülmekle, borçlu aleyhine yüzde on para cezasına hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmemesi anılan yasa maddesine aykırılık teşkil ettiğinden kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir...."

gerekçesiyle karar bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Şikayetçi - borçlu

HUKUK GENEL KURULU KARARI 

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

İstem ihalenin şikayet yolu ile feshine ilişkindir.

Şikayetçi (borçlu) kendisine ait hacizli malın satışı sırasında ihaleye fesat karıştırıldığını, satış ilanının kendisine tebliğ edilmediğini, ihaleye katılacak alıcılara manen engel olunduğunu, gayrimenkulün gerçek değerinden satılmadığını ileri sürerek ihalenin feshini talep etmiştir.

Karşı taraf (alacaklı) vekili davaya konu taşınmazın yapılan birinci ihale sonucunda Mehmet Veysi S.’ye ihale edildiğini ancak ihale bedelinin verilen yasal süre içerisinde dosyaya yatırılmadığını, anılan ihalede en çok peyi süren ikinci kişi Hüseyin B.’in de icra dosyasına talep açarak “ ihaleye konu taşınmazı hiçbir şekilde almayacağını" beyan ettiğini, bu nedenle anılan taşınmazın İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 133. maddesi hükümleri gereğince satılarak paraya çevrilmesinin talep edildiğini,  bu madde gereğince taraflara tebliğ zorunluluğunun olmadığını belirterek istemin reddini savunmuş, davacının ihale bedelinin yüzde 10'u oranında para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel Mahkemece İİK’nın 133. maddesi gereğince yapılan ihalelerde ilgililere tebligat yapılması gerekmediği, satıştan en az yedi gün önce yapılacak ilanın yeterli olduğu, somut olayda da gazete ilanının yapıldığı, davacının ihaleye fesat karıştırıldığı iddiasına yönelik delillerini şikayet dilekçesine eklenmediği, şikayetçi borçlunun duruşmalara katılmadığı, şikayet nedenlerinin yerinde olmadığı, taşınmazın muhammen değerinin üstünde bir bedelle ihale edildiği, ihaleye yeterli katılımın sağlandığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilerek, İİK’nın 133.maddesine göre yapılan ihalelerde para cezası öngörülmediğinden davacı aleyhine para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Hüküm şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmiş, Özel Dairece yukarıda başlık kısmında açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.

Mahkemece bozma kararı üzerine “borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına” ilişkin hükümde direnilmiş, direnme kararını şikayetçi borçlu temyize getirmiştir.

Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık somut olayda ihalenin feshi isteminin İİK 133. maddesine mi, yoksa 134. maddesine mi dayalı olduğu burada varılacak sonuca göre ihalenin feshi isteminin reddedilmesi nedeniyle şikayetçi borçlu aleyhine yüzde 10 para cezasına hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Hukuk Genel Kurulu görüşmeleri sırasında işin esasa girilmeden önce, mahkemece bozma öncesi kararda ihalenin feshi isteminin reddine karar verilerek borçlu aleyhine yüzde 10 para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına şeklinde kurulan hükmün Özel Dairece; ihalenin feshi isteminin reddine yönelik temyiz isteminin reddine karar verildikten sonra İİK 134. madde hükmünün emredici nitelikte olması sebebiyle aleyhe bozma yasağı ilkesinin uygulanmayacağı, bu nedenle borçlu aleyhine yüzde on para cezasına hükmedilmesi gerektiği belirtilerek bozulmasından sonra mahkemece bozma sonrası borçlu aleyhine yüzde 10 para cezasına hükmedilmemesine yönelik hükümde direnme kararı verilmesi karşısında ve diğer hususların da kesinleşmiş olduğu dikkate alındığında şikayetçi borçlunun direnme kararını temyiz etmesinde hukuki yarar olup olmadığı ön sorun olarak tartışılmıştır.

Bilindiği üzere hukuki yarar dava şartı olduğu kadar temyiz ve karar düzeltme istemi için de aranan bir şarttır.

Somut olayda “ihalenin feshine yönelik istemin reddi kararı” şikayetçi borçlunun temyiz talebinin reddi nedeniyle kesinleşmiş; bir diğer ifade ile taraflar arasında ihalenin geçerli olduğu hususunda çekişme kalmamıştır. Uyuşmazlık, Özel Dairece verilen “borçlu aleyhine yüzde 10 para cezasına hükmedilmesi gerektiği” yönündeki bozma kararıyla sınırlı kalmıştır. Yerel Mahkeme tarafından da “borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına” ilişkin olarak direnme kararı verildiğine göre temyiz isteminin reddedilmesiyle kesinleşerek uyuşmazlık konusu olmaktan çıkan ihalenin feshi istemi ile borçlunun lehine olan bir hüküm hakkında temyiz yoluna başvurulmasında hukuki yarardan söz edilemez.

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmelerde İİK’nın 134. maddesinde öngörülen para cezasının emredici nitelikte olması ve kamu düzenine ilişkin bulunması nedeniyle aleyhe bozma yasağının uygulanmaması gerektiği belirtilerek bozma kararı verildiğinden ön sorun bulunmadığı ve işin esasına girilmesi gerektiği belirtilmiş ise de bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.

O halde, temyiz yoluna başvurulmasında hukuki yararı bulunmayan şikayetçi borçlunun temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle, şikayetçi borçlu vekilinin temyiz dilekçesinin hukuki yarar yokluğundan REDDİNE istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine 19.04.2017 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

BİLGİ : Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nda bulunan 21 üyenin 18'i ÖNSORUN VAR, 3'ü ise ÖNSORUN YOK yönünde oy kullanmışlardır.