İİK 96 HÜKMÜ GEREĞİNCE ÜÇÜNCÜ KİŞİ TARAFINDAN İSTİHKAK DAVASININ AÇILMASI İSPAT YÜKÜNÜN YER DEĞİŞTİRMESİNE NEDEN OLMAZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


21 Tem
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/9316
Karar No      : 2023/263

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 06.04.2022
SAYISI                                 : 2021/2135 E., 2022/801 K.

Taraflar arasındaki istihkak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı üçüncü kişi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi Gamze Demir tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı üçüncü kişi vekili dava dilekçesinde; üçüncü kişi ve çocuklarına ait hastane binasının borçlu şirkete kiraya verildiği, İcra Mahkemesi tarafından 16.7.2013 tarihinde kira bedelini ödemeyen borçlu şirketin tahliyesine karar verildiği, borçlu şirketin mallarının farklı şahıs/firmalarca haczedildiğini, kalan mallarında borçlu şirket çalışanı huzurunda 30.1.2014 tarihinde yedimine teslim edilerek hastanenin boşaltıldığını, 17.2.2014 tarihinde de Noterde borçlunun hastanede hiçbir eşyasının kalmadığının tespit edildiğini, mahcuzların ise bu süreçlerden çok önce 28.12.2012 tarihinde borçlu şirketten satın alındığını, ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

A. Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde; davacının muvazaalı işlemler yaptığını, davanın süresinde açılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

B. Davalı borçlu vekili cevap dilekçesinde, hacze konu mahcuzları üçüncü kişiye satmadığını, üçüncü kişinin hastanenin tasfiye sürecindeki karışıklıktan faydalanarak sahte olarak fatura düzenlemiş olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, mahcuzların borçluya ait olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafça süresinde faturaya ilişkin ödeme belgesi, satım sözleşmesi vs herhangi bir belge sunulmadığı, davacı tanıklarının ameliyat tavan lambalarının davacıya satıldığına ilişkin beyanlarının duyuma dayalı olduğu, ödeme emrinin davalı borçluya haciz yapılan adreste tebliğ edildiği, mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı lehine olduğu, davacı 3. kişi tarafından mülkiyet karinesinin aksinin ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı üçüncü kişi vekili, üçüncü kişi vergi mükellefi bir kişi olmadığından ticari defter ve kayıtları bulunmadığını, bu hususun üçüncü kişi aleyhine değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, davalı şirketin sorumluluğunda olan deftere kayıt tutma işlemini yapmaması nedeniyle sorumluluğun üçüncü kişiye yüklenemeyeceğini, bilirkişi raporuna itiraz edilmesine rağmen itirazlarının dikkate alınmadığını, mahcuzların fatura karşılığında alındığının tanık beyanları ile ispatlandığını belirterek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı 3. kişi tarafından mülkiyet karinesinin aksinin ispat edilemediği anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı üçüncü kişi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı üçüncü kişi vekili, davalı borçlunun üçüncü kişiye ait taşınmazda hiçbir menkulü bulunmadığının tahliye ilamı ile sabit olduğunu, üçüncü kişi vergi mükellefi olmadığından ticari defter ve kayıtları bulunmadığını, bu hususun üçüncü kişi aleyhine değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, davalı şirketin sorumluluğunda olan deftere kayıt tutma işlemini yapmaması nedeniyle sorumluluğun üçüncü kişiye yüklenemeyeceğini, borçlu şirketin 3. kişi adına düzenlediği 28.12.2012 tarih ve c755739 nolu fatura ile aynı seride yer alması gereken öncesi ve sonrası diğer faturaların (örneğin c755738 veya c755740 nolu faturalar) ticari defterlere kayıt edilip edilmediğinin tespitinin yapılarak faturanın gerçek olduğunun ortaya çıkartılması gerektiğini, bu nedenle bilirkişi raporuna itiraz edilmesine rağmen itirazlarının dikkate alınmadığını, mahcuzların fatura karşılığında alındığının tanık beyanları ile ispatlandığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, üçüncü kişinin İİK'nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 97 ve 99. maddeleri

3. Değerlendirme

Dava konusu 20.09.2016 tarihli haciz, borçluya ödeme emrinin 11.9.2013 tarihinde tebliğ edildiği adreste yapılmış ise de, İstanbul 21. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 16.7.2013 tarih, 2013/217 Esas ve 2013/628 Karar sayılı kararı ile borçlunun kira bedellerini ödememesi nedeniyle haczin yapıldığı taşınmazdan tahliyesine karar verilmiş, 30.1.2014 tarihinde icra memuru aracılığıyla borçluya ait tüm eşyalar yediemin deposuna götürülerek, borçlunun haciz adresinden tahliyesi gerçekleştirilmiştir. Yine üçüncü kişi tarafından, 17.2.2014 tarihli Noterde düzenleme şeklindeki tutanak ile, kiracı borçlunun haciz mahallinde hiçbir demirbaşı bulunmadığını tespiti yapılmıştır. Bu durumda, hacze konu menkullerin üçüncü kişinin elinde haczedildiği, haciz mahallinde borçlu hazır olmadığı, borçluya ait belge bulunmadığı anlaşıldığından mülkiyet karinesinin davacı 3. kişi lehine olduğunun kabulü gerekmiştir. Bu durumda davanın İİK m. 96 gereğince 3. kişi tarafından açılması ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmaz. Mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir. Davalı alacaklının dayandığı deliller ise karinenin aksini ispata yeterli görülmemiştir.

O halde, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın kabulü yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile reddine yönelik hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan               Üye                         Üye                        Üye                              Üye
Ayhan Tuncal      Nebahat Şimşek      Mehmet Çamur     Sabahattin Öztemiz      Ayhan Ayan