MUTLAK BUTLAN NEDENİYLE EVLİLİĞİN İPTALİNDE CUMHURİYET SAVCISININ ROLÜ KARARI

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


28 Şub
2016

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2015/2-2938 
KARAR NO    : 2015/2539    

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ           :
Silvan Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
TARİHİ                    : 27/03/2013
NUMARASI             : 2013/101 - 2013/229
DAVACI                  : Silvan Cumhuriyet Başsavcılığı 
DAVALI                  : H.C., S.C.

Taraflar arasındaki “evlenmenin butlanı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Silvan Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) davanın kabulüne dair verilen 13.05.2011 gün ve 2010/247 E. 2011/261 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar ve Cumhuriyet Başsavcılığının temyizi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 26.11.2012 gün ve 2011/14623 E., 2012/28195 K. sayılı ilamı ile; 

(... Taraf teşkili kamu düzeni ile ilgilidir. Kamu adına mutlak butlan sebebine dayalı olarak evliliğin iptali isteminde bulunan Cumhuriyet Savcısının (TMK md. 146/1) son celseye katılımı sağlanmadan yargılama yapılması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir...)

gerekçesiyle oyçokluğu ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ  EDEN  : Davalılar    

HUKUK GENEL KURULU KARARI 

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptaline ilişkindir.

Silvan Cumhuriyet Başsavcılığı 10.06.2010 tarihli davanamesi ile davalılardan Habibe ve  diğer davalı Suphan'ın nüfus kayıtları itibariyle dayı-yeğen oldukları, ancak her iki davalının 24.08.1993 tarihinde evlendikleri, davalı Habibe’nin annesi olan Suphiye’nin nüfus kayıtlarına göre eşi olarak görünen Suphan ile kardeş olduğu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 129/1 maddesinde üstsoy ile altsoy arasında, kardeşler arasında , amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenler arasında evlenme yasağı olduğu ve bu durumda evliliğin Medeni Kanunun 145/4 maddesi gereğince mutlak butlanla batıl olduğu belirtilerek; TMK’nun 129/1 maddesi delaletiyle aynı Kanunun 145/4 maddesi uyarınca mutlak butlanla batıl olan evliliğin feshine karar verilmesini kamu adına talep ve dava etmiştir.

Davalı Suphan, eşi olan davalı Habibe’nin aslında halasının kızı olduğunu, eşi Habibe’nin annesi Suphiye’nin annesinin aslında Hediye değil Sevi olduğunu, Suphiye’nin kendi annesi olan Hediye üzerine kayıtlı olması nedeniyle nüfus kayıtlarında Habibe’nin dayısı olarak göründüğünü ancak bunun doğru olmadığını, kayıt düzeltme davası açmak için tarafına süre verilmesini istemiştir.

Davalı Habibe de, davalı Suphan’ın beyanlarına katıldığını, eşinin aslında dayısı olmadığını beyan etmiştir.

Mahkemece, evlililiğin iptaline karar verilmiştir. 

Davacı Cumhuriyet Başsavcılığı ve davalıların temyizi üzerine hüküm, Özel Dairece yukarıya başlık bölümüne alınan gerekçelerle bozulmuştur. 

Yerel Mahkeme önceki kararda direnmiştir. Direnme kararını davalılar temyiz etmiştir.

Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, Türk Medeni Kanunu'nun 146. maddesi ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36/a maddeleri dikkate alındığında Cumhuriyet Savcısının evliliğin mutlak butlan nedeni ile iptali davalarına katılmasının zorunlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davalı Habibe ile davalı Suphan'ın 24.08.1993 tarihinde evlendikleri, davalı Habibe C.'ın annesinin Suphiye C. olduğu ve davalı Habibe'nin annesi ile eşi Suphan'ın nüfus kayıtlarına göre kardeş oldukları; Cumhuriyet Savcılığınca 10.06.2010 tarihinde davaname ile evliliğin mutlak butlanla batıl olduğu iddiası ile eldeki davanın açıldığı; Cumhuriyet savcısının sadece 04.02.2011 günü yapılan 4. celse ve 25.03.2011 günü yapılan 5. celseye katıldığı, 13.05.2011 günlü kararın verildiği celseye ise tarafların katılmadığı anlaşılmaktadır. 

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 146. maddesi “Dava açma görevi ve hakkı” madde başlığı altında ; “Mutlak butlan davası, Cumhuriyet savcısı tarafından re'sen açılır.

Bu dava, ilgisi olan herkes tarafından da açılabilir.” hükmünü içermektedir.

Madde metninden de anlaşılacağı üzere Cumhuriyet Savcısının 146. madde gereği dava açması bir hak değil, görevdir. Bu nedenle davayı açıp, davaya katılması zorunludur. Bu düşüncenin temelinde kamu düzeni yatmaktadır. Bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.03.1990 tarih, 1990/2-122 E. 1990/211 K. sayılı ilamında da benimsenmiştir.

Hukuk Genel Kurulu görüşmeleri sırasında bir kısım üyelerce, Cumhuriyet Savcısının görevinin evliliğin butlanına ilişkin davayı açmak olduğu, celselere katılma zorunluluğu olmadığı, davaya devam edilerek hüküm kurulabileceği, her ne kadar yerel mahkemece 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36.maddesinden söz edilmiş ve bu kanunun yürürlük tarihi olan 31.03.2011 gününden sonra Cumhuriyet Savcısının katılımının olanaklı olmadığı belirtilmişse de, bu düzenlemenin nüfus davaları için geçerli olduğu, direnmede geçen bu gerekçe yerinde olmamakla beraber sonucu itibariyle doğru olan kararın değişik gerekçe ile onanması gerektiğini ileri sürmüşlerse de, bu görüş Kurul çoğunluğunca yukarıda açıklanan nedenlerle benimsenmemiştir.

Hal böyle olunca; yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, bozma kapsamına göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 11.11.2015 gününde ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.

 

BİLGİ: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda bulunan 47 üyenin 26’sı BOZMA, 21’i ONAMA yönünde oy kullanmışlardır.