İSTİNAF SEBEBİNİN GÖSTERİLMEDİĞİ BAŞVURUDA YAPILAN KAMU DÜZENİNE AYKIRILIK İNCELEMESİ ESASTAN BİR İNCELEME OLUP NİSPİ HARÇ ALINMALIDIR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


15 Tem
2022

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2022/11-86
KARAR NO   : 2022/355

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ               :
 Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
TARİHİ                         : 22/09/2021
NUMARASI                 : 2021/964 - 2021/1480
DAVACI                       : K.F. vekili Av. T.B.
DAVALI                       : M.G. vekili Av. E.B.

1. Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen istinaf başvurusunun usulden reddine dair karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı taraf arasında geçmişe dayanan ticari dostluk bulunduğunu, davalı tarafın genel olarak her dönem hatır çeki olarak tabir edilen ve herhangi bir mal ve hizmet karşılığı olmayan çekleri müvekkilinden alıp sorunsuz şekilde müvekkiline ödemelerini yaptığını, ancak davalı tarafın davaya konu yedi adet çeki ödemediğini, davacının hatır çeklerini davalı tarafa teslim ettiği esnada bu hususun imzalı ve kaşeli olarak tutanağa bağlandığını ileri sürerek, müvekkilinin davaya konu çek sebebiyle davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine, muhatabı QNB Finansbank olan 15.04.2018 ödeme tarihli, 100.000 TL bedelli ve 0.292.7 seri numaralı çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı davaya cevap vermemiştir.

İlk Derece Mahkemesi Kararı:

6. Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.12.2018 tarihli ve 2018/158 E., 2018/1092 K. sayılı kararı ile; davacının çeklerin verilmesine esas teşkil eden alt ilişkiyi 15.10.2017 tarihli yazılı delil ile ispat etmiş olduğu, çekin verilmesine sebep olan sözleşme gereğince dava konusu edilen çekten dolayı davacının bir borcunun olmadığı gerekçesiyle menfi tespit talebinin kabulüne, çekin iptali talebi bakımından ise hasımsız olarak ileri sürülmesi gerektiği, ancak dava konusu çekin ciro yolu ile  A. Deri Ltd. Şti.'ye verilmiş olduğu gerekçesiyle bu talebin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:

7. Davalı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

8. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 17.09.2019 tarihli ve 2019/641 E., 2019/798 K. sayılı kararı ile; davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde sadece yerel mahkeme tarafından verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek kaldırılmasını talep ettiği, başkaca somut istinaf başvuru gerekçelerinin gösterilmediği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi uyarınca istinafa konu kararda re’sen gözetilmesi gereken kamu düzenine aykırılık teşkil eden bir hâlin de mevcut olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin 6100 sayılı HMK'nın 352-(1)-d) maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

9. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

10. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 09.02.2021 tarihli ve 2020/2840 E., 2021/1017 K. sayılı kararı ile; “… 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi’nce nispi karar harcı alınması gerekirken maktu karar harcı alınması doğru görülmemiştir,…” gerekçesiyle (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddedilmiş, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi hüküm kısmının 2. bendi oy çokluğuyla bozulmuş, dosyanın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Direnme Kararı:

11. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 22.09.2021 tarihli ve 2021/964 E., 2021/1480 K. sayılı kararı ile; önceki karar gerekçesi yanında, Özel Dairenin istinaf incelemesi sonunda verdiği usulden ret kararı davanın esası hakkında verilen kararlardan olmayıp, bu karar 1 sayılı Tarifenin III-1-a maddesinde ifade edilen "esas hakkında" karar niteliğinde olmadığından maktu karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

12. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.     

II. UYUŞMAZLIK

13. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun usulden reddine karar verildiği gözetildiğinde Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilecek istinaf ret harcının maktu harç mı, yoksa nispi harç mı olması gerektiği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

14. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 36. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddiada bulunma ve savunma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Anayasa ile teminat altına alınan bu hak şekli yargılama yapılması yanında adil ve doğru bir yargılamayı da gerektirmektedir. Kanun yolları da adil yargılamanın teminatlarından biridir.

15. Olağan kanun yollarından biri olan istinaf hukuk yargılamasının öncelikli amacı, kesinleşmemiş ilk derece mahkemesi kararlarını hem maddi hem de hukukî yönden yeniden denetleyerek gözden geçirmektir. Bu kanun yolu ile yargı kararlarına güven duyulması ve hata yapılma ihtimalinin azaltılması amaçlanmaktadır. Bu özellikleri karşısında hem erteleyici hem de aktarıcı bir etkiye sahip olduğu söylenebilir.

16. Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereği istinaf başvurusu dilekçe ile yapılmakta olup dilekçede hangi unsurların bulunması gerektiği Kanun’un ''İstinaf dilekçesi" kenar başlıklı 342. maddesinde;

“…(2) İstinaf dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:

a) Başvuran ile karşı tarafın davadaki sıfatları, adı, soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası ve adresleri.

b) Varsa kanuni temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri.

c) Kararın hangi mahkemeden verilmiş olduğu ve tarihi ile sayısı.

ç) Kararın başvurana tebliğ edildiği tarih.

d) Kararın özeti.

e) Başvuru sebepleri ve gerekçesi.

f) Talep sonucu.

g) Başvuranın veya varsa kanuni temsilci yahut vekilinin imzası.

(3) İstinaf dilekçesi, başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması durumunda diğer hususlar bulunmasa bile reddolunmayıp, 355 inci madde çerçevesinde gerekli inceleme yapılır” şeklinde düzenlenmiştir.

17. İstinaf dilekçesinde başvuranın kimliği, imzası, başvurulan kararın belli olduğu kayıtların yer alması durumunda diğer eksikliklerde Kanun’un 355. maddesi gereği gerekli inceleme yapılmalıdır. Örneğin, dilekçesinde ad, soyadı ve Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını yazarak sadece “aleyhime verilen kararı istinaf ediyorum” yazılı olsa da bu dilekçenin reddedilmeyip istinaf incelemesi kamu düzenine aykırılık yönünden incelenmelidir. Zira istinaf başvuru yolunu kullanan taraf dilekçesinde herhangi bir sebebe dayanmamıştır.

18. İstinaf sebepleriyle; ilk derece mahkemesi kararının ve buna dayanak yargılamanın neden hatalı veya eksik olduğunun ileri sürüldüğü iddialar kastedilmektedir. Taraflar ilk derece mahkemesinin yargılamayı etkileyen tüm hatalı işlemlerini hüküm sonucuna etkili olması ve istinaf başvurusunda bulunan taraf aleyhine olması koşulları ile istinaf sebebi yapabilir.

19. İstinaf dilekçesinde genel olarak kanuna ve hukuka aykırılıktan söz edilmesi yeterli olmayıp maddi hukuk kurallarına aykırılık hâllerinin somut olarak gösterilmesi gerekir. Ancak hangi hukuk kuralının yanlış uygulandığının ayrıntılı olarak gösterilmesine gerek bulunmamaktadır. Zira, hâkim hukuku re’sen uygulamak zorundadır.

20. Ayrıca, istinaf sebepleri dilekçede somutlaştırılmalıdır. Başvuru dilekçesinin tümü bir bütün olarak değerlendirildiğinde istinaf sebepleri anlaşılabiliyorsa bu durumda somutlaştırmanın yapıldığı kabul edilmelidir. Öte yandan bazı konularda daha önce verilen dilekçelere atıf yapılarak istinaf sebepleri gösterilebilirse de; bütünüyle ilk derece yargılamasında sunulan dilekçelere atıf yapılarak istinaf sebeplerini gösterilmesi mümkün değildir.

21. İstinaf sebeplerinin sadece şekli koşulu yerine getirmek amacıyla genel ifadeler kullanılarak ileri sürülmesi de yeterli değildir. İstinafa başvuran ilk derece yargılaması ve kararı ile ilgili somut hataları da belirtmelidir. Örneğin delil değerlendirmesinin hatalı olduğunu ileri süren taraf istinaf dilekçesinde bunun gerekçesini de ortaya koymalıdır.

22. İstinafa başvuran taraf, dilekçesinde istinaf sebeplerini ve talep sonucunu eksiksiz belirttiği taktirde de dilekçede belirtilen sebepler ve talep istinaf incelemesinin çerçevesini oluşturmakla istinaf mahkemesi kural olarak bu talep ve sebeplerle sınırlı inceleme yapabilmektedir. Ancak her durumda kamu düzenine aykırı hususlar istinaf mahkemesince re’sen dikkate alınmaktadır.    

23. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesinde "İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir'' düzenlemesi mevcuttur.

24. Bu yasal düzenlemelere göre mahkeme; istinaf incelemesi yapmakla görevli olup olmadığı, ilk derece mahkemesi kararının kesin olup olmadığı, istinafa başvurunun süresinde yapılıp yapılmadığı, başvuru şartlarının yerine getirilip getirilmediğini, başvuru sebepleri ve gerekçelerinin gösterilip gösterilmediği hususlarında ön inceleme yapar. Bunlardan biri hakkında yaptığı inceleme sonucunda karar vermesi gerekirse bu durumda bunlar hakkında dosya üzerinden öncelikle karar verir. Eksiklik olmadığını tespit ettiği takdirde esastan incelemeye geçebilmektedir.

25. Usul kurallarına aykırılık durumunda ise kanun koyucu bazı usul hatalarını mutlak istinaf sebebi; bazı usul hatalarını da nispi istinaf sebebi olarak belirlemiştir.

26. Usul kurallarına aykırı mutlak istinaf sebepleri; mahkemeye ilişkin temel kurallar ile taraflara veya dava konusuna ilişkin usul kurallarının ihlâl edilmesi ve adil yargılanma hakkını ihlâl eden usul hatalarının bulunması iken; nispi istinaf sebepleri ise bu belirtilen sebepler dışında kalan ve mahkemenin yanlış veya hatalı karar vermesine neden olan tüm usul hatalarıdır.

27. Usul hukukuna ilişkin nispi istinaf sebepleri ve mahkemece vakıa tespitinin hatalı yapılarak yanlış sonuca varılması durumları kural olarak istinaf dilekçesinde ileri sürülmesi hâlinde incelenebilecektir. Hâkim tarafların talepleri ile bağlı olup taraflarca ileri sürülmeyen vakıaları dikkate alamaz.

28. Buna karşılık maddi hukuk kurallarına aykırılık ve usul hukukuna ilişkin mutlak istinaf sebepleri istinaf dilekçesinde ileri sürülmese de mahkemece re’sen incelenebilmektedir. Re’sen inceleme noktasında HMK’nın “kamu düzenine aykırılık” ölçütü getirmiştir. Özellikle kamu düzeninin gerektirdiği hâller dışında istinaf dilekçesinde ileri sürülmeyen bir husus Bölge Adliye Mahkemesince inceleme konusu yapılamamaktadır.

29. Bir kuralın kamu düzeni ile ilgisi, ülkenin sosyal, ekonomik, kültürel ve tarihsel gerçeklerine göre belirlenmektedir. Diğer bir anlatımla, sözü edilen gerçekler kuralın vazgeçilmezliğini; toplumsal yararını ve hukuk düzeninin korunmasına yönelik amacını ortaya koyuyorsa, kuralın kamu düzeni ile ilgisi olduğu kabul edilmelidir. Bilimsel içtihatlarda kamu düzeninin zamana ve mekâna göre değişiklik gösterdiği kabul edilmekte devletlerin vazgeçemeyeceği temel ilkelerde kamu düzenine ilişkin olarak değerlendirme yapıldığı anlaşılmaktadır. Kamu düzenine ilişkin hükümler, toplumun veya genel bir grubun menfaatlerini sağlamaya ve korumaya yönelik kurallar olmakla bu kuralların temelinde kamu yararının, genel ahlak ve adabın ve zayıfların korunması düşüncesi bulunmaktadır. Örneğin, iş hukukundaki hizmet tespit davaları kamu düzenine ilişkin davalar olup re’sen araştırma kuralına tabidir. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.03.2021 tarihli ve 2020/9-6 E., 2021/342 K. sayılı kararında da değinilmiştir.

30. Diğer yandan 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 2. maddesinde; Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olacağı, Yargı Harçlarına İlişkin (1) sayılı Tarife’nin “III-Karar ve ilam harcı” başlıklı 1/a maddesinde; konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi hâlinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nispi harç alınacağı, 1/e maddesinde de "Yukarıdaki nispetler Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Yargıtay'ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları için de aynen uygulanır" şeklinde düzenlenmiştir.

31. Somut uyuşmazlıkta, nispi değere tabi bulunan davada, davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhinde davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilince istinaf dilekçesinde istinaf sebepleri gösterilmediğinden istinaf başvurusunun usulden reddine, maktu karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

32. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesinde; Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı, ancak bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu re’sen gözeteceği belirtilmiştir.

33. Bölge Adliye Mahkemesinin kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığına dair yaptığı inceleme HMK’nın 353. maddesi gereğince esasa ilişkin inceleme olduğundan, HMK’nın 352/1-d maddesi gereğince verilecek ret kararı da usulden değil esastan ret kararıdır.

34. Sonuç itibariyle; eldeki davada verilen ret kararı esasa ilişkin olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesince hüküm altına alınması gereken karar ve ilam harcının Yargı Harçlarına İlişkin (1) sayılı Tarife’nin “III-Karar ve ilam harcı” başlıklı bendinin 1/e maddesine göre nispi karar ve ilam harcı olması gerekir.

35. O hâlde; Bölge Adliye Mahkemesince istinaf sebeplerinin davalı tarafça gösterilmediğinden bahisle davanın usulden reddine dair verilen kararda maktu karar ve ilam harcına hükmedilerek direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

36. Hâl böyle olunca, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda açıklanan genişletilmiş gerekçe ve nedenlerle bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir.

IV. SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle;

Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda açıklanan genişletilmiş gerekçe ve nedenlerden dolayı BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

Dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 22.03.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.