İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA İŞLEMİŞ FAİZE İLİŞKİN HARCI YATMIŞ BİR DAVA VE TALEP YOKSA TALEP AŞILAMAZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


05 Ara
2017

Yazdır

T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2017/1485
KARAR NO    : 2017/3317

Y A R G I T A Y   İ L A M I

Mahkemesi          : Kuşadası 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarihi                    : 06/05/2016
Numarası             : 2014/358 - 2016/285
Davacı                  : 2... Motorlu Taşıtlar Tic. ve San. A.Ş. Vek. Av. N.Ö.
Davalı                   : Ö.İ. Oto Kiralama Tur. Ltd. Şti. Vek. Av. A.Ş.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

- K A R A R -

Dava, araç tamirinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın iptâli ve icra inkâr tazminatına karar verilmesi istemiyle açılmış, mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne, asıl alacağın % 20'si oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı vekilince temyiz olunmuştur.

1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre ve özellikle gerekçeli karar başlığında dava tarihinin "16/06/2014" yazılmasının maddi hataya dayalı olup, yerel mahkemece "27/05/2011" olarak düzeltileceğinin; dava sırasında ödenmiş bulunan 634,22 TL'nin icra müdürlüğünce infaz aşamasında nazara alınacağının tabii bulunmasına göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

2- Dava, İcra İflas Yasası'nın 67. maddesine dayanılarak açılan itirazın iptâli istemine ilişkindir. İcra İflas Yasası'nın 67/II. maddesi uyarınca itirazın iptâli davasının kabulüne karar verilmesi halinde davacı alacaklı yararına icra inkâr giderimine hükmedilmesi için alacaklının yaptığı icra takibine davalı borçlunun haksız olarak itiraz etmesi gerekmektedir.

Dava konusu somut olayda davacı yüklenici, iş bedelinden bakiye alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlattığı ilâmsız icra takibine davalı iş sahibi borçlunun haksız itiraz ettiğinden bahisle itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr gideriminin tahsili talebinde bulunmuştur. Yapılan yargılama sürecinde icra takip dosyası getirilmiş, tarafların göstermiş oldukları kanıtlar toplanıp, bilirkişiden raporlar alınmış, alacak-borç durumu yargılama sonucu alınan bilirkişi raporlarına göre belirlenmiştir.

Bu durumda dava, konusu itibariyle yargılamayı gerektirir özellik arzetmektedir. Takibe konu edilen alacak likid değildir. Davacı yüklenicinin bakiye alacağının varlığı bilirkişi incelemesi sonucunda saptandığı gibi, bozmadan önceki kararda icra inkar tazminatına karar verilmemiş, mahkemece uyulan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 22.01.2014 günlü, 2013/16393 Esas 2014/739 Karar sayılı bozma ilâmında davacının icra inkâr tazminatı ile ilgili temyiz itirazı "sair red" kapsamında değerlendirilmiş, böylece davalı iş sahibi yararına kazanılmış hak oluşmuştur. Davacı yararına %20 icra inkâr giderimi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yönünde hüküm kurulması doğru olmamıştır.

3- Davacı yüklenici davasında sadece asıl alacak yönünden itirazın iptâlini isteyerek işlemiş faize yönelik talepte bulunmamıştır. 6100 sayılı HMK'da taleple bağlılık ilkesi düzenlenmiş olup; 26. maddeye göre hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır. Bu emredici bir hüküm olduğundan mahkemece kendiğinden dikkate alınması gerekir. Mahkemece davacının, işlemiş faizle ilgili usulüne uygun harcı yatırılan bir davası ve talebi olmadığı halde, talep aşılarak işlemiş faizi de kapsayacak mahiyette davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.

Anılan nedenlerle kararın bozulması gerekir ise de; yapılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.

SONUÇ : Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine; 2. ve 3. bent uyarınca davalının diğer temyiz itirazlarının kabulü ile kararın hüküm kısmının 1. bendinin 2. satırında yer alan "...davalının yapmış olduğu itirazın İPTALİNE," cümlesinin karardan çıkarılmasına, yerine "davalının asıl alacak 11.329,77 TL yönünden itirazının İPTALİNE," cümlesinin yazılmasına; kararın 2. bendinde yazılı "İİK 67/2. maddesi uyarınca davalının alacak miktarının (11.329,77) %20'si oranında (2.265,95 TL) icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine" cümlesinin hükümden çıkarılarak yerine "icra inkâr giderimi isteminin reddine" cümlesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu hali ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 05.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan              Üye               Üye                      Üye                Üye
M. ÖZTÜRK      N. ŞATIR       A. ALBAYRAK      E. MİRİCİ       Z. GÖZÜTOK

 

AYNI YÖNDE KARAR:

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI

ESAS NO       : 2021/1527
KARAR NO    : 2021/6389

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ              : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ

TARİHİ                        : 06/11/2020
NUMARASI                : 2019/605 - 2020/841
DAVACI                      : O.L. VEK. AV. E.A.
DAVALILAR               : 1- A.Ç., 2- Ç. OTELCİLİK TURİZM YATIRIMLARI İNŞ. SAN. VE TİC. A.Ş. VEK. AV. A.S.
İLK DERECE
MAHKEMESİ             : ALANYA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

TARİHİ                       : 30/01/2019
NUMARASI               : 2016/303 - 2019/50

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen asıl ve birleşen itirazın iptali davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y   K A R A R I

Davacı asıl ve birleşen davada; 663 ada 9 parsel, 25 numaralı bağımsız bölümü satın almak için davalı şirketin yetkilisi ve temsilcisi sıfatıyla hareket eden davalı Aydın ile anlaşarak 17/07/2014 tarihinde satış sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme uyarınca, davaya konu taşınmazın 01/10/2014 tarihinde bitirileceğinin taahhüt edildiğini, sözleşme bedeli olan 250.000 Euro'nun 230.000 Euro'sunun ödendiğini, ancak taşınmazın sözleşmede belirtilen sürede tarafına devredilmediğini, belediye ile sorun olduğu gerekçesiyle davalılar tarafından oyalandığını, taşınmazın teslim tarihi ileri bir tarihe atılmak suretiyle davalı şirket ile 09/03/2015 ve 18/09/2015 tarihli ek sözleşmelerin imzalandığını, tapuda yapılan incelemede sözleşmeye konu taşınmazın 15/09/2014 tarihinde üçüncü kişiye satılmış olduğunun tespit edildiğini, imzalanan sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunu, yapılan ödemelerin iadesi amacıyla davalılar aleyhinde Alanya 1. İcra Dairesi'nin 2016/1.97 ve 2016/1.98 esas sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız itirazları üzerine takiplerin durduğunu belirterek faize ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla asıl ve birleşen davada itirazın iptaline karar verilmesi ile, davalıların %20' den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmelerini istemiştir.

Davalılar; davalı Aydın'ın şirketi temsilen hareket ettiğini, sözleşme kapsamında sorumluluğu olmadığını; noterde imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesi çerçevesinde, davacı ile alacağın temliki mahiyetinde sözleşmenin imzalandığını, sözleşmenin geçerli olduğundan davacının bakiye satım bedelini ödemek zorunda olduğunu, şirkete yapılan ödeme olmadığını, ödeme belgelerindeki imzaya itiraz ettiklerini ileri sürerek davanın reddini dilemişlerdir.

İlk derece mahkemesince; 18/09/2015 tarihli ek anlaşmada bakiye kısmın 20.000 Euro olduğunun yazıldığı, taraflar arasında imzalanan sözleşme ve ek sözleşme içeriklerinin davacının sunduğu ödeme belgelerini destekler nitelikte olduğu, davalının sözleşme gereklerini yerine getirmemesi nedeniyle davacının ödemiş olduğu bedelleri Türk Borçlar Kanunu 77 vd. maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebileceği gerekçesiyle asıl davada; davanın kabulüne, davalının Alanya 1. İcra Dairesinin 2016/1.97 sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davada; davalının Alanya 1. İcra Dairesinin 2016/1.98 esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından istinaf edilmiştir.

Bölge adliye mahkemesince; davalı Aydın'ın yapılan sözleşme ve ödemelerin gelişimi dikkate alındığında davalı şirket ile birlikte hareket ettiğine dair davacıda güven uyandırmış olması nedeniyle yapılan ödemelerden davalı şirket ile birlikte sorumlu olması gerektiği, ceza dosyasında da, davacı tarafından davalı şirkete ödeme yapıldığının kabul edildiği gerekçesiyle davalıların asıl dava ve birleşen dava yönünden istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalılarca temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesi hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.

Somut olayda; icra dosyaları ile asıl ve birleşen dava dosyalarının incelenmesinde; Alanya 1. İcra Dairesi'nin 2016/1.97 esas sayılı dosyasında, 230.000 Euro asıl alacak, 22.867,95 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplamda 252.867,95 Euro; birleşen davanın konusunu oluşturan Alanya 1. İcra Dairesi'nin 2016/1.98 Esas sayılı dosyasında, 6.000 Euro asıl alacak, 590,88 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplamda 6.590,88 Euro talep edildiği; açılan asıl ve birleşen itirazın iptali davasında, faize ve fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak asıl davanın 230.000 Euro, birleşen davanın ise 6.000 Euro asıl alacak üzerinden açıldığı, dava dilekçelerinde de harca esas değerin asıl alacak miktarı üzerinden gösterildiği, davalarda işlemiş faizin talep edilmediği, davacının işlemiş faiz yönünden ıslah talebinde de bulunmadığı anlaşılmıştır.

O halde; mahkemece, taleple bağlılık kuralı gereğince davacı tarafça asıl davada talep edilen 230.000 Euro, birleşen davada 6.000 Euro asıl alacak üzerinden taleple sınırlı olarak itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak dava dilekçelerinde saklı tutulan ve harçlandırılmayan faiz tutarı bakımından da hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, iş bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.

SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 10/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan           Üye                   Üye              Üye            Üye
M. DUMAN      H. ÖZDEMİR    H. KANIK     E. ATEŞ     İ. KARA