KREDİ KARTI HAMİLİ İLE BANKA ARASINDA BORCUN YENİDEN YAPILANDIRILMASI ÜZERİNE MUACCELİYET ŞARTI ARANMALIDIR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


06 Nis
2022

Yazdır

T.C.
YARGITAY    
11. Hukuk Dairesi

ESAS NO            : 2021/1523
KARAR NO         : 2021/6812

Y A R G I T A Y   İ L A M I

Başkan Vekili : Ayşe ALBAYRAK DOĞAN
Üye                 : M. Umur TARHAN
Üye                 : Ahmet TUNCAY
Üye                 : Eyüp Sabri BAYDAR
Üye                 : D. İrem TOROS    

Banka ile "Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi" imzalayan kredi kartı hamili borçlunun, borcunu ödememesi üzerine bakiye kredi kartı borcunun "Yapılandırılması-Takside Bağlanması" sonucunda taksitlerin ödenmemesi halinde taraflar arasında düzenlenen hukuki ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un-5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun uygulanması gerektiği konusunda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi ile 23. Hukuk Dairesi'nin miktar itibariyle kesin olarak verilen kararları arasında ortaya çıkan uygulama farklılıklarının giderilmesi 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemeleri Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 35/3 maddesi gereğince Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'nun 01.02.2021 tarih ve 2021/3 sayılı Uyuşmazlık Kararı ile Dairemizden istenilmekle, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nin miktar itibariyle kesin olan kararlarında, kredi kartı hamili (borçlu) ile banka arasında düzenlenen yapılandırma sonucunda borcun takside bağlanmasında borçlu tarafından borç tasfiye sözleşmesine uygun olarak ödeme yapılmadığı takdirde, yapılandırılan borcun bakiyesinin tamamının muaccel hale geleceği, yapılandırmanın borçluya tanınan ödeme kolaylığı niteliğinde olduğu, 5464 sayılı Yasa hükümlerine göre geri kalan borcun tahsilinde muacceliyet şartının aranmasına gerek olmayacağına karar verilmiştir.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi'nin, aynı konuya ilişkin miktar itibariyle kesin olan kararlarında ise banka ile "Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi" imzalayan kredi kartı hamilinin edimini yerine getirmemesi üzerine taraflar arasında borcun yapılandırılması sonucunda "Tüketici Kredi İlişkisinin" oluştuğu ve böylece ödenmeyen taksitlerin tahsili talebinde 6502 sayılı Yasa'nın 22. ve 28. maddeleri gereğince borçlunun birbirini izleyen en az iki taksidi ödemekte temerrüde düşmesi ve tüketiciye en az 30 gün süre verilmesi gerektiği yönünde muacceliyet şartının arandığı görülmüştür.

Bölge Adliye Mahkemesi 3. ve 23. Hukuk Daireleri'nin miktar itibariyle kesin olan kararları nedeniyle 5235 sayılı Yasa'nın 35/3 maddesi gereğince uyuşmazlığın giderilmesi talep edilmiş olup, bir kısım Daire üyelerince, Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri'nin aynı konuya ilişkin temyizi kabil kararı ile miktar itibariyle kesin olan kararları arasında farklı tavır sergileyemeyeceği, miktar itibariyle temyizi mümkün olan kararlar nedeniyle ilgili Dairenin görüşünün belli olacağı ve bu nedenle miktar itibariyle kesin olan kararların 5235 sayılı Yasa'nın 35/3 maddesi kapsamında bulunmadığı ön sorun olarak ileri sürülmüş ise de çoğunluğun miktar itibariyle kesin olan kararların da yasa kapsamında bulunduğu görüşü doğrultusunda ön sorun aşılarak uyuşmazlığın esası incelenmiştir.

6502 sayılı Yasa'nın 22/2 maddesi "Kredi kartı sözleşmeleri faiz veya benzeri bir menfaat karşılığında ödemenin üç aydan daha uzun süre ertelenmesi veya benzer şekilde taksitle ödeme imkanı sağlanması halinde tüketici kredisi sözleşmesi olarak değerlendirilir. Ancak bu durumda uygulanacak faiz oranı kredi kartı sözleşmesi uyarınca belirlenen orandan fazla olamaz." hükmünü taşımakta olup, maddede kredi kartlarının hangi durumda tüketici kredisi olarak sayılması gerektiği düzenlenmiştir. Mülga 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da 2003 yılında yapılan değişiklikle 10/A maddesi eklenerek esasen bir tüketici kredisi türü olan kredi kartları da önemli bir düzenlemeye kavuşmuştur.

6502 sayılı Yasa ise belli koşullar altında kredi kartlarını kanun kapsamına almış ve bu kapsamda tüketici kredisi olarak nitelendirmiş, Yasa'nın 22/2 maddesindeki özelliklere sahip kredi kartı sözleşmelerini tüketici kredisi sözleşmesi hükümlerine tabi kılmıştır. Kredi kartlarının tüketici kredisi olarak nitelendirilmesi yasa hükmüne göre faiz veya benzeri bir menfaat karşılığı olarak ödemenin üç aydan daha uzun süre ertelenmesi veya benzer şekilde taksitle ödeme imkanı sağlanması durumunda mümkündür.

Tüketicinin vadesi gelmiş bir ödemesinin üç aydan daha uzun bir tarihe ertelenmesi ve kredi verenin bundan menfaat elde etmesi yapılan işlemin tüketici kredisi olacağına işaret etmektedir. Taraflar arasında varılan mutabakata göre bu erteleme baştan kararlaştırılabileceği gibi vadenin geldiği anda da kararlaştırılmış olması mümkündür.

Şu halde, alacaklı banka ile "Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi" imzalayan kredi kartı hamilinin edimini yerine getirmemesi üzerine taraflar arasında borcun yeniden yapılandırılması ile 6502 sayılı Yasa'nın 22/2 maddesindeki tüketici kredisi ilişkisi oluşmuştur. Böylece ödenmeyen taksitlerin talebinde 6502 sayılı Yasa'nın 28. maddesi gereğince borçlunun birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi ve tüketiciye en az 30 gün süre verilmesi gerektiği yönünde muacceliyet şartı aranmalıdır.

6502 sayılı Yasa'nın 22/2 maddesi açık hükmü karşısında uyuşmazlığın çözümünde 5464 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması yönündeki görüş yasal dayanaktan yoksun olup, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. ve 23. Hukuk Daireleri'nin konuya ilişkin farklı uygulamalarında, Dairece yapılan görüşme ve tartışmalar sonucunda 23. Hukuk Dairesi uygulaması usul ve yasaya uygun bulunduğundan Daireler arasındaki uyuşmazlığın açıklanan şekilde giderilmesi gerekmiştir.

SONUÇ : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,

Banka ile "Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi" imzalayan Kredi Kartı hamili borçlunun, borcunu ödememesi üzerine bakiye kredi kartı borcunun yapılandırılması-takside bağlanması sonucunda, taksitlerin borçlu tarafından ödenmemesi halinde 6502 sayılı Yasa'nın 22/2 maddesi uyarınca aynı Yasa'nın 28. maddesi hükümlerinin uygulanması GEREKTİĞİNE, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. ve 23. Hukuk Daireleri arasında bu yönde ortaya çıkan uygulama farklılığının 23. Hukuk Dairesi uygulaması doğrultusunda GİDERİLMESİNE, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03.12.2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

Başkan Vekili                         Üye                     Üye                 Üye                     Üye
Ayşe ALBAYRAK DOĞAN     M.U.TARHAN     A.TUNCAY      E.S.BAYDAR      D.İ.TOROS
                                                                          (M)                                              (M)

-KARŞI OY-

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi ile 23. Hukuk Dairesi’nin miktar itibariyle kesin olarak verilen kararlar arasında ortaya çıkan uyuşmazlık;

Muaccel olmuş ve icra takibine konu kredi kartı borcunun tarafların karşılıklı iradeleri sonucu düzenlenen sözleşme uyarınca ödenmesinin taksitlere bağlanarak, yeniden yapılandırılmasına uygun olarak borçlunun borcunu ödememesi halinde daha önce muaccel hale gelmiş kredi kartı borcunun 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 28. maddesi gereğince yeniden muacceliyet koşuluna bağlı olup olmadığı yönündedir.

Öncelikle bu konuda uygulanması gereken yürürlükteki mevzuat hükümlerinin incelenmesi gerekir.

Tanımlar başlıklı madde, “4/b) Belirli süreli tüketici kredisi sözleşmesi: Sözleşmenin kurulduğu tarihte, kredi ilişkisinin sona erme tarihinin taraflarca sözleşmede açıkça kararlaştırıldığı tüketici kredisi sözleşmelerini,

c) Belirsiz süreli tüketici kredisi sözleşmesi: Sözleşmenin kurulduğu tarihte, kredi ilişkisinin sona erme tarihinin taraflarca sözleşmede kararlaştırılmadığı tüketici kredisi sözleşmelerini,

6502 sayılı yasanın Tüketici Kredi Sözleşmeleri başlıklı “madde 22- (1) Tüketici kredisi sözleşmesi, kredi verenin tüketiciye faiz veya benzeri bir menfaat karşılığında ödemenin ertelenmesi, ödünç veya benzeri finansman şekilleri aracılığıyla kredi verdiği veya kredi vermeyi taahhüt ettiği sözleşmeyi ifade eder.

(2) Kredi kartı sözleşmeleri, faiz veya benzeri bir menfaat karşılığında, ödemenin üç aydan daha uzun süre ertelenmesi veya benzer şekilde taksitle ödeme imkanı sağlanması halinde, tüketici kredisi sözleşmesi olarak değerlendirilir. Ancak bu durumda uygulanacak faiz oranı kredi kartı sözleşmesi uyarınca belirlenen orandan fazla olamaz.

Temerrüt başlıklı “madde 28 (1) Belirli süreli kredi sözleşmelerinde tüketicinin taksitleri ödemede temerrüde düşmesi durumunda, kredi veren, borcun tamamının ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması, tüketicinin de birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Kredi verenin bu hakkı kullanabilmesi için tüketiciye en az otuz gün süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması zorunludur.

Tüketici Kredisi Sözleşmeleri Yönetmeliğinin Kapsam başlıklı “madde 2/3 Tüketici kredisi olarak kabul edilen kredi kartı sözleşmelerine ve kredili mevduat hesabı sözleşmelerine 14, 15, 16, 17, 18 ve 19 uncu maddeler uygulanmaz.”

Temerrüt ve Geç Ödeme Başlıklı “madde 1 Tüketici Kredisi Sözleşmelerinde tüketicinin taksitleri ödemesinde temerrüde düşmesi durumunda kredi veren borcun tamamının ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması, tüketicinin de birbirini izleyen en az iki taksiti ödemede temerrüde düşmesinde uygulanabilir. Kredi verenin bu hakkı kullanabilmesi için tüketiciye en az otuz gün süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması zorunludur. Muaccel kılınan taksitlerin hesaplanmasında faiz ve ücretler dikkate alınmaz.

Kredi kartı sözleşmeleri belirsiz süreli sözleşmelerdir. Muaccel hale gelmiş kredi kartı borcunun yeniden yapılandırılmasına ilişkin yapılan sözleşmeler kredi kartı sözleşmelerini belirli süreli sözleşmeler haline getirmez. Yeniden yapılandırma sözleşmesi borcun yenilenmesi veya yeni bir sözleşme olmayıp, borçluya borcunu ödemesi için tanınan bir ödeme kolaylığıdır. 6502 sayılı Yasa'nın 22. madde/2’nin uygulama alanı kredi kartı sahibinin kredi kartından kaynaklanan alışverişleri nedeniyle borç henüz muaccel hale gelmeden, borcun ödeme gününden önce bankaca bu ödemenin üç aydan daha uzun süre faiz veya benzeri bir menfaat karşılığında daha uzun süre ertelenmesi veya benzer şekilde taksitle ödeme imkanı sağlanması halinde meydana gelen ilişkide bu erteleme sonucu bankaca kredi kartı borçlusuna sağlanan söz konusu kredi tüketici kredisi niteliğindedir. Oysa yeniden yapılandırma sözleşmesinde icra takibine konu kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan borç yeniden yapılandırılmaktadır. Borçlu yeniden yapılandırmaya uygun ödemede bulunmaz ise yeniden yapılandırma hükümsüz hale gelir, protokol hiç yapılmamış sayılır. İcra takibi ve dava kaldığı yerden devam eder. Daha önceki yıllarda kredi kartı sözleşmelerine ilişkin yasalarda yapılan değişikliklerde yeniden yapılandırma sözleşmeleri düzenlenmiş, kredi kartı borçlusunun yapılandırma sözleşmesine uygun ödemede bulunmadığı taktirde icra takibinin kaldığı yerden devam edeceği hüküm altına alınmıştır. Görüldüğü üzere yasa koyucu dahi yeniden yapılandırma sözleşmesi hükümlerine uyulmaması halinde borcun tüketici kredisi sözleşmesine dönüşmesine dair herhangi bir düzenleme yapmamıştır.

6502 sayılı Kanun'un 22/2 maddesinin uygulanması için faiz veya benzeri bir menfaatin bulunması gerekir. Erteleme ve taksitlendirme yapılmasına rağmen karşılığında oransal bir ivaz alınmadığı veya bu konuda bankanın bir menfaatinin bulunmadığı durumlarda tüketici kredisi hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. (Örneğin altı ay boyunca asgari harcama yapma gibi) (Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 20.12.2014 tarihli Tüketici Hukuku Sempozyumu Prof. Dr. Melek Bilgin Yüce)

Uygulamada genellikle bankalar kredi kartı borcunun tahsilini sağlamak amacıyla temerrüt faiz oranında indirim sağlamakta ve borcu uzun vadeye yaymaktadır. Bu durumda Yasa'nın 22/2 maddesindeki faiz veya benzeri menfaat karşılığına ilişkin zorunlu koşullar oluşmadığından kredi kartı sözleşmesi tüketici kredisi sözleşmesine dönüşmez. Sayın çoğunluk her somut dosyada faiz veya menfaat sağlanması koşulunu hiç dikkate almamış, bu konuda hiçbir değerlendirme yapmamıştır.

Tüketici Kredisi Sözleşmeleri Yönetmeliği'nin 2/3. maddesi hükmünde açıkça, tüketici kredisi olarak kabul edilen kredi kartı sözleşmelerine yönetmeliğin 18. madde hükmünün uygulanmayacağı belirtilmiş olup, yönetmeliğin 18. maddesi hükmü de, temerrüt ve geç ödeme başlıklı muacceliyetle ilgili madde hükmünü içermektedir ki söz konusu madde 6502 sayılı Yasa'nın 28. madde hükmüne paralel düzenlenmiş bir maddedir. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü, Mevzut Değerlendirme Şubesi Müdürlüğü’nün 31.12.2015 tarih ve 237/63071/404.03 sayılı yazısında kredi kartı borç yapılandırmalarının, kredi kartı sözleşmesini belirli hale getiremeyeceği, belirsiz sözleşme halini koruduğu, yalnızca belirli süreler sözleşmeleri uygulanacak olan 6502 sayılı Kanun'un 28. maddesinin uygulanamayacağı da açıkça belirtilmiştir.

Söz konusu yönetmelik hükmü ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü, Mevzut Değerlendirme Şubesi Müdürlüğü’nün yazısı göz önüne alındığında kredi kartı sözleşmelerindeki yeniden yapılandırma ile ilgili sözleşmelerde 6502 sayılı Yasa'nın 28. ve Yönetmeliğin 18. madde hükümlerinin uygulanamayacağı göz önüne alınarak tüketici kredisi sözleşmelerinde uygulanan muacceliyet koşullarının kredi kartı sözleşmelerine de uygulanması gerektiği hususu açıkça yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırıdır.

Kredi kartı sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklardan kaynaklanan tüm davalara uzun yıllar kapatılan ve 11. Hukuk Dairesi ile birleştirilen 19. Hukuk Dairesi tarafından bakılmıştır. Kapatılan 19. Hukuk Dairesi’nin yerleşmiş emsal kararlarında kredi kartı sözleşmelerinde 6502 sayılı Yasa'nın 22/2 maddesinin uygulanmayacağı belirtilmiştir. 11. Hukuk Dairesi, 19. Hukuk Dairesi ile birleşene kadar kredi kartı sözleşmeleri için uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmamış olup bu konuda emsal olacak herhangi bir kararı bulunmamaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 2/c madde hükmü uyarınca “Yargıtay dairelerinden biri yerleşmiş içtihatlarından dönmek isterse, benzer olaylarda birbirine uymayan kararlar vermiş bulunursa, bunların içtihatı birleştirmesi yönünde kesin olarak Hukuk Genel Kurulu’nca karara bağlanması gerekir. Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 14. madde hükmünde de paralel düzenlemeye yer vermiştir. 19. Hukuk Dairesi’nin kapatılarak 11. Hukuk Dairesi ile birleştirilmesi nedeniyle 19. Hukuk Dairesi’nin geçmişteki kararlara ilişkin vermiş olduğu içtihatlar 11. Hukuk Dairesi’nin içtihatları haline gelmiş olup, yerleşmiş bir içtihattan dönmek için de içtihatın birleştirilmesi yoluna gidilmesi gerekmektedir. İçtihatın birleştirilmesi yoluna gidilmeksizin yerleşmiş içtihattan dönmek yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olarak karar vermek anlamına gelir. Bu nedenlerle sayın çoğunluğun görüşüne katılamamaktayız.

Üye                         Üye
Ahmet TUNCAY      Dudu İrem TOROS