İSTİNAF AŞAMASINDA BELİRSİZ ALACAK DAVASI AÇISINDAN TALEP ARTIRIM DİLEKÇESİ VERİLEBİLİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


22 Nis
2020

Yazdır


T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO    : 2017/940 Esas
KARAR NO    : 2018/358 Karar

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

İ S T İ N A F   K A R A R I


DAVANIN KONUSU                   : Maddi Tazminat (Haksız Rekabete Dayanan)
YEREL MAHKEME KARARI     : Davanın Reddi.
YEREL MAHKEME KARARI 
TEBLİĞ TARİHİ                          : Davacı vekili - 12/04/2017
                                                      Davalı vekili - 12/04/2017
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ       : 14/04/2017
İSTİNAF YOLUNA BAŞVURAN : Davacı vekili 
KARAR TARİHİ                           : 13/03/2018
KARARIN YAZIM TARİHİ           : 14/03/2018

İlk Derece Mahkemesinin dava dosyası istinaf yasa yolu incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.

Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, davalı Engin B.'ın müvekkili şirketin bünyesinde makina mühendisi olarak bir süre çalıştığını, yapılan işin ve davalının pozisyonu gereği müvekkiline ait üretim bilgilerine ve yazılımsal modellere davalının erişebildiğini, ancak iş yerinden ayrılırken uzun yıllar boyunca birikim ve çalışma sonucunda oluşturulmuş bu üretim bilgilerini ve modelleri davalının kendisine ait bilgisayara aktardığını ve bilahare kendi açmış olduğu işyerinde aynı bilgileri hiçbir zahmete, araştırma-geliştirme faaliyetine girmeden üretip satmaya başladığını, ayrıca müvekkilinin müşteri portföyünü hedef aldığı için de gelirde önemli bir düşüş meydana geldiğini, tüm bu hususlar için Denizli (kapatılan) 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1.0 D.iş sayılı dosyası üzerinden davalının üretim yaptığı ofiste yapılan tespitte saptandığını, müvekkiline ait üretim model dosyalarının davalının işyerindeki bilgisayardan çıktığını, davalı taraf delil tespiti sırasında da söz konusu üretim modellerine ait dosyaları işyerinden ayrılırken kendisine ait bilgisayara yüklendiğini ve işyeri açtıktan sonra bu modellerden yararlandığını ikrar ettiğini, müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararın tespit edilmesinin şu an için mümkün bulunmadığı, ancak yapılacak incelemeler neticesinde hesap edilebileceğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ve belirsiz alacak olarak 1.000,00 TL zararın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. 
 

DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davalı vekili, Müvekkilinin davacı firmada makine mühendisi olarak 2004 yılında işe başladığını, ayrılmadan önce son iki yılında fabrika müdürü olarak görev yaptığını, çalıştığı süre içinde ürün tasarımlarının teknik resimlerinin çizilmesi, yurt içi ve yurt dışı satışların yapılması, yurt dışı satışlarında gümrük evraklarının hazırlanması, üretim kademelerinin bilgisayar programlarına işlenmesi, ham madde ve yarı mamül siparişlerin verilmesi görevini yaptığını, işyerinden ayrılmadan önce maaşına zam yapılması talebinin kabul edilmemesi üzerine ayrılmadan üç ay önce bu istemini bildirdiğini, ayrıca işyerinde meydana gelen ölümlü iş kazasını da müvekkilini psikolojik olarak etkilediğini, söz konusu dava konusu çizimlerin sadece müvekkilinin yaptığını ve kendisinden başka da bu çizimleri yapabilen kimsenin bulunmadığını, bu nedenle söz konusu çizimlerin bilgisayarında bulunmasının gayet doğal olduğunu, söz konusu çizimlerin davacı firmaya değil müvekkiline ait olduğunu, kaldı ki söz konusu çizimlerin çok karmaşık veya patentli çizimler olmadığını, herhangi bir teknik elemanın ürünü gördüğünde kalıbını çizebileceğini ve bu ürünlerin birçok firma tarafından üretildiğini, müvekkilinin yaklaşık 128 adet farklı ürün ürettiğini, davacı ile ürün şekli kalıp, hammadde tedariki ile müşteri portföyü tarafından farklılıklar bulunduğunu, benzer mahiyette ürünler olabileceğini ancak bunlarında tüm dünyada kullanılan standart ölçülerde üretilenler olduğunu, üretilen ürünlerin aynı mahiyette olmadığını bilirkişi incelemesi ile tespit edilebileceğini, yine müvekkilinin pazar payının yaklaşık % 75'ini yurt dışı pazarı oluşturduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. 

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalının uzun yıllar davacı işyerinde makina mühendisi ve üretimden sorumlu kişi olarak çalışmış olduğu, davaya ve haksız rekabete konu ürün çizimlerinin davalı tarafından yapılmış olduğu, her zaman için söz konusu çizimlerin davalı tarafından tekrar çizilebileceği, kaldı ki söz konusu çizimlerin aynı iş kolunda çalışan birçok firma tarafından kullanıldığı, her iki tarafın üretmiş olduğu ürünlerin benzer mahiyette olduğu ancak davalının müşteri portföyünün daha çok yurt dışı firmalarının oluşturduğu, yurt içinde satış yapılan müşterilerden elde edilen hasılatın ise davacının satış hasılatında çok küçük bir miktara tekabül ettiği, bu durumda davacı şirketin brüt satış karındaki düşüklüğün sebebinin davalının ticari faaliyetinden kaynaklanmadığı takdir ve kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir. 

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. 

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; tespit dosyası varken tanık beyanlarına itibar edildiğini, davacıya ait tasarımların davalının haksız olarak elde ettiğinin çok açık bir şekilde belli olduğunu, davacının yıllara dayanan birikim ve emeği ile elde ettiği tasarım ve üretimlerin hiç bir katkı ve emek harcanmadan davalı tarafından elde edilmesinin haksız rekabet olduğu, davacı şirketin zararının rakamsal anlamda çok net bir şekilde belirlenmesinin gerekli olmadığı istinaf sebepleri olarak belirtilmiştir. 

UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR : Davalının haksız rekabet oluşturacak eyleminin olup olmadığı, haksız rekabet oluşturuyor ise davacının maddi zararının olup olmadığı, var ise miktarının ne olduğu uyuşmazlık konularıdır. 

DELİLLER         :

1- Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, 

2- Denizli 3. İş Mahkemesinin 2014/4.6 Esas sayılı dosyası, 

3- Denizli 2. Asliye ticaret Mahkemesinin 2014/1.0 D. İş sayılı dosyası,

4- Tarafların ticari defter ve belgeleri, 

5- Bilirkişi raporu, 

6- Tanık beyanları, 

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : 

Dava ''Haksız Rekabete Dayanan Maddi Tazminat'' talebine ilişkindir. 

Davacı taraf, davalının davacı şirketin bünyesinde makina mühendisi olarak bir süre çalıştığını, yapılan işin ve davalının pozisyonu gereği davacı şirkete ait üretim bilgilerine ve yazılımsal modellere davalının erişebildiğini, ancak iş yerinden ayrılırken uzun yıllar boyunca birikim ve çalışma sonucunda oluşturulmuş bu üretim bilgilerini ve modelleri davalının kendisine ait bilgisayara aktardığını ve bilahare kendi açmış olduğu işyerinde aynı bilgileri hiçbir zahmete, araştırma-geliştirme faaliyetine girmeden üretip satmaya başladığını, bundan dolayı davacının maddi zarara uğradığını ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı taraf ise davalının davacı firmada makine mühendisi olarak 2004 yılında işe başladığını, ayrılmadan önce son iki yılında fabrika müdürü olarak görev yaptığını, çalıştığı süre içinde ürün tasarımlarının teknik resimlerinin çizilmesi, yurt içi ve yurt dışı satışların yapılması, yurt dışı satışlarında gümrük evraklarının hazırlanması, üretim kademelerinin bilgisayar programlarına işlenmesi, ham madde ve yarı mamül siparişlerin verilmesi görevini yaptığını, dava konusu çizimlerin sadece davalının yaptığını ve kendisinden başka da bu çizimleri yapabilen kimsenin bulunmadığını, bu nedenle söz konusu çizimlerin bilgisayarında bulunmasının gayet doğal olduğunu, söz konusu çizimlerin davacı firmaya değil müvekkiline ait olduğunu, kaldı ki söz konusu çizimlerin çok karmaşık veya patentli çizimler olmadığını, herhangi bir teknik elemanın ürünü gördüğünde kalıbını çizebileceğini ve bu ürünlerin birçok firma tarafından üretildiğini, davalının yaklaşık 128 adet farklı ürün ürettiğini, davacı ile ürün şekli kalıp, hammadde tedariki ile müşteri portföyü tarafından farklılıklar bulunduğunu, benzer mahiyette ürünler olabileceğini ancak bunlarında tüm dünyada kullanılan standart ölçülerde üretilenler olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. 

Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dairemizce istinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmış, bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve bilirkişi raporuna karşı taraf vekillerinin beyan ve itirazları alınmıştır. 

Tüm dosya kapsamından, davalının davacı şirkette uzun bir süre makine mühendisi olarak çalıştığı, son iki yılda da fabrika müdürü olarak görev yaptığı, dosya içerisinde bulunan ve taraflar arasında görülen Denizli 3. İş Mahkemesinin 2014/4.6 Esas sayılı dosyasında dinlenen her iki taraf tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere; üretimi yapılan ekipmanların tasarımlarının davacı şirket temsilcisi Abdullah Ç. tarafından yapıldığı, çizimlerin ise davalı Engin B. tarafından yapıldığı, dolayısıyla davalının ürünlerin tasarım ve çizimlerini tek başına yaptığı şeklindeki savunmasının doğru olmadığı, davalının davacı şirkette yaptığı bu iş karşılığı ücret aldığı ve bu işlemleri davacı şirket adına yaptığı, çalıştığı süre zarfında yapılan üretim bilgi ve modellerini bilgisayarına yüklediği ve işten ayrılırken yanında götürdüğü, bu durumun dosya içerisinde mevcut Denizli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1.0 D. İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğu ayrıca bu durumun davalının da kabulünde olduğu, her ne kadar mahkemece alınan 03/03/2016 havale tarihli bilirkişi heyeti raporunda davacı ve davalının ürettiği ürünlerin dünyadaki başka firmalar tarafından aynısının hatta daha gelişmiş ürünlerini ürettiklerini, bu ürünlerin TÜİK verilerine göre teknoloji düzeyinin düşük orta olduğu, davalının davacı firmada kazandığı yedi yıllık tecrübe ile bunları teknik resimleri elinde olmasa dahi günde sekiz saat harcayarak yaklaşık bir iki ay çalışma karşılığı tekrar bu ürünlerin teknik resimlerini oluşturabileceği belirtilmiş ise de; davacı şirketten ayrıldıktan sonra üretimi yapılan ürünlerin teknik resimlerinin hazırlanması için hiç bir emek ve çaba sarfetmeden, her hangi bir katkı sağlamadan, yeni bir iş yeri açarak davacıya ait tasarım ve üretimlerini direk kullanarak üretim ve akabinde satış yapması eyleminin 6102 sayılı TTK'nın 54 ve 55/1-c maddesi gereğince haksız rekabet oluşturduğu kanaatine varılmıştır. 

Dairemizce alınan ek bilirkişi raporuna göre; her ne kadar davalının davacı ile aynı olan ve yurtiçinde üretip sattığı ürünlerden dolayı 14.843,48 TL kar elde ettiği belirtilmiş ise de, bilirkişi heyetince bu hesaplama yapılırken dava tarihi olan 15/09/2014 tarihinden sonraki dönemi kapsayan 17/11/2014 tarih, 841734 fatura no ve 1.040,00 TL, 26/11/2014 tarih, 841741 fatura no ve 1.040,00 TL ve 19/12/2014 tarih, 841749 fatura no ve 1.400,00 TL olmak üzere toplam 3.480,00 TL satış tutarının da eklendiği, bu satış tutarının düşümü sonucu, davalının dönem içi hasılatın 2.052.932,80 TL, dönem kar/zararın 354.983,38 TL ve elde ettiği hasılatın 81.531,46 TL olduğu, davalının net karının ise (2.052.932,80 TL/ 354.983,38 TL * 81.531,46 TL) = 14.098,03 TL olduğu anlaşılmıştır.

Her ne kadar 6100 sayılı HMK'nın 357/1 maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinde davanın ıslahının istenemeyeceği belirtilmiş ise de; davanın 6100 sayılı HMK'nın 107 maddesi gereğince belirsiz alacak davası olarak açılması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesinde 6100 sayılı HMK'nın 107/2 maddesi gereğince talep arttırma dilekçesinin sunulabileceği, bunun 6100 sayılı HMK 176. ve devamı maddeleri kapsamında ıslah dilekçesi olarak değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla davacı vekilinin ek bilirkişi raporu alındıktan sonra Dairemize sunduğu 08/03/2018 tarihli dilekçesi 6100 sayılı HMK'nın 107/2 maddesi gereğince talep arttırma dilekçesi olarak kabul edilmiştir. 

Her ne kadar davacı vekili, davacının maddi zararı olarak 85.011,00 TL talep etmiş ise de; bilirkişi raporunda belirtilen rakamın davalının davacı ile ürettiği aynı ürünlerden dolayı toplam hasılat miktarı olduğu, 6102 sayılı TTK'nın 56/1-d madesinin son cümlesi gereğince maddi zararın ise ancak davalının haksız rekabet sonucunda elde ettiği menfaat karşılığı olarak davalının elde ettiği net kar kadar olabileceğinin anlaşıldığı, davacının yukarıda paragrafta hesaplanan maddi tazminat miktarının 14.098,03 TL olduğu, mahkemece bu kısım yönünden davanın kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. 

Mahkemece kararda hata edilmiş olması yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan kabulüne, 6100 Sayılı HMK.nun 353/1-b-2 maddesi gereğince Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 06/10/2016 tarih ve 2014/1202 Esas, 2016/722 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, 14.098,03 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 15/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. 

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 

1- Davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,

2- 6100 Sayılı HMK.nun 353/1-b-2 maddesi gereğince Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 06/10/2016 tarih ve 2014/1202 Esas, 2016/722 Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,

a) Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,

b) 14.098,03 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 15/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 

c) Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 

d) 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 963,05 TL nisbi karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 1.459,89 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 496,84 TL peşin harcın davacıya İADESİNE,

e) 6100 sayılı HMK'nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 25,20 TL başvurma harcı ve 963,05 TL peşin harç olmak üzere toplam 988,25 TL harç nedeniyle yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,

f) 6100 sayılı HMK'nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 41,50 TL tedbir talebi harcı, 3,80 TL vekalet harcı, 206,30 TL keşif harcı ve 3,753,90 davetiye, posta, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere 4.005,50 TL toplam yargılama giderinden kabul ve red oranı gözetilerek hesaplanan 664,12 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,

g) Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. gereğince kabül edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,

h) Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. gereğince red edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 8.150,43 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,

İstinaf incelemesi yönünden;

3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince davacıdan tahsil edilen 31,40 TL maktu istinaf karar harcının davacıya İADESİNE,

4- 6100 sayılı HMK'nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 878,00 TL posta, tebligat ve ek bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 963,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,

5- Davacı kendisini istinafta vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. gereğince 2.180,00 TL maktu istinaf vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı VERİLMESİNE,

6- 6100 Sayılı HMK'nun 333. maddesi uyarınca peşin alınan ve kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince iadesine, 

Dair, davacı vekili Av. K.D. ile davalı vekili Av. P.G.'nin yüzlerine karşı, Dairemizce yapılan istinaf duruşması sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK.nun 362/1-a- maddesi gereğince kabul edilen miktarın karar tarihindeki dava değerinin 47.530,00 TL nin altında olması nedeniyle kesin olarak, red edilen miktarın 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-2 bendi gereğince aynı kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.13/03/2018

 

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi

ESAS NO             : 2018/1989
KARAR NO          : 2019/3491

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ       : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
TARİHİ                 : 13/03/2018
NUMARASI         : 2017/940 - 2018/358
DAVACI               : Ç.T PLASTİK LASTİK TEKSTİL KONFEKSİYON SANAYİ VE TİC.LTD. ŞTİ.
VEKİLİ                : AV. N.C.
DAVALI               : E.B.
VEKİLİ                : AV. P.G.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Denizli Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 06/10/2016 tarih ve 2014/1202 E. - 2016/722 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 13/03/2018 tarih ve 2017/940-2018/358 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Süha Akın Yener tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davalı Engin B.'ın müvekkili şirketin bünyesinde makina mühendisi olarak bir süre çalıştığını, yapılan işin ve davalının pozisyonu gereği müvekkiline ait üretim bilgilerine ve yazılımsal modellere davalının erişebildiğini, ancak iş yerinden ayrılırken uzun yıllar boyunca birikim ve çalışma sonucunda oluşturulmuş bu üretim bilgilerini ve modelleri davalının kendisine ait bilgisayara aktardığını ve bilahare kendi açmış olduğu iş yerinde aynı bilgileri hiçbir zahmete, araştırma ve geliştirme faaliyetine girmeden üretip satmaya başladığını, davalının ayrıca müvekkilinin müşteri portföyünü hedef aldığı için davacının gelirinde önemli bir düşüş meydana geldiğini, tüm bu hususların Denizli (kapatılan) 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1.0 D.iş sayılı dosyası üzerinden davalının üretim yaptığı ofiste yapılan tespitte saptandığını, müvekkiline ait üretim model dosyalarının davalının iş yerindeki bilgisayardan çıktığını, davalı taraf delil tespiti sırasında da söz konusu üretim modellerine ait dosyaları iş yerinden ayrılırken kendisine ait bilgisayara yüklendiğini ve iş yeri açtıktan sonra bu modellerden yararlandığını ikrar ettiğini, müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararın tespit edilmesinin şu an için mümkün bulunmadığı, ancak yapılacak incelemeler neticesinde hesap edilebileceğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla ve belirsiz alacak olarak 1.000,00 TL zararın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkilinin davacı firmada makine mühendisi olarak 2004 yılında işe başladığını, ayrılmadan önce son iki yılında fabrika müdürü olarak görev yaptığını, çalıştığı süre içinde ürün tasarımlarının teknik resimlerinin çizilmesi, yurt içi ve yurt dışı satışların yapılması, yurt dışı satışlarında gümrük evraklarının hazırlanması, üretim kademelerinin bilgisayar programlarına işlenmesi, ham madde ve yarı mamül siparişlerin verilmesi görevini yaptığını, dava konusu çizimlerin sadece müvekkilinin yaptığını ve kendisinden başka da bu çizimleri yapabilen kimsenin bulunmadığını, bu nedenle söz konusu çizimlerin bilgisayarında bulunmasının gayet doğal olduğunu, söz konusu çizimlerin davacı firmaya değil müvekkiline ait olduğunu, kaldı ki söz konusu çizimlerin çok karmaşık veya patentli çizimler olmadığını, herhangi bir teknik elemanın ürünü gördüğünde kalıbını çizebileceğini ve bu ürünlerin birçok firma tarafından üretildiğini, müvekkilinin yaklaşık 128 adet farklı ürün ürettiğini, davacının ürün şekli, kalıp, hammadde tedariki ile müşteri portföyü arasında farklılıklar bulunduğunu, benzer mahiyette ürünler olabileceğini ancak bunlarında tüm dünyada kullanılan standart ölçülerde üretilenler olduğunu, tarafların ürettiği ürünlerin aynı mahiyette olmadığını, bu durumun bilirkişi incelemesi ile tespit edilebileceğini, yine müvekkilinin pazar payının yaklaşık % 75'ini yurt dışı pazarı oluşturduğunu, yurt içi pazarında toplam cironun % 2 sinin davacının müşterisi ile çakışabileceğini, davacının amacının müvekkilinin gelecekte önünü kesmek ve müvekkilinin portföyüne ulaşmak olduğunu, davacının zarar ettiği iddiasının asılsız olduğunu, çünkü kendisinin çalıştığı dönemde 29 işçisi varken halen 45 işçisinin bulunduğunu, zarar eden bir iş yerinin işçi sayısının artmasının beyanların asılsız olduğunu gösterdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının uzun yıllar davacı iş yerinde makina mühendisi ve üretimden sorumlu kişi olarak çalışmış olduğu, davaya ve haksız rekabete konu ürün çizimlerinin davalı tarafından yapılmış olduğu, her zaman için söz konusu çizimlerin davalı tarafından tekrar çizilebileceği, kaldı ki söz konusu çizimlerin aynı iş kolunda çalışan birçok firma tarafından kullanıldığı, her iki tarafın üretmiş olduğu ürünlerin benzer mahiyette olduğu ancak davalının müşteri portföyünün daha çok yurt dışı firmalarının oluşturduğu, yurt içinde satış yapılan müşterilerden elde edilen hasılatın ise davacının satış hasılatında çok küçük bir miktara tekabül ettiği, bu durumda davacı şirketin brüt satış karındaki düşüklüğün sebebinin davalının ticari faaliyetinden kaynaklanmadığı takdir ve kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir. 

Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

Antalya Bölge Adliye Mahkemesince alınan ek bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının davacı şirkette uzun bir süre makine mühendisi olarak çalıştığı, taraflar arasında görülen Denizli 3. İş Mahkemesinin 2014/4.6 Esas sayılı dosyasında dinlenen tanık beyanlarına göre üretimi yapılan ekipmanların tasarımlarının davacı şirket temsilcisi Abdullah Ç. tarafından çizimlerin ise davalı Engin B. tarafından yapıldığı, davalının ürünlerin tasarım ve çizimlerini tek başına yaptığı şeklindeki savunmasının doğru olmadığı, davalının davacı şirkette yaptığı bu iş karşılığı ücret aldığı ve bu işlemleri davacı şirket adına yaptığı, çalıştığı süre zarfında yapılan üretim bilgi ve modellerini bilgisayarına yüklediği ve işten ayrılırken yanında götürdüğü, davalının davacı şirketten ayrıldıktan sonra üretimi yapılan ürünlerin teknik resimlerinin hazırlanması için hiç bir emek ve çaba sarf etmeden her hangi bir katkı sağlamadan, yeni bir iş yeri açarak davacıya ait tasarım ve üretimlerini direk kullanarak üretim ve akabinde satış yapması eyleminin 6102 sayılı TTK'nın 54 ve 55/1-c maddesi gereğince haksız rekabet oluşturduğu, davalının dönem içi hasılatın 2.052.932,80 TL, dönem kar/zararın 354.983,38 TL ve elde ettiği hasılatın 81.531,46 TL olduğu, davalının net karının ise 14.098,03 TL olduğu, 6100 sayılı HMK'nın 357/1 maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinde davanın ıslahının istenemeyeceği belirtilmiş olmasına rağmen davanın 6100 sayılı HMK'nın 107 maddesi gereğince belirsiz alacak davası olarak açılması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesinde 6100 sayılı HMK'nın 107/2 maddesi gereğince talep arttırma dilekçesinin sunulabileceği, dolayısıyla davacı vekilinin sunduğu 08/03/2018 tarihli dilekçesinin 6100 sayılı HMK'nın 107/2 maddesi gereğince talep arttırma dilekçesi olarak kabul edilebileceği gerekçesi ile davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan kabulüne, Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 06/10/2016 tarih ve 2014/1202 Esas, 2016/722 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabul kısmen reddine, 14.098,03 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 15/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. 

Karar, davacı ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- HMK'nın 6763 sayılı Kanunun 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi hükmüne göre, Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Bu miktar, HMK'nın Ek 1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm tarihi itibarile 41.530 TL'dir. Davada davalı aleyhine hükmedilen tazminat tutarı 14.098,03 TL olup yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır. HMK'nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı kanunun 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yolda karar verilebileceğinden, davacı vekilinin kesin olan karara yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

2- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle davalının Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükme yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE, (2) no.lu açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 07/05/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Vekili       Üye                     Üye                   Üye               Üye
A. A.DOĞAN       E. S. BAYDAR     Dr. A. ASLAN   M. CEBECİ   Ş. KAZDAL

İÇTİHAT YORUMU : "İstinaf yargılamasında vakıa incelemesi yapılabileceği, ilk derece mahkemesinde usulüne uygun olarak gösterildiği halde incelenmeden reddedilen deliller ile mücbir sebeple daha önce gösterilmesine olanak bulunmayan delillere istinafta dayanılabileceği, tanıkların yeniden dinlenebileceği, bilirkişiden yeni veya ek rapor alınabileceği dikkate alındığında, hâkimin, davacıya, talebini belirlemesi için süre vermesi gerekir. Daha önce de ifade edildiği gibi, belirsiz alacak davasında, davacı talep sonucunu yargılama sırasında belirlemektedir, yoksa değiştirip, genişletmemektedir. Bu nedenle, hâkimin davacıya tekrar süre vermesi, istinaf yargılamasında davacının, talep sonucunu değiştirdigi veya genişlettiği anlamına gelmeyeceği için, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 357. maddesinin birinci fıkrasına da aykırılık teşkil etmeyecektir." (SİMİL, Cemil, Belirsiz Alacak Davası, İstanbul, 2013, s. 290, 291)