KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

KESİN SÜREYE İLİŞKİN ARA KARARIN HİÇBİR DURAKSAMAYA YER VERMEYECEK BİÇİMDE AÇIK OLMASI GEREKİR.

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO       : 2017/23-858
KARAR NO    : 2017/714

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ            :
Germencik Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                     : 12/03/2014
NUMARASI              : 2014/26 - 2014/115
DAVACI                    : Tasfiye Halindeki; S.S. O.O. Toplu Konut Yapı Koop. vekili Av. Y.Ç.
DAVALILAR              : 1- Ş.C.Ö. ve diğerleri vekilleri Av. S.Ü.
                                     2- S.G. vekili Av. A.Y.
                                     3- A.M.

Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Germencik Asliye Hukuk Mahkemesince (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) davanın reddine dair verilen 27.02.2013 gün ve 2005/378 E., 2013/166 K. sayılı karar davacı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 24.09.2013 gün ve 2013/4965 E., 2013/5716 K. sayılı kararı ile;

"… Davacı vekili, 29.11.2005 davalıların davacı kooperatifin bir dönem yönetim kurulu üyeleri, müdür ve muhasebecileri olduklarını, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın Germencik Cumhuriyet Savcılığı'nın talebi üzerine yaptırdığı müfettiş incelemesinde 2001 yılının ilk altı aylık döneminde hesaplar arasında mahsup yapmak sureti ile 6.181.338,262 TL'yi zimmetlerine geçirdiklerini, 2001 yılı ikinci altı aylık dönemde de aynı şekilde hesaplar arasında mahsup sureti ile 14.146.098,099 TL'yi zimmetlerine geçirdiklerinin müfettiş raporu ile sabit olduğunu, ayrıca kooperatif adına kesilen faturalar için hesaplanan kesintilerin Germencik Vergi Dairesine zamanında ödenmemesi nedeniyle doğan 446.060,000 TL olmak üzere Toplam 20.773.496,361 TL zararları olduğunu ileri sürerek, söz konusu miktarların gecikme cezası ile birlikte zimmetlerine geçirdikleri tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar Yusuf Kenan Y., Şerif Cansever Ö., Mustafa Ali S., Mehmet Ali K., Muzaffer A. vekili; Kooperatifler Kanunu'nun 98. maddesi ile TTK'nın 341. maddesine göre kooperatif namına dava açma yetkisinin denetçilere ait olduğunu, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini, dava dilekçesinde zararın doğduğu iddia edilen yılın sonunda yapılan genel kurul kararı ile müvekkillerinin ibra edildiğini, davacı kooperatifin hiçbir tazminat talebinin kalmadığını, zimmete geçirme iddialarının asılsız olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Ali M. ve Süheyla G. vekili davanın ticaret mahkemesi sıfatıyla görülmesi gerektiğine ilişkin iş bölümü itirazında bulunduklarını, müvekkilleri ile diğer yönetim kurulu üyeleri hakkında Germencik Cumhuriyet Savcılığı'nın 2003/8.3 soruşturma evrakının bekletici mesele yapılmasını, davanın gerçeklerden ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2011/1. - 2012/1. E-K sayılı dosyasında alınan raporun hüküm kurmaya elverişsiz olması nedeniyle yeniden bilirkişi incelemesi ile hesaplama yapılması gerektiği, bu yönüyle bilirkişi incelemesi yapılmak üzere 14.11.2012 tarihli oturumunda dosyanın Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi, bilirkişi için 250,00 TL ücret takdiri ile davacı vekiline gider avansının ikmali hususunda iki haftalık kesin süre verildiği ancak verilen kesin süreye rağmen gider avansının kesin süre geçtikten sonra yatırıldığı kesin süreye rağmen bilirkişi avansı yatırılmadığından 29.11.2012 tarihinde dosyadaki mevcut bilgi ve belgelerle de davacının davası kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, kooperatif yönetim kurulu üyeleri ile müdürü aleyhinde açılan sorumluluk davasıdır.

1086 sayılı HUMK'nun yürürlükte olduğu 01.10.2011 tarihinden önceki dönemde açılan bu dava için yapılacak masraflar nedeniyle istenilecek giderlerin delil avansı kabul edilip, HMK’nun 324. maddesi uygulanmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekir.

Öte yandan, mülga 1086 sayılı HUMK'nun 163. maddesi ile 6100 sayılı HMK'nun 94. maddesi uyarınca kesin süreye ilişkin ara kararının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık olması taraflara yüklenen yükümlülüklerin, yapılması gereken işlerin neler olduğunun ve her iş için yatırılacak ücretin hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklanması gerekir.

Mahkemece 14.11.2012 tarihli celsede bir kısım delillerin celbi için müzekkere yazıldığı dosyanın bilirkişi incelemesi yapılmak üzere Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine ve 250,00 TL bilirkişi ücretinin yatırılması için 2 haftalık kesin süre verilmesi konusunda ara kararı verilmiş ve avansın bu sürede yatırılmaması nedeniyle dava usulden reddedilmiş ise de; mahkemenin ara kararından bilirkişiler tarafından incelenecek delillerin henüz dosyaya girmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda; istenen tüm deliller getirtildikten sonra bilirkişiden yapması gereken husus tereddüte yer vermeyecek şekilde açık ve seçik belirtilerek dosya bilirkişiye tevdi edilip, (HMK 273) öte yandan talimat mahkemesine gidiş-dönüş bedeli yatırılmadan sadece bilirkişi ücretinin yatırılması da dosyanın talimat mahkemesine gönderilmesi yönünden amaca uygun olmayacaktır. Açıklanan hususlar karşısında; mahkemece tayin edilen süre HMK 94. maddesi anlamında kesin süre niteliğini taşımadığından, davanın bu sebeple reddi usul ve yasaya uygun düşmemiştir.

Ayrıca kooperatif yönetim kurulu ile müdür aleyhine sorumluluk davası açılabilmesi için bu konuda genel kurulca bir yetki verilip verilmediği hususunun araştırılmaması da bozmayı gerektirmiştir..."

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.04.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.