KIDEM TAZMİNATI, İHBAR TAZMİNATI, ÜCRET ALACAĞI İLE ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ ALACAKLARI BELİRSİZ ALACAK DAVASINA KONU EDİLEMEZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


15 Ara
2021

Yazdır

T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2021/10607
KARAR NO    : 2021/14961

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARLARI ARASINDAKİ
UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE DAİR

TÜRK MİLLETİ ADINA

Y A R G I T A Y   K A R A R I

I. BAŞVURU

Başvurucu Avukat başvuru dilekçesinde özetle;

Davacının asıl işveren olan davalı Batman Üniversitesine bağlı taşeron firma bünyesinde yemekhane bölümünde bulaşıkçı olarak çalışmakta iken iş sözleşmesinin 01.03.2017 tarihinde haksız feshedildiğini, açtıkları belirsiz alacak davası sonucunda Batman 2. İş Mahkemesinin 08.11.2018 tarihli 2017/789 Esas ve 2018/487 Karar sayılı kararı ile davacının ücret alacağı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve asgari geçim indirimi alacağı taleplerinin belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği gerekçesi ile hukuki yarar yokluğundan reddine karar verildiğini, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi tarafından verilen 01.07.2021 tarihli 2019/542 Esas ve 2021/986 Karar sayılı kesin karar ile istinaf talebinin reddedildiğini, ancak aynı asıl işverene ait iş yerinde yemekhane bölümünde aşçı olarak çalışan ve iş akdi haksız olarak 01.03.2017 tarihinde feshedilen Bedirhan T. tarafından açılan belirsiz alacak davası sonucunda, Batman 2. İş Mahkemesinin 08.11.2018 tarihli 2017/647 esas ve 2018/488 sayılı karar ile ücret alacağı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve asgari geçim indirimi alacağı taleplerinin belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği gerekçesi ile hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verildiğini, bu kararın istinafı üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi tarafından verilen 02.06.2021 tarihli 2019/315 esas ve 2021/693 sayılı kesin kararla istinaf başvurusunun kabulü ile Batman 2. İş Mahkemesi tarafından verilen 08.11.2018 tarihli 2017/647 esas ve 2018/488 karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verildiğini, istinaf mercinin 9. Hukuk Dairesi tarafından bir davacı açısından dava konusu edilen alacakların belirsiz alacak davasına konu edilebileceği kabul edilerek karar verilirken; 14. Hukuk Dairesi tarafından bir diğer davacı açısından dava konusu edilen alacakların belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği gerekçesiyle ret kararı verilmesinin kabul edilemeyecek bir çelişki olduğunu beyan ederek Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi tarafından verilen 01.07.2021 tarihli 2019/542 Esas ve 2021/986 Karar sayılı kesin kararla davalıları ve konusu itibari ile mahiyeti aynı olan bir başka davada Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi tarafından verilen 02.06.2021 tarihli 2019/315 Esas ve 2021/693 Karar sayılı kesin karar arasındaki uyuşmazlığın (çelişkinin) 5235 sayılı Kanunun 35. maddesinin 3 ve 4 fıkrası uyarınca giderilmesini talep etmiştir.

II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 06.10.2021 tarih, 2021/19 sayılı kararında;

“...Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesine ait dosyanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, ilk derece mahkemesi tarafından hukuki yarar yokluğu nedeni ile davanın reddine dair verilen kararının ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verildiği halde 14. Hukuk Dairesinin aynı nitelikteki dava dosyasına davacı tarafın istinaf başvurusun yerinde olmadığını belirterek istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiş olması sebebiyle, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 35/3-4 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Daireleri arasında verilen kararlar arasında uyuşmazlık olduğu anlaşılmış, bu durum karşısında uyuşmazlığın Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi kararı doğrultusunda giderilmesine karar verilerek dosyanın Yüksek Yargıtay 9. Hukuk Dairesine gönderilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararı ile 14. Hukuk Dairesinin kararı arasında UYUŞMAZLIK BULUNDUĞUNA,

2. Söz konusu uyuşmazlığın Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi kararı doğrultusunda GİDERİLMESİNE,

3. Karardan bir suretin talepte bulunan Davacı vekili Av. İbrahim H.Y. ile Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk ve 14. Hukuk Dairelerine gönderilmesine,

4. Kararın ve eklerinin gereğinin takdir ve ifası için Yüksek Yargıtay 9. Hukuk Dairesine gönderilmesine” oy çokluğu ile karar verilmiştir.

III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR

A) GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ 01/07/2021 TARİH 2019/542 ESAS 2021/986 KARAR SAYILI DOSYASI

1. İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti

Batman 2. İş Mahkemesinin 08.11.2018 tarih, 2017/789 Esas, 2018/487 sayılı kararında özetle;

“...Dava kıdem ve ihbar tazminatı, ücret alacağı, asgari geçim indirimi alacağı ile fazla mesai alacağına ilişkindir.

 Yerleşmiş Yargıtay kararında da benimsendiği üzere sırf taraflar arasında hizmet süresinde ve/veya ücret miktarında uyuşmazlık bulunması, talep sonucunun belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olması anlamına gelmeyeceği, belirsiz alacak davası açılabilmesi için önemli olanın objektif olarak davacıdan talep sonucunu belirlemesinin beklenemeyecek olmasına ilişkin olduğu, davacının talebini belirli kılacak imkanlara sahip olması halinde belirsiz alacak davası açamayacağı, dava konusu alacak taleplerinin belirlenebilir olması ile ispat edilebilirliğin farklı değerlendirilmesi gerektiği, davacının hizmet süresini ve aldığı en son ücreti belirleyebildiği, bu nedenle davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacağı ve asgari geçim indirimi alacağı talepleri gerçekte belirlenebilir alacak olduğu ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği anlaşıldığından kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacağı ve asgari geçim indirimi alacağı talepleri yönünden belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından usulden reddine karar vermek gerekmiştir.

...

Tüm dosya kapsamı doğrultusunda davacının kıdem ve ihbar tazminatı, ücret alacağı ve asgari geçim indirimi alacağı taleplerini belirsiz alacak davası olarak açmasında hukuki yararının bulunmadığı, davacının fazla çalışma alacağının bulunduğu anlaşılmış, bilirkişi raporundaki hesaplamalar ve bedel artırım dilekçesi dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Açılan Davanın KISMEN KABULÜ İLE,

1- Ücret alacağı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, asgari geçim indirimi alacağı taleplerinin hukuki yarar yokluğundan USULDEN REDDİNE,

2- Brüt 9.582,32 TL fazla mesai alacağının dava tarihi olan 25/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,” dair hüküm kurulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14 Hukuk Dairesinin 01/07/2021 tarih, 2019/542 esas 2021/986 karar sayılı kararında;

“...Davacı vekili istinaf dilekçesi ile özetle; Davalı şirket aleyhine belirsiz alacak davası açtıklarını, davanın belirsiz olarak açılmasının nedeninin 22.06.2016 tarihli 2016/22-874 Esas, 2016/874 Karar sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının işçilik alacaklarının belirsiz alacak davası olarak açılabileceğine dair yapmış olduğu görüş olduğunu, gerçekten de bir işçinin aşağı yukarı ne kadar alacağı olduğunu tahmin edebilir olduğunu ama bunu tam olarak belirleyebilmesinin mümkün olmadığını, kaldı ki; davada ücret konusunun ihtilaflı olduğunu, belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunduğunu, belirterek mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

...İstinaf incelemesi HMK'nun 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf sebepleri ile bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılmıştır.

Davacı davasının belirsiz alacak davası olarak açmıştır. Davacı hizmet süresini ve ücretini bilebilecek durumda olduğundan kıdem ve ihbar tazminatı ile asgari geçim indirimi alacağı ve ücret alacağı taleplerini belirsiz alacak davası olarak açamaz. Mahkeme tarafından bu taleplerin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi doğru olduğundan davacı vekilinin istinaf talebi yerinde değildir.” gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi'nin ilamına yönelik davacı ve davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE kesin olmak üzere karar verilmiştir

B) GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİNİN 2019/315 E - 2021/693 KARAR SAYILI DOSYASI

1. İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti

Batman 2. İş Mahkemesinin 08.11.2018 tarihli, 2017/647 esas, 2018/488 sayılı kararında özetle;

“... Dosya kapsamında davacı vekili dava dilekçesinde, davacının 01/01/2014-01/03/2017 tarihleri arasında çalıştığını ve 3.000,00 TL ücret aldığını belirtmekte olup, davacının çalışma süresini ve en son ödenen ücret miktarını belirleyebildiği anlaşılmaktadır.

Hukuki yarar HMK 114/1-h maddesi gereğince dava şartlarındandır ve yargılamanın her aşamasında re'sen göz önünde bulundurulmalıdır.

Davacı vekili dava dilekçesinde 3.000,00 TL ücret aldığını iddia etmiştir. Davalıların cevap dilekçesinde davacının ücretine ilişkin herhangi bir beyanda bulunmadıkları görülmüştür. Dosya kapsamında davacının ücretinin tespitine ilişkin emsal ücret araştırması yapılmış, Batman Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı'dan davacının 2.200,00-2.400,00 TL arası ücret alabileceğinin bildirildiği, dosya arasına alınan Tüik verilerinde kişisel hizmet veren elemanlar alt ana grubu kodunda emsal ücretin 2014 yılı Kasım ayı itibariyle ortalama brüt 1.502 TL olduğunun belirtildiği, davacının yaptığı iş ve emsal ücret yazı cevapları dikkate alınarak davacının aylık 2.400,00 TL net ücret aldığı değerlendirilmiştir. Davacı vekilinin tespit edilen ücrete herhangi bir itirazı bulunmadığı görülmüştür.

... Tüm dosya kapsamı doğrultusunda davacının kıdem ve ihbar tazminatı, ücret alacağı ve asgari geçim indirimi alacağı taleplerini belirsiz alacak davası olarak açmasında hukuki yararının bulunmadığı, davacının fazla çalışma alacağının bulunduğu anlaşılmış, bilirkişi raporundaki hesaplamalar ve dava dilekçesindeki miktarlar dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Açılan Davanın KISMEN KABULÜ İLE,

1- Ücret alacağı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, asgari geçim indirimi alacağı taleplerinin hukuki yarar yokluğundan USULDEN REDDİNE,

2- Brüt 50,00 TL fazla mesai alacağının dava tarihi olan 21/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,” dair hüküm kurulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 02/06/2021 tarihli, 2019/315 esas 2021/693 karar sayılı kararında;

“..Davacının davalı Batman Üniversitesi asıl işverenliğinde yemek hizmetine ilişkin ihale sözleşmeleri kapsamında alt işverenler nezdinde 01/01/2014-31/12/2014 tarihleri arasında Ö. Ltd.Şti yanında, 02/01/2015-05/05/2015 tarihleri arasında Hizmet Yemek Ltd.Şti yanında, 19/08/2015-31/08/2015 tarihleri arasında Mehmet Sadık Dağ yanında, 01/09/2015-23/12/2016 tarihleri arasında giriş ve çıkışlar yapılarak A. Turizm Ltd.Şti yanında, 02/01/2017-01/03/2017 tarihleri arasında davalı U. Yemekçilik Ltd.Şti yanında çalışmalarının bildirildiği, toplam hizmet süresinin 2 yıl 7 ay 24 gün olduğu, davacının hizmet alımı kapsamında aşçı yardımcısı olarak çalıştığı, davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu, davacının işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, Davacı vekilinin dava dilekçesinde 3.000,00 TL ücret aldığını iddia ettiği, Davalıların cevap dilekçesinde davacının ücretine ilişkin herhangi bir beyanda bulunmadıkları, davacının ücretinin tespitine ilişkin emsal ücret araştırması yapıldığı, Batman Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı'dan davacının 2.200,00-2.400,00 TL arası ücret alabileceğinin bildirildiği, Tüik verilerinde kişisel hizmet veren elemanlar alt ana grubu kodunda emsal ücretin 2014 yılı Kasım ayı itibariyle ortalama brüt 1.502 TL olduğunun belirtildiği, davacının yaptığı iş ve emsal ücret yazı cevapları dikkate alınarak davacının aylık 2.400,00 TL net ücret aldığının değerlendirilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmaktadır.

... Mahkemece alacakların belirlenebilir olduğu gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan verilen red hükmü açısından yapılan değerlendirmede; dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığının belirtildiği, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 12.04.2021 tarihli 2021/3815-2021/7972 sayılı kararında emsal nitelikte dosyalarda Hukuk Genel Kurulu tarafından verilen kararlarda belirsiz alacak davası açılabileceğine dair kararlar verilmiş olduğundan hukuki güvenlik ve öngörülebilirlik ilkeleri uyarınca davanın esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği tespit edilmekle beraber, ıslah dilekçesi verildiği ancak ıslah harcı yatırılmadığı, 7. celsede davacı vekilinin tamamlama harcını yatıramadıklarından dosyanın dava dilekçesindeki haliyle karara çıkarılmasını talep ettikleri anlaşıldığından kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulüne kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla çalışma alacağı ile Asgari geçim indirimi alacağının kabulüne” kesin olmak üzere karar verilmiştir.

IV-GEREKÇE

01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Kanunu'nun 107’nci maddesiyle, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda yer almayan yeni bir dava türü olarak belirsiz alacak ve tespit davası kabul edilmiştir.

6100 sayılı Kanunun 107’nci maddesinin 1’inci fıkrasına göre, “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir”.

6100 sayılı Kanunun 107’nci maddenin 2’nci fıkrasında, karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacının, iddianın genişletilmesi yasağına tâbi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabileceği hüküm altına alınmış, madde gerekçesinde de "karşı tarafın verdiği bilgiler ve sunduğu delillerle ya da delillerin incelenmesi ve tahkikat işlemleri sonucu (örneğin bilirkişi ya da keşif incelemesi sonucu)" belirlenebilme hali açıklanmıştır.

Davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hali, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkânsızlığa dayanmalıdır. Davacının alacağının miktar veya değerini belirleyebilmesi için elinde bulunması gerekli bilgi ve belgelere sahip olmaması ve bu belgelere dava açma hazırlığı döneminde ulaşmasının da (gerçekten) mümkün olmaması ve dolayısıyla alacağın miktarının belirlenmesinin karşı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgelerin sunulmasıyla mümkün hale geleceği durumlarda alacak belirsiz kabul edilmelidir. Alacağın miktarının belirlenebilmesinin hâkimin takdirine bağlı olduğu durumlarda hukuki imkânsızlık söz konusu olur. Bu durumda davacı alacaklı, hâkimin takdir yetkisini nasıl kullanacağını bilemeyeceği için davanın açıldığı tarihte alacağının miktarını belirleyebilecek durumda değildir.

Sırf taraflar arasında alacak miktarı bakımından uyuşmazlık bulunması, talep sonucunun belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olması anlamına gelmez. Önemli olan objektif olarak talep sonucunun belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olmasıdır.

Alacağın hangi hallerde belirsiz, hangi hallerde belirli veya belirlenebilir olduğu hususunda kesin bir sınıflandırma yapılması mümkün olmayıp, her bir davaya konu alacak bakımından somut olayın özelliklerinin nazara alınarak sonuca gidilmesi gereklidir. İş yargılamasında sıklıkla davaların yığılması söz konusu olmakla alacağın belirsiz olma kriterleri her bir talep için ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Diğer yandan, aynı dava dilekçesinde talep yığılması şeklinde bazı alacaklar için belirsiz alacak davası bazıları için kısmi dava açılmasına yasal bir engel bulunmamaktadır.

Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve ücret alacakları işçi tarafından bilinmekle kural olarak belirsiz alacak davasına konu edilmez. Ancak hesabın unsurları olan sosyal hakların (ayni olarak sağlanan yemek yardımı gibi) miktarının belirlenmesi işveren tarafından sunulacak belgelere göre belirlenecek ise, kıdem ve ihbar tazminatı belirsiz alacak davasına konu edilebilir.

Madde gerekçesinde "Alacaklının bu tür bir dava açması için, dava açacağı miktar ya da değeri tam ve kesin olarak gerçekten belirlemesi mümkün olmamalı ya da bu objektif olarak imkânsız olmalıdır. Açılacak davanın miktarı biliniyor yahut tespit edilebiliyorsa, böyle bir dava açılamaz. Çünkü, her davada arandığı gibi, burada da hukukî yarar aranacaktır, böyle bir durumda hukukî yararın bulunduğundan söz edilemez. Özellikle, kısmî davaya ilişkin yeni hükümler de dikkate alınıp birlikte değerlendirildiğinde, baştan tespiti mümkün olan hâllerde bu yola başvurulması kabul edilemez." şeklindeki açıklamayla, alacağın belirli veya belirlenebilir nitelikte olması durumunda, belirsiz alacak davası açılarak bu davanın sağladığı imkânlardan yararlanmanın mümkün olmadığına işaret edilmiştir. Şu halde davanın açıldığı tarihte alacağın miktarı yahut değeri belirlenebilir durumda ise, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmelidir. Burada hukuki yarar eksikliğinin tamamlanabilir dava şartı olmadığı sonucuna varılmıştır. 7251 sayılı Kanun ile 107’nci maddede yapılan değişiklikler şartları olmadığı halde açılan belirsiz alacak davasında davacıya süre verilerek hukuki yarar eksikliğini tamamlama imkânı tanımamaktadır. Dairemizce sözü edilen düzenleme, şartları mevcut olan belirsiz alacak davasında yapılan yargılama ile alacağın belirli hale gelmesi durumunda hâkimin geçici talep sonucunu kesin talep sonucuna dönüştürmesi için alacaklıya süre vermesi gerektiği yönünde değerlendirilmiştir.

Uyuşmazlık konusu bölge adliye mahkemesi kararları incelendiğinde, davacıların aynı işverenler aleyhine bir kısım işçilik alacaklarının tahsili istemi ile biri 21.07.2017 diğeri 25.12.2017 tarihinde olmak üzere ‘6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 107. maddesinin 2. fıkrasına göre belirsiz alacak davası’ açtığı anlaşılmaktadır. Aynı ilk derece mahkemesince her iki dava sonucunda, davacının ücret alacağı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, asgari geçim indirimi alacağı taleplerinin hukuki yarar yokluğundan usulden reddine dair hüküm kurulmuş ise de, söz konusu taleplerin belirsiz alacak davasına konu edilip edilemeyeceği noktasında farklı bölge adliye mahkemelerince farklı karar verilmiş olup, bu kararlar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi istenilmektedir.

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince, “Davacı davasının belirsiz alacak davası olarak açmıştır. Davacı hizmet süresini ve ücretini bilebilecek durumda olduğundan kıdem ve ihbar tazminatı ile asgari geçim indirimi alacağı ve ücret alacağı taleplerini belirsiz alacak davası olarak açamaz. Mahkeme tarafından bu taleplerin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi doğru olduğundan davacı vekilinin istinaf talebi yerinde değildir.” gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesi ile davacı tarafın istinaf başvurusunun esas reddine karar verilmiş, buna karşılık 9. Hukuk Dairesince “Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 12.04.2021 tarihli 2021/3815-2021/7972 sayılı kararında emsal nitelikte dosyalarda Hukuk Genel Kurulu tarafından verilen kararlarda belirsiz alacak davası açılabileceğine dair kararlar verilmiş olduğundan hukuki güvenlik ve öngörülebilirlik ilkeleri uyarınca davanın esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, asgari geçim indirimi ile ücret alacağı taleplerinin kabulüne dair yeniden hüküm kurulmuştur.

Dairemizce belirsiz alacak davasına ilişkin olarak belirlenen ilke ve esaslar çerçevesinde değerlendirme yapıldığında, davacıların dava dilekçesinde ücret miktarını ve çalışma süresini bildirdiği, taraflar arasında hesabın unsurları olan sosyal hakların (ayni olarak sağlanan yemek yardımı gibi) miktarının belirlenmesi ile ilgili bir uyuşmazlık bulunmadığı, davacının da bu yönde bir iddiası veya talebi bulunmadığı anlaşılmakta olup, bu halde kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin belirsiz alacak davasına konu edilebilmesi mümkün bulunmamaktadır. Aynı şekilde ücret alacağı ile asgari geçim indirimi alacaklarının da belirsiz alacak davasına konu edilmeleri yerinde değildir. Hal böyle olunca, Gaziantep 9. Hukuk Dairesince, Dairemizin somut uyuşmazlık ile uyumlu olmayan 12.04.2021 tarihli 2021/3815-2021/7972 sayılı kararı emsal kabul edilerek farklı bir sonuca varılması açıklanan ilke ve esaslara aykırı olmuştur.

 Sonuç olarak, uyuşmazlık konusu davalarda dava konusu kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret ve asgari geçim indirimi ücreti alacaklarının belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri tespit edildiğinden, uyuşmazlığın giderilmesi istemine konu Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 01.07.2021 tarihli 2019/542 Esas ve 2021/986 Karar sayılı kesin kararı ile Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 02.06.2021 tarihli 2019/315 Esas, 2021/693 sayılı kesin kararı arasındaki uyuşmazlığın, Gaziantep 14. Hukuk Dairesinin 01.07.2021 tarihli 2019/542 Esas ve 2021/986 sayılı kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

V-SONUÇ

1. Uyuşmazlığın giderilmesi istemine konu davalar yönünden, dava konusu kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacağı ile asgari geçim indirimi alacaklarının belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceklerine,

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 01.07.2021 tarihli 2019/542 Esas ve 2021/986 Karar sayılı kesin kararı ile Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 02.06.2021 tarihli 2019/315 Esas, 2021/693 sayılı kesin kararı arasındaki uyuşmazlığın Gaziantep 14. Hukuk Dairesinin 01.07.2021 tarihli 2019/542 Esas ve 2021/986 sayılı kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiğine,

2. Bölge Adliye Mahkemelerinin, 4857 sayılı İş Kanunu ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'ndan kaynaklanan uyuşmazlıkları incelemekle görevli ilgili hukuk dairelerine bildirilmesi için karardan bir suretin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğine gönderilmesine, 26.10.2021 günü oybirliği ile kesin olarak karar verildi.

Başkan                 Üye                     Üye                       Üye                            Üye
Dr. S. GÖKTAŞ     T. ERTURAN      Ö. F. HERDEM     B. AZİZAĞAOĞLU    H. SARIKAMIŞ