İTİRAZIN KALDIRILMASI AŞAMASINDA İLK KEZ İLERİ SÜRÜLEN TEMİNAT SENEDİ İDDİASI KURAL OLARAK İCRA MAHKEMESİNCE İNCELENEMEZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


10 Ara
2021

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2017/12-1157
KARAR NO   : 2021/1049

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
Serik İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                                 : 29/02/2016
NUMARASI                         : 2016/9 - 2016/71
DAVACI-ALACAKLI            : M.K. vekili Av. S.U.
DAVALILAR-BORÇLULAR : 1- A.Ş. 2- R.Ö. vekilleri Av. T.T.K.

1. Taraflar arasındaki "itirazın kaldırılması" isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Serik İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen istemin kısmen kabulüne ilişkin karar borçlular vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir.

2. Direnme kararı borçlular vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. İNCELEME SÜRECİ

Alacaklı İstemi:

4. Alacaklı vekili istem dilekçesinde; bonoya dayalı olarak başlattıkları genel haciz yolu ile icra takibinin borçluların itirazı üzerine durduğunu, borçluların borca itiraz ettiklerini ancak takibe konu bonodaki imzaya açıkça itiraz etmediklerini, borçluların takibe konu bononun zamanaşımına uğradığı, ödendiği, teminat senedi olduğu, borcun itfa veya imha edildiği veya ertelendiği gibi senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldırıcı bir beyan da ileri sürmediklerini, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 63. maddesinin “İtiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında, itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez” hükmünü içerdiğini, Özel Dairenin içtihatlarına göre borçluların itiraz dilekçelerinde takibe dayanak senetteki imzalara açıkça itiraz etmediklerinden dayanak belgenin İİK’nın 68/1. maddesinde yer alan imzası ikrar edilmiş belgelerden kabul edileceğini, borçluların faize ve faiz oranına itiraz ettiklerini ancak takibe dayanak bono 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 688. maddesinde öngörülen unsurları taşıdığından kambiyo senedi vasfında olduğunu, bu hâli ile İİK’nın 68/1. maddesinde yer alan "mücerret borç ikrarını içeren" belge niteliğinde olduğunu, takip dayanağı senet kambiyo vasfında olduğundan 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un “Temerrüt faizi” başlıklı 2. maddesinin 2. fıkrasına göre avans faizi oranlarının uygulanması gerektiğini, borcun hâlen ödenmediğini, borçluların itirazlarında haksız ve kötüniyetli olduklarını ileri sürerek borçluların itirazlarının kaldırılmasına, İİK’nın 68/7. maddesi gereğince kötüniyet tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini talep etmiştir.

Borçlu Cevabı:

5. Borçlular vekili cevap dilekçesinde; itirazın kaldırılmasının altı aylık süre içerisinde istenmediğini, takibe dayanak senedin kambiyo vasfında olmadığını, vade tarihinin senet metninde yazı ile yazılması gerektiğini ancak senette yazı ile yazılmış bir tarih yer almadığını, adi senet niteliğindeki belgeye dayanılarak itirazın kaldırılmasının istenemeyeceğini, alacaklının takip konusu senedi müvekkillerinden Ramazan Ö.’in sahibi olduğu S. İnşaat firması ile üçüncü kişi olan E.O. isimli bir şahıs arasında müteahhitlik anlaşmasının yapılmasına aracılık etmenin karşılığı teminat olarak aldığını, alacaklı ile müvekkili arasında düzenlenen bir protokol ile “E.O. tarafından inşaata ödeme yapılmaması ve anlaşmanın bozulması halinde” takibe konu senedin geçersiz olacağının kararlaştırıldığını, diğer müvekkili Abdullah Ş.’in de protokolde kefil sıfatıyla yer aldığını, alacaklının aracılık ettiği sözü edilen inşaat anlaşmasının ifa edilmediğini ve üçüncü kişi tarafından feshedildiğini, dolayısıyla takibe konu senedin bedelsiz kaldığını, adi nitelikteki teminat senedi nedeniyle müvekkillerinin alacaklıya borcunun bulunmadığını, istemin reddi gerektiğini savunarak %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

Mahkeme Kararı:

6. Serik İcra (Hukuk) Mahkemesinin 08.09.2014 tarihli ve 2014/25 E., 2014/197 K. sayılı kararı ile; borçluların takibe dayanak senedin altındaki imzaya ayrıca ve açıkça itiraz etmedikleri, bu hâli ile takibe dayanak senet imzası ikrar edilmiş belge niteliğinde olduğundan itirazın kaldırılmasına ilişkin talebin kabulünün gerektiği, borçluların işlemiş faize de itirazı bulunduğundan bilirkişiye faiz hesabı yaptırıldığı, bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hükme esas alınabilecek nitelikte bulunduğu gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulü ile Serik 1. İcra Dairesinin 2013/12.6 E. sayılı dosyasındaki borçluların itirazlarının kaldırılmasına, işlemiş faizin 10.228,60 TL olarak kabulü ile takibin devamına karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlular vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Yargıtay 12. Hukuk Dairesince 04.11.2015 tarihli ve 2015/14412 E., 2015/26692 K. sayılı kararı ile;

“… Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak genel haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 7 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçluların yasal sürede icra dairesine verdikleri dilekçe ile borcun tamamına itirazlarının yanı sıra, işletilen faize, faiz oranına ve diğer tüm fer'ilerine itiraz ettikleri, alacaklının, borçluların itirazının kaldırılması amacıyla icra mahkemesine başvurduğu, borçluların, alacaklının itirazın kaldırılması dilekçesine karşı cevaplarında; takibe dayanak senedin teminat olarak verildiğini, alacaklı ile aralarında mukavele bulunduğunu ve mukavelede senedin yer aldığını ileri sürdükleri, mahkemece borçluların itirazlarının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

HGK'nun 14.3.2001 tarih ve 12-233/257 sayılı ve yine 20.6.2001 tarih ve 12-496/534 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere; dayanak belgenin teminat senedi olduğu iddiası, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Yazılı belge sunulduğu takdirde, İİK'nun 169/a maddesi uyarınca, belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunludur.

Somut olayda borçluların, 30/12/2014 tarihli cevap dilekçelerinde; takip dayanağı senedin teminat olarak alındığını ileri sürerek, cevap dilekçesi ekinde “mukavele” başlıklı 27/12/2011 tarihli belge ibraz ettikleri, ancak mahkemece bu belge yönünden bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı görülmektedir.

Mahkemece, borçluların borca itiraz kapsamında sundukları yukarıda anılan belgenin, alacaklıya gösterilip diyecekleri tesbit edildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9. Serik İcra (Hukuk) Mahkemesinin 29.02.2016 tarihli ve 2016/9 E., 2016/71 K. sayılı kararı ile; İİK’nın 63. maddesinde itiraz eden borçlunun, itirazın kaldırılması duruşmasında alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında, itiraz sebeplerini değiştiremeyeceğinin ve genişletemeyeceğinin düzenlendiği, somut olayda davalıların (borçluların) icra dosyasındaki itirazlarında senedin teminat senedi olduğuna ilişkin herhangi bir beyanları bulunmadığı, senedin teminat senedi olduğu senet metninden de anlaşılamadığına göre İİK'nın 63. maddesi gereğince itirazın kaldırılması duruşmasında borçluların itiraz sebebini genişleterek ileri sürdüğü teminat senedine ilişkin iddiaların değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı süresi içinde borçlular vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; borçluların itirazın kaldırılması aşamasında ileri sürdükleri teminat senedi iddiasının incelenip incelenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

12. İcra ve İflas Kanunu’nun 62. maddesinin 1. fıkrasına göre genel haciz yolu ile ilamsız takibe itiraz etmek isteyen borçlu itirazını ödeme emri tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirir. Borçlunun yedi gün içinde itiraz etmesi ile aynı Kanunun 66. maddesinin 1. fıkrasına göre takip kendiliğinden durur.

13. Borçlunun, borçlu olmadığını veya (alacağın müeccel olduğu, şarta bağlı olduğu gibi bir nedenle) alacaklının takip yapma yetkisi bulunmadığını icra dairesine bildirmesine, ödeme emrine itiraz denir (İİK m. 62-66) (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s. 222).

14. İtiraz sebepleri, ileri sürülüş şekli bakımından imzaya itiraz ve borca itiraz olarak ikiye ayrılır. Borçlu takibin dayandığı adi senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığı (imzaya itirazını) itirazını ayrıca ve açıkça bildirmek zorundadır. Borçlu, itirazında imzaya itiraz ettiğini ayrıca ve açıkça bildirmezse (o icra takibi yönünden) adi senet altındaki imzayı kabul etmiş sayılır (İİK m. 60/3, 62/5). İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken, borca itiraz sebeplerini ayrıca ve açıkça bildirmek zorunda değildir. Borçlunun hiç bir sebep göstermeden, yalnız "itiraz ediyorum" şeklinde yaptığı itiraz da geçerlidir ve böyle bir itiraz borca itirazdır. Başka bir deyimle, itiraz sebeplerinin bildirilmesi, itiraz için bir geçerlik (muteberlik) şartı değildir (Kuru, s. 224-226).

15. Borca itiraz hâlinde alacaklı, icra mahkemesinden itirazın kesin kaldırılmasını (İİK m. 68) isteyebilir. Borçlu, itirazında bildirmiş olduğu sebeplerle bağlıdır. İİK’nın 63. maddesine göre itiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez.

16. Borçlu, itirazında hiçbir sebep bildirmemişse (meselâ, yalnız itiraz ediyorum demekle yetinmişse), (varsa adi senetteki) imzayı kabul etmiş sayılır (İİK m.62/5); yani, itiraz borca itirazdır. Bu hâlde borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında (icra mahkemesinde, İİK m. 68) ancak, alacaklının dayandığı senet (belge) metninden anlaşılabilen (borca) itiraz sebeplerini ileri sürebilir. İtirazında sebep bildirmemiş olan borçlu, senet metninden anlaşılamayan itiraz sebeplerini icra mahkemesinde ileri süremez; mesela takip konusu senedin teminat (hatır) senedi olduğunu ileri süremez (Kuru, s. 226, 227).

17. Somut olayda; alacaklı tarafından senede dayalı olarak başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takibe karşı borçlular vekilinin itiraz dilekçesinde “…Müvekkillerin alacaklı görünen tarafa hiçbir borcu bulunmamaktadır. Ödeme emri içeriğinde talep edilen borcun tamamına, işletilen faize, faiz oranına ve diğer tüm ferilerine, dayanak belgeye itiraz ediyoruz. Bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere borca itirazımızın kabulü ile takibin durdurulmasına…” şeklinde borca itirazlarını bildirdiği, ancak borca itirazında sebep bildirmediği, alacaklının duran takibin devamını sağlamak için icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını talep ettiği, borçlular vekilinin itirazın kaldırılması aşamasında 30.01.2014 tarihli cevap dilekçesinde “…alacaklı iş bu senedi müvekkillerimden Ramazan Ö.’in sahibi olduğu S. İnşaat firması ile üçüncü kişi olan E.O. isimli bir şahıs arasında müteahhitlik anlaşmasının yapılmasına aracılık etmenin karşılığı teminat olarak alınmıştır…” şeklinde beyanda bulunduğu, takibe dayanak senette teminata ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığı görülmektedir.

18. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.02.2010 tarihli ve 2010/19-67 E., 2010/99 K.; 28.03.2018 tarihli ve 2017/12-1140 E., 2018/563 K.; 11.02.2020 tarihli ve 2017/12-743 E., 2020/129 K. ile 15.09.2020 tarihli ve 2017/12-269 E., 2020/591 K. sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere senedin teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin ya senedin önündeki veya arkasındaki yazılar veya ayrı bir belge ile teminat senedi olduğunun kanıtlanması gerekir.

19. O hâlde borçlular vekili tarafından icra dairesine verilen borca itiraz dilekçesinde senedin teminat senedi olduğu sebebi ileri sürülmediğinden ve senedin teminat senedi olduğu senet metninden anlaşılamadığından, borçluların itirazın kaldırılması aşamasında ileri sürdüğü teminat senedi iddiası icra mahkemesince incelenemez.

20. Hâl böyle olunca; yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı yerel mahkemece verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun olup yerindedir.

21. Ne var ki, işin esasına yönelik temyiz itirazları Özel Dairece incelenmediğinden bu konuda inceleme yapılmak üzere dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Direnme uygun olup borçlular vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliğ işlemlerinin yerine getirilmesine, karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan Yargıtay 12. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun'un 29. maddesi ile eklenen Geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğden itibaren on gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.