MURİSİN ŞİRKETE YAPTIĞI KATKI PAYININ İADESİ İSTEMİNİN GENEL MUVAZAA KAPSAMINDA OLUP OLMADIĞI İNCELENMELİDİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


07 Mar
2022

Yazdır

T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2021/7720
KARAR NO    : 2021/7129

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, menkul ve nakit miras hisselerinin iadesi davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın istinafı üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince davacıların istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi Gülçin Türkay’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Davacılar, mirasbırakanları Necmettin G.'in ölüm tarihi itibariyle adına kayıtlı birçok taşınmazı, terekesinde menkul ve nakit olması gerekirken olmadığının tespit edildiğini, murisin yıllarca yurtdışında işçi olarak çalıştığını, yurda döndüğünde kardeşi ile birlikte 4 dükkan ve 6 daire edindiklerini, 1977-2003 yılları arasında ferdi olarak mobilya dükkanı işlettiğini, bütün bu taşınmazların sermaye olarak davalı Mesut G.'e verildiğini, daha sonra muris ve davalıların şirket kurduklarını, bu şirketin ana sermayesinin taraflara ve murislerine ait olduğunu, bu şirketin değişik ada ve parsellerde kat karşılığı binalar yaptığını, bu binalardan şirket hissesine düşen taşınmazların ara ara şirket yerine tapuda davalılar adına tescil edildiğini, bu işlemlerin mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tesciline, ayrıca muris tarafından davalıya verilen 4 adet kamyonet aracın değerinin tespiti ile payları oranında davalılardan tahsiline, yine şirket sermayesi olan ve davalıların kendi aralarında paylaştıkları 1.515.000.00 TL paranın da payları oranında davalılardan tahsil edilmesine karar verilmesini istemişler, aşamada sundukları 12.10.2015 tarihli dilekçeleri ile davalılardan Mesut G. hakkında açtıkları davadan vazgeçtiklerini bildirmişlerdir.

Davalılar Haydar ve Sayit G., davacıların iddialarını kabul etmediklerini, murisin tüm çocuklarına destek olduğunu, mal kaçırma ve muvazaanın söz konusu olmadığını, murisin evini davacı Hasan'a devrettiğini, davacının halen burada oturduğunu, babalarını sadece büyük olarak ortak alıp şirket kurduklarını, şirkette kendi adlarına çalışmak istediklerinden şirketin tasfiyesine karar verildiğini, muris tarafından kendi adına olup da adlarına devredilmiş gayrimenkul, para olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlar, diğer davalı Mesut G. duruşmaya katılarak davacılar ile açılmış ve açılacak olan tüm davalar yönünden ibralaştığını ve buna ilişkin belgeyi ibraz ettiğini belirtip açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, davalılardan Mesut G. hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden ise dava konusu taşınmazların ilk tescilden itibaren hiçbir zaman muris adına kayıtlı olmadığı, dolayısıyla murisin davalı mirasçılara taşınmaz devretmediği, taşınmazların tamamının davalılar tarafından muris dışındaki kişilerden edinildiği, gizli bağış şeklinde gerçekleştirilen işlemlerde yalnızca tenkis talebinde bulunulabileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı istinaf talebinde bulunulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesince, davacıların istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1934 doğumlu mirasbırakan Necmettin G.’in 14.12.2013 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı çocukları Hasan ve Sinan ile davalı çocukları Haydar, Sayit ve Mesut’un kaldıkları, dava konusu 16861 ada 5 ve 3 parsellerdeki, 27.25 ada 3- 27.32 ada 2- 27.68 ada 3- 16.75 ada 10- 16.62 ada 2- 27.15 ada 7 parsellerdeki bağımsız bölümlerin davalılar tarafından dava dışı şahıslardan satış yolu ile edinildiği, daha sonra bir kısmının yine dava dışı üçüncü kişilere satıldığı, dava konusu edilen diğer taşınmazların ise üçüncü kişiler adlarına kayıtlı olduğu, G. İnşaat Nakliyat ve Dayanıklı Tüketim Malları Tic. Ltd.Şti isimli şirketin Necmettin, Mesut, Sayit ve Haydar G. tarafından kurulduğu, daha sonra üçüncü kişilere devredildiği, yine dava konusu 40 AZ 4.3- 40 AT 5.6 plakalı araçlar mirasbırakan, 40 KA 4.3 plakalı araçlar şirket adına kayıtlı iken üçüncü şahıslara satıldığı anlaşılmaktadır.

Hemen belirtmek gerekir ki ; 01.04.1974 tarihli ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının, murisin tapuda kayıtlı olan taşınmaz malını gerçekte bağışlamak istediği halde görünüşteki akti, satım suretiyle gerçekleştirmesi halinde uygulanabilir olduğu, dava konusu edilen taşınmazların muristen değil üçüncü kişilerden edinildiği gözetildiğinde taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, davalılardan Mesut hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddedilmiş olması da doğrudur. Davacıların bu yönlere ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.

Ne var ki; muris tarafından konulan sermaye ile şirket kurulduğu ve yine murise ait araçların satılarak bedellerinin şirkete ve davalılara verildiği iddia edildiğine göre ve murisin şirkete yaptığı katkı payının iadesinin istenildiği anlaşılmakla; belirtilen hususların Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen genel muvazaa kapsamında muvazaalı olup olmadığının incelenmesi, toplanan ve toplanacak delillerin bir arada değerlendirilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.

Davacıların değinilen yönler itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 24.11.2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

Başkan      Üye                             Üye                          Üye             Üye
H. KAYA     N. B. KUŞÇUOĞLU   Ö. KAKİLLİOĞLU    İ. AYSAL    F. DEMİR


BİLGİ : “Murisin şirket hissesini devretmesi bakımından muris muvazaası davası açılamaz” şeklindeki Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 31 Ocak 2018 tarihli kararı için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/murisin-sirket-hissesini-devretmesi-bakimindan-muvazaa-davasi-acilamaz