MERCİ TAYİNİNE İLİŞKİN YARGITAY ÖZEL DAİRESİNİN KARARLARINA KARŞI DİRENİLEMEZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


19 Ağu
2019

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2019/20-170
KARAR NO   : 2019/471

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ           :
Sakarya 2. Aile Mahkemesi
TARİHİ                     : 08/12/2015
NUMARASI              : 2015/563 - 2015/946
DAVACI                    : G.T. vekilleri Av. E.Y. ve diğerleri
DAVALILAR             : 1- H.T. vekili Av. E.Ö.
                                    2- S.T.

Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Sakarya 2. Aile Mahkemesi ile Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen kesinleşmiş görevsizlik kararlarına ilişkin Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23.06.2015 tarihli ve 2015/1742 E., 2015/6192 K. sayılı kararı ile yargı yerinin belirlenmesi üzerine Sakarya 2. Aile Mahkemesince önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda gereği görüşüldü: 

Dava, aile konutu olduğu iddia edilen taşınmazın üçüncü kişiye yapılan satışının iptali ve davalı eş adına tescili istemine ilişkindir. 

Sakarya 2. Aile Mahkemesince verilen 26.04.2012 tarihli ve 2010/8.7 E., 2012/2.5 K. sayılı karar ile davacı tarafın talebinin mal rejiminin tasfiyesini veya değer artış payını içermediği, katkı payı alacağına dayalı talep olmadığı, dava konusu taşınmazın muvazaa nedeniyle tapu kaydının iptali ve tesciline ilişkin talep yönünden asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, bu kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi ve davacı vekilinin talebi üzerine dosya Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. 

Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 09.05.2013 tarihli ve 2013/4 E., 2013/2.6 K. sayılı karar ile davacının boşandığı eşinin üzerine olan ve boşanmanın kesinleşmesinden sonraki tarihte diğer davalı Selim'e devrini yaptığı taşınmazla ilgili tapu iptal ve tescil davası açma ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın usul yönünden reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 24.03.2014 tarihli ve 2013/25523 E., 2014/6683 K. sayılı kararı ile 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un, 5133 sayılı Kanun ile değişik 4/1. maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun üçüncü kısmı hariç olmak üzere, ikinci kitabından kaynaklanan davalara aile mahkemelerinde bakılacağı, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesince Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyularak mahkemenin görevsizliğine, dosyanın yetkili ve görevli Sakarya 2. Aile Mahkemesine gönderilmesine, Sakarya 2. Aile Mahkemesince de görevsizlik kararı verildiğinden görev uyuşmazlığının çözümü için ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine karar verilmiştir. 

Kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesince; Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 24.03.2014 tarihli ve 2013/25523 E., 2014/6683 K. sayılı bozma kararı ve 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4. maddesi hükmü gereğince davaya bakma görevinin Sakarya Aile Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle Sakarya Aile Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir. 

Sakarya 2. Aile Mahkemesince; önceki kararındaki gerekçeler genişletilerek direnme kararı verilmiştir. 

Hukuk Genel Kurulunca yapılan görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce, direnmeye konu uyuşmazlığın yargı yeri belirlenmesine ilişkin olduğu görülmekle Mahkemece, Özel Daire kararına karşı direnilmesinin mümkün olup olmadığı hususu ön sorun olarak tartışılmıştır. 

Sorunun çözümü için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) yargı yeri belirlenmesine ilişkin yasal düzenlemelerinin açıklanmasında yarar vardır.

6100 sayılı HMK’nın 22. maddesi: 

“(1) Yetkili mahkemenin bir davaya bakmasına herhangi bir engel bulunduğu yahut iki mahkeme arasında yargı çevrelerinin sınırlarının belirlenmesinde tereddüt ortaya çıktığı takdirde, yetkili mahkemenin tayininde, ilk derece mahkemeleri için bölge adliye mahkemelerine, bölge adliye mahkemeleri için Yargıtaya başvurulur.

(2) İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.” hükmünü içermektedir.

Aynı Kanun’un inceleme usulü ve sonucunu düzenleyen 23. maddesinde:

“(1) Yargı yerinin belirlenmesine ilişkin inceleme dosya üzerinden yapılabilir. 

(2) Bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca verilen yargı yeri belirlenmesi ile kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar.” hükmü yer almaktadır. 

Buna göre; iki mahkemenin aynı dava hakkında ayrı ayrı görevsizlik kararı vermiş olmaları ve bu görevsizlik kararlarının (ikisinin de) temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olması hâlinde, görevli mahkemenin belirlenmesi (olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi) için merci tayini yoluna (Yargıtay’a) başvurulur.

Bir mahkemenin verdiği görevsizlik kararı temyiz edilmeksizin kesinleşmiş ise bu görevsizlik kararı, dosyanın gönderildiği mahkemeyi bağlamaz. Bu mahkeme de kendisinin görevli olmadığına ve ilk mahkemenin görevli olduğuna karar verebilir. İkinci görevsizlik kararı da temyiz edilmeksizin kesinleşirse, hukuk mahkemeleri yönünden görevli mahkeme merci tayini yolu ile (karar tarihinde henüz Bölge Adliye Mahkemeleri kurulmadığından) Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından belirlenir. Bu yargı yeri belirlenmesi kararı, yargı yeri olarak belirtilen mahkemeyi bağlar (Kuru, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, C.I., s. 663 vd). 

Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin yargı yerini (davaya bakacak olan mahkemeyi) belirleyen kararına karşı temyiz veya karar düzeltme yoluna başvurulamaz. Yargıtay (20. H.D.) tarafından yargı yeri (merci) olarak belirtilen mahkeme, (Yargıtayın bu kararına karşı) kendi kararında ısrar edemez; mesela mahkeme, (Yargıtayın kendisini görevli bulduğu için merci olarak belirtmiş olmasına rağmen) yeniden görevsizlik kararı veremez. Yani, merci olarak belirtilen mahkeme Yargıtayın yargı yerini belirten kararı ile bağlıdır (Kuru, s.671.). Somut olay incelendiğinde; mahkemeler arasında çıkan olumsuz görev uyuşmazlığı merci tayini suretiyle Yargıtay 20. Hukuk Dairesince giderilmiş ve Sakarya 2. Aile Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiştir.

Merci tayini kararı ile dosya kendisine intikal eden Sakarya 2. Aile Mahkemesince, önceki kararda direnilmiştir. 

Merci tayini kararının davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlayacağı 6100 sayılı HMK’nın 23. maddesinin ikinci fıkrasında açıkça düzenlenmiştir. 

Öte yandan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10.06.1942 tarihli ve 1942/26-16 sayılı kararında, merci tayini kararlarının, davaya daha sonra bakacak yerel mahkemeleri olduğu gibi Yargıtay Dairelerini de bağlayacağı belirtilmiştir. 

Nitekim merci tayinine ilişkin Yargıtay Özel Dairesinin kararlarına karşı direnilemeyeceği Hukuk Genel Kurulunun 26.01.1949 tarihli ve 4/121-3 E.-K.; 18.11.1953 tarihli ve 4/121-125 E.-K.; 28.03.2007 tarihli ve 2007/13-191 E. - 2007/167 K.; 03.04.2013 tarihli ve 2012/18-1226 E. - 2013/416 K. ile 26.02.2014 tarihli ve 2013/17-2405 E. - 2014/191 K. sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. 

Hâl böyle olunca Yargıtay Özel Dairesinin merci tayinine ilişkin kararına karşı direnme yolunun kapalı bulunduğu gözetilerek işin esasının incelenmesi gerekirken Mahkemece önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Direnme kararı belirtilen bu değişik gerekçeyle bozulmalıdır.

S O N U Ç : Yukarıda açıklandığı üzere direnme kararının bu değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı usulden BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 18.04.2019 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.