KISITLANAN ERGİN ÇOCUK ADINA DAVA AÇILMASI İÇİN VESAYET MAKAMINDAN İZİN ALINMASINA GEREK YOKTUR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


04 Mar
2020

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2017/3-441
KARAR NO   : 2019/1137

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ             :
İzmir 6. Aile Mahkemesi
TARİHİ                       : 31/03/2016
NUMARASI                : 2016/129 - 2016/229
DAVACI (KISITLI)      : M.S.P. Vasi N.Ö. vekili Av. P.M.
DAVALI                      : E.P. vekili Av. T.K.

Taraflar arasındaki “nafaka artırımı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İzmir 6. Aile Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 07.04.2015 tarihli ve 2014/877 E., 2015/226 K. sayılı karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 18.11.2015 tarihli ve 2015/10631 E., 2015/18279 K. sayılı kararı ile; 

(... Davacı vekili dilekçesi ile; tarafların Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/8.1 E - 1989/1.3 K. sayılı ilamı ile boşandığını, müşterek çocuk Mebruke Saba'nın velayetinin müvekkiline verildiğini ve iştirak nafakasına hükmolunduğunu, çocuğun özürlü olması nedeniyle İzmir 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1994/1..3 E - 1..0 K sayılı ilamı ile kısıtlanarak annesinin kendisine vasi olarak atandığını, Mersin 3. Aile Mahkemesinin 2005/1..9 E - 2006/7.8 K sayılı ilamı ile müşterek çocuğa ödenmekte olan iştirak nafakasının aylık 250 TL'ye yükseltildiğini, bakım ve gözetime muhtaç durumda olan çocuğun özel eğitim aldığını, masraflarının, zorunlu ihtiyaçlarının ve sosyal giderlerinin arttığını, müvekkilinin bunları karşılamakta yetersiz kaldığını iddia ederek aylık 250 TL olan iştirak nafakasının aylık 1.000 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesi ile; avukat olan müvekkilinin avukatlık yapmadığını, 2.000 TL emekli maaşının bulunduğunu, evli olup bir oğlunun bulunduğunu, emekli aylığından başka hiçbir gelirinin bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, kısıtlanarak davacı annenin velayeti altında bırakılan tarafların müşterek çocukları 1976 doğumlu Mebruke Saba için Mersin 3. Aile Mahkemesinin 2005/1..9 E - 2006/7.8 K sayılı ilamı ile hükmolunan aylık 250.00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde aylık 500.00 TL'ye yükseltilmesine, belirlenen miktarda iştirak nafakasının davalıdan alınarak müşterek çocuğa harcanmak üzere davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-) Somut olayda, davacı Mebruke Saba P.'ın özürlü olması nedeniyle İzmir 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1994/1..3 E - 1..0 K sayılı ilamı ile kısıtlanarak annesinin kendisine vasi olarak atandığı, iş bu davanın da vasi marifetiyle açıldığı anlaşılmaktadır.

TMK.nun 462/8. maddesi uyarınca; vasinin, vesayet altındaki kişiyi temsilen dava açabilmesi için vesayet makamından izin alınması gerekmektedir.

Somut olayda; vasinin, vesayet makamından izin almadan bu davayı açtığı anlaşılmaktadır. 

Bu durumda mahkemece; dava ve usul ekonomisi ilkesi gözetilerek, vasinin izin alması için yeterli süre verilerek bu dava bekletici mesele yapılmalı, vesayet makamınca izin verilmesi halinde yargılamaya devamla nihai karar verilmeli aksi takdirde sıfat yokluğundan istem reddedilmelidir.

2-) Bozma sebep ve şekline göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar vermek gerekmiştir…)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir.

Davacı vekili; müvekkili ile davalının Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/8.1 E., 1989/1.3 K. sayılı ilamı ile boşandığını, müşterek çocuk Mebruke Saba'nın velayetinin müvekkiline verilerek müşterek çocuk için iştirak nafakasına hükmolunduğunu, çocuğun özürlü olması nedeniyle İzmir 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1994/1..3 E, 1994/1..0 K. sayılı ilamı ile kısıtlanarak annesinin kendisine vasi olarak atandığını, çocuk için birçok kez nafaka artırım davası açıldığını, en son Mersin 3. Aile Mahkemesinin 2005/1..9 E., 2006/7.8 K. sayılı ilamı ile müşterek çocuğa ödenmekte olan iştirak nafakasının aylık 250,00TL’ye yükseltilmesine karar verildiğini, müşterek çocuğun bakım ve gözetime muhtaç durumda olduğunu, özel eğitim aldığını, masraflarının, zorunlu ihtiyaçlarının ve sosyal giderlerinin arttığını, nafaka miktarının çok az olduğunu, müvekkilinin de yeterince destek olmasına rağmen müşterek çocuğun giderlerini karşılamakta yetersiz kaldığını ileri sürerek 250,00TL olan iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00TL’ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. 

Davalı vekili; müvekkilinin iş yerini 22 Mart 2011 tarihinde kapattığını, davanın açıldığı tarihte ve hâlen avukatlık yapmadığını, emekli olduğunu, yalnızca 2.000,00TL emekli maaşının bulunduğunu, maaş üzerinde de nafakadan dolayı yaklaşık 700,00TL civarında haciz bulunduğunu, evli olup bir oğlunun bulunduğunu, istenen miktarın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Yerel Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, kısıtlanarak davacı annenin velayeti altında bırakılan tarafların müşterek çocukları 1976 doğumlu Mebruke Saba için Mersin 3. Aile Mahkemesinin 2005/1..9 E., 2006/7.8 K. sayılı ilamı ile hükmolunan aylık 250,00TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde aylık 500.00TL'ye yükseltilmesine, belirlenen miktarda iştirak nafakasının davalıdan alınarak müşterek çocuğa harcanmak üzere davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Davalı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.

Yerel Mahkemece; davacı Mebruke akıl hastalığı nedeniyle kısıtlanarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 419/son maddesi gereğince vesayet altına alınmadığı, annesinin velayeti altında bırakıldığı, bu durumda velayet hükümlerinin uygulanması gerektiği hususunun tartışmasız olduğu, davacı çocuk adına dava açılması için, veli sıfatıyla annesinin, TMK'nın 462/8. maddesine göre vesayet makamından izin alınmasının gerekli olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olay bakımından davacı annenin velayeten atandığı kısıtlı çocuğu yararına iştirak nafakasının artırımı davası açabilmesi için (TMK’nın 462/8. maddesi uyarınca) vesayet makamından izin almasına gerek olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden tarafların müşterek çocukları olan 1976 doğumlu Mebruke Saba’nın İzmir 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 20.09.1994 tarihli ve 1994/1..3 E., 1994/1..0 K. ilamı ile kısıtlandığı ve annesi Necla Ö.'ın velayeti altında bırakıldığı, işbu nafakanın artırımına ilişkin davanın ise anne Necla Ö. tarafından Mebruke’ye velayeten (veli sıfatıyla) açıldığı görülmüştür. 

4721 sayılı TMK’nın 419. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; "Kısıtlanan ergin çocuklar kural olarak vesayet altına alınmayıp velayet altında bırakılır." hükmü gereğince kısıtlanan ergin çocuklara anne ve babasının vasi tayin edilmesi hâlinde vesayet değil velayet hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

Bu nedenle yerel mahkemenin dava açılması için vesayet makamından izin alınmasına gerek olmadığı yönündeki direnme gerekçesi usul ve yasaya uygun olup yerindedir. 

Ne var ki, Özel Dairece bozma nedenine göre işin esasına ilişkin olarak davalı vekilinin temyiz itirazları incelenmediğinden bu konuda inceleme yapılmak üzere dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun olup davalı vekilinin işin esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 3. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA GÖNDERİLMESİNE, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.11.2019 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

BİLGİ : Bu konu hakkındaki çalışma için bkz. KESKİN, Dilşad, Ergin Kısıtlı Üzerindeki Velâyet Hakkı (Uzatılmış Velâyet), ERÜHFD, C: IX, S: 2, Y: 2014, s. 27-60.