KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU 97. MADDESİ HÜKMÜNDEKİ SİGORTACIYA YAZILI BAŞVURU ŞARTI TAMAMLANABİLİR DAVA ŞARTIDIR.
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2676
KARAR NO : 2021/1901
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 05/12/2019
NUMARASI : 2019/4434 - 2019/610
DAVACI : H.K. vekili Av. M.K.
DAVALI : T. Sigorta AŞ vekili Av. A.E.Ö.
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 14/10/2019
NUMARASI : 2019/7588 - 2019/212
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının kabulü ile başvurunun usulden reddine dair 19/09/2019 tarih ve 2019/İHK-12228 sayılı karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu neticesinde Bölge Adliye Mahkemesince kararda yazılı nedenlerden dolayı istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonu başvurusunda, 24/03/2018 tarihinde davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan aracın tek taraflı kaza yapması neticesinde araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle KATÜ Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 04/01/2019 tarihli raporuna göre davacıda %13 oranında maluliyet oluştuğunu beyanla, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutulması koşulu ile 15.000,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatı ve 304,00 TL rapor bedeli olmak üzere toplam 15.354,00 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir, bedel artırım dilekçesiyle talebini 76.061,00 TL'ye artırmıştır.
Davalı Sigorta Şirketi vekili, davacı tarafça eksik evraklar ile müvekkiline başvurulduğunu, başvurunun bu nedenle davanın reddedilmesi gerektiğini, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'na göre taşımacılık ilişkisi nedeniyle; taşımacılık mali sorumluluk sigortası, mali sorumluluk sigortası ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası arasında sıralı sorumluluk ilişkisinin öngörüldüğünü, başvuranın zararının öncelikle karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısı tarafından karşılanması gerektiğini, rapor ücreti bedelinin talep edilemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce tüm dosya kapsamına göre; başvurunun kabulü ile 76.061,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 354,00 TL rapor ücreti ile birlikte toplam 76.415,00 TL'nin 04/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile başvuru sahibine ödenmesine karar vermiş, davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti'nce, davalı vekilinin itirazın kabulüne, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, başvurunun dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili ve davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi'nce; HMK'nın 352/1-ç maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararının, HMK'nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, buna göre, davanın kabulü ile 76.061,00 TL güç kaybı tazminatının birlikte toplam 76.476,00 TL'nin 04/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu'nun 19.06.2020 tarih, 2019/4-2019/1 sayılı kararı ile 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30. maddesi ile kurulan Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra itiraz üzerine verilen kararlarının temyiz kanun yoluna tabi olduğu kararlaştırıldığından, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi'nin 05.12.2019 tarih, 2019/4434 E.- 2019/610 K. sayılı kararı kaldırılmak ve davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesi de temyiz dilekçesi olarak kabul edilmek suretiyle, İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesi gerekmiştir.
2- Davalı Sigorta Şirketi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; İtiraz Hakem Heyetince Uyuşmazlık Hakem Heyeti Kararının kaldırılması ile başvurunun usulden reddine karar verilmiş olduğundan davalı vekilinin işbu kararı temyiz etmekte hukuki yararı bulunmadığından davalı vekilinin temyiz isteminin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
3- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Sözkonusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak KATÜ Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 04.01.2019 tarihli raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti % 13 olarak belirlenmiştir. Anılan bu raporun tanziminde 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere göre belirleme yapıldığı görülmekte olup, raporun kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmeliğe uygun olduğu açıktır.
İtiraz Hakem Heyeti tarafından; davacının davalıya başvuru sırasında sunduğu maluliyet raporunun usule uygun düzenlenmediği ve KTK'nın 97. maddesi ile ZMSS Genel Şartları gereği gerekli olan tüm belgeler ile başvuru yapılmadığı, tahkime başvurulmadan önce usulüne uygun yapılmış başvuru bulunmasının dava şartı olduğu ve tamamlanabilir dava şartı olmadığı gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. Bu nitelikleri gereği de eksiklik bulunması halinde tamamlanabilir olup olmadıklarına göre ve 6100 sayılı HMK'nın 114 ile 115. maddelerindeki düzenlemeler kapsamında ele alınmaları gerekir. Davanın esasına girilmesine engel olacak nitelikteki dava şartı eksiğinin giderilmesinin her zaman mümkün olduğu durumlarda, HMK'nın 115/2. maddesi gereği eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilip sonucuna göre karar verilmelidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 97. maddesi ile zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, bu başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmesi halinin dahi HMK'nın 115/2. maddesi gereği tamamlanabilir dava şartı olduğu Dairemiz'in yerleşik uygulamaları ile kabul edilmektedir. Bu başvurunun yapıldığı; ancak, eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda ise, usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksikliğin her halükarda tamamlanabileceği açıktır.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacı tarafından başvuruda ibraz edilen 04.01.2019 tarihli maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere uygun biçimde düzenlendiği gözetilmek suretiyle inceleme yapılması, davalı vekilinin anılan yöne ilişkin itirazlarının reddi ile sair itiraz nedenlerinin incelenmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi'nin 05.12.2019 tarih, 2019/4434 E. - 2019/610 K. sayılı ilamının KALDIRILMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; dosyanın, hakem dosyasının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 27/05/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A.Ş.Sertkaya N.Taş K.Özerdoğan S.Küçük Ö.F.Aydıner
KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU 97. MADDESİ HÜKMÜNDEKİ SİGORTACIYA YAZILI BAŞVURU ŞARTI TAMAMLANABİLİR DAVA ŞARTIDIR.
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2676
KARAR NO : 2021/1901
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 05/12/2019
NUMARASI : 2019/4434 - 2019/610
DAVACI : H.K. vekili Av. M.K.
DAVALI : T. Sigorta AŞ vekili Av. A.E.Ö.
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 14/10/2019
NUMARASI : 2019/7588 - 2019/212
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının kabulü ile başvurunun usulden reddine dair 19/09/2019 tarih ve 2019/İHK-12228 sayılı karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu neticesinde Bölge Adliye Mahkemesince kararda yazılı nedenlerden dolayı istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonu başvurusunda, 24/03/2018 tarihinde davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan aracın tek taraflı kaza yapması neticesinde araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle KATÜ Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 04/01/2019 tarihli raporuna göre davacıda %13 oranında maluliyet oluştuğunu beyanla, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutulması koşulu ile 15.000,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatı ve 304,00 TL rapor bedeli olmak üzere toplam 15.354,00 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir, bedel artırım dilekçesiyle talebini 76.061,00 TL'ye artırmıştır.
Davalı Sigorta Şirketi vekili, davacı tarafça eksik evraklar ile müvekkiline başvurulduğunu, başvurunun bu nedenle davanın reddedilmesi gerektiğini, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'na göre taşımacılık ilişkisi nedeniyle; taşımacılık mali sorumluluk sigortası, mali sorumluluk sigortası ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası arasında sıralı sorumluluk ilişkisinin öngörüldüğünü, başvuranın zararının öncelikle karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısı tarafından karşılanması gerektiğini, rapor ücreti bedelinin talep edilemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce tüm dosya kapsamına göre; başvurunun kabulü ile 76.061,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 354,00 TL rapor ücreti ile birlikte toplam 76.415,00 TL'nin 04/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile başvuru sahibine ödenmesine karar vermiş, davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti'nce, davalı vekilinin itirazın kabulüne, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, başvurunun dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili ve davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi'nce; HMK'nın 352/1-ç maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararının, HMK'nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, buna göre, davanın kabulü ile 76.061,00 TL güç kaybı tazminatının birlikte toplam 76.476,00 TL'nin 04/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu'nun 19.06.2020 tarih, 2019/4-2019/1 sayılı kararı ile 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30. maddesi ile kurulan Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra itiraz üzerine verilen kararlarının temyiz kanun yoluna tabi olduğu kararlaştırıldığından, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi'nin 05.12.2019 tarih, 2019/4434 E.- 2019/610 K. sayılı kararı kaldırılmak ve davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesi de temyiz dilekçesi olarak kabul edilmek suretiyle, İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesi gerekmiştir.
2- Davalı Sigorta Şirketi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; İtiraz Hakem Heyetince Uyuşmazlık Hakem Heyeti Kararının kaldırılması ile başvurunun usulden reddine karar verilmiş olduğundan davalı vekilinin işbu kararı temyiz etmekte hukuki yararı bulunmadığından davalı vekilinin temyiz isteminin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
3- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Sözkonusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak KATÜ Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 04.01.2019 tarihli raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti % 13 olarak belirlenmiştir. Anılan bu raporun tanziminde 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere göre belirleme yapıldığı görülmekte olup, raporun kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmeliğe uygun olduğu açıktır.
İtiraz Hakem Heyeti tarafından; davacının davalıya başvuru sırasında sunduğu maluliyet raporunun usule uygun düzenlenmediği ve KTK'nın 97. maddesi ile ZMSS Genel Şartları gereği gerekli olan tüm belgeler ile başvuru yapılmadığı, tahkime başvurulmadan önce usulüne uygun yapılmış başvuru bulunmasının dava şartı olduğu ve tamamlanabilir dava şartı olmadığı gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. Bu nitelikleri gereği de eksiklik bulunması halinde tamamlanabilir olup olmadıklarına göre ve 6100 sayılı HMK'nın 114 ile 115. maddelerindeki düzenlemeler kapsamında ele alınmaları gerekir. Davanın esasına girilmesine engel olacak nitelikteki dava şartı eksiğinin giderilmesinin her zaman mümkün olduğu durumlarda, HMK'nın 115/2. maddesi gereği eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilip sonucuna göre karar verilmelidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 97. maddesi ile zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, bu başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmesi halinin dahi HMK'nın 115/2. maddesi gereği tamamlanabilir dava şartı olduğu Dairemiz'in yerleşik uygulamaları ile kabul edilmektedir. Bu başvurunun yapıldığı; ancak, eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda ise, usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksikliğin her halükarda tamamlanabileceği açıktır.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacı tarafından başvuruda ibraz edilen 04.01.2019 tarihli maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere uygun biçimde düzenlendiği gözetilmek suretiyle inceleme yapılması, davalı vekilinin anılan yöne ilişkin itirazlarının reddi ile sair itiraz nedenlerinin incelenmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi'nin 05.12.2019 tarih, 2019/4434 E. - 2019/610 K. sayılı ilamının KALDIRILMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; dosyanın, hakem dosyasının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 27/05/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A.Ş.Sertkaya N.Taş K.Özerdoğan S.Küçük Ö.F.Aydıner