KARAR DÜZELTME YOLU KAPALI OLMASINA RAĞMEN İLAMDA AÇIK OLARAK BELİRTİLMESİ İTİRAZ HAKKI VERMEZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


05 Mar
2020

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2019/5-309
KARAR NO   : 2019/880

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                             :
Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : K. Belediye Başkanlığı vekilleri Av. B.D., Av. F.A., Av. T.Y., E.K.
KARŞI TARAF                           : Y.T. ve diğerleri vekilleri Av. H.İ.A.

Taraflar arasındaki “fazla kesilen düzenleme ortaklık payı (DOP) nedeniyle tazminat” davasından dolayı, bozma kararı üzerine direnme yoluyla Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 13.06.2016 tarihli ve 2016/118 E., 2016/191 K. sayılı kararın bozulmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulundan çıkan 06.11.2018 tarihli ve 2017/5-2019 E., 2018/1589 K. sayılı kararın, karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı K. Belediye Başkanlığı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla Hukuk Genel Kurulunca dilekçe, düzeltilmesi istenen karar ve dosyadaki ilgili bütün belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesinin uygulanması sonucu fazla kesilen DOP nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.

Yerel mahkemece görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen direnme kararının davacılar vekilince temyizi üzerine Hukuk Genel Kurulunca oy çokluğu ile bozma kararı verilmiş, verilen bu karara karşı davalı K. Belediye Başkanlığı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce Özel Dairenin, davaya bakma görevinin adli yargıda olduğuna işaret eder nitelikteki bozma kararı üzerine yapılan yargılama sonucunda Yerel Mahkemece idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle direnme kararı verildiği, verilen direnme kararının davacılar vekilinin temyizi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından, dava konusu 620 ada 18 parsel sayılı taşınmazda 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca K. Belediye Başkanlığı tarafından yapılan imar uygulaması sırasında %40 (DOP)’dan daha fazla oranda düzenleme ortaklık payı kesintisi yapıldığı, idarenin bu işlemi sonucu davacıların dava konusu hisse üzerindeki mülkiyetinin sona erdiği, idarenin söz konusu eyleminden kaynaklanan tazminat davalarında adli yargının görevli olduğu ve karar düzeltme yolunun açık olduğu belirtilerek oy çokluğu ile bozulduğu, bozma kararına karşı davalı K. Belediye Başkanlığı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulduğu anlaşılmakla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)’nun 440/III-3 maddesindeki düzenleme ve dilekçenin kapsamı dikkate alınarak, bu talebe karşı karar düzeltme yoluna başvurulup başvurulamayacağı, Hukuk Genel Kurulu kararında karar düzeltme yolunun açık olduğuna yönelik ibarenin maddi hatadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususları ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.

Burada Yargıtayca verilen hangi kararların kesin olduğunun açıklanmasında fayda bulunmaktadır. Şöyle ki,

6217 sayılı Kanun'un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)’nun 440/III. maddesi gereğince: 

3- Usule ilişkin nihai kararlar hakkındaki Yargıtay Kararları için karar düzeltme istenemez;

a) Görevsizlik kararlarının temyizi üzerine verilen Yargıtay Kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilemez (m.440/III-3).

b) Yetkisizlik kararlarının temyizi üzerine verilen Yargıtay Kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilemez (m.440/III-3).

c) Hâkimin reddi hakkındaki merci kararlarının temyizi üzerine verilen Yargıtay Kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilemez (m.440/III-3).

d) Davanın açılmamış sayılması kararlarının (m.193/IV; m.194; m.409/V) temyizi üzerine verilen Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilemez (m.440/III-3).

e) Karşılık davanın açılmamış sayılması kararının temyizi üzerine verilen Yargıtay Kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilemez (m.440/III-3).

f) Başka mahkemelerde açılmış olan davaların birleştirilmesi kararının temyizi üzerine verilen Yargıtay kararına karşı karar düzeltme yoluna gidilemez (m.440/III-3).

g) Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin yargı yeri belirlemesine (merci tayinine) ilişkin kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilemez (m.440/III-3).

Yukarıda yer alan HUMK’nın 440/III-3. maddesinde karar düzeltilmesi yoluna gidilemeyecek Yargıtay kararları açıklanırken işin niteliği itibariyle “merci belirtilmesi kararları” bir tarafa bırakılırsa hep mahalli mahkeme kararı esas tutularak hangi Yargıtay kararları hakkında karar düzeltme yoluna başvurulamayacağı gösterilmiştir.

Başka bir anlatımla Kanunun getirdiği düzenleme yönünden göreve ilişkin karar düzeltme yasağının işleyebilmesi için Yerel Mahkemece görevle ilgili bir karar verilmeli ve bu karar hakkında temyiz incelemesi ile Yargıtay Özel Dairesince de bir karar alınmalıdır.

“Görevle ilgili olarak karar düzeltme isteğine getirilen istisna mahalli mahkemenin görevsizlik kararı vermiş olması hâli içindir. Ancak, mahalli mahkeme esas hakkında karar (hüküm) vermiş ve Yargıtay (temyiz incelemesi sonucunda bu kararı görev yönünden bozmuş ise Yargıtayın bu bozma kararına karşı (m.440.III/1 deki iki istisnadan hiç biri söz konusu değilse) karar düzeltme yoluna başvurulabilir.”

Yukarıda değinilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında 1086 sayılı HUMK’nın 440/III-3. maddesi uyarınca görevsizlik kararlarının temyizi üzerine verilen Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme yolu kapalıdır. Her ne kadar Hukuk Genel Kurulu kararında karar düzeltme yolunun açık olduğu belirtilmiş ise de bu hususun maddi hatadan kaynaklandığı kabul edilmelidir.

Kanunda karar düzeltme yolu kapalı olduğu öngörülen kararlara karşı maddi yanılgı ile bu hakkın verilmesi suretiyle bir taraf lehine oluşan haksız kazanım, bu kez karar düzeltme yolunun kapalı olması nedeniyle karşı taraf lehine oluşan kazanılmış hakkın ihlaline yol açabilecektir. Hemen belirtmek gerekir ki bu durum, hukuk devleti olmayı sağlayan ve belli bir kişiyi hedef almadan, aynı durumda olan herkese uygulanması gereken kurallar koymayı zorunlu kılan "kanunların genelliği" ve Anayasa'nın 10. maddesinde düzenlenen "eşitlik" ilkelerine de aykırılık oluşturacaktır.

Açıklanan nedenle Hukuk Genel Kurulunca verilen bozma kararına karşı karar düzeltme yolunun kapalı olması nedeniyle davalı K. Belediye Başkanlığı vekilinin karar düzeltme istemine ilişkin dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

S O N U Ç : Davalı K. Belediye Başkanlığı vekili tarafından verilen karar düzeltme istemine ilişkin dilekçesinin Hukuk Genel Kurulunca verilen kararın kesin olması nedeniyle REDDİNE, 6217 sayılı Kanun'un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 442/3. ve 4421 sayılı Kanun'un 4/b-1 maddeleri gereğince takdiren 370,00TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, karar düzeltme harcı peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, 17.09.2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

 

AYNI YÖNDE KARAR: 

T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi

ESAS NO      : 2019/2206
KARAR NO   : 2019/6152

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İLK DERECE 
MAHKEMESİ              : Marmaris 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi 
TARİHİ                        : 18.06.2012 - 27.04.2017
NOSU                         : 2012/253 - 2017/233

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Marmaris 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi hükmüne karşı, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun süresinde olmadığından reddine dair ek karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kez Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 15.01.2019 tarihli ve 2017/16525 Esas, 2019/413 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R 

Dava, ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi isteğine ilişkindir.

İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, İlk Derece Mahkemesince başvuru süresinde olmadığından istinaf talebinin reddine dair verilen ek karara karşı da davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince 28.09.2017 tarihinde verilen 2017/2428 Esas-2017/1679 Karar sayılı kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 15.01.2019 tarihli ve 2017/16525 Esas, 2019/413 Karar sayılı ilamı ile kararın onanmasına karar verilmiş, davacı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.

6100 sayılı Kanun'a 6217 sayılı Kanun'la ilave edilen Geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2014 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlanmış, HMK'de Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme yolu düzenlenmemiştir. 

O halde, üç dereceli yargılama sistemine geçiş ile karar düzeltme yolu kaldırıldığından Dairemizin onama ilamı ile Mahkeme kararı şekli anlamda kesinleşmiştir.

Öte yandan, Dairemizin 15.01.2019 tarihli onama kararında, ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ilişkin belirleme maddi hataya müstenit olup taraflara hak da bahşetmez.

SONUÇ : Yukarıda yazılı sebepten ötürü davacı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 19/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan       Üye                     Üye                 Üye              Üye
F. AKÇİN    E. SARICALAR   M. K. ÇETİN   N. MERAL   A. SEZER

 

AYNI YÖNDE KARAR: 

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2022/(6)3-491 
KARAR NO   : 2019/859

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                                    :
 İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
KARAR DÜZELTME İSTEYENLER :
DAVALI                                             : 
C. Lojistik Limited Şirketi vekili Av. Y.Ö.
KARŞI TARAF                                  : 1- F.A. 2- N.A. vekilleri Av. A.İ.

1. Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı, bozma kararı üzerine direnme yoluyla İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 18.02.2014 tarihli ve 2014/45 E., 2014/141 K. sayılı kararın bozulmasına ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.12.2021 tarihli ve 2017/(6)3-1544 E., 2021/1592 K. sayılı kararının, karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, Hukuk Genel Kurulunca dilekçeler, düzeltilmesi istenen karar ve dosyadaki ilgili bütün belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:

2. Dava alacak istemine ilişkindir.

3. Yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen direnme kararının davalı vekili tarafından temyizi üzerine Hukuk Genel Kurulunca oy birliği ile bozma kararı verilmiş, verilen bu karara karşı davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.

4. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce, Hukuk Genel Kurulunca verilen 07.12.2021 tarihli bozma kararında karar düzeltme yolunun açık olduğunun belirtildiği ancak 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na (HMK) eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 440/III-2. maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesince verilen kararlara karşı karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun düzenlediği, dava konusunun da aynı maddede yer alan istisnalardan olmaması karşısında, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından yapılan karar düzeltme isteminin incelenmesinin mümkün olup olmadığı hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.

5. Hemen belirtmek gerekir ki HMK’nın “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan HUMK’nın 440/I maddesi:

“Yargıtay kararlarına karşı tefhim veya tebliğden itibaren 15 gün içinde aşağıdaki sebeplerden dolayı karar düzeltilmesi istenebilir:

1 – (Değişik: 16/7/1981 - 2494/31 md.) Temyiz dilekçesi ve kanuni süresi içinde verilmiş olması şartiyle - karşı tarafın cevap dilekçesinde ileri sürülüp hükme etkisi olan itirazların kısmen veya tamamen cevapsız bırakılmış olması,

2 – Yargıtay kararında birbirine aykırı fıkralar bulunması,

3 – Yargıtay incelemesi sırasında hükmün esasını etkileyen belgelerde bir hile veya sahteliğin ortaya çıkması.

4 – Yargıtay kararının usul ve kanuna aykırı bulunması,” şeklinde düzenlenmiştir.

6. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440/III maddesinde ise hangi kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilemeyeceği düzenlenmiş olup anılan madde:

“Yargıtayın aşağıdaki kararları hakkında karar düzeltmesi yoluna gidilemez

1 – Miktar veya değeri altımilyar liradan az olan davalara ait hükümlerin onanması veya bozulmasına ilişkin kararlar

2 – 8 inci maddede gösterilen davalara ait hükümlerin onanması veya bozulmasına ilişkin kararlar (8 inci maddenin II numaralı fıkrasının 6 nolu bendindeki davalar, bu fıkranın (1) numaralı bendindeki hüküm saklı kalmak koşuluyla; kira sözleşmesine dayanan tahliye ve akdin feshi davaları ile bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalar ve Kat Mülkiyeti Kanunundan doğan davalar hariç),

3 – Görevsizlik, yetkisizlik, hakimin reddi, dava veya karşılık davanın açılmamış sayılması, davaların birleştirilmesi ve merci belirtilmesi kararları,

4 – Hakemlerin verdiği hükümlerin ve bu Kanunun tahkim hükümlerine göre mahkemece verilecek kararların onanmasına veya bozulmasına ilişkin kararlar.” hükmünü içermektedir.

7. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 8. maddesinde ise sulh hukuk mahkemesinin görevine giren dava türleri düzenlenmiş ve:

“Sulh mahkemesi:

I – İflas davalarıyla vakfa ilişkin davalar hariç olmak üzere, mamelek hukukundan doğan değer veya miktarı beşmilyar lirayı geçmeyen davaları,

II – Dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın:

1. İcra ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaları,

2. Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ait davaları,

3. Taşınır ve taşınmaz mallarda yalnız zilyetliğin korunması ile ilgili davaları,

4. (Değişik: 9/1/2003 - 4787/9 md.) Borçlar Kanununun 91, 92 nci maddelerinde mahkeme veya hakime verilen işleri,

5. (Mülga: 9/1/2003-4787/9 md.)

6. Mirascılık belgesi verilmesi hakkındaki isteklerle, bu belgenin değiştirilmesi veya iptali davalarını,

III – Bu ve diğer kanunların sulh mahkemesi veya hakimlerini görevlendirdiği dava ve işleri, görür.” hükmü öngörülmüştür.

8. Anılan yasal düzenlemeler değerlendirildiğinde, mirasçılık belgesi verilmesi hakkındaki isteklerle, bu belgenin değiştirilmesi veya iptali davaları, kira sözleşmesine dayanan tahliye ve akdin feshi davaları ile bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalar ve Kat Mülkiyeti Kanunundan doğan davalar dışında sulh hukuk mahkemesince verilen hükümlerin onanması veya bozulmasına ilişkin kararlara karşı karar düzeltme isteminde bulunulamayacağı anlaşılmaktadır.

9. Somut olayda, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili sulh hukuk mahkemesince verilen direnme kararının Hukuk Genel Kurulu tarafından bozulması kararına karşı karar düzeltme talebinde bulunmuşlardır. Direnme kararına konu dava alacak istemine ilişkin olup, karar İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesince verilmiştir. Yukarıda değinilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında HUMK’nın 440/III-2. maddesi uyarınca İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin alacak davası hakkındaki direnme kararına yönelik Hukuk Genel Kurulunca verilen bozma kararına karşı karar düzeltme yolu kapalıdır. Her ne kadar Hukuk Genel Kurulu kararında karar düzeltme yolunun açık olduğu belirtilmiş ise de bu hususun maddi hatadan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.

10. Kanun’da karar düzeltme yolu kapalı olduğu öngörülen kararlara karşı maddi yanılgı ile bu hakkın verilmesi suretiyle bir taraf lehine oluşan haksız kazanım, bu kez karar düzeltme yolunun kapalı olması nedeniyle karşı taraf lehine oluşan kazanılmış hakkın ihlâline yol açabilecektir. Hemen belirtmek gerekir ki bu durum, hukuk devleti olmayı sağlayan ve belli bir kişiyi hedef almadan, aynı durumda olan herkese uygulanması gereken kurallar koymayı zorunlu kılan “kanunların genelliği” ve Anayasa'nın 10. maddesinde düzenlenen “eşitlik” ilkelerine de aykırılık oluşturacaktır.

11. Hâl böyle olunca; Hukuk Genel Kurulunca verilen bozma kararına karşı karar düzeltme yolunun kapalı olması nedeniyle davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekilinin karar düzeltme dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından verilen karar düzeltme dilekçelerinin Hukuk Genel Kurulunca verilen kararın kesin olması nedeniyle REDDİNE,

İstek hâlinde karar düzeltme harcının yatıranlara geri verilmesine, 08.06.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.