KARŞI TARAFIN ZARAR VE ZİYAN TALEBİ YOKSA MASRAF YATIRILMADI DİYE ISLAH TALEBİ REDDEDİLEMEZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


08 Mar
2020

Yazdır

T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2019/2780
KARAR NO    : 2019/5072

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ              :
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
TARİHİ                        : 29/03/2019
NUMARASI                 : 2018/241 - 2019/434
DAVACI                       : A.A. ve Ark.
DAVALI                       : E. Sitesi Yönetim Kurulu Başkanlığı

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava dilekçesinde, site yöneticiliğinin 17/03/2015 tarihli yönetim kurulu toplantısında oto park yerlerinin daire sahiplerine belirlenmesinin noter huzurunda kura çekilerek yapılması şeklinde karar alındığını, 26/07/2015 tarihinde kura çekildiğini, yerlerin belirlendiğini, Kat Mülkiyeti Kanunu ve diğer mevzuatlarda ortak kullanım yerlerinin kişilere tahsis edilmesi hususunda bir düzenleme olmadığını, çekilen kura sonucu araçların park yerlerinin evlerine uzak kaldığı, evlerinin önünün genellikle boş ve müsait olmasına rağmen uzak yerlere park edildiğini bu durumun sıkıntılara yol açtığını bu nedenlerle davanın kabulüne, site yöneticiliğinin kararının iptaline, karar verilmesini talep etmiş; 23/03/2017 havale tarihli dilekçesi ile otopark bölmesinin hukuka aykırı olduğunun tespiti ile sitenin otoparkına ilişkin eski hale getirme davası olarak telep ve davasını ıslah etmiştir.

Mahkemece davanın kabulü ile, E. Konutları-Sitesinde otopark özgülemesine ilişkin kararın hukuka aykırı olması nedeniyle ortak yer olan otopark alanının eski hale getirilmesine karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 2018/241 - 2019/434 E.K. sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Bu karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Dava müdahalenin men'i istemine ilişkindir.

Islah, taraflardan birinin yapmış olduğu usul işleminin tamamen veya kısmen düzeltilmesine denir (HUMK mad.83, HMK mad.176) (Prof.Dr.Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, B.6.C.IV, İstanbul 2001,s 3965). Islah müessesesi, dava değiştirme, başka deyişle iddia ve müdafaanın değiştirilmesi veya genişletilmesi yasağını bertaraf eden bir imkandır. Zira bu suretle, aslında yasal itiraz ile karşılaşılabilecek olan herhangi bir taraf muamelesi, ıslah kurumu yardımı ile artık bu itirazı davet etmeksizin yapabilmektedir. (Prof.Dr.Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuk, C.I.II.B,5, İstanbul 1992 s.534.)

Islahın amacı, yargılama sürecinde, şekil ve süreye aykırılık sebebiyle ortaya çıkabilecek maddi hak kayıplarını ortadan kaldırmak olduğundan, hak ve alacağı bu sürecin dışında, ortadan kaldırmış olan işlemlerin, yani maddi hukuk işlemlerinin ıslah yoluyla düzeltilebilmesi, elbetteki mümkün değildir. Bir başka deyişle, maddi hakkı sona erdiren maddi hukuk işlemleri, ıslahla düzeltilemez. Feragat, kabul, sulh gibi işlemler, velev ki dava içinde yapılsın, asıl hakkı ortadan kaldırdıklarından, usul işlemi olduğu kadar (davayı etkilediği için usul işlemidir) maddi hukuk işlemi mahiyeti taşımaktadır ve bu sebeple, bu işlemlerin de ıslah yoluyla düzeltilmesi imkansızdır. Çünkü ıslah, yargılama hukukunun şekle ve süreye bağlılığından kaynaklanan zımni hak kayıplarının telafisi için öngörülmüş bir müessesedir. Açık bir irade beyanı ile terk edilen haklar, maddi gerçeğin şekle feda edilmesi gibi bir sonuç doğurmadığı için, ıslahın konusu olamaz.

Islahın sonuçlarına gelince; ıslah, taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işlemini tamamen veya kısmen düzeltmesine denir (HUMK mad.83, HMK mad.176). Islah tahkikata tabi davalarda tahkikat bitinceye kadar ve tahkikata tabi olmayan davalarda ise, yargılamanın bitimine kadar yapılabilir (HUMK mad.84, HMK mad.177). Yargıtayın 04.02.1948 gün 10/3 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararına göre hükmün Yargıtayca bozulması üzerine, hüküm mahkemesinde yeni tahkikat sırasında ıslah yapılması mümkün değildir. HUMK’un 85. maddesi (HMK mad.177/2) gereğince ıslah muayyen celsede diğer taraf hazır olduğu halde yapılabileceği gibi, diğer tarafa tebliğ edilmek şartıyla dilekçe ile de yapılabilir. Islah tek taraflı bir irade beyanı ile olup, ıslahın geçerliliği için karşı tarafın ve mahkemenin kabulüne gerek yoktur. Ancak, ıslah eden taraf bu tarihe kadar olan yargılama giderleriyle karşı taraf için mahkemenin takdir edeceği zarar ve ziyanı karşı tarafın talebi üzerine davada mahkum olmuş gibi derhal mahkeme veznesine ödemeye mecburdur (HUMK mad.86/1, HMK mad.178). Karşı tarafın zarar ve ziyan konusunda bir talebi yoksa, mahkeme re'sen (kendiliğinden) bu masraflar yatırılmadı diye ıslah talebini reddedemez.

Davanın tamamen ıslahı dava dilekçesinden itibaren bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılmasını gerektirir (HUMK mad. 87, HMK mad. 179/1). Gerek öğretide, gerekse yerleşik yargısal kararlarda, davanın tamamen ıslahında yeni bir dava açılmamış sayılacak, tamamen ıslah edilen dava ilk açılan davanın devamı niteliğinde olduğundan, bunun doğal sonucu olarak, zamanaşımı, hak düşürücü süre ilk davanın açıldığı tarihteki duruma göre dikkate alınacaktır. Onun için davanın tamamen ıslahında ıslah olunan dava, ilk dava gününde açılmış sayılacaktır (Bkz.Prof.Dr.Baki Kuru “Hukuk Muhakemeleri Usulü” 6.baskı c.IV,s.3998 vd, Prof.Dr.Sabri Şakir Ansay “Yargılama Usulleri” isimli eser 1960 baskı sh:194 vd, Prof.Dr.İlhan Postacıoğlu “Medeni Usul Hukuku Dersleri” 1975 baskı s.460 vd, Prof.Dr.Saim Üstündağ “Medeni Yargılama Hukuku Esasları” 1973 baskı s.335 vd, ile aynı yöndeki YHGK’nin 18.12.1957 gün E.2/66 K.64, YHGK’nin 30.1.2002 gün E.2002/2-63 K.2002/23 sayılı kararı, YHGK’nin 3.7.2002 gün ve 2002/9-564-572 sayılı kararı, YHGK’nin 5.3.2003 gün ve 2003/9-76-126 sayılı kararı.). 

Davanın tamamen (kamilen) ıslah edilmesi halinde dava dilekçesi dahil, yapılmış olan bütün usul işlemleri yapılmamış sayılır (HUMK mad.87/1, HMK mad.179/1). Ancak, ıslahın ikrara, keşfe, bilirkişi raporlarına, şahit sözlerine bir etkisi olmaz. Yani ıslah ile bunlar geçersiz sayılamaz (HMK mad.179/2). Taraflar ancak kendi usul işlemlerini ıslah ile düzeltebilirler. Mahkemenin ve karşı tarafın işlemleri ıslahın konusu dışındadır.

Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda mahkemece davacının ıslahının usulüne uygun olup olmadığı, gerekli harç ve teminatların yatırılıp yatırılmadığı incelenmeksizin, davanın ıslah talebi doğrultusunda kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. 

Ayrıca kabule göre de mahkemece, yapılmasına hükmedilen işlemlerin yerine getirilmesi için davalı tarafa Kat Mülkiyeti Kanununun 33. maddesi hükmü uyarınca uygun süre verilmemesi de bozmayı gerektirmiştir.

Anılan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme sonucunda ilk derece mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/09/2019 günü oy birliği ile karar verildi.

Başkan             Üye                   Üye              Üye                  Üye
R. SARITAŞ     M. ERDOĞAN   M. BORAN   Ü. GÖRMEZ   A. KAR

BİLGİ : Bu konu hakkındaki çalışma için bkz. KARAMERCAN, Fatih, Islah Kurumunda Yargılama Giderine Vekalet Ücretinin Dâhil Edilip Edilemeyeceği ve Yargıtay'ın Tutumu, İstanbul Barosu Dergisi, C: 87 S: 2013/3, s. 182-189.

https://bit.ly/3oDXzIl