ISLAH DİLEKÇESİYLE FAİZİN CİNSİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR.
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2832
KARAR NO : 2022/4795
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2021
NUMARASI : 2016/378 - 2021/37
DAVACI : N. TARIM TUR İNŞ TİC SAN LTD ŞTİ
VEKİLİ : AV. A.A.
DAVALI : S. EMLAK ÜRETİM VE DEĞ. A.Ş.
(ESKİ UNVAN : E. FİNANS FAKTORİNG HİZMET AŞ)
VEKİLİ : AV. M.U.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 20.01.2021 tarih ve 2016/378 E. - 2021/37 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 44.020 TL'nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi Nuray Karakuzu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin G. Bankası Konyaaltı Şubesine ait 80.4.51 seri numaralı çeki çaldırdığını, çek üzerinde bulunan imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, icra takibine maruz kalmamak için ödeme yaptığını, borçlu olmadığı halde ödenen çek bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 03.12.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile yasal faiz talebini reeskont faiz olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın çeki çaldırdığı iddiası ile imza incelemesi isteminin doğru olmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin belirlenmesi için ticari defter ve belgelerinin incelenmesi gerektiğini ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirket yetkilisinin imza örneklerinin usulüne uygun olarak dosya içerisine alındığı, 02.11.2020 tarihli Adli Tıp Kurumu raporuna göre çek üzerindeki imzanın davacı şirket yöneticisi Mustafa Akın G.'e ait olmadığının tespit edildiği, çek üzerindeki imzaya ilişkin sahtelik definin mutlak defi olduğu, davalı tarafın iyiniyetli hamil durumunda bulunduğu itirazından faydalanamayacağı, davacının faize ilişkin ıslah talebinin asıl alacağın ferisine ilişkin olduğu,. 6100 sayılı HMK m. 177/II maddesi uyarınca Yargıtay bozma kararından sonra da yapılabileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile 20.000,00 TL'nin 26/12/2007 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, sahtelik iddiasına dayanan çek nedeniyle ödenen bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir. Davacı tarafça, dava dilekçesi ile yasal faiz talep edilmiş, davacı vekilince ıslahla reeskont faizi talep edilmesi üzerine mahkemece, davacının faize ilişkin ıslah talebinin asıl alacağın ferisine ilişkin olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 177/2 maddesi uyarınca Yargıtay bozma ilamından sonra da ıslah yapılabileceği gerekçesi ile reeskont faizine hükmedilmiştir.
Ancak davacı dava dilekçesinde yasal faiz talep etmek suretiyle tercih hakkını kullanmış olup, yenilik doğurucu nitelikteki bu hakkın kullanılarak tüketilmesinden sonra artık ıslah dilekçesiyle faizin cinsinin değiştirilerek reeskont faizi talep edilmesi mümkün olmadığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 13/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Vekili Üye Üye Üye Üye
E. Sabri BAYDAR Dr. A. ASLAN M. CEBECİ Dr. O. SEKMEN M. ÖZDEMİR
AYNI YÖNDE KARAR:
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/6597
Karar No : 2024/448
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Zile Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 11.01.2023
SAYISI : 2021/503 Esas, 2023/12 Karar
Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesince görülen tazminat davasında davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı banka nezdinde hesabı bulunduğunu, bu hesabından bilgi ve rızası olmaksızın muhtelif tarihlerde başka hesaplara para aktarıldığını, yine kredi kartı ile harcama yapıldığını, müvekkilinin bu borcu kapatabilmek için kredi kullanmak zorunda kaldığını, bu duruma davalı bankanın gereken özeni göstermemesinin neden olduğunu ileri sürerek şimdilik 1.000,00 TL tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarihlerden itibaren işleyecek faizi ile müvekkilinin kullanmak zorunda kaldığı kredi için ise 100,00 TL'nin kredi kullanma tarihi 16.07.2020 tarihinden itibaren işlemiş faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
2. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile hesabından çekilen para için talebini 14.263,36 TL'ye yükseltmiş ve bu miktar için en yüksek banka mevduat faizi ile davalıdan tahsilini istemiş; kullanılan kredi için ise talebini 3.780,40 TL'ye yükselterek işleyecek faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; haksız davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile davacının toplam 14.263,36 TL ana para alacağının 1.000,00 TL'sinin dava, 13.263,36 TL 'sinin ise haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 19.12.2019 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesi kararı kesin olarak verilmiştir.
IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü 30.11.2023 tarihli dilekçesinde özetle; Mahkemece 14.263,36 TL'ye artırılan bedelin fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile tahsiline, 3.780,40 TL 'ye artırılan bedelin ise kredi çekilme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsiline karar verilmesi istenilmesine rağmen talepten fazla şekilde 3.780,40 TL'ye artırılan bedelin 100 TL'sinin dava tarihinden, 3.680,40 TL 'sinin ise haksız fiilin gerçekleştiği 19.12.2019 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, mutlak ticari iş olarak düzenlenen bankacılık işleminden kaynaklanan davada alacağın avans faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken en yüksek banka mevduat faiziyle tahsiline karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile kararın kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.
2. Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
3. Değerlendirme
1. Davacı vekili dava ve ıslah dilekçesinde, müvekkilinin kullanmak zorunda kaldığı kredi için kredi kullanma tarihi olan 16.07.2020 tarihinden itibaren işlemiş faiz talebinde bulunmakla Mahkemece talep aşımı oluşturacak şekilde haksız fiil tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmamıştır.
2. Yine davacı dava dilekçesinde tazminat talebinin ''işleyecek faizi'' ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş olup faiz türü belirtilmediğinden yasal faiz talebinde bulunduğunun kabulü gerekir. Her ne kadar ıslah dilekçesinde en yüksek banka mevduat faizi ile tahsil talebinde bulunmuş ise de ıslahla faiz türünün değiştirilemeyeceği nazara alınmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru olmamış, kararın bu nedenlerle kanun yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,
18.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Abdullah Yaman Dudu İrem Toros Mehmet Durgun Mehmet Tunç Döndü Deniz Bilir
ISLAH DİLEKÇESİYLE FAİZİN CİNSİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR.
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2832
KARAR NO : 2022/4795
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2021
NUMARASI : 2016/378 - 2021/37
DAVACI : N. TARIM TUR İNŞ TİC SAN LTD ŞTİ
VEKİLİ : AV. A.A.
DAVALI : S. EMLAK ÜRETİM VE DEĞ. A.Ş.
(ESKİ UNVAN : E. FİNANS FAKTORİNG HİZMET AŞ)
VEKİLİ : AV. M.U.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 20.01.2021 tarih ve 2016/378 E. - 2021/37 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 44.020 TL'nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi Nuray Karakuzu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin G. Bankası Konyaaltı Şubesine ait 80.4.51 seri numaralı çeki çaldırdığını, çek üzerinde bulunan imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, icra takibine maruz kalmamak için ödeme yaptığını, borçlu olmadığı halde ödenen çek bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 03.12.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile yasal faiz talebini reeskont faiz olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın çeki çaldırdığı iddiası ile imza incelemesi isteminin doğru olmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin belirlenmesi için ticari defter ve belgelerinin incelenmesi gerektiğini ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirket yetkilisinin imza örneklerinin usulüne uygun olarak dosya içerisine alındığı, 02.11.2020 tarihli Adli Tıp Kurumu raporuna göre çek üzerindeki imzanın davacı şirket yöneticisi Mustafa Akın G.'e ait olmadığının tespit edildiği, çek üzerindeki imzaya ilişkin sahtelik definin mutlak defi olduğu, davalı tarafın iyiniyetli hamil durumunda bulunduğu itirazından faydalanamayacağı, davacının faize ilişkin ıslah talebinin asıl alacağın ferisine ilişkin olduğu,. 6100 sayılı HMK m. 177/II maddesi uyarınca Yargıtay bozma kararından sonra da yapılabileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile 20.000,00 TL'nin 26/12/2007 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, sahtelik iddiasına dayanan çek nedeniyle ödenen bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir. Davacı tarafça, dava dilekçesi ile yasal faiz talep edilmiş, davacı vekilince ıslahla reeskont faizi talep edilmesi üzerine mahkemece, davacının faize ilişkin ıslah talebinin asıl alacağın ferisine ilişkin olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 177/2 maddesi uyarınca Yargıtay bozma ilamından sonra da ıslah yapılabileceği gerekçesi ile reeskont faizine hükmedilmiştir.
Ancak davacı dava dilekçesinde yasal faiz talep etmek suretiyle tercih hakkını kullanmış olup, yenilik doğurucu nitelikteki bu hakkın kullanılarak tüketilmesinden sonra artık ıslah dilekçesiyle faizin cinsinin değiştirilerek reeskont faizi talep edilmesi mümkün olmadığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 13/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Vekili Üye Üye Üye Üye
E. Sabri BAYDAR Dr. A. ASLAN M. CEBECİ Dr. O. SEKMEN M. ÖZDEMİR
AYNI YÖNDE KARAR:
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/6597
Karar No : 2024/448
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Zile Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 11.01.2023
SAYISI : 2021/503 Esas, 2023/12 Karar
Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesince görülen tazminat davasında davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı banka nezdinde hesabı bulunduğunu, bu hesabından bilgi ve rızası olmaksızın muhtelif tarihlerde başka hesaplara para aktarıldığını, yine kredi kartı ile harcama yapıldığını, müvekkilinin bu borcu kapatabilmek için kredi kullanmak zorunda kaldığını, bu duruma davalı bankanın gereken özeni göstermemesinin neden olduğunu ileri sürerek şimdilik 1.000,00 TL tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarihlerden itibaren işleyecek faizi ile müvekkilinin kullanmak zorunda kaldığı kredi için ise 100,00 TL'nin kredi kullanma tarihi 16.07.2020 tarihinden itibaren işlemiş faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
2. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile hesabından çekilen para için talebini 14.263,36 TL'ye yükseltmiş ve bu miktar için en yüksek banka mevduat faizi ile davalıdan tahsilini istemiş; kullanılan kredi için ise talebini 3.780,40 TL'ye yükselterek işleyecek faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; haksız davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile davacının toplam 14.263,36 TL ana para alacağının 1.000,00 TL'sinin dava, 13.263,36 TL 'sinin ise haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 19.12.2019 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesi kararı kesin olarak verilmiştir.
IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü 30.11.2023 tarihli dilekçesinde özetle; Mahkemece 14.263,36 TL'ye artırılan bedelin fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile tahsiline, 3.780,40 TL 'ye artırılan bedelin ise kredi çekilme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsiline karar verilmesi istenilmesine rağmen talepten fazla şekilde 3.780,40 TL'ye artırılan bedelin 100 TL'sinin dava tarihinden, 3.680,40 TL 'sinin ise haksız fiilin gerçekleştiği 19.12.2019 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, mutlak ticari iş olarak düzenlenen bankacılık işleminden kaynaklanan davada alacağın avans faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken en yüksek banka mevduat faiziyle tahsiline karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile kararın kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.
2. Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
3. Değerlendirme
1. Davacı vekili dava ve ıslah dilekçesinde, müvekkilinin kullanmak zorunda kaldığı kredi için kredi kullanma tarihi olan 16.07.2020 tarihinden itibaren işlemiş faiz talebinde bulunmakla Mahkemece talep aşımı oluşturacak şekilde haksız fiil tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmamıştır.
2. Yine davacı dava dilekçesinde tazminat talebinin ''işleyecek faizi'' ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş olup faiz türü belirtilmediğinden yasal faiz talebinde bulunduğunun kabulü gerekir. Her ne kadar ıslah dilekçesinde en yüksek banka mevduat faizi ile tahsil talebinde bulunmuş ise de ıslahla faiz türünün değiştirilemeyeceği nazara alınmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru olmamış, kararın bu nedenlerle kanun yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,
18.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Abdullah Yaman Dudu İrem Toros Mehmet Durgun Mehmet Tunç Döndü Deniz Bilir