KİRA BEDELİNİN TESPİTİ DAVALARINDA ISLAH YOLUYLA ARTIŞ İSTENEMEZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


11 Nis
2016

Yazdır

T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi

ESAS NO           : 2015/3822
KARAR NO        : 2015/7528

Y A R G I T A Y    İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ         :
Küçükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                    : 13/11/2014
NUMARASI            : 2013/545 - 2014/1136
DAVACI                  : M.H.A.
DAVALI                   : A. Sağlık Hizm.ve Gereç San. Tic. A.Ş.
DAVA TÜRÜ           : Kira parasının tespiti

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira bedelinin tespiti davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava, kira bedelinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 01.03.2013 tarihinden itibaren aylık kira bedelinin brüt 4.050 TL olarak belirlenmesi üzerine hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının 1990 yılında sözlü sözleşmeyle davaya konu taşınmazı kiraladığını, 01.03.2003 tarihinde yazılı sözleşme yapıldığını, aylık kira bedelinin 158,60 TL olarak belirlendiğini, davalının bir önceki dönem 360 TL kira parası ödediğini belirterek 13.05.2013 tarihinde açtığı dava ile kira parasının 01.03.2010 tarihinden itibaren 4.000 TL olarak belirlenmesini istemiş, mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda 30.09.2015 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek aylık kira parasının 4.500 TL olarak tespitini istemiştir. Davalı vekili kiralanan tapuda bağımsız bölüm olarak gözüküyorsa da bağımsız bölümlerin fiili olarak birleştirildiğini ve binanın hastane olarak kullanıldığını, diğer bağımsız bölüm maliklerinin de birden fazla bağımsız bölümü birlikte kiraya verdiğini bu bağımsız bölümlere ilişkin sözleşmelerin emsal olarak dikkate alınması gerektiğini, istenen bedelin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece ikinci keşif sonrası alınan bilirkişi raporunda davalı tarafça emsal olarak gösterilen yerlerin kiralananın da içinde bulunduğu hastahanenin içinde yer alan bağımsız bölümlerin ara bölme duvarları kaldırılmak suretiyle birleştirilmiş ve bu haliyle kullanılmakta olan yerler olduğunu, müstakil bağımsız bölüm olarak gerek mahallinde ve gerekse dosyaya sunulan kira sözleşmesi fotokopilerinde birden fazla bağımsız bölümün bir arada kiraya verilmiş olması ve hali hazırda bağımsız bölüm özelliğini kaybetmiş ve hastahanenin faaliyet amacı doğrultusunda farklı dizayn edilmiş olması nedeniyle kiralanana emsal olamayacağı, dava konusu kiralananın bulunduğu yerin giriş kat olması, kiralananın iki cephesinin yola cepheli olması, davalı emsallerinin ise kiralananın konumuyla hiçbir biçimde benzerlik göstermemesi nedeniyle davalı tarafça emsal yer olarak gösterilen yerlerin kiralanana emsal olamayacağı, davacı emsalinin ise kiralananla yüzölçümü dışında diğer özellikler yönünden aynı olması nedeniyle kiralanana emsal olabileceği, davalı tarafça emsal olarak gösterilen yerlerin ise kiralananla aynı binada bulunmaları nedeniyle inşaat kalitesinin kiralananla benzer özellikte olduğu ancak konum itibarıyla farklı durumda olmalarının yanında birden fazla bağımsız bölümün fiilen birleştirilerek ve bağımsız bölüm özelliği fiilen sonlandırılarak kiraya verilmiş olduğu hususları birlikte gözetildiğinde davalı emsallerinin kiralanana emsal olamayacağı belirtilmiştir.

Davada, kira bedelinin hak ve nesafet esaslarına göre belirlenmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Davacı hastane olarak kullanılan ve kat irtifakı kurulan taşınmazın bir adet bağımsız bölümünü kiraya vermiş olup bu bağımsız bölümün keşif ile saptandığı üzere binanın girişinde bekleme salonu olarak dizayn edilmiş, bölme duvarları kaldırılarak ortak alan haline getirilmiş ve diğer bağımsız bölümlerle birleştirilmiş haliyle kullanılmaktadır. Dosya kapsamından diğer maliklerin de kendilerine ait bağımsız bölümler için kira sözleşmeleri yaptıkları anlaşılmaktadır. Mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda diğer bağımsız bölümlerin emsal olamayacağı belirtilmiş ise de; Taşınmaz birden fazla malikten kiralanan bağımsız bölümlerden oluştuğuna göre diğer malikler ile yapılan kira sözleşmeleri ve bağımsız bölümlerin durumu, miktarı ve arsa paylarının da değerlendirilmesi gerekir.Mahkemece bu hususlar üzerinde durulup yeniden alınacak bilirkişi raporu ile kira bedelinin tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.

Kabule göre de kira bedelinin tespiti davalarında ıslah yolu ile artış istenemeyeceği de dikkate alınmaksızın karar verilmesi isabetsiz olmuştur.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine 28/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan V.       Üye          Üye              Üye               Üye 
K. DOĞAN      C. ÇÖKE  B. AZMAN   A. KOÇAK    A. AKIN

                                                                                   (Muhalif)

KISMİ MUHALEFET ŞERHİ:

6100 sayılı HMK 176 ve devamına göre ıslah, taraflardan birinin yargılama sırasında yaptığı usul işlemini düzeltmesi veya değiştirmesidir. Bu yüzden çoğunluğun bozma ilamının son paragrafında yer alan “kira bedelinin tespiti davalarında ıslah yolu ile artış istenemeyeceği …” yönündeki görüşüne katılmıyorum.

Ali AKIN
(Muhalif)

 

AYNI YÖNDE KARAR:

T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi

ESAS NO           : 2015/7190
KARAR NO        : 2015/10218

Y A R G I T A Y    İ L A M I 

İNCELENEN KARARIN 
MAHKEMESİ          :
 İstanbul Anadolu 14. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                     : 12/02/2015
NUMARASI             : 2014/159 - 2015/79
DAVACI                   : M.Ö. ve ark
DAVALI                   : P. Restaurantları A.Ş.
DAVA TÜRÜ            : Kira bedelinin tespiti

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira bedelinin tespiti davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava, hak ve nesafet esaslarına göre kira bedelinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 17.02.2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık kira bedelinin brüt 8.750 TL olarak tespitine karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, taraflar arasında 01.02.2011 başlangıç, 01.02.2016 bitiş tarihli kira sözleşmesi bulunduğunu, aylık kira bedelinin net 4.500 TL olup, yıllık kira artışının tefe-tüfe ortalaması olarak belirlendiğini, bundan ayrı sözleşmede ''Taraflar, ilk 3 (üç) yılın sonunda sözleşme de belirtilen koşullar da arttırılan kira bedelini karşılıklı mutabakatla bölge rayiçlerine göre yeniden belirleyecek ve yazılı mutabakat yapacaktır, yapılacak olan artışa ilişkin mutakabata varamazlar ise son 2 yıla ait söz konusu kira bedeli artışı bilirkişi marifeti ile tespit ettirilir'' düzenlemesi bulunduğunu, tarafların aylık bedel konusunda anlaşmadıklarını belirterek aylık kiranın hakkaniyete uygun biçimde 17.02.2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 8.000 TL olarak belirlenmesini istemiş, 12.02.2015 tarihli beyan dilekçesi ile davayı brüt 8.000 TL kira bedeli üzerinden açtıklarını, 22.12.2014 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda brüt kira bedelinin aylık 9.200 TL olarak belirlenmesi için davalarını ıslah ettiklerini belirtmiştir. Davalı vekili TBK 344 gereği davacının talebinin kabul edilemeyeceğini, endekse göre artış yapılması gerektiğini, davaya konu yerde kiraların davacının istediği kadar olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan keşifler sonucunda ilk bilirkişi kurulu kiralananın boş olarak kiraya verilmesi halinde aylık brüt 8.750 TL, hak ve nesafet indirimi ile aylık brüt 8.125 TL, ikinci bilirkişi kurulu, aylık brüt kiranın 9.200 TL, hak ve nesafet indirimi yapılırsa aylık brüt 8.750 TL olacağını bildirmiş, mahkemece ikinci bilirkişi raporuna uyularak 17.02.2014 tarihinden itibaren aylık brüt kira 8.750 TL olarak belirlenmiş ise de; kira bedelinin tespiti davalarında ıslah yolunun kapalı olduğu gözetilerek dava dilekçesinde gösterilen ve 12.02.2015 tarihli dilekçeyle açıklığa kavuşturulan aylık brüt 8.000 TL kira bedeli üzerinden hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 23.11.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

Başkan            Üye               Üye              Üye                    Üye 
E. KABAKCI    B. AZMAN     A. KOÇAK     A. ERYILMAZ   A. AKIN
                                                                                                (M)

KARŞI OY YAZISI

Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerektiği kanaatinde olduğumdan çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 23/11/2015

ÜYE
Ali AKIN